Warning: "continue" targeting switch is equivalent to "break". Did you mean to use "continue 2"? in /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/operations.class.php on line 2758

Warning: "continue" targeting switch is equivalent to "break". Did you mean to use "continue 2"? in /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/operations.class.php on line 2762

Warning: "continue" targeting switch is equivalent to "break". Did you mean to use "continue 2"? in /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/output.class.php on line 3706

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/operations.class.php:2758) in /home/pixizmirksk/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
smear arşivleri - İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/etiket/smear/ Op. Dr. Hakan KILAVUZ - İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Uzmanları Fri, 07 Jan 2022 16:11:31 +0000 tr hourly 1 Serviks Kanseri Tanısı https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/serviks-kanseri-tanisi/ Fri, 07 Jan 2022 16:11:31 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/?p=9506 Anormal hücreleri kanser öncesi aşamadayken tespit etmek için bir tarama testleri kullanılır. Tarama testi olarak Pap testinin yanı sıra insan papilloma virüsü (HPV) testi de yaygın olarak kullanılmaktadır. Rahim ağzının kanser öncesi hücrelerinin tedavisi rahim ağzı kanserini önleyebilir. Tarama testi anormal bir durum olduğunu gösteriyorsa, kanser hücrelerini aramak için biyopsi yapılır. Biyopsi, rahim ağzından küçük […]

The post Serviks Kanseri Tanısı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

Anormal hücreleri kanser öncesi aşamadayken tespit etmek için bir tarama testleri kullanılır. Tarama testi olarak Pap testinin yanı sıra insan papilloma virüsü (HPV) testi de yaygın olarak kullanılmaktadır. Rahim ağzının kanser öncesi hücrelerinin tedavisi rahim ağzı kanserini önleyebilir.

Tarama testi anormal bir durum olduğunu gösteriyorsa, kanser hücrelerini aramak için biyopsi yapılır. Biyopsi, rahim ağzından küçük bir doku parçasının çıkarılmasıdır. Biyopsi, kolposkop adı verilen bir mikroskopla muayenehanede yapılır. Kolposkop (büyük bir büyüteç merceğe benzer) serviksin görünümünü büyütür. Bu, çıplak gözle görülemeyen servikal anormalliklerin yeri, kapsamı ve derecesinin daha iyi görmesini sağlar.

Biyopsi sırasında elde edilen doku, rahim ağzı kanseri hücrelerinin olup olmadığını görmek için mikroskopla incelenir. Bazı durumlarda biyopsi için serviksin daha fazlasının alınması gerekebilir. Bu, servikal konizasyon adı verilen bir operasyonla yapılır.

Servikal Konizasyon

Servikal konizasyon, serviksin koni şeklindeki bir bölümünün cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Bu, rahim ağzı kanserini teşhis etmek veya kanserli bölgeyi çıkararak çok erken evredeki rahim ağzı kanserini tedavi etmek için yapılabilir.
İşlem vajina yoluyla, genellikle ameliyathanede, genel veya bölgesel anestezi ile gerçekleştirilir.

Bu, ameliyathanede cerrahi olarak veya ofiste loop elektrocerrahi eksizyon (LEEP) şeklinde yapılabilir. LEEP, serviksin bir parçasını çıkarmak için elektrik akımı kullanan bir cihazla gerçekleştirilir. Biyopsi sonuçlarını genellikle biyopsi yapıldıktan bir ila iki hafta sonra alırsınız.

Biyopsiniz rahim ağzı kanseri gösteriyorsa, kadın üreme sistemi kanserleri konusunda uzmanlaşmış bir doktora, yani jinekolojik onkoloğa görünmelisiniz.

The post Serviks Kanseri Tanısı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
HPV Sonucuna Göre Yapılacak İşlemler https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/hpv-ve-sitoloji-sonucu-yapilacaklar/ Sat, 23 Oct 2021 14:27:06 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/?p=9240 Ülkemizde KETEM (Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi) tarafından 30-65 yaş arasındaki kadınlara 5 yılda bir rahim ağzı kanseri taraması uygulanır. Tarama sonuçlarına göre aşağıdaki şekilde hareket etmeniz gerekir. Refleks HPV Testi Rahim ağzı kanseri ile ilişkisi olan HPV tiplerinden birinin var olup olmadığına bakılmasıdır. Pap smear sonucunda HPV bulaşmış hücrelerin gözlenmesi ile aynı […]

The post HPV Sonucuna Göre Yapılacak İşlemler appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

Ülkemizde KETEM (Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi) tarafından 30-65 yaş arasındaki kadınlara 5 yılda bir rahim ağzı kanseri taraması uygulanır. Tarama sonuçlarına göre aşağıdaki şekilde hareket etmeniz gerekir.

Refleks HPV Testi

Rahim ağzı kanseri ile ilişkisi olan HPV tiplerinden birinin var olup olmadığına bakılmasıdır. Pap smear sonucunda HPV bulaşmış hücrelerin gözlenmesi ile aynı anlamı taşır.

HPV Tiplemesi

Özellikle tip 16 ve tip 18 araştırılır. Bu iki virüs tipi rahim ağzı kanserlerinin hemen hemen hepsinden sorumludur.

  • Negatif. Yüksek riskli HPV türleri mevcut değildir.
  • Pozitif. Yüksek riskli HPV türleri mevcuttur.
HPV algoritması

HPV testi sonucuna göre yapacaklarınız

HPV (-)

5 yılda bir taramanızı yaptırmayı ihmal etmeyiniz. Herhangi bir şikayetiniz olması durumunda (akıntı, anormal kapama vs) ve test sonucunuzun durumuna göre doktorunuzun önerilerini dikkate alarak tedavi ve kontrollerinizi yaptırınız. Herhangi bir şikayetiniz olması durumunda (akıntı, anormal kanama gibi) doktorunuza başvurunuz.

HPV (+) (16-18) – Sitoloji Anormal

Doktorunuza müracaat ediniz. Test sonucunuzun durumuna göre doktorunuzun önerilerini dikkate alarak tedavi ve kontrollerinizi yaptırınız. 5 yılda bir taramanız, yaptırmayı ihmal etmeyiniz.

HPV (+) (16-18) – Sitoloji Normal

Doktorunuza müracaat ediniz. Test sonucunuzun durumuna göre doktorunuzun önerilerini dikkate alarak tedavi ve kontrollerinizi yaptırınız. 5 yılda bir taramanız, yaptırmayı ihmal etmeyiniz.

HPV (+) (Diğer tip) – Sitoloji Normal

1 yıl sonra testinizi tekrar ettirmeyi ihmal etmeyiniz. Test sonucunuzun durumuna göre doktorunuzun önerilerini dikkate alarak tedavi ve kontrollerinizi yaptırınız. 5 yılda bir taramanız, yaptırmayı ihmal etmeyiniz.

HPV (+) (Diğer tip) – Sitoloji Anormal

Doktorunuza müracaat ediniz. Test sonucunuzun durumuna göre uzman hekiminizin önerilerini dikkate alarak tedavi ve kontrollerinizi yaptırınız. 5 yılda bir taramanız, yaptırmayı ihmal etmeyiniz.

HPV Yetersiz

3 ay sonra testinizi tekrar ettiriniz.

UpToDate Bu sayfa düzenlenirken UpToDate Patient Education sayfalarından yararlanılmıştır.

Bu sayfa düzenlenirken TC Sağlık Bakanlığı sayfalarından yararlanılmıştır.

The post HPV Sonucuna Göre Yapılacak İşlemler appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Cinsel İlişki Sonrası Vajinal Kanama https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/cinsel-iliski-sonrasi-vajinal-kanama/ Wed, 13 Sep 2017 13:52:51 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/?p=5842 Adetli olmadığınız ve adet olmayı beklemediğiniz halde cinsel ilişki sonrasında vajinal kanama sık görülen bir belirtidir. Vajinal kanama denince, kadın üreme organları ve idrar yollarından gelip vajinadan boşalan kanamaların hepsi akla gelir. Genellikle vajinal kanama olarak adlandırılsa da, genç kadınlarda en iyi huylu kanama serviksten gelir. Cinsel ilişki sonrası vajinal kanama sıklıkla gençlerde görülür. Menopoz […]

The post Cinsel İlişki Sonrası Vajinal Kanama appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

Adetli olmadığınız ve adet olmayı beklemediğiniz halde cinsel ilişki sonrasında vajinal kanama sık görülen bir belirtidir. Vajinal kanama denince, kadın üreme organları ve idrar yollarından gelip vajinadan boşalan kanamaların hepsi akla gelir. Genellikle vajinal kanama olarak adlandırılsa da, genç kadınlarda en iyi huylu kanama serviksten gelir.

Cinsel ilişki sonrası vajinal kanama sıklıkla gençlerde görülür. Menopoz sonrasında ilişkiyi takip eden kanama görülme olasılığı azdır ve görülürse muhakkak doktor muayenesine gidilmelidir.

Cinsel İlişki Sonrasında Vajinal Kanama Nedenleri

Genç kadınlarda cinsel ilişki sonrası görülen kanamalarda öncelikle rahim ağzı (serviks) ile ilgili sorunlar akla gelir. Rahim ağzı tamamen sağlıklı olsa bile cinsel ilişki sırasında oluşan travma rahim ağzından kanama gelmesine neden olabilir. Serviksin (rahim ağzı) inflamasyonu (enfeksiyonu) veya çok da tehlikeli olmayan daha pek çok hastalığında ilişki sonrası kanamaya rastlanabilir. Cinsel temas sonrasında gelen kanama bazen de cinsel yolla bulaşan hastalıklardan kaynaklanmış olabilir.

Menopoz sonrası dönemdeki kadınlarda cinsel ilişki sonrasında kanama olması yalnız rahim ağzı değil, idrar kanalı (üretra) dış ağzı, veya vajina girişinde küçük dudaklardan kaynaklanabilir.

  • Plasenta previa
  • Servikal ektropion: Rahim ağzı kanalının iç yüzeyindeki epitelin dış yüzeye doğru dönmesi.
  • Servikal polip: Rahim ağzının kanser olmayan tümörleri
  • Rahim ağzı kanseri
  • Servisit
  • Cinsel temas sırasında oluşan travma
  • Cinsel temas öncesinde yeterli uyarılmamaya bağlı olarak ortaya çıkan kuruluk
  • Genital uçuk (herpes) veya sifilis (frengi) gibi cinsel yolla bulaşan hastalıkların neden olduğu yaralar.
  • Rahim iç tabakasının cinsel temas sırasında zedelenmesi. Özellikle doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda daha sık görülür.
  • Endometriyal kanser (rahim kanseri)
  • Normal adet kanamasının başlama veya bitiş günlerindeki cinsel temas
  • Cinsel tacize bağlı travma
  • Vajinal atrofi. Sıklıkla menopoz sonrası ortaya çıkan vajina cildi incelmesi. Menopozun genitoüriner sendromu
  • Vajinal kuruluk
  • Yetersiz ön sevişme ve ıslanamama
  • Cinsel istismardan kaynaklanan travma
  • Cinsel ilişki sırasında tahriş
  • Vajinit
  • vajinal kanser
  • Genital herpes veya sifiliz gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan kaynaklanan genital yaralar
  • Pelvik inflamatuar hastalık (PID)

Eğer genç iseniz ve tek bir defa cinsel ilişki sonrası kanama belirtisi olmuş ve tekrarlamamış ise çok fazla endişelenmeye gerek yok. Aslında cinsel temas sonrası kanama, rahim ağzı (serviks) kanseri belirtisidir. Ancak smear (sürüntü) testi normal bulunmuşsa kanamanın altında iyi huylu nedenleri araştırmak daha iyi olur.

Menopoz sonrası yaşlarda vajinal kanama her zaman önemlidir. Mutlaka kontrol edilmeli ve nedeni saptanmalıdır. Menopoz sonrası yaşlarda cinsel temas sonrası kanamanın en önemli nedenleri atrofik vajinit (vajina cildi incelmesi) veya vajinal kurulukla ilgili diğer durumlardır. Ancak nadiren de olsa daha ciddi sorunların belirtisi olabilir.

Hangi Durumlarda Muayene Olmalısınız

Eğer genç yaşlarda iseniz, rutin smear taraması sonuçlarınız iyi çıkıyor ve cinsel yolla bulaşan bir hastalığınız olmadığını biliyorsanız nadiren olan cinsel temas sonrası kanamaları çok önemsemeyebilirsiniz. Ancak smear yapılmamış ise, cinsel yolla bulaşan hastalık olasılığınız varsa veya cinsel temas sonrası kanama birden fazla defa yaşandıysa muayene olmanız gerekir.

Menopoz sonrası yaşlarda iseniz her tür vajinal kanamada muhakkak doktor muayenesine gitmelisiniz. Doktorunuz, vajinal kanamanın ciddi bir sorundan kaynaklanmadığını söyleyene kadar işin peşini bırakmamalısınız.

The post Cinsel İlişki Sonrası Vajinal Kanama appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Servisit https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/servisit/ Tue, 05 Sep 2017 12:32:27 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/?p=5805 Smear ve rahim ağzı biyopsisi sonuçlarında servisit ibaresini sık sık görürüz. Kronik servisit veya kronik inflamasyon. Rahim ağzına serviks denir. Servisit de, rahim ağzı dokusunun enfeksiyonudur. İnflamasyon ise, enfeksiyon yani iltihap hücrelerinin ortamda bolca bulunduğunu anlatır. İltihap hücreleri yalnızca mikropların yarattığı enfeksiyonlarda değil, tahriş ve bu tahrişin iyileşmesi aşamasında da görülür. Bu nedenle kronik servisit […]

The post Servisit appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

Smear ve rahim ağzı biyopsisi sonuçlarında servisit ibaresini sık sık görürüz. Kronik servisit veya kronik inflamasyon.

Rahim ağzına serviks denir. Servisit de, rahim ağzı dokusunun enfeksiyonudur. İnflamasyon ise, enfeksiyon yani iltihap hücrelerinin ortamda bolca bulunduğunu anlatır. İltihap hücreleri yalnızca mikropların yarattığı enfeksiyonlarda değil, tahriş ve bu tahrişin iyileşmesi aşamasında da görülür. Bu nedenle kronik servisit veya servikal inflamasyon dendiğinde dokunun mikroplardan ziyade tahriş ve bu tahrişin iyileşmesine bağlı reaksiyonlarından bahsederiz.

Smear sonucunda kronik servisit gören pek çok hasta bir enfeksiyon tedavisi uygulanacağını düşünür. Aslında enfeksiyon olmayan bu durumun antibiyotikle tedavisi de olmaz. Bu nedenle kronik servisit veya kronik inflamasyon tanısı doktorlar için çok anlam ifade etmez. Doğal olarak tedavi de verilmeyince hasta doktorun kendisini ihmal ettiği veya ciddiye almadığı sonucunu çıkarır. Aslında hiç de öyle değildir. Biraz popülist davranmak isteyen bazı meslektaşlarımız ise olayın üzerini bir antibiyotikli fitil ile kapatır.

Akut servisit

Bunlardan farklı olarak bir de akut servisit var. Akut servisit çok farklı bir konudur. Akut kelimesinden de anlaşıldığı gibi yeni olmuştur ve tüm şiddeti ile devam etmektedir. Akut servisitlerde etken gerçekten mikroplardır ve antibiyotik ile tedavi edilir. Akut servisit tanısı için çoğunlukla smear testi gerekli değildir. Muayene ile tanısı kolayca konulabilir.

Akut servisitlerin en önemli belirtisi akıntıdır. Aslında vajinadan gelen akıntı şikayeti ile başvuran her 4 hastadan birinde akıntının kaynağı rahim ağzıdır.

Her mikrop ile servisit olmaz. Bu duruma yol açan mikroplar arasında en sık görülenler, N. gonorrheae (belsoğukluğu), C. trachomatis (genital trahom), H. simplex (genital uçuk) ve T. vaginalis mikroplarıdır.

N. gonorrheae ve C. trachomatis mikropları, rahim ağzı kanalının iç yüzünü döşeyen hassas hücreleri enfekte eder. Bu bölgenin enfeksiyonu, sümüksü bir akıntı oluşturur. Muayenede rahim ağzından dışarı sümüksü bir salgının geldiği görülür. Akıntı genellikle sarı veya yeşil renktedir.

The post Servisit appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
HPV Virüsü Bulaştıktan Sonra Vücutta Olanlar https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/hpv-virusu-bulastiktan-sonra-vucutta-olanlar/ Mon, 04 Apr 2016 15:40:26 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/?p=4706 HPV (İnsan Siğil Virüsü) virüsünün bulaşması, farklı hastalıklar ortaya çıkarabilir. Örneğin virüs hiç bir sorun yaratmadan vücuttan temizlenebilir. Hiç bir sorun yaratmamasına karşın yıllarca virüs taşıyıcısı olmak mümkündür. Dış cinsel organda siğiller oluşmasına neden olabilir. Bu siğiller iyileşebileceği gibi defalarca tekrarlayabilir. Rahim ağzı kanseri oluşabilir. HPV virüsü ile karşılaştığınızda bulaşması için cildin derin tabakalarına girmesi […]

The post HPV Virüsü Bulaştıktan Sonra Vücutta Olanlar appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

HPV (İnsan Siğil Virüsü) virüsünün bulaşması, farklı hastalıklar ortaya çıkarabilir. Örneğin virüs hiç bir sorun yaratmadan vücuttan temizlenebilir. Hiç bir sorun yaratmamasına karşın yıllarca virüs taşıyıcısı olmak mümkündür. Dış cinsel organda siğiller oluşmasına neden olabilir. Bu siğiller iyileşebileceği gibi defalarca tekrarlayabilir. Rahim ağzı kanseri oluşabilir.

HPV virüsü ile karşılaştığınızda bulaşması için cildin derin tabakalarına girmesi gerekir. Özellikle rahim ağzı ve anüs cildi bu virüsün girebileceği kadar hassastır.

HPV

HPVnin bulaşma ve rahim ağzı kanserine neden olması

 

HPV virüsünün bulaşmasından itibaren üç aşama geçilir;

Gizli evre

Bu evre 3 hafta ile 8 ay arasında değişebilir. Bulaşan HPV, vajina cildi hücrelerinin içinde saklanmıştır. Bu dönemde bulaşan kişide hiç bir belirti olmadığı gibi smear, kolposkopi ve muayenede de hiç bir şey saptanamaz.

Klinik öncesi evre

Bu evrede virüs ve virüs bulaşan hücreler çoğalmaya başlamıştır. Muayenede hiç bir şey saptanamamakla birlikte kolposkopi ve smearde belirtiler bulunur.

Klinik evre

Bu evrede çoğalan hücreler arttığından siğil (kondilom) veya kanser bulunmaktadır.

Cilde bulaşan virüs, kılıfını terk ederek genetik materyeli olan DNA’sını yalnız bırakır. Çıplak kalan DNA, cilt hücrelerinin çekirdeğindeki insan DNA’sına eklenir. Artık hücrelerimiz kendi işlerinin dışında virüsün istediği bazı işleri de yapmakta, hücrelerimiz çoğalırken yeni oluşan hücreler de virüs DNA’sını içermektedir. Zaman zaman çoğalan virüs DNA’sı kendisine yeni bir kılıf oluşturup içinde bulunduğu hücreyi öldürerek binlerce virüsü yayar. Hücrenin DNA’sına giren virüs DNA’sı, hücrenin metabolizmasını etkiler. Sağlıklı hücreler, çoğalmalarını sınırlamak için p53 adlı bir madde üretirken virüs almış olan hücreler bu maddeyi üretemez. Hücreler kontrolsüzce çoğalır. Siğil ve kanser riski başlar.

Virüsün vücuda alınmasından sonra vücut HPV’ye karşı bağışıklık sıvıları üretmeye başlar. Ancak virüs hücre içine gizlendiğinden bu bağışıklık çok güçlü değildir. Bu bağışıklık sıvıları bir yıl içinde %70, iki yıl içinde %80 oranında virüslerin vücuttan temizlenmesini sağlar. Geri kalan %20 virüsü ömür boyu taşır ve bulaştırırlar. Kanser açısından yüksek riskli olanların vücudu terk etme süreleri ortalama 1,5 yıl iken yüksek riskli olmayanların terk etme süresi 6 ay kadardır.

Toplumdaki kadınların ortalama yarısı HPV enfeksiyonu geçirmiş, %20’si enfeksiyonu taşımaya devam etmektedir. Erkeklerde ise bu oranlar yarısı kadardır.

Virüsün vücuttan temizlenmesi, rahim ağzı kanseri oluşması riskini azaltmaz. Kanser riski devam etmektedir. Virüsün geçirilmesi ile doğal bağışıklık oluşması, tekrar virüs bulaşması olasılığını da azaltmaz. Tekrarlayan enfeksiyonlar veya aynı ya da farklı tiplerin tekrar bulaşması, rahim ağzı kanseri riskini daha da fazla artıracaktır.

The post HPV Virüsü Bulaştıktan Sonra Vücutta Olanlar appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Rahim Ağzı Kanseri ve Taramasının Tarihsel Gelişimi https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/rahim-agzi-kanseri-taramasinin-tarihsel-gelisimi/ Mon, 07 Mar 2016 14:02:37 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/?p=4487 O, hepinizin çok korktuğu muayene aleti yani spekulumun en ilkel hali, MÖ. 1. yüzyıl kalıntılarında Pompei’de bulunmuştur. Bu gün bile kadınların korkulu rüyası olmaya devam eden modern spekulumun ilk örneklerini ise 1800’lü yıllarda Recaimer buldu. Tarihsel gelişim Rahim ağzı kanserinden ilk kez, MÖ 400 yıllarında Hipokrat bahsetmiştir. Yüzlerce yıl yapılan gözlemlerden sonra bir detay farkedildi. […]

The post Rahim Ağzı Kanseri ve Taramasının Tarihsel Gelişimi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

O, hepinizin çok korktuğu muayene aleti yani spekulumun en ilkel hali, MÖ. 1. yüzyıl kalıntılarında Pompei’de bulunmuştur. Bu gün bile kadınların korkulu rüyası olmaya devam eden modern spekulumun ilk örneklerini ise 1800’lü yıllarda Recaimer buldu.

Tarihsel gelişim

Rahim ağzı kanserinden ilk kez, MÖ 400 yıllarında Hipokrat bahsetmiştir. Yüzlerce yıl yapılan gözlemlerden sonra bir detay farkedildi. Rahibelerde rahim ağzı kanseri çok nadir görülüyordu. İtalya’nın Verona kentinde Rigoni ve Stern, rahiplerde meme kanserinin sıklıkla görülmesine karşın rahim ağzı kanserinin çok nadir olduğundan bahsettiler. Oysa fahişelerde rahim ağzı kanseri çok sık görülüyordu. Bu, dikkatleri rahim ağzı kanseri ile cinsel ilişki arasındaki ilişkiye çekti. Ancak o dönemde cinsel ilişki olmaması ile ruhsal bunalım arasında bir ilişki olduğu fikri çok yaygındı. Bu nedenle rahim ağzı kanseri, cinsel ilişki olmamasından kaynaklanan ruhsal bunalıma bağlandı.

Yıllar 1950’yi gösterdiğinde Quebec’te rahibelere bakım hizmeti veren bir klinikte, rahibelerin rahim ağzı kanseri olmadığı bir kez daha hatırlandı. Ruhsal bunalım tezi çoktan unutulmuştu ve cinsel yolla bulaşabilecek bir hastalık aranmaya başlandı. 1960 yılından itibaren rahim ağzı kanseri yapan bir virüsün etken olabileceği netleşmiş olsa da şüpheler yanlış virüs üzerinde toplanmıştı. 2000 yılına kadar, tip II uçuk virüsü (Herpes simplex virus – HSV-II) suçlandı. Hatta 1976 yılında iki araştırmacı Meisels ve Fortin, HPV’nin (Human papilloma virus – İnsan siğil virüsü) rahim ağzı hücrelerinde mikroskop ile görülen bir bozulma yaptığını gösterdiği halde HSV suçlanmaya devam edildi. Meisels ve Fortin, smear sonuçlarınızdaki koilositotik atipi görüntüsünü görmüşlerdi. Zorlu yolun sonunda büyük başarı zur Hausen’i de bekliyordu. Rahim ağzı kanserinin HPV enfeksiyonundan kaynaklandığını daha 1970’lerin ortalarında söylese de bilim çevrelerini inandırması 2000 yılını buldu. 2008 yılında, HPV ile rahim ağzı kanseri ilişkisi üzerindeki buluşu Harold zur Hausen’e Nobel Tıp ödülünü kazandırdı.

2008 Nobel Tıp Ödülü

Kolposkopi henüz bulunmadan önce, rahim ağzının doğrudan gözlenmesi yoluna gidilirdi. Çıplak gözle rahim ağzında görülen en önemli belirti beyaz plaklardı. Bu beyaz plaklara, lökoplaki adı verildi. Beyaz plakların çoğu yavaş yavaş kansere doğru ilerliyordu.

Lökoplaki

Rahim ağzı kanserinin kolposkop bile kullanmaksızın görülen en önemli belirteci lökoplakidir (beyaz plak).

Smear

Tıp dünyasında zaman zaman iki ayrı araştırmacı aynı anda aynı şeyi birbirlerinden habersiz araştırır. 1920’lerde iki ayrı araştırıcı, birbirinden habersiz, rahim ağzından dökülen hücrelere mikroskop ile bakıyordu. Romanya’daki Colthea Hastanesinde Dr. Aurel Babes ve Cornell Üniversitesi’nde George Papanicolaou. Kaderin bir cilvesi ile Papanicolaou’nun yayını daha ünlü oldu. Öyle olmasaydı Pap smear yerine Babes smear sözünü kullanıyor olabilirdik.

Papanicolaou, vajinaya dökülmüş hücreleri incelerken, Ayre, rahim ağzını tahta bir spatula ile kazıyarak hücre elde etmeyi tercih etti. Rahim ağzı kanalının içinden örnek alınmasına izin vermeyen Ayre spatülünün yerine pamuk uçlu aplikatörler kullanılmaya başlandı. Ancak pamuk bir yandan mevcut hücreleri emerek hepsini lama yaymıyor, bazen de kendi dokusundan parçalar veriyordu. Yeni geliştirilen fırça ile (sitobrush) hem kanal içinden de parça alınabiliyor, hem de hafif de olsa bir kazıma yapılabiliyordu.

Smear testi ile tüm dünyada yoğun bir tarama programının başlaması rahim ağzı kanseri sıklığında belirgin bir azalma sağladı. Test, kolay yapılıyor, hastaların canını yakmıyor, pahalıya mal olmuyor ve çok başarılı sonuçlar veriyordu.

Schiller Testi

Smear ve kolposkopi birbiri ile yarış yapar gibi ilerlerken Schiller testi, ölü doğmuş bir çocuk gibiydi. Viyana’da II. Universitas Frauenklinik’te çalışan Walter Schiller, ucuz bir alternatif tarama yönteminin peşindeydi. 1829 yılında Fransız hekim J.G.A Lugol’ün ürettiği Lugol solüsyonunu kullandı. Rahim ağzında bulunan normal hücrelerde bolca bulunan glikojen, Lugol solüsyonundaki iyod ile koyu kahverengi bir renk alıyordu. Oysa kanser hücreleri, üreme sırasında içeriğindeki glukojeni büyük oranda kullandığı için Lugol ile renk değiştirmeden kalıyordu. Schiller, 1932 yılında Boston’a göç ederken, testini de Amerika’ya ihraç etti. Schiller testini kullanan Graves şöyle demiştir:

Sağlığı bozulmayan ve sıklıkla belirtisi bile olmayan, bununla birlikte en keskin gözlerden kaçabilen ve en hassas dokunuşlarla hissedilmeyen bir hastalık barındıran hastalar, tekrar tekrar muayene masamıza yatmalıdır.

Smear ve kolposkopinin kullanıma girmesi ile birlikte Schiller testi yön değiştirdi. Smear sonucunda kötü huylu hücreler sapanan olgularda biyopsi yerini seçmek için Schiller testi yapılmaya başlandı.

Kolposkopi

Kolposkopi, ilk kez 1925 yılında Hans Hinselmann tarafından uygulanmıştır. Viyanalı bir araştırmacı olan von Franque, asistanı olan Hans Hinselmann’ı beyaz plakları araştırmakla görevlendirdi. Hinselmann, beyaz plakların rahim ağzı kanserine ilerleme potansiyeli olan bir görüntü olduğunu ilk keşfedenlerdendi. Ancak daha iyi bir araştırma için rahim ağzını aydınlatması gerekiyordu. Bu düşünceyle rahim ağzını aydınlatacak ve biraz da büyüterek gösterecek bir cihaz tasarlamaya başladı. Sonunda bir ışık kaynağına bağladığı mikroskopa ayak takarak dokuyu 3,5-30 kat büyük gösteren ilk kolposkopu keşfetti. Yalnız lökoplakileri değil, rahim ağzı kanseri ve CIN’lerin pek çok görüntüsünü de Hinselmann keşfetti. En ilginç olaylardan biri de rahim ağzındaki mukusu uzaklaştırmak için kullandığı asetin asidin yaptığı etkiler ile ortaya çıktı. Asetik asid etkisi altında kalan CIN görüntülerini tanımladı.Buna asetobeyaz epitel (acetowhite epitelium) adı verildi.

Bu aralarda rahim ağzı kanseri ve CIN’lerin biyopsi ile bakılan histolojik görünümleri hakkında bilgiler artmaya başladı. Bu, kolposkopta görülen görüntülerin nasıl ve neden oluştuğunu ortaya çıkarıyordu.  Noktalardan oluşan bir görüntü olarak punktuasyon ve birbirine bitişik alanlar şeklinde mozaik görüntü keşfedildi. Başlangıçta bulunan her görüntü, kansere yol açan bir belirti olarak ele alınsa da yıllar içinde bazılarının doğal görünümler olduğu ortaya çıkacaktı.

Hans Hinselman, kolposkopu keşfetmekle kalmayıp kolposkop ile elde ettii görüntülerin neden ve nasıl olduğunu da tanımlamıştır. Bu nedenle kolposkopinin babası olarak anılır. Ancak bu arada patlak veren 2. dünya savaşında Auschwitz toplama kampında Yahudi kadınlar üzerinde yaptığı deneyler ile kendi adını lekelemiştir. Bu suçla, savaş sonrası 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezasını çektikten sonra göç ettiği Arjantin’de öldüğü 1959 yılına kadar kolposkopiyi tanıttı ve öğretti.

Papanicolaou’nun giderek yaygınlaşan smear testi ile birlikte Amerika kolposkopi ile çok geç tanıştı.

Son yıllarda insan siğil virüsü (human papilloma virus – HPV) sıklığının artması ve rahim ağzı kanserlerinin bu virüsten kaynaklandığının saptanması ile birlikte smear testi de yapı ve mantık değiştirmeye başladı. Eskiden rahim ağzı hücrelerinde kanserleşme belirtilerinin incelenmesi için kullanılan smear testi yerine hızla HPV taramaları geçmeye başladı. Smear ile HPV taramalarının mantıkları tartışılabilir. Ancak kadınların %15 gibi bir kısmının HPV geçirmiş ve taşıyor olması, onları rahim ağzı kanseri adayı yaptı. Yüksek riskli bu kadınlarda rahim ağzı kanseri araştırılması için dokudan biyopsi alınacak yerlerin saptanması gerekiyordu.

Amerikan kolposkopi ve Servikal Patolojiler Derneği, biyopsi yerinin saptanması için kolposkop kullanılmasını önererek kolposkopiyi 75 yıllık uykusundan uyandırıp yine muayenehanelerimizin kaçınılmaz cihazları arasına soktu.

Amerikan servikal patolojiler ve kolposkopi derneği

The post Rahim Ağzı Kanseri ve Taramasının Tarihsel Gelişimi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Serviks Kanseri Tarama Sıklığı https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/rahim-agzi-kanseri-taramasi/ Sun, 25 Jan 2015 09:48:58 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/rahim-agzi-kanseri-taramasi/ Bu yazıdaki tarama sıklığı önerileri yalnızca geçmişte tüm testleri normal, bir belirtisi olmayan, sağlıklı kişiler için geçerlidir. Bağışıklık sistemi zayıf, anormal smear sonuçları veya belirtileri olan kişilerde, farklı tarama yönergeleri uygulanır. 21 Yaş Öncesi 21 Yaş Öncesi; Tarama gerekli değildir. Rahim ağzı kanseri taramasına başlamak için tam yaş ve tercih edilen yöntem tam olarak net […]

The post Serviks Kanseri Tarama Sıklığı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

Bu yazıdaki tarama sıklığı önerileri yalnızca geçmişte tüm testleri normal, bir belirtisi olmayan, sağlıklı kişiler için geçerlidir. Bağışıklık sistemi zayıf, anormal smear sonuçları veya belirtileri olan kişilerde, farklı tarama yönergeleri uygulanır.

21 Yaş Öncesi

21 Yaş Öncesi; Tarama gerekli değildir.

Rahim ağzı kanseri taramasına başlamak için tam yaş ve tercih edilen yöntem tam olarak net değildir ve uzman gruplarının önerileri farklıdır. Amaç, taramanın faydalarının risklerinden daha ağır basacağı bir noktada taramaya başlamaktır.

Rahim ağzı kanseri gençlerde çok nadirdir. Sağlıklı kişilerde cinsel aktiviteden bağımsız olarak 21 yaşından önce tarama önerilmez. Bu yaş grubundaki kadınlarda papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonu çoğunlukla geçicidir. Kansere yol açmadan temizlenir. Bu nedenle yanlış pozitif sonuç alma riski yüksektir. Yanlış pozitif sonuçlar, gelecekteki gebeliklerde sorunlara neden olabilecek gereksiz işlemlere yol açabilir.

21-29 Yaş Arası

Rahim ağzı olan herkes, cinsiyet kimliği veya cinsel yönelimine bakılmaksızın taranmalıdır. Şu anda cinsel olarak aktif olmasanız veya hiç ilişki yaşamamış bile olsanız taranmalısınız. HPV, cinsel ilişki olmadan bile temas yoluyla yayılabilir.

HPV aşısı yaptırmış olsanız bile, yine de rahim ağzı kanseri taramasından geçmelisiniz.

21-29 Yaş Arası; 3 yılda bir Pap-Smear test yapılmalıdır.

25 yaşından sonra 5 yıllığına HPV-Test yapılabilir.

30 yaşından genç kadınlarda HPV-Testin neden gerekli değildir?

Genç yaşlarda HPV enfeksiyonu çok yaygın olmakla birlikte bu olguların çoğunda HPV vücuttan temizlenir. Yani daha önce HPV-Test pozitif bulunmuş bir genç kadının, herhangi bir tedavi yapılmamasına karşın ilerleyen yıllarda HPV-Test negatif olacaktır. Böylece kendiliğinden gerileyecek kişilerde lüzumsuz tetkik ve tedavi önlenmiş olacaktır.

Neden her yıl değil?

Yılda bir yapılan Pap-Smear, üç yılda bir bakılana göre çok az bir farkla daha fazla servikal displazi tanısı koyabilir. Ancak yılda bir Pap-Smear olan kadınlarda ileride kansere dönüşmeyen sorunlar için sıkı takibe alınma oranı daha yüksektir. En doğrusu yılda bir kontrol muayenesi olarak doktorun gerekli gördüğü sıklıkta Pap-Smear yaptırmak olacaktır.

30-65 Yaş Arası

30-65 Yaş Arası; Üç seçenekten biri tercih edilir:

  • 5 yılda bir Co-test (HPV ve Smear birlikte bakılması)
  • 3 yılda bir Pap-Smear
  • 5 yılda bir HPV-Test

30-65 yaş arası kadınlarda HPV-Test ile birlikte yapılan Pap-Smear; HPV-Test sonucu negatif bile olsa servikal displazi çıkan olguların erken tanısını sağlar. Hem Pap-Smear, hem de HPV-Test normal bulunan olgularda takip eden 4-6 yıl içinde orta veya şiddetli servikal displazi saptanma olasılığı çok azdır.

65 Yaş Üzeri

Aşağıdaki durumlarda 65 yaşından sonra rahim ağzı kanseri taraması yaptırmaya devam etmeniz gerekebilir:

  • Daha önce anormal Pap testi, anormal HPV testi veya kanser veya serviks, vajina, vulva veya anüsün kanser öncesi hücreleri için tedavi gördüyseniz.
  • HIV enfeksiyonu veya bağışıklık sistemini baskılayan başka bir rahatsızlığınız varsa.
  • Dietilstilbestrol’e (DES) anne karnındayken maruz kaldıysanız. DES, hamilelik komplikasyonlarını önlemek için 1981’den bazı ülkelerde verilen bir ilaçtır. Rahim içindeyken maruz kalan kadınlarda rahim ağzı kanseri de dahil olmak üzere bazı sağlık sorunları riski artar.

65 Yaş Üzeri; Son 10 yıl içinde ardışık olarak yapılan şu testlerde (testlerden sonuncusu en azından son 5 yıl içinde yapılmış olmalıdır.) sorun saptanmamışsa tarama bırakılabilir:

  • 3 Pap-Smear
  • 2 HPV-Test

HPV aşısı yapılmış olsanız da tarama yaptırmaya devam etmelisiniz.

Rahminiz rahim ağzı bırakılarak çıkarılmış ise taramalara devam etmelisiniz.

Rahim Ağzı Kanseri Taramasında İstisnai Durumlar

Rahim ağzı kanseri açısından yüksek risk olan şu durumlarda tarama yılda bir yapılmalıdır.

  • HIV (AIDS Virüsü) pozitif olanlar
  • Bağışıklık sistemi zayıf olanlar: Kemoterapi, kortizon tedavisi
  • Önceden rahim ağzı kanseri bulunması
  • Anne karnında DES’e maruz kalma durumunda

Rahimi alınmış olanlarda;

Histerektomi geçirdiyseniz (rahim ve bazen serviksin cerrahi olarak çıkarılması), aşağıdaki durumlar dışında rahim ağzı kanseri taramasına ihtiyacınız yoktur:

  • Histerektomi yapılmış ama serviksi çıkarmamışsa (subtotal histerektomi). Rahim ağzınızın histerektomi sırasında çıkarılıp çıkarılmadığından emin değilseniz, bunu belirlemek için sizi muayene yapılabilir.
  • Rahim ağzı kanseri veya kanser öncüsü (displazi) nedeniyle histerektomi yapıldı veya 65 yaşından sonra tarama gerektiren anormal bir Pap veya HPV testi geçmişiniz varsa. Rahmi, rahim ağzı kanseri, CIN II veya III nedeniyle alınanlarda cerrahi sonrası 20 yıl süre ile taramalara devam edilmelidir. 20 yılın sonunda; son 10 yıl içinde ardışık olarak yapılan 3 Pap-Smaer veya 2 HPV-Test (testlerden sonuncusu en azından son 5 yıl içinde yapılmış olmalıdır) sonucunda sorun saptanmamışsa tarama bırakılabilir.
  • Annenizin hamileliği sırasında DES’ye maruz kaldınız.

Rahmi bu durumlar dışında nedenlerle alınmış olanlarda taramaya devam etmek gerekli değildir.

Gebelerde;

Gebelerde tarama ilk üç ayda yapılmalıdır. İlk üç ayda yapılan smear almanın düşük veya bebek ölümüne yol açmadığı kesindir. Ancak leke tarzı kanama olabilir.

Gebelikte salgılanan hormonlar neticesinde rahim ağzı kanserleri riskinde artış meydana gelir. Bu nedenle gebelere ilk aylarında smear testi uygulanarak böyle bir durumun varlığı araştırılır.

The post Serviks Kanseri Tarama Sıklığı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
CIN ne anlama gelir? https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/cin-ne-anlama-gelir/ Sun, 26 Jan 2014 18:01:29 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/serviksin-kanser-onculu-prekanseroz-lezyonlari/ Prekanseröz lezyon eğer tedavi edilmezse kansere dönebilecek doku anlamına gelir. Ancak kesinlikle kanser başlangıcı anlamına gelmez. Serviksteki böyle lezyonlara servikal intraepitelyal neoplazi veya kısaca CIN denir. Bu terim serviksin yüzeyindeki değişikliklere verilen isimdir ve bu lezyonlarda hastalığın yayılımı yoktur. CIN’ların ciddiyetine göre CIN 1’den 3’e kadar farklı sınıflaması vardır. Serviks kanseri gelişme riski CIN derecesi […]

The post CIN ne anlama gelir? appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

Prekanseröz lezyon eğer tedavi edilmezse kansere dönebilecek doku anlamına gelir. Ancak kesinlikle kanser başlangıcı anlamına gelmez. Serviksteki böyle lezyonlara servikal intraepitelyal neoplazi veya kısaca CIN denir. Bu terim serviksin yüzeyindeki değişikliklere verilen isimdir ve bu lezyonlarda hastalığın yayılımı yoktur. CIN’ların ciddiyetine göre CIN 1’den 3’e kadar farklı sınıflaması vardır. Serviks kanseri gelişme riski CIN derecesi ile ilişkilidir.

Rahim ağzı kanseri taraması, rahim ağzı kanseri görülme oranlarını büyük ölçüde azaltmıştır. 21 ila 25 yaşları arasında Pap ve/veya insan papilloma virüsü (HPV) testleri ile tarama yapılması önerilir. 

Smearde anormal tarama sonuçları olan (muhtemel rahim ağzı kanseri öncülerini gösteren) kişiler için daha fazla takip veya tedavi yapılmalıdır.

Smear sonucu anormal bulunanlar, kolposkop adı verilen özel bir mikroskopla pelvik muayene sırasında muayenehane ortamında yapılan bir işlem olan kolposkopi ile değerlendirilir. Kolposkopi sırasında kadın doğum doktoru servikse bakar ve anormal görünen tüm bölgelerden biyopsi alır. Ayrıca bazen endoservikal küretaj (ECC) yapılır; bu, servikal kanaldan alınan hücrelerin bir örneklenmesidir. Biyopsi ve ECC sonuçları, servikste kanser öncülü lezyon veya kanser olup olmadığını gösterir. 

Hangi hücrelerin dahil olduğuna bağlı olarak, anormallik servikal intraepitelyal neoplazi (CIN) veya adenokarsinoma in situ (AIS) olarak adlandırılır:

  • CIN. Rahim ağzının dış yüzeyi yassı hücreler adı verilen hücrelerle kaplıdır. Bu hücrelerin kanser öncesi lezyonlarına CIN denir. Bu değişiklikler hafif (CIN 1) veya orta ila şiddetli (CIN 2 veya 3) olarak sınıflandırılır.
  • AIS. Serviks kanalı glandüler hücrelerle kaplıdır. Bu hücrelerin kanser öncesi bir lezyonlarına AIS denir.

Koilositoz ve CIN I, düşük dereceli lezyonlar (LGSIL) olarak adlandırılır ve kanser riski az olan lezyonlardır. CIN II ve III ise yüksek dereceli lezyonlar (HSIL) olarak adlandırılır ve kanser riski daha yüksek olan sorunlardır.

Koilositoz

Siğil virüsünün rahim ağzına bulaştığını gösteren hücrelerdir.

CIN1

Bu sonuca sahip kadınların yarısından fazlasında anormal hücreler zamanla kendiliğinden kaybolduğundan tedaviye gerek duyulmayacaktır. CIN 1’den kanser gelişme risk çok düşüktür.

CIN2

CIN2 olarak sınıflandırılan anormal hücrelerin, ilerleme olasılığı daha yüksektir. Bu nedenle anormal alan ortadan kaldırılarak serviks kanser gelişimi riski azaltılacaktır.

CIN3

CIN3 olarak sınıflandırılan anormal hücrelerin ilerlemesi olasıdır. Bu sonuca sahip kadınların tümüne tedavi önerilir. CIN 2 ve 3’ün ne kadarının kansere döneceğini net olarak bilemediğimiz için tedavisiz izlem kabul edilemez.

Servikal glandüler intraepitelyal neoplazi adını verdiğimiz serviksin iç kısmındaki prekanseröz lezyonlar da servikste görülen nadir lezyonlardır.

CIN seyri

CIN olguları nasıl ilerler

CIN Nedenleri Nelerdir?

CIN ve servikal kanserlerin neredeyse tümünde bir virüs olan Human Papilloma virüs (HPV) enfeksiyonu vardır. Ancak pek çok kadın herhangi bir hastalık olmadan HPV enfeksiyonu taşıyıcısı olabilir. Bu kadınların küçük bir kısmında anormal smear saptanır ve daha da az hastada servikal kanser gelişir. Çoğu hastada HPV cinsel ilişki sırasında bulaşır. HPV enfeksiyonu için herhangi bir antibiyotik tedavisi yoktur. HPV enfeksiyonlarının yol açtığı anormal smear sonuçları daha ileri tetkik ve tedavi gerektirir.

HPV enfeksiyonunu saptamak için testler geliştirilmiştir. Ancak HPV enfeksiyonu saptanan tüm kadınlarda CIN ve kanser gelişmiyor. Virüsün tipi, dokuda kalma süresi ve ne kadar çok virüsün dokuya girdiği CIN ve kanser gelişiminde önemli kriterlerdir.

HPV’ye karşı aşı geliştirilmiş olmakla beraber, bu aşılar koruyucu aşılardır ve virus ile karşılaşmış hastalarda veya CIN gelişmişse etkili değildir.

Sigara kullanımı da özellikle HPV virüsünün etkisini arttırarak servikal değişikliklere neden olur. Bu yüzden sigarayı bırakmanız önerilmektedir.

The post CIN ne anlama gelir? appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Serviks Kanseri https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/rahim-agzi-kanseri/ Mon, 20 Jan 2014 08:43:00 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/rahim-agzi-kanseri/ servikscaServiks, rahimin vajina ile birleşme yeridir. Buraya rahim ağzı veya rahim boynu da denir. Bu yüzden serviks kanserine rahim ağzı kanseri adı da verilir.

The post Serviks Kanseri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

Rahim ağzı (serviks) kanseri, kadın hastalıklarında çok önemli bir yer tutar. Modern tıbbın gelişimi ile taramalarına erkenden başlanan rahim ağzı kanserinin görülme ve ölüme neden olma sıklığı da hızla azalmıştır. Rahim ağzı kanserindeki bu hızlı azalma, tarama testleri ile kanser olgularının erkenden saptanıp tedavi edilmesi sayesindedir. Yıllar içinde rahim ağzı kanserinin, HPV denilen bir virüsün bulaşması ile ortaya çıktığı saptanmış ve HPV aşıları ile de sıklık azaltılmaya devam etmiştir.

Serviks kanseri önlenebilir bir hastalıktır. Smear/Pap-smear testiyle tarama sayesinde erken tanı ve etkin bir tedavi mümkündür. Dünya Çapında Bir Sorun Dünyanın her tarafında kadınlar serviks kanserinden rahatsızdır.

Kanser Açısından Serviks Anatomisi UpToDate

Rahim Ağzı Kanseri

Rahim Ağzı Kanseri ve Taramanın Tarihsel Gelişimi

Rahim Ağzı Kanseri Taraması

Serviks Kanseri Tarama Sıklığı ACOGUpToDate

Smear Testi

Smear Testi Sonuçları

Anormal Pap Smear Sonucuna Göre Yapılacak İşlemler

Smear Sonucu Algoritması

ASCUS – Önemi belirsiz atipik skuamöz hücreler

LSIL – Düşük Dereceli Skuamöz İntraepiteliyal Lezyon

ASC-H – HSIL Olmadığı Kesinleştirilemeyen Atipik Skuamöz Hücreler

HSIL – Yüksek Dereceli Skuamöz İntraepiteliyal Lezyon

AGC – Atipik Glandüler Hücreler

İnsan Papilloma Virüsü (HPV) (Sorularla) UpToDate

HPV Testi Sonucuna Göre Yapılacak İşlemler

Siğil Virüsü Tipleri

Siğil Virüsünün Bulaşması

Siğil Virüsü Bulaşmasından Korunma

Siğil Virüsü Bulaştıktan Sonra Vücutta Olanlar

Genital Siğil (Sorularla) UpToDate

Genital Siğil ve Kanser

HPV’nin Neden Olduğu Rahim Ağzı Dışında Hastalık ve Kanserler

İnsan Papilloma Virüs (HPV) Aşısı

Kolposkopi

Serviksin Kanser Öncülü (Prekanseröz) Lezyonları

Serviks Kanseri Öncüsü Lezyonlar ve HPV Virüsü

Düşük Dereceli CIN – CIN 1

Yüksek Dereceli CIN – CIN 2 ve CIN 3

In Situ Adenokarsinom – AIS

Serviksin Kanser Öncülü (Prekanseröz) Lezyonlarının Tedavisi

Ablasyon ile Tedavi

Eksizyon ile Tedavi

Serviks Kanseri UpToDate

Serviks Kanseri Risk Faktörleri UpToDate

Serviks Kanseri Belirtileri UpToDate

Serviks Kanseri Tanısı UpToDate

Serviks Kanseri Tipleri

Serviks Kanseri Evrelemesi

Serviks Kanserinde Doktor Kontrolü

Serviks Kanseri Tedavisi

Serviks Kanserinde Doğurganlığın Korunması

Serviks Kanseri Tedavisinin Sonuçları ve Tedavi Sonrası İzlem

The post Serviks Kanseri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Rutin Kadın Doğum Kontrolü (Check up) https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/check-up/ Tue, 08 Oct 2013 12:24:37 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/check-up/ Sizin için en uygun olan doğum kontrol yöntemini seçmek için bilgi alın. Doğum kontrol hapları, spiral, kondom… Rahim Ağzı Kanseri Taraması İlk cinsel ilişki sonrası yılda 1 smear; 3 kez smear sonucu normal ve riskli durum yok ise 3 yılda bir smear. Risk grubunda ise yılda 1 smear. Risk grubu için Rahim ağzı kanseri sayfamızı […]

The post Rutin Kadın Doğum Kontrolü (Check up) appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
#g1-section-1.g1-section {background-color: #41ad49; background-repeat:repeat; background-position:center top; background-attachment:static;}

Doğum Kontrol

Sizin için en uygun olan doğum kontrol yöntemini seçmek için bilgi alın. Doğum kontrol hapları, spiral, kondom…

Kanser Taraması

Rahim Ağzı Kanseri Taraması

  • İlk cinsel ilişki sonrası yılda 1 smear;
  • 3 kez smear sonucu normal ve riskli durum yok ise 3 yılda bir smear.
  • Risk grubunda ise yılda 1 smear.

Risk grubu için Rahim ağzı kanseri sayfamızı inceleyiniz.

  • Kolposkopi: Rahim ağzı bölgesinin biyomikroskop ile incelenmesidir. Smear için alternatif bir yöntemdir. Rahim ağzı bölgesi normalin 15 katı büyüklükte incelenerek kanser taraması yapılır. Muayene esnasında alınan görüntüler, hasta tarafından monitörden izlenebilir. Dünya sağlık örgütü, kadınlarda rahim ağzı kanserlerinin başlangıç aşamasında belirlenip kolayca tedavi edilebilmesi için sağlıklı her kadının yılda bir kez kolposkopik muayeneye tabi tutulmasını önermiştir.
  • Smear: Rahim ağzı ve vajinadan alınan hücrelerin lam üzerine yayılarak patoloji uzmanı tarafından incelenmesidir. Rahim ağzı kanserine erken tanı konması için kullanılan bir tanı yöntemidir. Dünya sağlık örgütü tarafından yılda bir kez yapılması önerilmiştir. Bu uygulama ile kadınların en sık görülen kanseri olan rahim ağzı kanseri, kadın ölüm nedenleri arasından çıkarılmış olur.

Meme Kanseri Taraması

Meme kanseri taraması

Meme kanserinin tarama programı

Kadınlarda en sık görülen kanser tipidir.

Yüksek risk içeren durumlar

  • Yaş. 40 yaşında %4, 80 yaşında %12,5 görülür.
  • İlk adet yaşı
  • İlk doğum yapma yaşı
  • BRCA 1 ve BRCA 2 geni varlığı
  • Ailede meme kanseri olması
  • Yüksek riskli, iyi huylu meme hastalığı

Mamografi: Menopoz sonrası dönemdeki kadınlarda yılda bir kez yapılan mamografi ile memede çok küçük boyuttaki kanserler bile saptanabilmektedir. Bu yöntemin düzenli uygulanması kadınlarda meme kanseri nedenli ölümleri ortadan kaldırmaktadır. Bu konuda yaklaşımlar hızla değişmkle birlikte ilki en geç kırkbeş yaşında olmak üzere yıllık mamografi kontrollerine başlanmalıdır.

Aşağıdaki durumlarda daha erken yapılabilir.

  • Daha önce meme kanseri geçirmiş olmak
  • Birinci derece akrabalarda meme kanseri bulunması
  • Birden fazla sayıda akrabada meme veya meme ve over kanseri saptanmış olmak.

Yumurtalık Kanseri Taraması

Vajinal ultrasonografi: Rahim ve yumurtalıkların görüntülenmesi için kullanılan en gelişmiş ultrasonografi yöntemidir. Özellikle menopoz sonrası yaşlarda rahim kanserine erken tanı konabilmesi için rahim iç tabakasının incelenmesi ve yumurtalık kanserlerinin erken tanı alması için yumurtalıkların görüntülenmesinde en tercih edilen yöntemdir. Gebeliğin ilk üç ayında gebeliğin en erken tanısı ve bebeğin ayrıntılı incelenmesini sağlar.

Kolorektal Kanser Taraması

50 yaşından sonra yılda 1 kez gaitada gizli kan bakılmalıdır.

Aşılar (Bağışıklama)


HPV (Siğil Virüsü), kızamıkçık, tetanoz aşıları hakkında bilgi alın…

  • Hepatit B. Hepatit için hastalığı veya taşıyıcılığının saptanması için antijen bakılır. Bağışıklık ise yüzey antikoru ile tespit edilir. Aşılı olmayan kişilerde antijen ve antikor bakılmalı, her ikisi negatif ise aşılama yapılmalıdır. Aşısız olan kişilerde özellikle çok partnerli kişiler geldiği anda antjen ve antikor bakılmalıdır.
  • Grip aşısı. Her yıl grip aşısı bir önceki yılın salgın yapan suşları kullanılarak yeniden hazırlanır. Bu yüzden salgın mevsiminden önce tüm toplum aşılanmalıdır.

Genel Sağlık Taramaları

Hipertansiyon Taraması

Yirmi yaş üzerinde 2 yılda bir kez bakılmalıdır.

Tansiyon taraması

Hipertansiyon taramasında tarama sıklığı ve sınır değerleri

Diyabet Taraması

Açlık kan şekeri. Sekiz saat açlıktan sonra bakılır. Su içmek, şekersiz çay veya şekersiz kremasız kahve içmek testin yapılması için engel değildir. Üç yılda bir kez yapılmalıdır. Gebeliğinde şeker hastalığı saptananlarda yılda bir kez yapılmalıdır.

45 yaş üzerinde 3 yılda bir kez bakılmalıdır.

Diyabet taraması

Diyabet taramasında kullanılan kriterler

Osteoporoz Taraması

Kemik dansitesi ölçümü: Menopoz ile birlikte başlayan kemik yıkımının sonucunda menopoz sonrası dönemde kemik kırığı riskinde artış olmaktadır. İleri yaşlarda sık görülen kalça kemiği kırıkları kadınlarda önemli bir ölüm ve sakatlanma nedenidir. Menopoz sonrası dönemde yapılan kemik dansitesi ölçümleri kırık riskini belirleyerek tedavi edilmesini sağlayacaktır.

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Taraması


Klamidya, gonore (bel soğukluğu), genital herpes (uçuk) taramaları hakkında bilgi alın…

AIDS Taraması

HIV araştırması. HIV, AIDS hastalığına neden olan virüstür. Şu durumlarda bakılmalıdır.

  • Cinsel yolla bulaşan hastalığı olanlar,
  • Rahim ağzı kanseri saptanan kişiler ve
  • Gebelik veya gebelik öncesi kontrolünde

Cinsel Sağlık


Ağrılı cinsel ilişki, cinselliğe ilgi veya yanıtınızı etkileyen hormonal değişiklikler ve cinselliğin farklı formları konusunda bilgi alın…

Ağırlık Kontrolü


Vücut kitle indeksinizi öğrenin, kilo kontrolü konusunda bilgi alın…

Adet Döngüsü


Premenstrüel sendrom (Adet öncesi gerginliği – PMS), dismenore (ağrılı adet), şiddetli adet, adet düzensizliği konusunda bilgi alın…

Gebelik Öncesi Danışma


Anne olmayı planlıyorsanız gebelik öncesi danışmanlık almakta yarar var. Ağırlık, tıbbi ve aile öykünüz, kullandığınız ilaçlar, yaşam şekliniz ve geçmişteki gebelikleriniz önemlidir.

Diğer Durumlar


Menopoz belirtileri, idrar kaçırma, gebe kalma zorlukları konusunda bilgi alın…

Yüksek Kolesterol Taraması

Yirmi yaş üzerinde beş yılda bir kez bakılmalıdır.

Kolesterol tarama

Kolesterol taramasında kullanılan kriterler

Tam İdrar Tetkiki

Bakteriürü araştırmak için yapılır. Sorunu olmayan hanımlarda yılda bir kez yapılmalıdır. Bazı durumlarda altı ayda bir yapılabilir. Şeker hastalığı olanlarda ve yılda üç defadan daha sık idrar yolu enfeksiyonu olanlarda.

Kan Sayımı

Basit bir testtir. Laboratuvarın çalışma prensiplerine de bağlı olarak parmak veya koldan alınan kanda bakılabilir. Bakılması için aç olunması gerekmez. Günün her hangi bir saatinde bakılabilir. Yılda bir kez bakılmalıdır. Bazı durumlarda yılda iki kez bakılabilir. Şiddetli adet görme sorunu yaşayanlar ve daha önce kansızlık tedavisi görmüş olanlar.

The post Rutin Kadın Doğum Kontrolü (Check up) appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>