Warning: "continue" targeting switch is equivalent to "break". Did you mean to use "continue 2"? in /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/operations.class.php on line 2758

Warning: "continue" targeting switch is equivalent to "break". Did you mean to use "continue 2"? in /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/operations.class.php on line 2762

Warning: "continue" targeting switch is equivalent to "break". Did you mean to use "continue 2"? in /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/output.class.php on line 3706

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/operations.class.php:2758) in /home/pixizmirksk/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
kürtaj arşivleri - İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/etiket/kurtaj/ Op. Dr. Hakan KILAVUZ - İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Uzmanları Sun, 10 Nov 2019 15:08:27 +0000 tr hourly 1 İsteğe Bağlı Erken Gebelik Sonlandırma https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/gebelik-sonlandirma/ Sun, 10 Nov 2019 15:08:27 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/?p=7645 Kürtaj / tıbbi düşük / gebeliğin sonlandırılması / rahmin tahliyesi, genel anlamıyla rahim içinde gebeliğin tahliye edilmesi anlamına gelir. Dünya Sağlık Örgütünün kullandığı şekliyle “düşük”, bebeğin rahim dışında yaşama yeteneği kazanmadan, herhangi bir şekilde gebeliğin sonlanması anlamına gelir. Kendiliğinden ve isteyerek düşük olmak üzere ikiye ayrılır. Burada inceleyeceğimiz düşük, isteyerek düşüktür. Tıbbi bir deyim olan “kürtaj”, günlük dilde bu […]

The post İsteğe Bağlı Erken Gebelik Sonlandırma appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

Kürtaj / tıbbi düşük / gebeliğin sonlandırılması / rahmin tahliyesi, genel anlamıyla rahim içinde gebeliğin tahliye edilmesi anlamına gelir. Dünya Sağlık Örgütünün kullandığı şekliyle “düşük”, bebeğin rahim dışında yaşama yeteneği kazanmadan, herhangi bir şekilde gebeliğin sonlanması anlamına gelir. Kendiliğinden ve isteyerek düşük olmak üzere ikiye ayrılır. Burada inceleyeceğimiz düşük, isteyerek düşüktür.

Tıbbi bir deyim olan “kürtaj”, günlük dilde bu konuyu ifade etmek için en çok kullanılan terimdir. Türk Ceza Kanunları’nda “çocuk düşür(t)me” ifadesi kullanılırken, Nüfus Planlaması Hakkındaki Kanun’da “gebeliğin sonlandırılması”, Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesine İlişkin Tüzük’te ise “rahmin tahliyesi” terimleri tercih edilmiştir. Mevzuattaki bu terminoloji kargaşasının giderilmesi yerinde olacaktır. Bu sitede ise söz konusu kavramı karşılamak için “gebeliğin sonlandırılması” terimi kullanılacaktır.

Gebeliği sonlandırmak kişisel ve tıbbi bir karardır. Gebelik sonlandırmaya karar verdiğinizde farklı yöntemlerin risk ve yararları ve gebeliği devam ettirme olasılığı hakkında yeterli bilgi almış olmalısınız. Bu yazımızda size gebelik sonlandırma, yöntemler ve işlemler sırasında neler olacağı ile ilgili bilgilendirme yapmaya çalışacağım. Bu yazıyı okuduktan sonra sormak istediğiniz konularda doktorunuzdan destek almalısınız.

Gebeliğin 10 haftanın altında olduğu durumlarda sonlandırılmasına erken sonlandırma denir. Erken sonlandırma ilaçla veya isteğe bağlı gebelik kürtajında olduğu gibi cerrahi yolla yapılabilir.

COVID-19 Pandemisi Sırasında Gebelik Sonlandırma

COVİD-19 hastalığının etkeni SARS-CoV-2 (Ciddi Akut Solunum Sendromu Coronavirus 2) adlı bir virüstür. Virüs ilk kez 2019 yılı sonlarında hastalık yapmış ve hızla yayılmıştır. Dünyanın hemen hemen her yerinde insanlardan gerekmedikçe evden çıkmamaları istenmiştir. Bu, virüs yayılımını yavaşlatarak yoğun bakım doluluğunu azaltmak için çok önemlidir.

COVİD-19 salgını sırasında bazı konulara özen göstererek kürtaj olabilirsiniz. Önceden randevu almalı ve randevu saatinize mutlaka uymalısınız. İşlem ve sonrasında kontrol için maske kullanarak kliniğimize gelmelisiniz.

Kürtaj nedir?

Hamileliği sonlandırmanın bir yoludur. Aynı zamanda gebeliğin sonlandırılması olarak da adlandırılır.

Gebeliği sonlandırmayı neden istersiniz?

Bebeği doğurmak istememenizin çok farklı nedenleri olabilir.

  • Planlanmamış bir gebelik söz konusuysa
  • Bebek sahibi olmak istemiyorlarsa
  • Bebek sahibi olmak için yeterli maddi imkan bulunmuyorsa
  • Yardıma ihtiyacı olduğu halde aile büyüklerinden yardım alınamıyorsa
  • Eşleriyle sorunları varsa
  • Bebek sahibi olmaya hazır olmayabilirsiniz.
  • Okul, iş, aile veya başka sorumluluklarınız nedeniyle uygun zaman olmayabilir.
  • Evli olmayabilir ve bebeği tek başınıza büyütmek istemiyor olabilirsiniz.
  • Partneriniz ile uzun vadeli bir plan yapamıyor olabilirsiniz.
  • Bebeğinizde bazı sorunlar saptanmış olabilir.
  • Gebeliğin devamını zorlaştıran sağlık sorunlarınız olabilir.
  • Gebelik, isteğiniz dışında gerçekleşmiş bir cinsel ilişkinin sonucu oluşmuş olabilir.

Gebelik sonlandırmaya karar verdiğinizde öncelikle kliniğimizden randevu alıp muayene olmalısınız. İşleyiş hakkında detaylı bilgi size verilecektir.

Gebeliğin büyüklüğünü hesaplamalısınız. Bunun için gebe kalmadan önce gördüğünüz son adet kanamasının başladığı günden sonra kaç hafta ve kaç gün geçtiğini saptamalısınız. Adetleriniz düzenli değilse gebeliğin büyüklüğünü en iyi sizi ultrason ile muayene ederek saptayabiliriz.

Kürtaj yasal mıdır?

Tüm ülkelerde yasalar o ülkeye özgüdür. Ülkemizde belli kurallar dahilinde kürtaj yasal bir işlemdir.

  • Gebeliğiniz 10 haftadan küçük olmalıdır.
  • Evli iseniz kürtaj olabilmeniz için eşinizin de onayı alınması gerekir.
  • Yaşınız 18 üzerinde ve evli değilseniz yalnızca sizin izniniz ile gebelik sonlandırılabilir.

Gebeliği sonlandırmanın doğru seçim olduğuna nasıl karar verirsiniz?

Gebeliği sonlandırma, çok kişisel bir karardır ve siz ne düşünüyorsanız o doğrudur. Ne yapacağınıza karar vermekte zorlanıyorsanız arkadaşınıza, bir aile üyesine, partnerinize veya güvendiğiniz bir yakınınıza danışabilirsiniz. Ancak başka birinin haberi olmak zorunda değildir. Bilinmesini istemiyorsanız kimseye bu konudan söz etmemelisiniz. Danışacağınız kişi çoğunlukla aile veya arkadaş çevresinden biri olur. Ancak bu kişi size vereceğiniz kararda koşulsuz destek olacak biri olmalıdır. Paylaşabileceğiniz kimse yok ise kadın doğum doktorunuzdan fikir alabilirsiniz. Yaşınız 18’in altında ise mutlaka anne ve babanızla, evli iseniz eşinizle paylaşmalısınız.

Gebelik Nasıl Sonlandırılır?

Gebelik sonlandırmanın iki yolu vardır.

  • Tıbbi Düşük. Gebeliği sonlandırmaya yarayan ilaçlar ülkemizde yasal değildir. İlaçla düşük, gebeliğin 10. haftasına kadar uygulanabilir. Bu, son adet kanamasının başlamasından itibaren 10 haftadır.
  • Kürtaj. Gebelik kürtajı için kliniğimize başvurabilirsiniz. Gebelik kürtajı da 10. gebelik haftasına kadar uygulanabilir. Gebelik ürünü rahminizden alınmak için tıbbi işlem uygulanır. İşlem, plastik kanül ve vakum ile gebeliğin aspire edilmesidir. Gebelik kürtajı 15-30 dakika sürer. Ancak klinikte birkaç saat geçirmeniz ve dinlenmeniz gerekir.

Aslında 10 haftadan küçük gebelikler ilaçla veya kürtajla sonlandırılabilir. Ancak gebelik sonlandırma için kullanılacak ilaçlar ülkemizde satılmadığından kürtaj dışında bir seçenek kalmıyor.

Hangi yöntem sizin için uygundur?

Ülkemizde tıbbi yolla gebeliği sonlandırmak için gerekli ilaçlar bulunmadığı için kürtaj olmak dışında bir seçeneğiniz bulunmamaktadır.

İlaçla gebelik nasıl sonlandırılır?

Önce mifepriston adlı bir ilaç alınır. İlaç genellikle bir klinikte veya muayenehanede verilir, ancak bazı durumlarda evde almak da mümkündür. Ardından 1-2 gün sonra evde başka bir ilaç alırsınız. Buna misoprostol denir. İlaçlar gebeliğin sonlandırmasına neden olur. Bunun gerçekleşmesi ikinci ilacı aldıktan sonra 4 ila 6 saat arası sürebilir. Gebelik sonlandığında kanamanız olacaktır. Muhtemelen büyük kan pıhtıları veya doku parçaları da kanama ile birlikte gelecektir.

Düşük için kullanılan ilaçların yan etkileri nelerdir?

Yan etkiler şu şekilde sıralanabilir:

  • İkinci ilacı (misoprostol) aldıktan sonra alt karında ağrı ve kramplar. Bunlar 6 saate kadar sürer.
  • Vajinadan kanama. Misoprostol aldıktan sonraki birkaç saat kanama çok ağır olabilir. Hafif kanama birkaç hafta devam edebilir.
  • Ateş, bulantı, kusma ve ishal

Kürtaj Öncesi Muayene

Gebelik sonlandırma kararı verdiyseniz öncelikle randevu alarak kliniğimize gelip muayene olmalısınız. Bu muayenede;

  • Gebe olup olmadığınız ve gebeliğin büyüklüğü belirlenir. Adet kanamanız geciktiğinde yapılan bir test ile gebelik saptanabilir. İdrar testlerinin yanılma olasılığı vardır. Bu nedenle kan testi yapılmalıdır. Kan testinde çıkan rakamsal sonuç 5 mIU/ml veya üzerinde ise gebe olduğunuza emin olabilirsiniz. Ancak sonlandırma incesinde gebeliğin mutlaka ultrason ile görülmüş olması gerekir. Beta hCG sonucu gün aşırı iki katına çıkacaktır ve ilk kez ultrason ile görülmesi için 1500 mIU/ml veya üzerinde olmalıdır. Bu, 1 hafta adet gecikmesine rastlar. Yani son adet kanamanızın başlamasından 5 hafta sonra ilk kez muayeneye gelmelisiniz. Ultrason yapıldığında aynı zamanda gebeliğin rahim içinde yerleştiği görüntülenir. Gebeliğin rahim dışında yerleştiği dış gebeliği kürtaj ile sonlandırmak mümkün değildir. Embriyonun rahim içi dışında başka bir yere yerleşmesine dış gebelik denir ve tüm gebeliklerin yaklaşık %1’i dış gebeliktir.
  • Önceden bilmiyorsanız kan grubunuza bakılması gerekir. Eğer sizin kan grubunuz Rh negatif ve erkek partnerinizin kan grubu Rh pozitif ise Rh uyuşmazlığı var demektir. Bu durumda ileride doğacak bebeklerinizin sağlığını korumak için kürtaj sonrası Rh immün globulin iğnesi yapılmalıdır.
  • Muayene sırasında şüphelenilirse cinsel yolla bulaşan hastalıklar için test istenir. Gonore, klamidya, HIV, frengi (sifilis), Hepatit B ve C
  • Kürtaj işleminin nasıl ilerleyeceği ve nelere dikkat etmeniz gerektiği konusunda bilgi alırsınız.
  • Kürtaj sonrası gebelikten korunma konusunda bilgi alırsınız.

Kürtaj öncesi planlamalar doğrultusunda sizin için de uygun olan bir gün ve saat belirlenir.

Kürtaj nasıl yapılır?

Öncelikle anestezi uzmanı tarafından damardan yapılan bir ilaç ile sedoanaljezi uygulanır. Sedoanaljezi ile gece uykusu gibi bir uykuya dalarsınız. Ağrı duymazsınız. Lokal anestezi ile de kürtaj yapılabilir. Ancak yapılan işlemin doğası gereği lokal anestezi yapılması önerilmez. Gebeliğin rahminizden boşaltılması için ince bir plastik kanül ile vakum uygulanır. İşlem vajinal yoldan uygulandığından her hangi bir kesi veya yara izi olmaz.

Kadın İç Genital Organları

Vajina ve daha derindeki organlar, kadın iç genital organları olarak adlandırılır.

Kürtaj sonrası neler hissedersiniz?

Kürtaj sonrası sıklıkla hissedilen belirtiler;

  • Bel ve kasık ağrısı. İşlemden sonra birkaç saat devam eder. Giderek azalır.
  • Vajinal kanama. Tıbbi düşüğe göre daha az kanama olur. Kanama genellikle 2-3 hafta devam eder, zaman zaman azalır hatta kesilir, yeniden başlayabilir.

Daha büyük gebelikler sonlandırılabilir mi?

Ülkemizde 10 haftadan dah büyük gebeliklerin kürtajı yasal değildir. Daha büyük gebelikler, tıbbi zorunluluk hallerinde, eğitim ve araştırma hastanelerinde bulunan etik kurul kararı ile sonlandırılabilir. Özelikle 13 haftadan büyük gebeliklerde etik kurul kararı ile kürtaj değil düşük yaptırma yöntemi ile gebelik sonlandırılır.

Gebelik sonlandırma sonrası hangi durumlarda doktorunuza başvurmalısınız?

  • Kürtaj işlemden 2 saat sonra kanamanız adet kanamasından fazla ise,
  • Kasık ağrınız zaman içinde ve ağrı kesicilere rağmen azalmıyor ve hareket etmenizi zorlaştırıyorsa.
  • Ateşiniz 38ºC veya daha fazla ise.
  • Vajinadan gelen akıntı kötü kokulu ise.
  • Tıbbi düşük sonrası kanamanız olmuyor ise.
  • Kürtajın üzerinden 1 hafta geçmesine karşın bulantı ve memelerde gerginlik gibi belirtiler devam ediyor ise.
  • Kürtajdan 3 hafta sonra kanamanız devam ediyorsa.
  • Kürtajın üzerinden 6 hafta geçmiş ve halen adet olmamış iseniz.

Kürtaj riskli bir işlem midir?

Gebelik sonlandırma sıklıkla güvenli ve emniyetli bir şekilde gerçekleştirilir. Ancak her tıbbi işlem ve tedavi gibi gebelik sonlandırmanın da riskleri vardır.

Kürtaj yaptırmaya karar verirseniz, temiz bir sağlık kuruluşu ve güvenilir bir doktor seçmeniz çok önemlidir. Kürtaj işleminin kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından yapıldığına emin olmalısınız. Doktorunuz ile konuşmadan her hangi bir ilaç yutmayın veya vajina içine yerleştirmeyin. Hamileliği kendi başınıza sonlandırmaya çalışmak çok tehlikeli olabilir.

Kürtaj sonrası dikkat etmeniz gerekenler

Kürtaj veya tıbbi düşük sonrası 3 hafta süre ile vajina içine her hangi bir ilaç kullanmamalı, cinsel temasta bulunmamalı veya deniz, havuz ya da dolu küvete girmemelisiniz. Aksi taktirde çok ciddi enfeksiyonlara neden olabilirsiniz.

Kürtaj sonrası tekrar gebe kalmak isterseniz…

Kürtaj, ileride tekrar gebe kalmanızı zorlaştırmaz. Sağlığınızda bozulmaya neden olmaz. İleride doğuracağınız bebeğin sağlığını kötü etkilemez.

Kürtaj sonrası gebelikten korunma için ne yapabilirim?

Kısa süre içinde yeni bir gebelik planlamıyorsanız 20 gün sonraki kontrolde doktorunuzdan bu konu hakkında bilgi almalısınız. Çünkü kısa süre içinde, hatta kürtaj sonrası adet görmeden bile gebe kalınabilir. Pek çok doğum kontrol yöntemi arasında sizin için en uygun olanı seçebilirsiniz.

Yazının hazırlanmasında Up To Date Sitesi Patient education: Abortion (The Basics) sayfasından yararlanılmıştır.

Kürtaj Anasayfasına dönmek için tıklayınız…

The post İsteğe Bağlı Erken Gebelik Sonlandırma appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Kürtaj Kararı Verirken https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/kurtaj-karari-verirken/ Sun, 20 Jan 2019 10:51:57 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/?p=7160 Gebelik kürtajı olmaya karar verdiniz. Emin misiniz? Sizi zorlayan koşulların hepsi çözülebilir. Tekrar düşünün. Kararınız kesin mi? Rahat ve güvenilir bir kürtaj için okumaya devam edin. Hiç kimse istemediği bir bebeği doğurmak zorunda değildir. İstenmeyen gebelikleri aldırmak, iyi bir çözümdür. Ülkemizde bebek aldırmak, yasak değildir. Gebelik kürtajı ülkemizde yasal olarak uygulanmaktadır. Gebelik kürtajı olan herkes bunun […]

The post Kürtaj Kararı Verirken appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

Gebelik kürtajı olmaya karar verdiniz. Emin misiniz? Sizi zorlayan koşulların hepsi çözülebilir. Tekrar düşünün. Kararınız kesin mi? Rahat ve güvenilir bir kürtaj için okumaya devam edin.

Hiç kimse istemediği bir bebeği doğurmak zorunda değildir. İstenmeyen gebelikleri aldırmak, iyi bir çözümdür. Ülkemizde bebek aldırmak, yasak değildir. Gebelik kürtajı ülkemizde yasal olarak uygulanmaktadır.

Gebelik kürtajı olan herkes bunun gizli kalmasını isteme hakkına sahiptir. Geçmişte kamu sağlık kuruluşlarında gizlilik hakkına saygı duyularak kürtaj yapılmaktaydı. Son yıllarda tüm kamu ve özel sağlık kuruluşlarına yapılan tüm başvurular gibi kürtajlar da kayıt altına alınmaktadır. Gebelik kürtajının gizli kalması için muayenehane ortamında yapılmasını tercih etmelisiniz.

İyi bir muayenehanede sağlıklı kürtaj olabilirsiniz. Önemli olan küretajın hijyenik bir klinikte yapılmasıdır. Ağrısız ve rahat olması konforlu kürtaj için kaçınılmazdır. Güvenli kürtaj, randevu alırken başlar. Randevu alırken sekreter veya hemşire yerine işlemi yapacak doktor ile konuşabilmelisiniz.

Gebelik kürtajı, gece uykusuna benzer bir uyku ile sağlıklı bir şekilde uygulanabilir. Bu bir narkoz olmamakla birlikte anestezi uzmanı tarafından uygulanmalıdır. Güvenli bir uyku için, işlem öncesinde 6 saat süre ile hiçbir şey yememeli, su bile içmemelisiniz.

Kürtaja giderken dikkat etmeniz gereken konular vardır. Kürtaj sonrası saatlerinizi planlamalı, kürtaj sonrası nelere dikkat edeceğinizi bilmelisiniz. Klinikte ne kadar zaman geçirmeniz gerektiğini araştırın. Sizin planlarınızla uyuşmuyorsa ya planlarınızı değiştirmeli ya da koşulların size uymasını istemelisiniz. Kürtaj işleminde sonra sorun yaşamamak, endişelerinizi paylaşıp bilgi alabilmek için doğrudan doktora ulaşabilmelisiniz. Doktorun kendi cevaplayacağı telefon numarasını istemeli, almalı ve gerektiğinde gece gündüz arayabilmeli veya mesaj ile sorununuza çözüm bulabilmelisiniz.

Yapılacak her müdahalede olduğu gibi kürtaj müdahalesinin öncesinde de sizden onam belgesi imzalamanız istenecektir. Ortalama dört sayfalık bu metinde işlemin olası ve karşılaşılabilecek tüm sorunları anlatılmaktadır. Bu yazıyı okuduğunuzu belirten bir yazıyı elinizle yazmanız istenecektir. Bu, hukuki bir zorunluluktur. Okuduğunuz metinde yer alan ve anlamadığınız ya da daha açık anlatılmasını istediğiniz her detayı sormalısınız.

Gebelik kürtajı, vakum ile plastik kanüller kullanılarak ve kazıma yapmadan gerçekleştirilir. Bu şekilde ileride gebe kalmanızı önleyecek zedelenmeler ortaya çıkmaz.

Kürtaj işlemi sonunda rahim içinde gebeliğe dair parça olmadığını saptamak için ultrason ile kontrol edilir. Bunun için kürtaj olduğunuz masanın hemen yanında bir ultrason cihazı bulunmalıdır. Uyumadan önce bunu kontrol ediniz.

Kürtaj, steril aletler kullanılarak yapılmalıdır. Kürtaj aletleri genellikle kürtaj seti denilen metal kutular içinde saklanır. Kutu kapağı sterilizasyon belirtici (endikatör) bant ile yapıştırılmıştır. Kürtaj işlemi başlarken hastanın yanında açılmalıdır. Kutu yapışkanının yanınızda açılmasını isteyiniz.

İşlem sırasında siz uyurken, uyandığınızda ağrınız olmaması için ağrı kesici, işlem sonrasında almayı ihmal etseniz bile infeksiyonunuz olmaması için antibiyotik yapılacaktır. Bu nedenle alerjiniz olan ilaç varsa bu konuda bilgi vermeniz istenecektir. Bildiğiniz bir alerji olmasa bile ilk kez işlem sırasında ortaya çıkabilir. Böyle bir alerji olasılığı düşünülerek gerekli her türlü ilaç ve alet, yapılmaya ve kullanılmaya hazır olarak anestezi uzmanının yanında yer almalıdır. Yine de ilaçlar yapılmadan önce alerji testi yapılacaktır.

Kan uyuşmazlığı, ileriki gebeliklerinize kötü etki yapabilir. İleride sorunsuz bir gebelik sürdürmeniz için, eğer kan grubunuz Rh negatif ise kan uyuşmazlığı iğnesi reçete edilecektir. Bu ilaç özel bir reçete tipi olan mor reçete (kan ve kan ürünleri reçetesi) olmadan verilmez. Eğer geldiğinizde kan grubunuz bilinmiyor ise netleştirmek için kan alınıp laboratuvara gönderilecektir. Kan uyuşmazlığı iğnesi gerekli ise 3 gün içinde yapılmalıdır.

Kürtaj ücretini belirleyen en önemli kısım kullanılacak ilaçlar ve anestezi uzmanı için yapılacak ödemedir.

Kürtaj işlemi sonrasında muayenehanede 45 dakika kadar dinlenmeniz uygun olur. Eğer yanınızda araba kullanacak veya bindiğiniz takside size eve kadar eşlik edecek biri yoksa daha uzun süre dinlenmeniz gerekir. İşlem sonrası 4 saat kadar kendinizi alkol almış gibi hissedebilirsiniz. Araç kullanmanız ve yalnız kalmanız uygun olmaz.

Her zaman doğurganlığınız devam edecek. Eğer kısa zaman içinde yeni bir gebelik planlamıyorsanız iyi bir yöntemle gebelikten korunmalısınız. İşlemden sonra kontrole geldiğinizde korunma konusunda bilgi almalısınız. Bundan sonra nasıl korunacağınızı belirlerken yaşınız, daha önce çocuk doğurup doğurmadığınız, sigara alışkanlığınız olması, düzenli ve sürekli cinsel hayatınızın olması önem taşır. İstenmeyen bir gebeliği önlemek için korunmaya öncelik vermelisiniz. Bütün bu konuları doktor ile görüşmeliniz.

The post Kürtaj Kararı Verirken appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Dilatasyon ve Küretaj (D&C) https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/dilatasyon-ve-kuretaj-d-c/ Wed, 19 Aug 2015 05:18:13 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/dilatasyon-ve-kuretaj-d-c/ Küretaj olarak da söylenen D&C rahimin içinden parça alınmasıdır. Gebelik kürtajından rahim içinden tanı ve tedavi için parça alınmasına kadar bütün işlemlere küretaj denir. D&C Nedir Dilatasyon ve küretaj (D&C), rahim ağzı kanalının (serviks) genişletilmesi (dilatasyon) ve ince aletler ile rahim içinden parça alınması (küretaj) işlemidir. D&C Ne İçin Yapılır D&C, pek çok nedenle yapılabilir. […]

The post Dilatasyon ve Küretaj (D&C) appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

Küretaj olarak da söylenen D&C rahimin içinden parça alınmasıdır. Gebelik kürtajından rahim içinden tanı ve tedavi için parça alınmasına kadar bütün işlemlere küretaj denir.

D&C Nedir

Dilatasyon ve küretaj (D&C), rahim ağzı kanalının (serviks) genişletilmesi (dilatasyon) ve ince aletler ile rahim içinden parça alınması (küretaj) işlemidir.

D&C Ne İçin Yapılır

D&C, pek çok nedenle yapılabilir. Düzensiz kanamalarda alınan parçanın tetkiki ile kanama nedeni aydınlatılabilir, içeride kanama ile atılmayı bekleyen parçalar alındığından kanamanın durması sağlanabilir, istenmeyen bir gebelik alınabilir, düşük sonrası rahim içinde kalmış olan parçalar alınabilir, alınan parçaların tetkik edilmesi ile rahim kanseri tanısı konabilir.

Yapılma amacına göre işlem farklı adlar ile adlandırılabilir. Örneğin, kürtaj, aspirasyon kürtetaj, revizyon küretaj, rest küretaj, endometrial biyopsi, endometrial örnekleme, dilatasyon ve küretaj, probe küretaj, fraksiyone küretaj gibi.

D&C Nerede Yapılır

Küretaj, muayenehane koşullarında başarı ile gerçekleştirilir.

D&C Nasıl Yapılır

Tanısal küretaj

Endometrium ile ilgili hastalıkların tanısı için probe küretajın yapılışı

Küretaj işlemi için muayene masasına sırt üstü uzanıp bacaklarınızı yanlardaki yerlerine yerleştirmeniz gerekir. Siz uyuduktan sonra spekulum denilen muayene aleti vajina içine yerleştirilerek rahim ağzı görülür. Rahim ağzı, tenakulum denilen özel bir aletle tutulup bujilerle genişletilir (dilatasyon). Rahim içinde bulunan içerik küret denilen aletlerle alınır (küretaj). İşlem tanı amaçlı yapılmış ise alınan parçalar histopatolojik inceleme için küçük, içi formol ile dolu şişelere konur.

D&C İçin Anestezi Gerekli mi

İşlemin doğası gereği küçük bir rahatlatma için anestezi yapılması gereklidir. Anestezinin amacı yalnızca ağrıyı kesmek değil işlem sırasında gerginliği azaltmaktır. Bu nedenle intravenöz sedoanaljezi de denilen ve gece uykusunu taklit eden bir anestezi tercih edilir. İşlem sırasında ağrıya neden olan ve anesteziyi gerekli hale getiren en önemli aşama dilatasyondur. Dilatasyon, rahim içinden parça alınabilmesi için rahim ağzının genişletilmesi işlemidir. Rahim ağzının kolayca açılması için bazı ilaçlar uygulansa da bu aşama ağrılıdır. Bu nedenle küçük bir uyku en iyisidir.

Rahim Ağzı Kanalı Nasıl Genişletilir

Geçmişte, anestezinin etkin bir şekilde uygulanamadığı zamanlarda rahim ağzı kanalının (serviks) genişletilmesi (dilatason) için işlemden bir gece önce laminarya denilen bir araç kullanılırdı. Laminarya, bulunduğu ortamdan su çekerek şişen doğal veya sentetik, silindirik, kısa bir çubuktur. Rahim ağzı kanalı içine yerleştirilen çubuk su çekerek şişer ve çıkarılması ile geniş kalan kanaldan rahim içinde işlem yapılabilirdi.

Son yıllarda laminaryanın yerini prostaglandin analoğu ilaçlar almıştır. Bunlar kısa bir süre önce alındığında rahim ağzını yumuşatarak kolaylıkla genişletilebilmesini sağlar.

Anestezi altında, buji denilen araçlar ile rahim ağzı, rahim içinde işlem yapılabilecek kadar genişletilebilir. Her bir bujinin numarası vardır. Numara sırası ile genişleyen bujiler sıra ile rahim ağzı kanalından ilerletilir. Genellikle 5 mm genişlik yeterlidir.

Rahim İçinden Nasıl Parça Alınır

Rahim ağzı kanalı genişletildikten sonra rahimin içinden küret adı verilen kaşığa benzer bir alet ile parçalar toplanır. Yapılan kürtajın amacına göre bazen küret yerine vakum kanülü tercih edilebilir. Özellikle gebelik sonlandırma işlemlerinde plastik vakum kanülleri kullanılması standarttır. Bu nedenle gebelik kürtajına aspirasyon küretaj adı verilir.

Nadiren rahim içinden nerelerden parça alınması gerektiğini saptamak için histeroskopi denilen bir işlem yapılabilir. Histeroskopi, rahim içini görüntülemek için histeroskop denilen kameralı teleskopun rahim içine itilmesidir. Histeroskopi ile rahim içinin büyütülmüş görüntüsü alınabilir. Özellikle kanama düzensizliği tanısı için yapılan biyopsilerde histeroskopi yapılması yararlı olacaktır.

Kürtajın Riskleri

Genel olarak kürtaj emniyetli bir işlemdir. Nadiren kürtaj esnasında veya kısa süre sonra sorunlar kendini gösterebilir. Ancak bu komplikasyonlar zaman zaman geç farkedilebilir. Olası sorunlar şunlardır:

Rahim Delinmesi

Kürtaj için kullanılna aletlerin rahim duvarını delmesi olarak açıklanabilir. Bu komplikasyon nadiren ortaya çıkar. Genellikle doğum sonrası kanama olduğunda rahim içinde parça kalıp kalmadığının belirlenmesi ve kalmış ise boşaltılması için yapılan rest kürtajlarında ortaya çıkan bir sorundur. Rahim delindiğinde genellikle bunu fark ederiz. Rahimin delinip delinmediğinden emin olunamayan, delinme nedeniyle kanama ortaya çıkan veya diğer organlarda zedelenmeden şüphelenilen durumlarda kürtaj sonrasında bir karın ameliyatı yapılması gerekli olabilir.

Rahim delinmelerinde laparoskopi veya açık cerrahi yapılabilir. Rahimi yırtığı, yırtığın kanayıp kanamadığı ve çevre organların durumu kontrol edilir. Rahimin delinen yerinden kanama veya çevre organlarda zedelenme varsa onarım işlemi yapılır.

Rahimin delinen yerinde kanama yok ve çevre organlarda zedelenme yok ise rahim kendiliğinden iyileşir ve uzun dönemde bir soruna neden olmaz.

Enfeksiyon

Tüm cerrahi müdahaleler gibi kürtaj da enfeksiyon riski oluşturabilir. Kürtaj sonrasında enfeksiyona çok nadiren rastlanır. Enfeksiyonların çoğu gebelik kürtajı vakalarında görülecektir. Enfeksiyon, genellikle kürtajdan sonra ilk haftada belirtilerini gösterir. Enfeksiyonlar cinsel yolla bulaşan bakterilerle ortaya çıkabileceği gibi vajinada doğal olarak bulunan bakterilerin rahim içine süprülmesi ile de oluşabilir. Vajinadan kötü kokulu ve iltihaplı akıntı, karın alt kısmında ağrı ve ateş belirtileri görülür. Bu belirtiler varsa hemen doktorunuzla irtibata geçmelisiniz. Enfeksiyon düzgünce tedavi edilirse uzun dönemde sorunlara neden olmayacaktır. Düzgün tedavi edilmemiş enfeksiyonlardan sonra rahim, yumurtalık ve tüplerde oluşan hasarlar gebe kalmayı zorlaştırabilir.

Rahim İçi Yapışıklıklar

Kürtajın nadir görülen komplikasyonlarından biridir. Rahimin iç tabakasındaki yapışıklıklar Asherman sendromu olarak da bilinir. Rahim içi yapışıklıkların oluşma riski, özellikle gebelik ve düşük sonrası kürtajlarında daha fazladır. Vakum yerine rahim içinin keskin aletlerle kazınması riski daha fazla artırır. Adetlerin az olması veya olmaması şeklinde belirti verir.

Rahim içindeki yapışıklıklar gebe kalmayı engelleyebileceği gibi hafif yapışıklıklarda gebe kalındığı halde tekrarlayan düşüklere rastlanabilir. Yapışıklıkların açılması için histeroskopi yapılabilir.

Diğer Komplikasyonlar

Rahim ağzı yırtılması

Rahimden kanama

Anestezi reaksiyonları

Kürtaj Sonrası Neler Olmasını Beklemelisiniz

Küretajdan birkaç saat sonra evinize gidebilirsiniz. Ancak işlem sonrası araba kullanmanız veya tek başınıza tanımadığınız bir sürücünün arabasına binmeniz doğru olmaz. Bu nedenle yanınızda size destek olacak biri bulunmalıdır.

İşlem sonrası 6-7 saat evinizde dinlenmeli ve yalnız kalmamalısınız. Küretajın ertesi günü adet gibi hafif bir kanama ve adet ağrısına benzer bir ağrı ile işinizin başında olabilirsiniz. Kanama 20 gün süre ile olabilir, durup tekrar başlayabilir.

İşlem sonrası 20 gün süre ile rahim ağzı kanalı açık kalacaktır. Bu süreçte vajinadan rahim içine mikrop girmemelidir. Mikrop girişine izin vermemek için 20 gün süre ile denize, havuza, dolu küvete girmemeli, vajina içine su girmesine izin vermemeli, tampon kullanmamalı ve cinsel ilişkide bulunmamalısınız.

Yeni adet kanaması genellikle işlemden 45-50 gün sonra gerçekleşir.

Kürtaj Sonrası Hangi Durumlarda Doktorunuzu Görmelisiniz

  • Adet kanamasından daha fazla kanama olması.
  • Ateşinizin yükselmesi
  • Karın ağrısının saatler içinde azalmayıp artması
  • Vajinal kanama veya akıntının kötü kokulu olması

Op. Dr Hakan KILAVUZ tarafından yazının hazırlanmasında ACOG internet sitesinden yararlanılmıştır.

The post Dilatasyon ve Küretaj (D&C) appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Kadının Kürtaj Hakkı https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/kadinin-kurtaj-hakki/ Sat, 12 Apr 2014 19:27:44 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/kadinin-kurtaj-hakki/ Gebeliğin sonlandırılması, sağlık, hukuk, tıp etiği, felsefe, din ve kadın çalışmaları gibi birçok alanda tartışılagelmiştir. Tıp etiğinin en eski konularından olan gebeliğin sonlandırılması1, aynı zamanda sağlık hukuku alanında da en tartışmalı konulardan biridir. Bu konudaki destekleyici görüşe göre, kadın kendi bedeni üzerinde özgürce tasarruf edebilirken, karşıt görüş bunu kadının rahminde başlamış olan hayata müdahale olarak […]

The post Kadının Kürtaj Hakkı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Gebeliğin sonlandırılması, sağlık, hukuk, tıp etiği, felsefe, din ve kadın çalışmaları gibi birçok alanda tartışılagelmiştir. Tıp etiğinin en eski konularından olan gebeliğin sonlandırılması1, aynı zamanda sağlık hukuku alanında da en tartışmalı konulardan biridir. Bu konudaki destekleyici görüşe göre, kadın kendi bedeni üzerinde özgürce tasarruf edebilirken, karşıt görüş bunu kadının rahminde başlamış olan hayata müdahale olarak ve hatta cinayet olarak yorumlamaktadır. Eski Yunan uygarlığındaki özgün Hipokrat Andı’nda hekimlerin “kadınlara çocuk düşürmek için yardımcı olmamak” için yemin ettikleri bilinmektedir. Kadının kendi bedeni üzerindeki denetim hakkının bir parçası olan bu konunun bir uzantısı da tıp biliminin cenini değerlendirişi ile ceninin hukuki açıdan ne zaman kişilik kazandığı tartışmalarıdır.

Kürtaj, sayısı azalsa da başvurulan bir yöntemdir. 2008 Türkiye Nüfus Sağlık Araştırmasında istenmeyen gebeliklerin düşükle sonlandırılmasının %10’lara düşmüştür. Türkiye’de her yıl 1.5 milyon kadın gebe kaldığına göre, yılda 100.000 üzerinde kürtaj oluyor. Gebelikler, %70 oranda özel sektörde sonlandırılıyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (“DSÖ”) tahmini verilerine göre dünyada her yıl uygulanan 46 milyon isteyerek gebeliği sonlandırma işleminin 20 milyon kadarı güvenli olmayan koşullarda uygulanmakta ve bunların sonucunda yaklaşık 80.000 kadın yaşamını yitirmektedir. Bu ölümlerin tamamına yakın kısmı yasaların gebeliğin sonlandırılmasına izin vermediği veya aile planlaması hizmetleri sunumunun yetersiz olduğu ülkelerde meydana gelmektedir.

Gebelik Kürtajı

Kürtaj nedir

Nasıl yapılır

Türkiye’de Kürtaj

Yasal Yönü

Nerede Yapılmalı

Öncesinde Dikkat Edilecek Konular

Kürtaj anestezisi

Kürtaj Sonrası

The post Kadının Kürtaj Hakkı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Gebelik Kürtajının Yasal Yönü https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/gebelik-kurtajinin-yasal-yonu/ Wed, 11 Sep 2013 06:35:04 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/gebelik-kurtajinin-yasal-yonu/ Yasaların Gelişimi Türkiye’de gebeliğin sonlandırılmasına ilişkin hukuki düzenlemelerin gelişimi incelendiğinde, gebeliğin sonlandırılmasının yasak olduğu dönemden, içinde bulunduğumuz, gebeliğin ilk on hafta içinde sonlandırılmasının serbest olduğu döneme doğru üç aşamalı bir gelişim görülür: Yasak Dönemi (1923-1965) Bu dönemde düşük, her ne nedenle ve biçimle başvuruluyor olursa olsun kesinlikle yasaklanıyor, bu yasak 1926 tarihli 765 sayılı Türk […]

The post Gebelik Kürtajının Yasal Yönü appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Yasaların Gelişimi

Türkiye’de gebeliğin sonlandırılmasına ilişkin hukuki düzenlemelerin gelişimi incelendiğinde, gebeliğin sonlandırılmasının yasak olduğu dönemden, içinde bulunduğumuz, gebeliğin ilk on hafta içinde sonlandırılmasının serbest olduğu döneme doğru üç aşamalı bir gelişim görülür:

Yasak Dönemi (1923-1965)

Bu dönemde düşük, her ne nedenle ve biçimle başvuruluyor olursa olsun kesinlikle yasaklanıyor, bu yasak 1926 tarihli 765 sayılı Türk Ceza Kanunu (“eski TCK”) ile 1930 tarihli Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nda düzenleniyordu.

Gebeliği sonlandırma yasağının yanı sıra gebeliği önleyici tedbirler de bu dönemde yasaklanmıştı. “Çocuk yapmaya mani fiil ve hareketlerin işlenmesi için propaganda yapılması” da, eski TCK’nun getirdiği yasaklardan biriydi. Dönemin dikkat çekici bir diğer hukuki düzenlemesi de Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nda bulunmaktaydı. Buna göre, en az altı çocuğu hayatta olan kadınlara devlet tarafından para ödülü veya arzu edenlere para yerine madalya verilecekti. Bu düzenlemelerin çıkış noktası, dönemin doğumların artmasını destekleyen nüfus politikalarıdır.

Geçiş Dönemi (1965-1983)

60’lı yıllarda tüm dünyaya yayılmakta olan gebeliği isteyerek sonlandırma yasalarının liberalleşmesi dalgasının Türkiye’ye de yansımasının, izlenen doğum yanlısı politikalara bağlı olarak 1955-1960 yılları arasında nüfus artışının bugüne dek en yüksek seviyeye çıkması ve bunun yol açtığı sosyal ve ekonomik sorunların, kadın ve çocuk sağlığının Türkiye’deki halk sağlığı ve kadın doğum uzmanları tarafından dikkatle bilimsel olarak izlenmesi ve gebeliğin sonlandırılmasına ilişkin ilk yayınların gündeme gelmesinin bir sonucu olarak 1965 yılında 557 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun çıkmıştır.

Yasada nüfus planlaması “fertlerin istedikleri sayıda ve istedikleri zaman çocuk sahibi olmaları” şeklinde tanımlanıyor, yalnızca “gebeliğin ana hayatını tehdit ettiği veya edeceği, ruşeymin (embriyo) veya ceninin gelişmesini imkansız kılan veya doğacak çocuk ile onu takip edecek nesiller için ağır maluliyet teşkil edecek hallerde” gebeliğin sonlandırılmasına izin veren bu yasa ile konu ilk kez TCK dışında düzenlenmiş oluyordu. Tıbbi zorunluluklar dışında gebeliğin sonlandırılması ise halen yasak bulunuyordu.

Yasa ile ayrıca, yukarıda bahsettiğimiz propaganda yasağı ile para ödülü/madalya uygulaması kaldırılmıştır.

(Sınırlı) Serbesti Dönemi (1983-…)

1983 yılında yürürlüğe giren 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun (“NPHK”) ile bu yasaya dayanarak çıkartılan Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesine İlişkin Tüzük ve Nüfus Planlaması Hizmetlerini Yürütme Yönetmeliği ile gebeliğin sonlandırılması eylemleri belli şartlara bağlı olarak suç olmaktan çıkartılmıştır.

Gebelik kürtajı ile ilgili hukuki durum, 2827 sayılı nüfus planlaması hakkında kanun ile 27.05.1983 tarihinde düzenlenmiştir.

“Gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir.” hükmünü getiren NPHK’un 5. maddesi ile, gebeliğin isteyerek sonlandırılması Türk Hukuku’nda yasal dayanağa kavuşmuştur.

Tüzük madde 3’e göre, rahim tahliyesi kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarınca yapılır. Ancak, Bakanlıkça açılan eğitim merkezlerinde kurs görerek yeterlik belgesi almış pratisyen hekimler, kadın hastalıkları ve doğum uzmanının denetim ve gözetiminde menstrüel regülasyon yöntemiyle rahim tahliyesi yapabilirler.

NPHK madde 5’e göre, gebelik süresi on haftadan fazla ise rahim ancak gebelik, annenin hayatını tehdit ettiği veya edeceği veya doğacak çocuk ile onu takip edecek nesiller için ağır maluliyete neden olacağı hallerde doğum ve kadın hastalıkları uzmanı ve ilgili daldan bir uzmanın objektif bulgulara dayanan gerekçeli raporları ile tahliye edilebilecektir.

Tüzük madde 5’te de gebelik süresi on haftayı geçen kadınlarda rahim tahliyesi yapılamayacağı, ancak Tüzük’e ekli listede sayılan hastalıklardan birinin bulunması halinde ve kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından rahim tahliyesi yapılabileceği belirtilmiş, “Hastalığın, kadın hastalıkları ve doğum uzmanıyla bu hastalığın ilişkin olduğu uzmanlık dalından bir hekimin birlikte hazırlayacakları, kesin klinik ve laboratuvar bulgulara dayanan, gerekçeli raporlarla saptanması zorunludur.” denilmiştir.

Tüzük madde 7’de de derhal müdahale edilmediği takdirde kadının hayatını ya da hayati organlarından birini tehdit eden acil haller ayrıca sayılmıştır. Bu düzenlemelere göre, on haftayı geçen gebelikler iki halde sonlandırılabilecektir: Yasanın açıkça belirttiği hastalık halleri ile acil haller.

On haftanın üzerindeki gebeliklerde kürtaj çok özel koşulların varlığında yapılabilir. Ancak bu işlemin mutlaka tıbbi, psikolojik ve sosyal yönden zorunlu olduğunu gösteren ve en az iki hekimin onayının olduğu hastaneden alınan sağlık kurul raporu gerekir. Tıbbi zorunluluğa bağlı nedenlerden bazıları şunlardır; anneye bağlı bazı ağır hastalıklar. Örnek; ağır kalp yetmezliği, şiddetli diyabet, geçirilmiş gebelik toksikozu (eklampsi), geçirilmiş ağır genital cerrahi operasyonlar (prolapsus), toksik guatr, anneye ait doğumsal hastalıklar, kanser, şizofreni, psikomanik depsesif depresyon gibi psikiyatrik hastalıklar sayılabilir. Rahim içinde ölmüş fetus (cenin), kaçınılmaz veya tam olmayan düşük. Bebekte gözüken down sendurumu, kardiyak, gastroentestinal, üregenital anomaller, trisomi 18 ve trisomi 13 gibi kromozom bozuklukları, beyin anomalleri sayılabilir.

Yukarıda sayılan nedenlerle yapılan 10 hafta üzerindeki kürtaj yöntemi 10 haftadan daha küçük gebeliklerde yapılan kürtaj yönteminden daha farklı, komplike ve risklidir.

NPHK madde 6 ve Tüzük madde 13’e göre, gebeliğin sonlandırılması, reşit olan gebe kadının iznine, küçüklerde küçüğün rızası ile velinin iznine, vesayet altında bulunup da reşit veya mümeyyiz olmayan kişilerde reşit olmayan kişinin ve vasinin rızası ile birlikte sulh hakiminin izin vermesine bağlıdır. Kadının evli olması halinde ise rahim tahliyesi için kadının rızasına ek olarak eşin rızası gerekir.

Yasaya göre evli ise eşinin onayı gerekir. Evli değil de ve reşit değilse (18 yaşından küçükse); anne ve babasının veya velisinin onayı gerekir. Eğer kadın reşit ise yani 18 yaşından büyükse ve evli değilse istenmeyen 10 haftaya kadar olan gebeliğini kendi istemi ile düşük yani kürtaj yaptırabilir. Ancak burada doktorun iyi bir öykü alması ve iyi bir fiziki muayene yapması, hastanın ruhsal ve bedensel olarak sağlığının normal olarak tespit etmesi şarttır.

Yasakoyucu bazı durumlarda izin belgesi aramamaktadır: Akıl maluliyeti nedeni ile şuur serbestisine sahip olmayan gebe kadın hakkında rahim tahliyesi için kendi rızası aranmadığı gibi, veli veya sulh mahkemesi izninin zaman alacağı ve derhal müdahale edilmediği takdirde hayatı veya hayati organlardan birisini tehdit eden acil hallerde de izin şart değildir.

Tüzük madde 13, eşin ya da vasinin gelmemesi halinde, bu kişilerin izin verdiklerine ilişkin yazılı ve imzalı belgeyi yeterli saymıştır. Bu durumda belgeyi getiren, imzanın sahibine ait olduğunun hukuki sorumluluğunu kabul ettiğine dair bir belgeyi imzalamak zorundadır.

Türk Ceza Kanunu’nun 2004 yılında yeniden düzenlenerek 2005 yılında yürürlüğe girmesine kadar, gebeliğin sonlandırılması konusunda NPHK’un 1983 yılında eski TCK’da yaptığı birtakım değişikliklerle yetinilmişti. Bunların en önemlisi, on haftanın sonuna kadar olan gebeliklerin istek üzerine yetkili kişiler tarafından sonlandırılmasının suç olmaktan çıkartılmasıydı.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (“TCK”) 2005 yılında yürürlüğe girerek “Kişilere Karşı Suçlar” kısmının “Çocuk Düşürtme, Düşürme veya Kısırlaştırma” bölümünün altında, 99. ve 100. maddelerde gebeliğin sonlandırılmasını düzenlemiş, yasanın gebeliğin sonlandırılması konusunda getirdiği en önemli düzenleme, şüphesiz, “Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması hâlinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.” hükmü olmuştur.

TCK’na göre,

  1. rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile,
  2. tıbbî zorunluluk bulunmadığı hâlde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile,
  3. bu durumda çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın ise bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile,
  4. rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunu düşürten yetkili olmayan kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Belirtilen diğer fiiller de yetkili olmayan kişilerce işlendiği takdirde cezalar yarı oranında artırılır, ayrıca tüm bu hallerde kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğraması veya ölmesi hallerinde belirtilen cezalar TCK’da öngörülen oranlarda artırılır.

Bu hükümlerden de anlaşılacağı gibi, TCK’na göre -tecavüz haline ilişkin yirmi haftalık özel düzenleme dışında-, gebeliğin sonlandırılmasının suç sayılmaması için gerekli koşullar işlemin yetkili kişilerce yapılması, kadının rızası, on haftalık süreye uyulması, on haftalık süre aşılıyorsa tıbbi zorunluluk bulunmasıdır.

Gebelik süresi on haftadan az olan kadının kendi gebeliğini sonlandırması halinde suç oluşmayacak, gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının kendi gebeliğini sonlandırması halinde ise kadına bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilecektir.

Tartışmalı Konular

Cenin / Çocuk Kavramları

TCK’da gebeliğin sonlandırılmasının “çocuk düşürtme” ve “çocuk düşürme” olarak adlandırılması, yani “cenin” yerine “çocuk” kavramının kullanılması uygun değildir. Cenin niteliğinin ne zaman kazanılıp ne zaman sona ereceği konusunda TCK’da açıklık olmaması nedeniyle ceninin yasal konumunun saptanması işi doktrine ve içtihada bırakılmış, ancak maddelerin uygulamalarının az olması nedeniyle bu konuda bir içtihat oluşmamıştır. TCK bakımından çocuk, henüz 18 yaşını tamamlamamış kişi olarak tanımlanmaktadır. Buradaki çocuk tanımı, çocuk düşürtme suçunun konusunu oluşturmaz. “Çocuk düşürtme” ifadesi suçun tanımlanması bakımından doğru seçilmiş bir ifade değildir.

Yasal Süreler

Dine ve ahlak kurallarına göre anne karnındaki cenine, bedenin bir uzantısından fazla anlamlar yüklenmekte ve kadın istememesine karşın korkutma veya sindirme yoluyla anne olmaya zorlanmaktadır. Yasa, genelde diğer ülkelerde 12 ve 14 hafta olan gebeliğin sonlandırılmasını kural olarak on haftalık süre ile sınırlı tutmuş, bu süreden sonra ceninin hayatının korunması annenin vücudu üzerindeki haklarından üstün tutulmuştur. Oysa kürtajın tıbbi olarak kadına zarar vermeyeceği süre uluslararası sözleşmelerde 12 haftadır.

Türkiye gibi temel sağlık hizmetlerinin yaygınlığının istenen düzeyde olmadığı bir ülkede, gebeliğin kesin olarak saptanması çoğunlukla on haftalık sürenin bitimine çok yaklaşıldığında yapılabilmekte ve gebeliğin sonlandırılması hizmetlerinin kısıtlılığı da göz önüne alındığında, pek çok kadın bu hizmetten yararlanamamaktadır.

Ayrıca sağlık personelinin tıbbi bir gebelik süresi hesaplama yöntemi kullanıyor olması, söz konusu sürenin daha da kısalması anlamına gelmektedir. Şöyle ki; sağlık personeli gebelik süresini, döllenme anından yaklaşık iki hafta daha erken olan son adetin bitiminden itibaren hesaplamaktadır ve bunun sonucunda on haftalık süre uygulamada sekiz haftaya inebilmektedir. Mevzuatta ise gebeliğin başlangıcı ile ilgili bir açıklık yoktur.

İzin Sorunu

Tek başına gebeliğini sonlandırmak isteyen reşit olmayan kadınlar için kendi rızasının dışında veli izninin alınması zorunluluğu, ergen sağlığı açısından olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Ergen kadın, aile baskısı ve şiddet göreceği endişesiyle gebeliğini saklayabilmektedir.

Vesayet altındaki kadınlar açısından ise kendi rızası dışında vasinin onayına ek olarak sulh hakiminin izninin aranması da hizmete ulaşmayı olumsuz etkileyen bir durumdur.

Gebeliğin sonlandırılması ile ilgili en tartışmalı konu, evli kadınlar bakımından eşin izninin aranmasıdır. Eşin rızasının aranması, kadının bedeni üzerinde hak iddiası taşıyan bir anlayışın ürünüdür. Bu durum kadının yasal olarak kendi bedeni üzerinde tasarrufunu kısıtlar ve kocaya bir sahiplik yetkisi getirir. Gebelik, kadın bedeninde gerçekleşen bir süreçtir ve doğurganlığı konusunda karar vermek, kadının temel insan haklarından birisidir. Ayrıca, bebek doğduktan sonra bütün bakım işlerini kadına yükleyen ataerkil bir toplumsal sistemde, bebeğin doğması kararında erkeğe söz hakkı tanımanın bu eşitsiz durumu daha da pekiştirdiği de unutulmamalıdır.

TCK’nun gebeliğin sonlandırılmasını düzenleyen maddelerinde “eş izni” ifadesi bulunmamaktadır. TCK, suçun oluşmaması için “kadının” rızasını aramıştır. Bu bakımdan, suçun oluşmaması bakımından erkeğin rızası olmasa da kadının rızası yeterli olacaktır. NPHK ise, eşin iznini aramaktadır. Bu farklı düzenleme, uygulayıcıların aklını karıştırmamalıdır. NPHK’da düzenlenen eşin rızası olmaksızın, talep eden kadının gebeliğini sonlandıran hekim, TCK bakımından suç işlemiş sayılmayacak, yalnızca NPHK’a uymadığı için para cezasıyla cezalandırılacaktır. Memur olan hekimler açısından ise disiplin cezası gündeme gelebilecektir. Suçun oluşumu ile yaptırıma ilişkin bu açıklamalar veli, vasi ve sulh hakimi izni açısından da geçerlidir.

NPHK’un değişmemesinden ötürü, hekimler eşin yazılı rızası olmadıkça, gebeliği sonlandırmaktan kaçınmaktadırlar. Oysa hekimlerin eşin rızasını aramak bir yana, hastasının gebelik durumunu bile kadın izin vermedikçe hiç kimseye açıklayamaması gerekir. Türkiye’nin de taraf olduğu Lizbon, Bali gibi uluslararası sözleşmeler hasta haklarının gizliliğine özel vurgular yapmaktadır. Mevzuattaki bu çelişki, hem hasta-hekim arası kurulması gereken gizliliğe aykırıdır, hem de kadının kendi bedeni üzerindeki hakkını kısıtlar niteliktedir. NPHK’un TCK’na uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.

Tecavüz halinde gebeliği sonlandırma

TCK’nun yürürlüğe girmesine kadar, tecavüz sonucu oluşan gebelikler gebeliğin sonlandırılması için bir gerekçe olarak gösterilmemişti. TCK’da kadının tecavüze uğraması hali için özel bir düzenleme getirilmiş olmasına karşın, NPHK’da herhangi bir değişikliğe gidilmemiştir. Bu durum tecavüz sonucu gebe kalan kadınların sağlık kuruluşlarından hizmet almalarını uygulamada güçleştirmektedir.

Öte yandan, süre kısıtlaması beraberinde sorunları getirmektedir. Örneğin bazı insan ticareti vakalarında mağdurlar kurtarıldıkları sırada yirmi haftalık süreyi doldurmuş halde olabilmektedir.

Ayrıca, yasada kadının gebeliğinin mağduru olduğu bir suç sonucu olduğuna kimin karar vereceği konusunda açıklık bulunmamaktadır. Uygulamada, kesinleşmiş mahkeme kararının aranması, genel muhakeme süreçlerini göz önünde bulundurduğumuzda, hükmü işlevsiz hale getirecektir. Adli Tıp Kurumu da 18 yaşın altındaki tecavüz mağduru çocuklar için çabuk rapor çıkarsa da tecavüze maruz kalan gebe kadınlar için aynı hızla çalışmamaktadır.

Yetkili kişilerin belirlenmesi

Tüzük’te yeterlilik belgesi alan pratisyen hekimlerin ancak uzman hekimlerin denetim ve gözetiminde gebeliği sonlandırıcı uygulamalar yapabileceklerinin düzenlenmesi, uygulamada güçlükler doğuran, kadınların bu hizmetlere ulaşmasını sınırlayan bir başka etkendir. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı bulunmayan bir yörede, yeterlilik belgesi bulunan bir hekimin gebeliği sonlandırmasına olanak tanınmalıdır.Süresi on haftayı aşan gebeliklerin sonlandırılması bakımından iki hekimin onayının aranması da, ülke genelinde sağlık personelinin dağılımında yetersizlikler olan Türkiye için, yine gebeliğin sonlandırılmasının önünde bir engel teşkil etmektedir.

Yasanın Engelleyicileri Olarak Hastaneler

Yasaların etkin olarak uygulanmaması ülkemizde kadınlara büyük zorluklar yaşatmaktadır. Kadınlar, gebeliğin sonlandırılmasına ilişkin yasalarla güvence altına alınmış olan haklarını yeterince kullanamamaktadır. 2009 yılında yapılan bir habere göre, İstanbul’daki 15 devlet hastanesinden yalnızca 2 tanesi “isteğe bağlı kürtaj yaptıklarını” ve bunun için “evli olma şartı aramadıklarını” belirtmiştir. Kadın hastalıkları ve doğum kliniği olmasına karşın 7 hastane yalnızca sağlığı tehdit eden zorunlu durumlarda bu işlemin yapıldığını, 6 hastane ise bu operasyon için evlilik cüzdanı şartı koştuklarını, evli kadınların da eşlerinin onayı olmaksızın gebeliklerini sonlandıramayacağını açıklamıştır.

Sonuç

Türkiye’de gebeliğin sonlandırılması konusunda kadınlara tanınan haklar, Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne, olumlu bir gelişim göstermiş ve gebeliğin sonlandırılmasının tamamen yasak olduğu bir dönemden, kural olarak on haftalık ve istisna olarak yirmi haftalık bir gebelik süresi içinde, belli şartlar dahilinde gebeliğin isteyerek sonlandırılabileceği bir döneme gelinmiştir. Ancak unutulmamalıdır ki, bu yasal değişiklikler kadınların seçim hakları ve bedenleri üzerinde denetim haklarından değil, ülkenin nüfus gereksinimlerinden doğmuştur. Kadın bedeni, her zaman devletlerin nüfus politikalarının aracı olarak kullanılmıştır ve bu durum devam etmektedir.

Gebeliğin isteyerek sonlandırılması konusundaki bir yasanın nasıl olması gerektiğine dair görüşlerimiz, gebeliğin isteyerek sonlandırılması konusundaki değerlerimiz tarafından belirlenir ve uygulamada da gebeliğin isteyerek sonlandırılmasına ilişkin yasanın ne olduğu hakkındaki görüşlerimiz bu değerlerden bağımsız değildir.

1983 yılında NPHK tasarısı görüşmeleri sırasında Danışma Kurulu üyesi Beşir Hamioğulları’nın dışa vurduğu “Ana rahmi yol geçen hanı değildir. Kadın rahmi kalas ya da kereste deposu değildir. İstenildiği zaman tahliye edilsin, istenildiği zaman yüklensin.” anlayışının izlerini gerek yasalarda gerekse uygulamada bulmak ne yazık ki bugün hala mümkündür.

Kadınların gebeliklerini isteyerek etkin şekilde sonlandırabilmeleri için, NPHK TCK ile uyumlu hale getirilmeli, tecavüz halinde gebeliğin sonlandırılmasına ilişkin düzenleme NPHK’ya da eklenmeli, eş iznini gerektiren hüküm ivedilikle iptal edilmelidir. Tecavüz halinde gebeliğin sonlandırılmasında tecavüzün tespiti bakımından, kadının haklarına öncelik veren bir düzenleme getirilmeli, bu hallerde gebeliğin sonlandırılması kolaylaştırılmalıdır. Gebeliğin başladığı an, tıp biliminin belirlemelerine göre yasalara açık şekilde işlenmeli, süreler bu belirlemeye uygun hale getirilmeli, bu konudaki tutarsızlığın kadınların aleyhine sonuçlar doğurması engellenmelidir. Yasanın kadınlara tanıdığı hakların uygulanması sıkı şekilde denetlenmeli, kadınların ataerkil bir anlayışla hareket eden ve yasayı hiçe sayan sağlık uygulayıcıları tarafından mağdur edilmelerine son verilmelidir. Gebeliğin sonlandırılmasına izin verilen süreler uzatılmalı, süreler nüfus politikaları ile din ve ataerkil ahlak kuralları değil, tıp biliminin verileri esas alınarak kadının bedensel ve ruhsal bütünlüğü göz önünde bulundurularak, kadın haklarını gözeten bir yaklaşımla yeniden şekillendirilmelidir.

Nüfus Planlaması Hakkında Kanun

Gebeliğin sona erdirilmesi:

Madde 5 – Gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir.
Gebelik süresi, on haftadan fazla ise rahim ancak gebelik, annenin hayatını tehdit ettiği veya edeceği veya doğacak çocuk ile onu takip edecek nesiller için ağır maluliyete neden olacağı hallerde doğum ve kadın hastalıkları uzmanı ve ilgili daldan bir uzmanın objektif bulgulara dayanan gerekçeli raporları ile tahliye edilir.
Derhal müdahale edilmediği takdirde hayatı veya hayati organlardan birisini tehdit eden acil hallerde durumu tespit eden yetkili hekim tarafından gerekli müdahale yapılarak rahim tahliye edilir. Ancak, hekim bu müdahaleyi yapmadan önce veya mümkün olmadığı hallerde müdahaleden itibaren en geç yirmidört saat içinde müdahale yapılan kadının kimliği, yapılan müdahale ile müdahaleyi icabettiren gerekçeleri illerde sağlık ve sosyal yardım müdürlüklerine, ilçelerde hükümet tabipliklerine bildirmeye zorunludur.
Acil müdahale hallerinin nelerden ibaret olduğu ve yapılacak ihbarın şekil ve mahiyeti ile sterilizasyon ve rahim tahliyesini kabul edenlerden istenilecek izin belgesinin şekli ve doldurulma esasları, bunların yapılacağı yerler, bu yerlerde bulunması gereken sağlık ve diğer koşullar ve bu yerlerin denetimi ve gözetimi ile ilgili hususlar çıkarılacak tüzükte belirtilir.

Gebeliğin sona erdirilmesinde izin:

Madde 6 – 5 inci maddede belirtilen müdahale, gebe kadının iznine, küçüklerde küçüğün rızası ile velinin iznine, vesayet altında bulunup da reşit veya mümeyyiz olmayan kişilerde reşit olmayan kişinin ve vasinin rızası ile birlikte sulh hakiminin izin vermesine bağlıdır. Ancak akıl maluliyeti nedeni ile şuur serbestisine sahip olmayan gebe kadın hakkında rahim tahliyesi için kendi rızası aranmaz.
4 üncü maddenin ikinci ve 5 inci maddenin birinci fıkralarında belirtilen ve rızaları aranılacak kişiler evli iseler, sterilizasyon veya rahim tahliyesi için eşin de rızası gerekir.
Veli veya sulh mahkemesinden izin alma zamana ihtiyaç gösterdiği ve derhal müdahale edilmediği takdirde hayatı veya hayati organlardan birisini tehdit eden acil hallerde izin şart değildir.

Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesine İlişkin Tüzük

On haftayı geçmeyan gebeliklerde rahim tahliyesi:

Madde 3 – Gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar kadının sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde, istek üzerine rahim tahliye edilir.
Rahim tahliyesi, kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarınca yapılır.
Ancak, Bakanlıkça açılan eğitim merkezlerinde kurs görerek yeterlik, belgesi almış pratisyen hekimler, kadın hastalıkları ve doğum uzmanının denetim ve gözetiminde menstrüel regülasyon yöntemiyle rahim tahliyesi yapabilirler.

On haftayı geçen gebelikte rahim tahliyesi:

Madde 5 – Gebelik süresi on haftayı geçen kadınlarda, rahim tahliyesi yapılamaz.
Bu durumdaki kadınlarda, ancak, Tüzük’e ekli (2) sayılı listede sayılan hastalıklardan birinin bulunması halinde ve kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından rahim tahliyesi yapılabilir. Hastalığın, kadın hastalıkları ve doğum uzmanıyla bu hastalığın ilişkin olduğu uzmanlık dalından bir hekimin birlikte hazırlayacakları, kesin klinik ve laboratuvar bulgulara dayanan, gerekçeli raporlarla saptanması zorunludur.
Rahim tahliyesini yapan hekim, bu raporu, ameliyenin sonucuyla birlikte en geç bir hafta içinde, illerde sağlık ve sosyal yardım müdürlüklerine, ilçelerde hükümet tabipliklerine göndermek zorundadır. Bu raporlar il sağlık ve sosyal yardım müdürlüğünde toplanır.

Acil hallerde rahim tahliyesi:

Madde 7 – Derhal müdahale edilmediği takdirde kadının hayatını ya da hayati organlarından birini tehdit eden acil hallerde rahim tahliye edilir.
Bu durumda, rahim tahliyesi, kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarınca yapılır.
İzin belgesi:
Madde 13 – On haftayı geçmeyen gebeliklerde yapılacak rahim tahliyesinde, gebe kadın,
a) Reşitse kendisinden,
b) Küçükse kendisinin rızası alınmakla birlikte velisinden,
c) Vesayet altında bulunup da reşit ya da mümeyyiz değilse, kendisinden ve vasisinden (Bu halde ayrıca sulh hakiminden de izin alınması gerekir),
d) Evliyse eşinden,
örneği Tüzük’e ekli izin belgesinin alınması gerekir.
Evli kimseye sterilizasyon ameliyatının uygulanması, eşinden, ayrıca, izin belgesi alınmasına bağlıdır.

(2) SAYILI LİSTE

On haftanın üzerindeki gebeliklerde rahim tahliyesini gerektiren, kadının hayatını ya da hayati organlarından birini tehdit eden ya da çocuk için tehlikeli olan hastalıklar ve durumlar :
  1. Doğum ve Kadın Hastalıklarına bağlı nedenler
    1. Daha önceki major uterin harabiyet ve hasarları
      1. Sezeryan Ameliyatı
      2. Miyomektomi
      3. Uterus rüptürü
      4. Geniş perforasyon
    2. Geçirilmiş vajinal plastik operasyonlar
    3. Rekürren preeklampsi-eklampsi
    4. İzoimmünizasyon
    5. Mole hidatidiform
  2. Ortopedik nedenler
    1. Osteogenezis imperfekta
    2. Ağır kifoskolyoz
    3. Doğumu güçleştiren osteomiyelit
    4. Faaliyet halinde bütün mafsalları ilgilendiren osteoartiküller hastalıklar
  3. Kan hastalıklarına bağlı nedenler
    1. Lösemi
    2. Kronik anemiye neden olan hastalıklar
    3. Lenfomalar
    4. Pıhtılaşma defektleri
    5. Hemolitik sarılıklar
    6. Agranülositozis
    7. Tromboembolik hastalıklar
    8. Hemoglobinopatiler ve thalasemi sendromları (ağır klinik ve hematolojik bozukluğa neden olan)
    9. Gamaglobulinopatiler
  4. Kalb ve dolaşım sistemi hastalıkları
    1. Doğumu engelleyen konjenital ve akkiz kalb hastalıkları
    2. Kalp yetmezliği, perikardit, miyokardit, miyokarad enfarktüsü aşikar koroner yetmezliği, arteriyel sistem anevrizmaları
    3. Ağır tromboflebitler ve lenfatik sistem hastalıkları
    4. Ağır bronşektaziler
    5. Solunum fonksiyonunu bozan kronik akciğer hastalıkları
  5. Böbrek hastalıkları
    1. Akut ve kronik böbrek hastalıkları
  6. Göz hastalıkları
    1. Dekolman
    2. Renal hipertansif ve diyabetik retinopatiler
  7. Endokrin ve metabolik hastalıklar
    1. Feokromositoma
    2. Adrenal hiperfonksiyon ya da yetmezliği
    3. Kontrol altına alınamayan hipotiroidi veya hipertiroidi
    4. Paratiroid hiperfonksiyon ya da yetmezliği
    5. Ağır hipofiz hastalıkları
  8. Sindirim sistemine bağlı nedenler
    1. Gebeliğin devamını engelleyen sindirim organları hastalıkları
  9. İmmünolojik nedenler
    1. İmmün yetmezliği hastalıklar
    2. Kollajen doku hastalıkları
  10. Bütün malign neoplastik hastalıkları
  11. Nörolojik nedenler
    1. Grand mal epilepsi
    2. Multipl skleroz
    3. Muskuler distrofi
    4. Hemipleji ve parapleji
    5. Gebeliğin devamını engelleyen ağır nörolojik hastalıklar
  12. Ruh hastalıklarına bağlı nedenler
    1. Oligofreni
    2. Kronik şizofreni
    3. Psikoz manyak depresif (PMD)
    4. Paranoya
    5. Uyuşturucu bağımlılıkları ve kronik alkolizm
  13. Enfeksiyon hastalıkları
    1. Teratojen intra uterin enfeksiyonlar
      1. Kızamıkçık
      2. Toksoplazmozis
      3. Sitomegalovirus
      4. Herpes virus grubu hastalıklar
    2. Cüzzam
    3. Sıtma
    4. Frengi
    5. Brusella ve diğer ağır kronik enfeksiyonlar
  14. Konjenital nedenler
    1. Marphan sendromu
    2. Mesane ekstrofisi
    3. Down sendromu
    4. Sakat çocuk doğurma ihtimali yüksek diğer herediter hastalıklar
    5. Gonadlara zararlı röntgen ışını ve ilaç
    6. Teratogenik ilaçlar
    7. Nörofibromatozis

Türk Ceza Kanunu

Çocuk düşürtme

Madde 99- (1) Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Birinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi altı yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) İkinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan diğer fiiller yetkili olmayan bir kişi tarafından işlendiği takdirde, bu fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılarak hükmolunur.
(6) Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.

Çocuk düşürme

Madde 100- (1) Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar
hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

Gebelik Kürtajı

Kürtaj nedir

Nasıl yapılır

Kadının Kürtaj Hakkı

Türkiye’de Kürtaj

Nerede Yapılmalı

Öncesinde Dikkat Edilecek Konular

Kürtaj anestezisi

Kürtaj Sonrası

The post Gebelik Kürtajının Yasal Yönü appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>