The post Mesane Ağrısı Sendromu (İnterstisyel Sistit) appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Mesane ağrısı sendromu, alt karında ağrı ve sık idrara çıkmaya neden olan sorunlardan biridir. Mesane ağrısı sendromu BPS olarak kısaltılabilir. İnterstisyel sistit olarak da adlandırılır.
BPS erkeklerde veya kadınlarda olabilir, ancak kadınlarda daha sık görülür. BPS’nin nedeni bilmiyor, ancak mesanenin iç tabakasındaki anormal değişikliklerden kaynaklanıyor olabilir. BPS sıklıkla başka bir etken olmadan ortaya çıkarken , bazen bir nedeni vardır. Bu etkenleri şu şekilde sıralayabiliriz :
BPS’li tüm kişilerde idrar yapınca hafifleyen alt karın ağrısı vardır. Diğer yaygın belirtiler şunları içerir:
BPS belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterir, hafif veya şiddetli olabilir. Belirtiler her gün olmayabilir. Ancak belirtilerin kötüleşmesi BPS’nin ilerlediği anlamına gelir. Bazen belirtiler belirli zamanlarda kötüleşir:
BPS için özel bir test yok. Ancak belirtileriniz varsa, muayene ve idrar testi yaptırmanızı isteriz. Sonuçlara bağlı olarak başka testler de yapılabilir.
Bazen sistoskopi yapılması gerekir. Sistoskopi için, idrar deliğine (üretra), ucunda küçük bir kamera bulunan ince bir tüp yerleştirilir. Ardından tüp mesaneye ulaşana kadar ilerletilir. Bu şekilde, anormal olup olmadığını görmek için mesanenin içine bakılabilir.
BPS için farklı tedaviler vardır. Birden fazla tedaviye ihtiyaç duyulabilir. Farklı tedaviler şunları içerebilir:
Belirtileri önlemeye yardımcı olmak için şunları yapabilirsiniz:
Eğer uzun süreli ağrınız varsa psikolojik destek alabilir veya BPS’li kişiler için bir destek grubuna katılabilirsiniz.
The post Mesane Ağrısı Sendromu (İnterstisyel Sistit) appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Pelvik Organ Sarkması appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Pelvik organ sarkması, pelvik tabanın zayıflaması ile pelvik organların yer değiştirmesidir. Pelvik taban, mesane, rektum ve uterus dahil olmak üzere pelvisteki organları destekleyen kasların adıdır. Organları destekleyen bu kasların gevşemesiyle pelvik organ sarkması meydana gelir. Böylece organların aşağı sarkması ve vajinaya baskı yapmasına neden olur.
Sarkma farklı organları etkileyebilir. Sarkmalar etkilenen organa göre farklı adlandırılır. Şu şekilde sıralayabiliriz:
Bazı şeyler pelvik organ sarkması riskini artırabilir. Bunlar arasında hamilelik, obezite ve ileri yaş sayılabilir.
Çoğu zaman sarkma herhangi bir belirtiye neden olmaz. Ancak belirtiler meydana geldiğinde şunları gözlemleyebiliriz:
Pelvik organ sarkması tanısı pelvik muayene ile konur.
Sorunları azaltmak için yapabileceğiniz bazı şeyler var. Pelvik kas egzersizleri yaparak kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Bu egzersizler, idrar akışını ve bağırsak hareketlerini kontrol eden kasları güçlendirir. Kegel egzersizleri olarak da bilinir. Gereğinde pelvik taban problemlerinde uzmanlaşmış bir fizyoterapistle görüşmenizi önerebiliriz.
Belirtileri olmayan veya belirtileri olup hayatını etkileyecek kadar rahatsız etmeyen kişiler tedavi edilmeyebilir. Sizi rahatsız eden belirtileriniz varsa, tedavi seçenekleriniz şunlardır:
Aşağıdaki durumlarda pelvik organ sarkması riskini azaltabilirsiniz:
The post Pelvik Organ Sarkması appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Pelvik Kas (Kegel) Egzersizleri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Pelvik kas egzersizleri, pelvis içindeki organları destekleyen kasları güçlendiren egzersizlerdir. Bu organlar mesane ve rektumu içerir. Kadın pelvisinde uterusu da içerirler. Pelvik kaslara pelvik taban da denir.
Pelvik kas egzersizleri Kegel egzersizleri olarak da bilinir. Pelvik kas egzersizleri, idrar, gaz ve dışkı tutma konusunda yardımcı olur. Ayrıca pelvik organ prolapsusunu da azaltır. Pelvik organ prolapsusu, mesane, bağırsak, rahim ve rektumun gevşeyen vajinadan aşağı sarktığı ve vajinada baskı oluşturduğu bir durumdur.
Pelvik kas egzersizlerini denemek istiyorsanız öncelikle bu egzersizlerin size yardımcı olup olmayacağı konusunda karar verilmeli.
Pelvik kas egzersizleri için hangi kasları kasacağınızı öğrenmeniz gerek. Bazen doğru kasları bulmak zordur. Aşağıda pratik yapabileceğiniz bazı yollar bulunmakta:
Pelvik kas egzersizlerini nasıl öğrenirseniz öğrenin, ilgili kasların karnınızda, uyluklarınızda veya kalçalarınızda olmadığını bilmek önemlidir.
Hangi kasların kasılacağını öğrendikten sonra egzersizleri herhangi bir pozisyonda (ayakta, oturarak veya yatarak) yapabilirsiniz.
Doktorunuz, pelvik taban sorunları konusunda özel eğitim almış bir fizyoterapistle çalışmayı önerebilir. Kas gücünüzü kontrol edebilir ve size özel egzersizler öğretebilirler.
Yaygın bir yaklaşım, günde 3 kez bir dizi egzersizi yapmaya çalışmaktır.
Her set için aşağıdakileri yaklaşık 10 kez yapın:
Bu rutini en az bir ay sürdürün. Muhtemelen sonuçları fark edeceksiniz. Etkileri hissetmeniz birkaç haftadan birkaç aya kadar sürebilir.
Pelvik kas egzersizleri yardımcı olabilir:
Egzersizlerin işe yarayıp yaramadığına karar vermek için birkaç ay yapmayı sürdürmelisiniz. Birkaç aydır pelvik kas egzersizleri yapıyorsanız ve bunlar bir fark yaratmıyor gibi görünüyorsa, tekrar muayene olmalısınız. Bir fizyoterapist ile görüşmeniz veya başka tedaviler denemeniz gerekebilir.
The post Pelvik Kas (Kegel) Egzersizleri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Erken Menopoz appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Menopoz, bir kişinin yumurtalarının tükenmesine bağlı olarak adet kanamalarının sonlanmasıdır. Yumurtalıklarda yumurtlama olamadığından östrojen ve progesteron hormonları da üretilemez. Menopoz genellikle 45-55 yaşları arasında ortaya çıkar. Ancak bazen daha erken olur.
40 ila 45 yaşları arasında adetlerin kesilmesine erken menopoz, 40 yaşın altında ise prematür menopoz denir. Erken menopoz farklı nedenlerle olabilir. Örneğin, bazı kanser tedavileri, yumurtaların erken tüketilmesi ve adetlerin durmasına neden olabilir. Yumurtalıkların ameliyatla alınması da adetlerin durmasına neden olabilir. Ancak bazen, bir kişi net bir sebep olmadan 40 yaşından önce menopoza girer. Bu tip erken menopoza primer yumurtalık yetmezliği denir.
Erken menopoz sonrası arada bir adet görme devam eder. Bu süre zarfında hamile bile kalınabilir. Ama sonunda yumurtalıkların çalışması biter, adet kanamaları durur. Bundan sonra doğal yollarla hamile kalmak mümkün değildir.
Erken menopoz, yumurtalıkların çalışmasına sorunlar olduğunda ortaya çıkar. Normalde, yumurtalıklardan ayda bir yumurtlama olur. Her yumurta bir gebelik olasılığıdır.
Erken menopoza giren kişilerde yumurtalıklarda yumurtalar zamanından önce tükenmeye başlar. Yumurtlamalar başlangıçta azalır ve zamanla tamamen durur.
Erken menopozun nedeni genellikle bilinmiyor. Bazı bilinen nedenler
Çoğunlukla ilk fark edilen, adet gecikmesi veya normalden daha az adet olmaktır. Diğer belirtiler
Bazı belirtiler, erken menopozun nedeni konusunda ipucu olabilir. Bu nedenle menopoz dışında sağlığınıza etki edebilecek her şey hakkında bilgi vermelisiniz. Bunlar, neler olup bittiğini ve hangi tedaviye ihtiyacınız olabileceğini anlamamıza yardımcı olabilir.
40 yaşından küçükseniz ve adetleriniz en az 3 aydır düzensizse muayene olmayı ihmal etmeyin.
Yaşınıza, diğer belirtilerinize ve bireysel durumunuza göre yaptırmanız gereken testler olacaktır. Bunlar arasında;
Tedavinin en önemli kısmı eksik olan hormonların tamamlanmasıdır. Erken menopoza girdiğinizi öğrenmek üzücü. Kaygı, üzüntü veya keder hissedebilirsiniz. Bu hislerinizi anlatmalısınız. Gerekirse yardım almak için bir terapist ile görüşebilirsiniz. Benzer sorunları olan arkadaşlarla konuşmak da iyi gelebilir.
Erken menopozun nedenine bağlı olarak ayrıca özel tedaviler önerilebilir. Erken menopozu tedavi etmenin en yaygın yolu hormonlar, en önemlisi östrojen vermektir. Bu ilaçlar, yumurtalıkların artık üretmediği hormonların yerini alacaktır. Hormonlar belirtilerinizi, özellikle sıcak basmaları ve gece terlemelerini azaltacaktır. Ayrıca kemiklerinizi ve belki de kalbinizi korumaya yardımcı olur. Erken menopoza giren kişilerin en az 50 yaşına kadar hormon desteği almaları yararlı olur.
Yumurtalarınız tamamen tükenmemişse bir umut olabilir. Erken menopozlu kişilerin yaklaşık yüzde 5 ila 10’unda adetler geri dönüp kendiliğinden gebelik olabilir. En kötü olasılıkla, yeni teknolojilerle hamile kalmak mümkün. Yumurta bağışı ile gebe kalabilirsiniz. Yumurta bağışı, ülkemizde yasal nedenlerle uygulanamamaktadır.
The post Erken Menopoz appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Menopoz appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Menopoz, bir kadının yumurtalarının tükenmesi ile gördüğü son adettir. Yumurtalıklarda yumurta bittiği için östrojen ve progesteron hormon üretimi de durur. Menopoz genellikle 45 ile 55 yaşları arasında ortaya çıkar. Ortalama menopoz yaşı 51’dir.
Çoğu kadın adet düzeninin değişmesi ile menopozdan şüphelenmeye başlar. Şu tarz değişiklikler görülebilir.
Yumurtalıklar yerinde bırakılarak rahminiz alındıysa, menopoza girip girmediğinizi söylemek zor olabilir. Rahmi olmayan kadınlarda da menopoz belirtileri olabilir. Yumurtalıklarınızın menopoz yaşından önce alınmasına, cerrahi menopoz denir. Bu, yumurtalıklarınız alındığından menopoza da erken girdiğinizi anlatır.
Bazı kadınlar her hangi bir şikayetleri olmadan olmadan menopoza girerler. Ancak çoğunlukla, bu belirtilerden birkaçı görülür.
Adet düzeniniz değişmeye başladı ve 45 yaş ve üzerindeyseniz, muayene olmanızda yarar var. Buna ek olarak, gece terlemeleri nedeniyle uyuyamıyorsanız, sıcak basması nedeniyle çalışmakta zorlanıyorsanız veya üzgün veya depresif hissediyorsanız ve artık hiçbir şeyden zevk almıyorsanız, muayene olmanız şarttır.
Aşağıdaki durumlar ciddiye alınması gereken belirtilerdir.
Menopoza işaret edebilecek testler vardır. Ancak bu testler genellikle erken yaşta menopoza giren kadınlarda uygulanır.
Adet görüyorsanız, nadir olsa da gebelik mümkündür. Gebe kalmak istemiyorsanız, doğum kontrolüne dikkat etmelisiniz. Bir yıl boyunca adet görmediyseniz, menopoza girdiğiniz ve artık hamile kalamayacağınız söylenebilir.
Şikayetleri hafifletmeye yardımcı olabilecek tedaviler vardır.
Sıcak basmaları için tedaviler
Vajinal kuruluk için tedaviler
2000 yılında yapılan çalışmalardan sonra, menopoz için hormon tedavisi uygulamasından vazgeçilmiştir. Gereksiniminiz varsa bitkisel kökenli ve östrojen olmayan gıda takviyeleri tercih edilebilir.
Deneyebileceğiniz bazı şeyler vardır. Ancak karayılan otu gibi doğal gıda takviyelerini almadan önce doktorunuza danışmalısınız, özellikle de meme kanseri geçmişiniz varsa.
Şunları yapabilirsiniz.
The post Menopoz appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Kemik Sağlığı İçin Kalsiyum ve D Vitamini appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Kalsiyum ve D vitamini kemik sağlığı için önemlidir çünkü:
Kemiklerin sağlıklı olmamasına osteoporoz denir. Osteoporozda kemikler
Osteoporoz tedavisinde, ilaçlar da dahil olmak üzere farklı tedaviler kullanılabilir. Kalsiyum ve D vitamininin yiyeceklerle alınması da önemlidir. Yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı, osteoporozun önlenmesi ve tedavisinde önemli bir adımdır.
Pek çok yiyecek ve içecekte kalsiyum ve D vitamini bulunur. Bazı yiyecek ve içecekler diğerlerinden daha fazla kalsiyum ve D vitamini içerir.
Daha fazla kalsiyum içeren yiyecek ve içecekler şunlardır.
Daha fazla D vitamini içeren yiyecek ve içecekler şunlardır.
Vücudunuz güneşten de D vitamini alabilir. Vücut, D vitamini yapmak için cilde vuran güneş ışığını kullanır. Ancak, D vitamini almak için güneşte çok fazla zaman geçirmemelisiniz. Çok fazla güneşe maruz kalmak cilt kanseri de dahil olmak üzere ciddi sorunlara yol açabilir.
Takviyeler, içinde gereksinim duyulan maddeleri içeren haplar, kapsüller, sıvılar veya tabletlerdir. Takviyelerle kalsiyum ve D vitamini alınabilir. Bazı takviyelerde kalsiyum, bazılarında D vitamini bazılarında ise her ikisi de bulunur.
Yiyecek ve içeceklerinden yeterli kalsiyum veya D vitamini alamıyorsanız takviye almanız gerekebilir.
Kalsiyum veya D vitamini takviyelerini nasıl ve ne zaman aldığınız önemlidir. Örneğin, kalsiyum ve D vitamini yemeklerle alındığında daha iyi emilir ve rahatsızlık vermez.
Sizin için doğru takviyelerin türü ve dozu, tıbbi sorunlarınıza ve aldığınız diğer ilaçlara da bağlıdır.
Kalsiyum takviyelerinin sık görülen yan etkileri şunlardır.
Kalsiyum dozlarını bölerek bu yan etkileri azaltabilirsiniz. Örneğin, her gün büyük bir tek doz yerine günde birkaç defa küçük doz kalsiyum alabilirsiniz.
Kalsiyum takviyesi almak, bir kişinin böbrek taşı alma riskini de artırır. Böbrek taşları, böbreklerde oluşan küçük, sert yapılardır.
Günlük kalsiyum ve D vitamini gereksinimi kişisel olarak değişir. Menopozla birlikte kalsiyum gereksinimi artar.
Gereğinden fazla kalsiyum veya D vitamini almamalısınız. Çok fazla kalsiyum veya D vitamini almak da sorunlara neden olabilir.
The post Kemik Sağlığı İçin Kalsiyum ve D Vitamini appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Menopoz Tedavisi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Menopoz, kadın hayatının dönemlerinden biridir. Bir hastalık gibi ele alınmamalıdır. Modern çağda kadın, ömrünün üçte birini menopoz sonrası dönemde geçiriyor. Beklenen yaşam sürelerinin uzaması ile menopoz sonrası dönemin daha da uzayacağı kolaylıkla tahmin edilebilir.
Adet kanamasının kesilmesi birçok kadını rahatsız etmek yerine mutlu bile edebilirdi. Adet olmayı sağlayan hormonların azalması ile birlikte ortaya çıkan eksiklik belirtileri olmasa…
Ergenlikten menopoza kadar yumurtalıklardan salgılanan östrojen kadın bünyesinde mucizeler yaratır. Birçok organ ve dokunun gelişmesinde rol oynadığı gibi beynin organizasyonu ve gelişmesine de katkıda bulunur. Östrojen salgılamasının azalması ile adetler kesilirken sinir sistemi organizasyonu da zedelenir.
Menopoz kelimesi, adet kanamalarının sonu anlamına gelir. Sağlıklı ve canlı bir yaşamın, güzelliğin, kadınlığın ya da iyi bir cinsel hayatın sonu demek değildir. Menopoz ile birlikte çocuk doğurma yeteneği ortadan kalkmakla birlikte hayat deneyimi artar. Üretkenliğimiz bambaşka şekillere bürünür. Hayatın her döneminde alınan lezzet gibi bu dönemin de lezzetini almak için kendimizle barışık olmalıyız. Bu yüzden pek çok sıkıntıya göğüs germe günleri bitmiş, yeni mutluluklarla tanışma günü başlamıştır denilebilir.
Adet kanamaları kesilen kadının ilk şikayeti sinirlilik ve sabırsızlıktır. Eşine veya çocuklarına kızan ve öfkesini alenen dile getiren bir kadının menopozda olduğunu tahmin etmek hiç de zor değil. Zaman zaman dışa vuramayan öfke, ağlama ve içine kapanma ataklarına dönüşebilir. Bu sorunların dışarıdan görülebilir ve ölçülebilir belirtileri ise şunlardır. Sıcak basmaları, uyku bozuklukları, depresyon, moral değişiklikler ve hafıza bozuklukları…
Menopoz belirtileri, farklı kişilerde farklı şekil ve şiddette ortaya çıkar. Kimi hanımlar belirtileri çok önemsiz olarak nitelerken kimi tıbbi yardım için doktora başvurur. Hatta bu belirtiler bazen kadınların yanında evde yaşayan diğer kişi ve arkadaşlar ile ilişkileri bile etkileyebilir.
Tıpta uzun yıllar, eksiklikleri yerine koymakla geçti. İkibinli yılların başlangıcına kadar menopoz şikayetlerini ortadan kaldırmanın en önemli yolu östrojen vermek olarak algılanıyordu.
Bilimin en önemli eksikliği “nasıl” sorusuna saplanıp “neden” sorusunu sormamasıdır.
Menopoz ile bu belirtiler nasıl ortaya çıkar? Östrojenin azalması bu belirtileri ortaya çıkarır.
Östrojenin azlığı nasıl tedavi edilir? Östrojen vererek. Ancak östrojenin yol açtığı önemli sağlık sorunları ortaya çıkınca yeni bir soru gündeme geldi.
Kadınlar neden menopoza girer? Yumurtalıklarda yumurta bitmiştir. Östrojen salgılaması durmuştur.
Östrojen azlığına doğanın yaptığı bir hata diye bakmak doğru değildir. Doğa, sağlıklı bir insan için uzun bir ömür öngörür. Bu uzun yaşam süresi için de hata yapmaz. Östrojen eksilmesi doğal olanın bir parçasıdır ve östrojen verilmesi doğal olana karşı yapılan bir girişimdir. Doğa ile uyum içinde olmayan hiç bir tedavi başarılı olmaz.
Neden? sorusu, menopoz tedavisinin asıl felsefesini belirledi ve östrojen tedavilerinden hızla vazgeçildi.
Boşluğu fitoöstrojenler denilen bitkisel kaynaklı östrojen benzeri moleküller doldurdu. İlk defa 70-80 yıl önce bazı bitkilerin hayvanlarda cinsel metabolizmayı değiştirdiği farkedildi. Bugüne kadar 300 civarında bitkinin östrojen metabolizması üzerinde etkili olduğu bulundu. En dikkat çekici olan, zeytinyağı kullanımının fazla olduğu Güney Fransa ve Yunanistan gibi ülkelerde menopoz şikayetlerinin daha az olmasıdır. Diğer yandan bitkisel beslenmeye önem veren bir ülke olarak bilinen Japonya’da da sıcak basmaları oranları daha düşük bildirilmiştir. Hatta Japonca’da sıcak basmalarını ifade eden bir terim yoktur.
Fitoöstrojenler, östrojen benzeri etki gösterirler. Vücuttaki östrojen algılayıcılarından seçilmiş bir kısmına etki ederler. Bu etki, bazı organlarda östrojen benzeri, bazılarında östrojen tersi etkilerdir. Bu şekli ile kalp, kemik ve damarlar üzerinde östrojen benzeri etkiler ile olumlu sonuçlar oluştururken meme ve rahim üzerinde östrojen karşıtı etki oluşturarak yararlı olurlar.
Doğal olanın ortaya çıkardığı sorunlar, doğal olanla çözülmelidir. İlaçlarla veya ilaçsız, menopozu mutlu ve sağlıkla karşılamanız dileğiyle.
Yumurtalık folliküllerinin kaybı, yumurtalık hormon üretiminde yavaş bir azalmaya yol açar ve bu durum da adetin kesilmesi ve çocuk sahibi olma yeteneğinin kaybıyla sonuçlanır.
FSH >40 olarak ölçülür.
Menopoz yıllarını geride bırakmış kadınların sayısı her geçen gün artıyor. Bu rakam 1990 yılında 467 milyon iken 2030 yılında 1.2 milyar olacak. Bu artışta bizim gibi gelişmekte olan ülkeler büyük payı oluşturuyor. Zaten ortalama yaşam süresi 1900 yılında 50 yıl iken bu gün 80 civarında. Yani kadınlar menopoz sonrası dönemde 20-30 yıl daha yaşıyor.
Hormon yerine koyma tedavisinin menopoz belirtilerini ortadan kaldırmadaki etkinliği şüphesiz.
The post Menopoz Tedavisi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Perimenopozal veya Menopoz Sonrası Kanama appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Menopoz, adet kanamalarının kalıcı olarak durduğu andır. Bir anlamda son görülen adet kanamasına menopoz denir. Bu adet kanamasına menopoz diyebilmek için bir yıl süre ile yeni adet kanaması olmaması gerekir. Ortalama menopoz yaşı 51’dir. Bu, 45 ile 55 arasında değişebilir.
Adet kanamasının düzensizleşmeye başlaması ile başlayıp, son adet kanamasından 1 yıl sonraya kadar geçen süreye perimenopoz denir. Bu, menopoz gibi bir an değil, bir dönemi ifade eder. Bu dönem kimi zaman 10 yıldan uzun sürebilir. Primenopozal dönemdeki hormonal değişim, yumurtlamayı etkiler, adet düzeninde bozulmaya neden olur.
Normal adet düzeninde östrojen ve progesteron düzeylerinde düzenli bir artış ve azalış vardır. Adet döngüsünün ortalarında (yani adet kanamasının başlamasından ortalama 14 gün sonra) yumurtlama olur ve yumurtlamadan 2 hafta sonra da yeni adet kanaması başlar. Perimenopozal dönemde hormon düzeylerindeki bu düzenli değişiklikler görülmez. Bu nedenle adet düzensizliği ve lekelenmeler yaşayabilirsiniz. Bazı adet kanamaları uzun veya kısa sürebilir ve şiddetli veya hafif olabilir. Adet kanamalarının sıklığı azalabilir veya artabilir. Bazı adet kanamaları olmadan atlanabilir.
Menopozdan sonra yani en az 1 yıl adet kanaması olmayan dönem geçirildikten sonra gelen tüm kanamalar anormaldir. Perimenopozal dönem boyunca adet düzensizliklerine sık rastlandığından ne zaman anormal olduğunu belirlemek için çok dikkatli olmalısınız. Adet düzeninizde aşağıdaki değişikliklerden biri olmuşsa mutlaka önem vermelisiniz.
Polipler. Polipler, rahim içini kaplayan ve endometrium adı verilen tabakadan kaynaklanan saplı, üzün tanesi gibi uzantılardır. Genellikle kanser değildirler. Polipler, düzensiz veya şiddetli kanamalara neden olur. Bazen polipler rahim içinden değil rahim ağzından (serviks) kaynaklanır ve rahim ağzı kanalı içinde ya da vajinaya sarkar durumda olabilirler. Serviksten kaynaklanan polipler, cinsel temas sonrası kanamaya neden olur.
Endometrial Atrofi. Menopoz sonrasında endometrium, azalan östrojen düzeyleri nedeniyle beslenemez ve bu yüzden çok incelebilir. İncelen rahim iç tabakasından gelen kanamalar da sorun yaratabilir.
Endometrial Hiperplazi. Endometrium kalınlaşmıştır. Endometrial hiperplazi, düzensiz ve şiddetli kanamaya neden olabilir. Endometrial hiperplazinin nedeni, artmış östrojenin yeterli progesteron ile karşılanamamasıdır. Bazı endometrial hiperplazi olgularında endometrium hücrelerinde yapısal bozulmalar görülür. Bu duruma atipili endometrial hiperplazi denir ve rahim kanseri açısından risk oluşturur. Endometrial hiperplazinin tanısı zamanında konur ve tedavi edilirse rahim kanseri gelişmesi genellikle önlenebilir. Menopoz sonrası dönemde rahim kanserinin en sık görülen belirtisi kanamadır.
Perimenopozal dönemde düzensiz kanama veya menopoz sonrası kanamanın nedeninin belirlenmesi önemlidir. Bunun için öncelikle kişisel ve aile geçmişinizi öğrenmek isteriz. Bunu takiben sizi muayene ederiz. Aşağıdaki tanı yöntemlerinden bir veya birkaçını kullanırız.
Endometriyum Biyopsisi. Bunun için rahim ağzı kanalı genişletilir. Endometriumdan küret veya vakum ile parçalar alınır. Alınan parçalar mikroskop ile incelenmek üzere patoloji laboratuvarına gönderilir. Bu işlem, muayenehane ortamında güvenle uygulanabilir.
Ultrasonografi. Verilen ses dalgalarının yankısından yararlanarak rahim ve yumurtalıklarınızın görüntüsü elde edilir. Vajina içinden veya karından uygulanabilir.
Sonohisterografi. Ultrason ile rahim görüntüleri elde edilirken, kateter adı verilen ince bir boru ile rahim içine sıvı verilir.
Histeroskopi. Histeroskop adı verilen, ucunda ışık ve kamera bulunan bir alet vajina yoluyla rahim içine ilerletilir. Histeroskop, rahim içinin görüntülenmesini sağlar. Bu işlem, hastanede uygulanmalıdır.
Perimenopozal düzensiz adet kanaması veya menopoz sonrası kanamada tedavi, kanamanın nedenine göre değişir. Örneğin polip gibi kanamaya neden olan iyi huylu bir doku varsa bunun çıkarılması yeterli olacaktır. Endometrial atrofi, ilaçlarla tedavi edilebilir.
Endometrial hiperplazi tedavisinde kullanılan progestinler rahim iç tabakasının dökülmesini sağlar. Ancak endometrial hiperplazi olması rahim kanseri riski oluşturur. Bu nedenle endometrial hiperplazi ilaçla tedavi edildikten sonra belli aralarla biyopsi tekrarlanmalı ve kansere dönüşmediğine emin olunmalıdır. Şüpheli ve riskli olgularda rahim ameliyatı yapılmalıdır.
Rahim kanseri cerrahi yolla tedavi edilir. Rahim ve yumurtalıkların yanı sıra lenf bezleri de alınır. Buna histerektomi ve lenfadenektomi denir.
Op. Dr. Hakan KILAVUZ tarafından yazının hazırlanmasında internet sitesinden yararlanılmıştır.
The post Perimenopozal veya Menopoz Sonrası Kanama appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Menopozda Sağlık Sorunları ve Beslenme appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Yüksek tansiyon hastalarının diyetlerinde dikkat etmeleri gereken en önemli nokta tuz kullanımını neredeyse hiç kullanmayacak kadar çok düşürmektir.
Yeşil yapraklı sebzeler, süt ürünleri, et ürünleri, yumurta, kek, kurabiye, konserve gıdalar, hazır yiyecekler, ekmek, zeytin, turşu ve soslar en fazla tuz içeren gıdalardandır.
Alkol alınmamalıdır, sigara kullanılmamalıdır.
Hayvansal yağlar yerine bitkisel yağları tercih etmeniz sağlığınız için daha iyi olabilir. Hastalık çok ciddi değilse düşük miktarda çay ve kahve içilebilir.
Osteoporoz, kemiklerde kalsiyum miktarının azalması sonucu kırık riskinin artmasıyla görülür. Özellikle menopoz sonrası kadınlarda çok sık rastlanan sağlık sorunlarındandır.
Hastalık durumunda kalsiyumca zengin gıdalar tüketilmeli, yeterli D vitamini almak adına günlük 15-30 dakika arası güneş ışığından yararlanılmalı, tuz tüketimi sınırlandırılmalı, kafein ve alkol tüketimi kısıtlanmalı, aktif yaşamın desteklenmesi adına düzenli egzersiz yapılmalıdır.
Yaşlılıkta çok sık gözlenmekle birlikte, ölüm nedenlerinin de başında gelir. Hastalık riskinin azaltılması için diyetteki yağ miktarı azaltılmalıdır.
Omega 3’den zengin küçük balıklar başta olmak üzere tüketilen balık miktarı artırılmalıdır.
Taze sebze ve meyve tüketimine dikkat edilmelidir.
Et olarak yağsız dana, koyun ve derisi alınmış kanatlı hayvanlar tercih edilmelidir.
Çay ve kahve kullanımı azaltılmalı, sigara ve alkol tüketilmemelidir.
Obezite veya şişmanlık durumunda doktor kontrolünde rejim yapılmalıdır.
Kanser hastalığında genetik yatkınlık önemli olsa da beslenme ile alınan aşırı yağlı, yanmış, dumanlanmış, aşırı tuzlu gıdaların tüketilmesi ve alkol, sigara kullanımı risk yaratan faktörlerdir. Kanser hastaları az ve sık yemelidir, yağ tüketimleri kısıtlanmalı, bağışıklığı artıran vitamin ve mineralce zengin besinler tüketmelidir, posa tüketimleri artırılmalı ve hazır gıdalardan uzak durmalıdırlar.
Tedavi aşamalarında uzmanlarca yapılan beslenme planlarına uymalıdırlar, radyoterapi ve kemoterapi döneminde iştahsızlık, bulantı, kusma görülebilir. Bulantı ve kusmaya karşı sıvı, elektrolit dengesi ayarlanmalıdır.
Sigara ve alkol kullanılmamalıdır.
En önemli özelliği, kan şekeri düzeyi uzun süre yüksek seyrederse beraberinde kalp-damar hastalıkları ve nörolojik hastalıklar oluşturmasıdır. Ayrıca böbrek ve göz gibi organların fonksiyonlarında da bozukluk oluşturur.
Şeker hastaları üç ana üç ara olmak üzere altı öğün almalı, öğünleri atlamamalıdır.
Posaca zengin, kan şekerini yavaş yükselten besinler almalıdırlar.
Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek, pirinç yerine bulgur ve bitkisel proteinler tüketmelidirler. Kızarmış veya hazır gıdalardan uzak durmalıdırlar.
Kan şekerini doğrudan yükselten saf şekerli besinlerdense meyve şekerleri ve gerekirse yapay tatlandırıcılar kullanılabilir.
Diyetlerinde doymamış yağ kullanmalıdırlar.
İnsülin ve ilaçların saat ve dozlarına önem gösterilmelidir.
Düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenmeyle kilolarına özellikle dikkat etmelidirler.
Sigara ve alkol tüketilmemelidir.
Yaşlılarda yaygın görülen bir rahatsızlıktır. Kabızlığı önlemek veya geçirmek adına taze meyve ve sebze; tam tahıllı ekmek içeren lifçe zengin diyet programları uygulayabilirsiniz.
Diyetinize kuru erik ekleyerek ve bol miktarda sıvı tüketerek kabızlığın önüne geçebilirsiniz. Günde en az 1500-2000 ml sıvı alınmalıdır. Günlük posa ve lif ihtiyacı 25-30 gramdır.
Düzenli egzersiz yapmak da kabızlığı önleyebilir.
Diş rahatsızlıkları sağlıklı beslenme yetinizi kötü yönde etkileyebilir ve almanız gereken besinlerin yetersiz kalmasına yol açabilir.
Yemekleri daha kolay çiğneyip yutabilmek adına yemeklerinizin yoğunluğunda değişikliklere gitmeniz gerekebilir.
Yemekleri küçük küçük doğramayı, püre haline getirmeyi ve öğütmeyi deneyebilirsiniz.
Çürük dişlerinizin tedavisi için diş hekimine görünmeyi unutmayın.
Siz yaşlandıkça vücudunuz besinleri sindirmekte daha da zayıf kalır. Tükürük ve mide asidi üretimi azalır ve bu da besinlerin parçalanmasını ve emilmesini zorlaştırır.
Sindirim sorunlarının önlenmesi veya azaltmak için daha az ve sık yemeyi deneyebilirsiniz. Rahat bir ortamda yavaş yavaş yemeğinizi yiyin. Lokmalarınızı iyice çiğneyin.
Siz yaşlandıkça tat alma tomurcuklarınız bozulduğu için tat ve koku alma duyularınız azalabilir. Bunu telafi etmek için çok tatlı veya tuzlu yiyecekleri tercih edebilirsiniz. Ancak tatlılar genellikle kilo alımına sebep olur; tuzlularsa vücudun fazla suyu tutmasına, bununla birlikte tansiyonun yükselmesine ve kalbin vücuda kan pompalamak adına daha fazla çalışmasına sebep olur.
Koku ve tat alma duyularındaki kayıplar öte yandan yemek yeme isteğinde azalmalara da yol açabilir.
Tabaklarınızın görüntüsünü değişik renklerle ve baharatlarla lezzetlendirerek cazip kılmaya özen gösterin.
Yetersiz beslenme yaşlılar arasında az yemeye, az besin almaya veya sindirim sorunlarına bağlı görülen kritik bir sağlık sorunudur. Yetersiz beslenme yorgunluğa, güçsüz bağışıklık sistemine, kansızlığa, güçsüzlüğe, sindirim, ciğer ve kalp rahatsızlıklarına neden olabilir.
Yetersiz beslenmeyi önlemek için:
The post Menopozda Sağlık Sorunları ve Beslenme appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Menopozda Vitamin ve Mineraller appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Vitamin ve minerallerin fazla alımının gözlendiği durumlarda ise zehirlenmeler görülebilir.
Yaşlandıkça kemik sağlığını korumak vücudunuza yeterli miktarda kalsiyum almanıza bağlıdır. Kalsiyum konusunda dikkatli olursanız osteoporoz ve kemik çatlaklarını önleyebilirsiniz. Yaşlı yetişkinlerin günlük kalsiyum ihtiyacı aldıkları süt, yoğurt ve peynirlerle 1200 mg’dır. Bu ihtiyaç brokoli, badem ve lahana gibi süt ürünü içermeyen besinlerle de karşılanabilir.
50 yaşından sonra mideniz daha az mide asidi salgılamaya başlar ve bu da B12 vitamininin emilmesini zorlaştırır. Günlük yeterli miktarda B12 almayı unutmayın. B12 vitamini sadece et ve ürünleri, süt, yumurta gibi hayvansal besinlerde bulunurken, diğer B grubu vitaminleri (B1, B2, B6 vitaminleri) hem bitkisel besinlerde hem de hayvansal besinlerde bulunur.
Yaş aldıkça cildimiz D vitaminini sentezleme konusunda etkisizleşir. Doktorunuza danışarak diyetinize besin veya multi vitamin takviyesi yapmayı unutmayın. Özellikle obezite sorununuz varsa veya güneş ışığından yararlanma olanağınız azsa.
Yaşlandıkça görülen kemik erimelerini önlemek amacıyla kalsiyum ve D vitamini takviyesi makul görülebilir.
İnsan, besin almadan vücudundaki depoları kullanarak günlerce yaşayabilir ancak susuz birkaç gün yaşar. Yaşlılık döneminde günde en az 8-10 bardak (1500 mililitre) su tüketilmelidir.
Yaş ilerledikçe bazı insanların susama hisleri azaldığı için susuzluğa yatkınlığı artar. İdrar yolu enfeksiyonlarına, kabızlığa ve hatta bilinç bulanıklığına engel olmak için düzenli olarak su içmeyi unutmayın.
Yetişkin bir insanın vücudunun %60’ı su iken yaşlanınca %50’ye düşer. Sıcak mevsimlerde, yoğun fiziksel aktivitelerden sonra, normalden fazla protein ve tuz alındığında, ateşli hastalıklarda ve ishal olunduğunda vücudun su kaybı artacağından, tüketilen su ve sıvı miktarı artırılmalıdır. Ancak yaşlılıkta su kısıtlaması gereken hastalıklar görüldüğünde su tüketimi dikkatle değerlendirilmelidir.
https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/menopozda-vitamin-mineraller/
The post Menopozda Vitamin ve Mineraller appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>