The post Gebelere Genel Öneriler appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Tarama testleri için size vereceğimiz tarihler dışında ilk 8 ay ayda 2 kez muayeneye gelmelisiniz. Gebelik süresince son ayın ilk 20 günü haftada bir, son hafta 4 günde bir görüşmeliyiz.
Gebeliğin başında oluşturduğumuzu takip dosyası içine, tüm test ve ultrason sonuçlarınızı tarih sırası ile koymanız, kısa sürede kontrol etmemize yardımcı olur.
Gebeliğin başlaması ile birlikte bedeninizde gebeliğe bağlı değişiklikler meydana gelecektir. İlk haftalardan itibaren halsizlik, düşük tansiyon, kasık ve bel ağrısı, kabızlık görülmeye başlar. Gebeliğin son yarısında mide ekşimesi ve reflü sık rastlanan belirtilerdir.
Gebelikte uygulamanız gereken özel bir diyet yoktur. Hamile olmadan önceki gibi beslenmeniz yeterli olacaktır. Ancak gebelik sürecinde hamur işleri, ağır tatlılar, yağlı ve kızarmış yiyeceklerden uzak durmaya çalışın. Kabızlığı önlemek için sebze ve meyve tüketmeniz iyi olur. Mümkün olan sebzeler çiğ olarak tüketilmelidir. Süt, yoğurt, peynir gibi süt ürünleri ile gereksiniminiz olan kalsiyumu karşılayabilirsiniz. Yaz aylarında güneşten yararlanmalı ancak kalıcı lekelenmelere neden olmamak için yüzünüzü korumalısınız. Diş bakımına dikkat etmelisiniz. Gebelik sırasında diş ve diş eti hastalıkları güvenle tedavi edilebilir.
Siz ve bebeğinizin gereksinimi olacak vitamin ve gıda takviye edicileri kullanmaya çalışmalısınız. Demir ilaçları boş mideye alınmalıdır. Yemekten 2 saat sonra su ile alınıp üzerine 2 saat bir şey yemeden ve içmeden beklemek, demirin en iyi şekilde emilmesini sağlar.
Gebeliğin en iyi egzersizi yürüme ve yüzmedir. Bu sporların açık havada yapılması tercih etmeli, spor sırasında nefes nefese kalmamaya çalışmalısınız.
Gebelikte özel sorunlar olmadıkça cinsel birliktelik yasak değildir. Kanama veya size bildireceğimiz özel kanama riski taşıyan durumlar yok ise, prezervatif kullanarak cinsel ilişkide bulunabilirsiniz. Semen içinde bulunan prostaglandin adı verilen maddeler rahim kasılmasını tetikleyebilir. Bu nedenle semen ile temas olmamalıdır.
Yasalarımıza göre gebeliğin 32. haftasında işinizi bırakma hakkınız olduğu gibi dilediğiniz ve engel bir durum olmadığı sürece 37 haftaya kadar çalışmanızda da sakınca yoktur.
Gebeliğin 37. haftasına kadar çok yorucu olmayan kara yolculuklarına çıkabilir, izin kağıdı almak koşuluyla hava yolculuğu da yapabilirsiniz.
Şu sorunlardan biri ile karşılaşırsanız muhakkak bizimle iletişim kurmalısınız.
Yukarıdaki sorunların hiç birini yaşamadığınız sağlıklı ve rahat bir gebelik geçirip mutlulukla bebeğinizi kucağınıza almanızı dileriz.
https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/gebelere-genel-oneriler/
The post Gebelere Genel Öneriler appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Gebelik Testlerinin Tarihsel Gelişimi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Tüm gebelik testleri, hCG hormonunun saptanmasına dayanır. Döllenme olduktan 10 gün sonra hCG hormonu üretimi başlar. hCG hormonu alfa ve beta alt ünitelerinden oluşur. Alfa alt ünitesi bazı başka hormonlarda da aynen bulunabildiğinden test sonuçlarında hatalara neden olur. Bu nedenle beta alt ünitesine bakılması tercih edilir. Hormon, embriyonun rahime teması ile anne kan dolaşımında yükselmeye başlar. Anne kan dolaşımından idrarla atılan hormon, idrarda da saptanır.
hCG’nin saptanması için geçmiş yıllardan bu yana pek çok test yapılmıştır.
Biyolojik testler, 1970 öncesi uygulanırken günümüzde hiç uygulanmamaktadır ve ancak antik bir öneme sahiptir. Bilim çok hızlı gelişiyor.
Sayısal olmayan testler
İdrarda gebelik testleri bu esasa dayanmaktadır.
Kanda gebelik testi olarak bilinen testlerin ilk örneklerindendir. Yapılması uzun sürdüğünden günümüzde uygulanmamaktadır. hCG’nin yalnızca alfa alt ünitesine bakıldığı için genellikle yanlış sonuç vermez. Henüz ilişki üzerinden 10 gün geçmiş ve adet gecikmesi bile yaşanmamış olduğu halde hCG’deki çok küçük oynamaları bile saptayabilir.
Günümüzde kanda gebelik testi olarak bilinen ve hızlı ve güvenilir olarak uygulanan testlerdir.
The post Gebelik Testlerinin Tarihsel Gelişimi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Gebeliğe Bağlı Olabilecek Belirtiler appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Ultrasonun bulunmadığı veya çok gelişmediği eski yıllarda gebelik tanısı koymak çok zor bir işti. Bu dönemde hamile olduğundan şüphelenen bir kadın doktora geldiğinde bu belirtilere bakılarak hamile olup olmadığına karar verilmeye çalışılırdı. Günümüzde neredeyse tamamen önemini yitiren bu konular, kadınlar arasında güncelliğini koruyor. Kadınlar bu belirtileri okuyup her ay gebelik testi yaptırır oldu. Oysa gebelik testinin pozitif olması bile gebeliğin kesin belirtisi değil, gebeliğe bağlı olabilecek bir belirtidir.
Bu, çoğunlukla eski elbiselerine sığamayan kadınların gebelik şüphesi ile biz doktorlara gelme nedenidir. Aslında karın çevresini genişleten nedenlerin arasında en sık görüleni kilo almadır. Diğer yandan bir anne adayının karın çevresinin artışı 3 aydan sonra farkedilir hale gelir. 3 ay öncesinde de barsak gazlarının artışına bağlı bir karın gerginliği vardır. Ama bu, karın büyümesinden ziyade karında şişkinlik hissine neden olur.
Bu belirti, anne adayının değil doktorun farkedebileceği belirtilerden biridir. İlk kez bulan hekimin adıyla Piskaçek belirtisi olarak adlandırılır. Rahim (uterus), bebeğin içinde büyüdüğü organdır. Normalde armut şeklinde ve armut büyüklüğünde olan bu organ, gebeliğin içinde büyümesi ile büyür. Büyürken kan dolaşımının artması ve hormonların etkisi ile gevşemesi sonucunda daha yumuşak hale gelir. Gebelik rahim duvarında bir bölgeye tutunur. Tutunduğu yer daha yumuşak ve daha şişkindir. Bu nedenle rahim elle vajinal yoldan muayene edildiğinde asimetrik şekilde hissedilir. Tarihi bir öneme sahip olan bu muayene bulgusu, yerini tamamen vajinal ultrasona bırakmıştır.
Rahim ile rahim ağzının birleştiği çizgiye istmus denir. Sanki rahim ağzı evin duvarı, rahim ise kapı gibi istmus bir menteşe şeklinde rahim ağzını rahime bağlar. Normalde sert olan istmus üzerinde rahim, rahim ağzına göre öne veya geri doğru dönük olarak durur. Kadınların yarısından çoğunun rahimi öne doğru dönüktür. Bu nedenle rahimin geri doğru dönük olması anormal sayılsa da sağlık açısından kötü bir etkisi yoktur. Rahim ile rahim ağzı arasındaki istmus, gebelik sırasında yumuşar ve rahim öne ve arkaya doğru rahatça hareket eder hale gelir. Yani menteşe yağlanmış olur. Bu belirtiye de bulan doktorun adına ithafen Hegar belirtisi denir. Bu belirti de vajinal ultrasonun bulunması ile unutulmuş ve tarihte yerini almıştır.
Rahim ağzı (serviks) de rahimin diğer bölgeleri gibi yumuşar. Aslında vajinal muayene ile en rahat farkedilebilen belirti budur. Çünkü vajinal muayenede en rahat temas edilebilen yer rahim ağzıdır. Bu belirti de bulan doktorun adı ile Godell belirtisi olarak adlandırılır. Bu belirti de diğerleri gibi tıp tarihinin tozlu sayfaları arasında kaybolmuştur.
Burada bahsi geçen rahim ağzı, vajinanın en derininde bulunan rahimin girişidir. Yoksa dış cinsel organ rengine bakıp gebelikten şüphelenmeye kalkmayın. Vücudun pek çok kısmında renk değişikliği olduğu gibi rahim ağzı (serviks) de renk koyulaşması ile gebeliği belli eder. Bu renk koyulaşması, diğer yerlerden farklı olarak rahimin kan akımının hızlanmasına bağlıdır. Kan akımının artması ile renk koyulaşmasına lividite adı verilir.
Muayene sırasında elle rahimin ara sıra sertleştiği farkedilir. Bu belirti Braxton Hicks kasılmaları olarak adlandırılır. Tahmin ettiğiniz gibi bu isim de bulan hekimin adıdır. Bu kasılmalar, gebeliğin erken haftalarında vajinal muayenede hissedilirken gebeliğin son aylarında karından da hissedilebilir.
Aslında elastikiyet yerine doğru kelime ballotmandır. Ancak bu kelimenin tam karşılığını bulamadım. Bu nedenle tarif edebilirim. Bebek, rahim içinde su içinde yüzmektedir. Su ile dolu bir rahim ön arkadan sıkıştırıldığında yanlara doğru genişler. Buna ballotman adı verilir. Rahimi büyüten en önemli neden myomlardır. Myom ile gebeliğin farklarından biri, gebelikte ballotman olduğu halde myomlarda olmaması, diğeri myom olan rahim sertleştiği halde gebe rahimin yumuşamasıdır.
Bu gerçekten çok ustalık isteyen ve çok geç farkedilebilen bir belirtidir. Rahimin üst, alt veya yanlardan sıkıştırılması ile bebeğin kol bacakları ve başı farkedilebilir. Bu gün farketmektense ultrasonla görmeyi tercih ediyoruz.
Aslında gebelik testlerini ayrı bir başlık altında yazdım. Ama burada kısaca belirtmek istedim. Gebelik testlerinin pozitif çıkması kesin bir gebelik belirtisi değildir. Özellikle idrar testleri pek çok şeyden etkilenebilir. Kan testlerinde bile alınan ilaçlar ve farklı hormon bozuklukları gebelik testini pozitif çıkarabilir. Sonuçta gebelik testi ile bakılan, hCG hormonudur. hCG, protein yapılı bir hormondur ve özellikle menopozda ve polikistik over sendromunda yükselen LH hormonuna yapı olarak çok benzer. Diğer yandan hCG hormonu ,çeren veya vücutta hCG hormonunu artıran pek çok ilaç da gebelik testinin yanlışlıkla pozitif çıkması ile sonuçlanabilir. Özellikle de test erken yapıldığında gebelik olduğu halde test negatif bulunabilir.
The post Gebeliğe Bağlı Olabilecek Belirtiler appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Kaplıcalar ve Gebelik appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Gebelik, hızla atlatılması gereken bir hastalık dönemi değildir. Her anne adayı, gebeliğini doyasıya ve eğlenceli bir şekilde yaşamalıdır. Bebeğinizi büyüttüğünüz bu dönemde dinlenme ve tatil, mutluluğunuzu artıracaktır. Tatiliniz sağlığınızı kötü etkilememeli. Gebelik tatilinde neler yapılabilir? Gebelikte kaplıca tatili size neler verir ve sizden neleri alır?
Gebelik, aktiviteleriniz ve yaşam şeklinizde çok köklü değişiklikler yapmanızı gerektirmez. Ancak bazı şeylere daha fazla dikkat ederiz. Örneğin büyüme çağında bir çocuğun uyku saatlerine özen göstermesi, menopozdaki bir kadının düzenli yürüyüş yapması gibi hamileler de yaşam şekillerinde minik düzenlemeler yapmalıdır.
Kaplıca, termal ve SPA gibi merkezler gebelik sağlığı açısından risk meydana getirebilir.
Gebelik, östrojen düzeyinin düşmesine neden olduğundan vajina için enfeksiyondan koruma görevi yapan vajina içi ortamı bozulur. Bu ortam bozukluğu, daha kolay vajina enfeksiyonu olabilmek anlamına gelecektir. Normal vajina içi pH değeri 4 olduğu halde herhangi bir suyun pH değeri 7’dir. 4 ile 7 pH arasında 1000 kat hidrojen iyon yoğunluğu farkı bulunur. Bu nedenle termal, kaplıca gibi SPA merkezlerinde suda uzun süre kalmak vajina içi enfeksiyonlara ve özellikle de mantar enfeksiyonuna davetiye çıkarır. Gebelik sırasında geçirilen vajina enfeksiyonları, erken su gelmesi ve erken doğum riskini de beraberinde getirir.
Böbrek taşı düşürürken ılık bir küvette dakikalarca yatarsınız. Çünkü ılık bir su, kanalları gevşeterek taşın düşmesini kolaylaştırır. Aynı şekilde anne adayı da uzun süre ılık suda kaldığında rahim ağzında gevşeme olabilir. Bu nedenle hiç bir sıcak su banyosunun uzun tutulmaması gerekir.
Yine vücut sıcaklığındaki birkaç derecelik artış, bebeğin kalp atışını hızlandıracaktır. Kalp atışı hızlanarak metabolizması hızlanan bebek, mevcut besin ve oksijenini verimli kullanamaz. Oksijen ve besin yetersizliği çeken bir bebeğin kaybına dahi neden olabilir.
Kaplıca ve termal SPA merkezlerinde havuz kenarları kaymayı önleyecek şekilde dizayn edilmelidir. Islak seramik zeminler kayarak düşmeler açısından ciddi riskler içerir. Gebelik sırasında karın öne doğru çıktığından denge merkezi öne doğu yer değiştirir. Bu da dengeyi korumayı zorlaştırır. Denge bozuklukları tehlikeli düşmelerle sonuçlanabilir. Bu konuda güvenli olmayan yerlerden kaçınmak gerekir.
Bütün bunları göz önüne aldığımızda, hamile bir hanım için termal veya kaplıca gibi SPA merkezleri vereceği sağlıktan daha fazla risk oluşturur. Gebelikte tatil planlarınızı daha güvenli ortamlara kaydırmalısınız.
The post Kaplıcalar ve Gebelik appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Gebelik Testleri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>İdrarda gebelik testi, kesin olmasa da gecikmenin gebeliğe bağlı olduğunu düşündürür. İdrar testlerini eczaneden alıp yapabilirsiniz. Kanda gebelik testi ise döllenme olduğunun kesin göstergesidir. Ancak kanda gebelik testi, doktor muayenesinden sonra yapılmalı ve doktor tarafından sonuç yorumlanmalıdır. Gebelik testleri pozitif olsa bile ultrason ile gebelik kesesini görmeden hamile olduğunuza karar vermeyin. Gebe olduğunuza kesin emin olmanın tek yolu ultrason ile görmektir.
İdrar testleri: Bu testler anne adayının idrarında hCG hormonunun varlığına dayanır. Bu hormon embriyo (cenin) hücrelerinden salgılanır. Testin pozitif olması için beklediğiniz adet tarihinin üzerinden 7-10 gün geçmesi gerekir. İdrarınızda hCG hormonu var ise test (+) olarak kabul edilir. Yani gebesiniz. Bu testi laboratuvarda yaptırabileceğiniz gibi kendi kendinize evde de yapabilirsiniz. Gebeliğinizi kendi evinizde öğrenmek isliyorsanız bu yöntemi seçebilirsiniz. Bu sayede bu mutlu anı eşiniz ve siz paylaşabilirsiniz. Eczanelerden satın alabileceğiniz bu testleri okuyarak, uygulamak çok kolaydır ve kısa sürede sonuç verirler. Ancak bu sonucu mutlaka ultrasonla doğrulatmalısınız.
İdrar ile bakılan gebelik testlerini adet gecikmesinin 7. gününden sonra yapmak uygundur.
Kan testleri: Anne kanında hCG hormonu miktarına bakılır. Bu test, idrar testine göre daha erken dönemde sonuç verir. Beklediğiniz adet gününden itibaren test uygulanabilir. Acil durumlar ve erken dönemde, gebelik olup olmadığı öğrenilmek istenir ise tercih edilir. Ancak bu testin pozitif bulunması durumunda da ultrason ile doğrulama yapılmalıdır.
Kanda bakılan gebelik testi, adet gecikmesinin 1. gününden itibaren yapılabilir.
Vajinal muayene (Hazneden yapılan muayene): Vajinal muayenede rahim ağzının yumuşaması ve renginin koyulaşmasının görülmesi, rahmin normalden büyük olması, gebelik bulguları olarak değerlendirilir. Ultrasonun gebelik tanısı için kullanılmaya başlanmasından bu yana hiç kimse gebe olduğunu belirlemek için muayene edilmiyor.
Vajen yolu ile yapılan ultrasonografi gebeliğe zarar vermez. En erken kesin gebelik tanısı bu yöntem ile konur.
Ultrasonografi: Ultrason, gebelik tanısının konması ve gebeliğin izlenmesi için yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Gebelik tanısı, vajinal yoldan yapılan ultrasonografi ile gebeliğin 5. haftasından, karın üstünden yapılan ultrasonografi ile gebeliğin 6. haftasından itibaren gebelik kesesinin görülebilmesi ile konur. Ultrason ile fetal kalp atışları da gebeliğin 6. haftasından itibaren alınabilir.
Gebeliğin 10. haftasından itibaren kalp atışları doppler aletleri ile duyulabilir.
The post Gebelik Testleri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Gebelikte D Vitamini kullanımı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Gebelikte D Vitamini kullanımı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Gebelikte Diş Sağlığı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Tüm bu bilgilerin ışığında yapmamız izlememiz gereken yol haritası basitçe şudur:
Gebelikte diş eti iltihabı ya da diş çürüklerine daha fazla dikkat edilmeli, dişler günde iki kez fırçalamalı, gebelik öncesi dişlere verilen önem gebelikte de aynen sürdürülmelidir.
The post Gebelikte Diş Sağlığı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Bebek Cinsiyetinin Oluşması appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Döllenmeye hazır dişi cinsiyet hücresi 22 vücut, 1 cinsiyet kromozomu ihtiva eder (22 + X). Dölleme yeteneğine sahip erkek cinsiyet hücrelerinin bir kismı X cinsiyet kromozomu (22 + X), bir kısmı ise Y cinsiyet kromozomu (22 + Y) taşırlar.
X cinsiyet kromozumu taşıyan dişi cinsiyet hücresi, X cinsiyet kromozomu taşıyan erkek cinsiyet hücresi tarafından döllendiği zaman döllenmiş yumurta dişi (XX), Y cinsiyet kromozomu taşıyan erkek cinsiyet hücresi tarafından döllendiği zaman erkek (XY) cinsiyetine sahip olacaktır.
Görülmektedir ki bebeğin cinsiyetini belirleyen babadır. Zira X veya Y cinsiyet kromozomu taşıyan erkek cinsiyet hücresi babadan gelmektedir.
Döllenme esnasında beliren bebek cinsiyetini doğumdan önce saptamak için yıllar boyunca geniş araştırmalar yapılmıştır.
Bugün, amnion sıvısı içine dökülen bebeğe ait hücrelerin çe-kirdeklerinde cinsiyet kromatini araştırılması ile rahim içindeki bebeğin cinsiyeti belirlenebilir. Dişide mevcut XX cinsiyet kromozomlarından bir tanesi çekirdek zarına yakın olmak üzere koyu bir yoğunluk gösterir ki buna cinsiyet kromatini adı verilir. Bu kromatin, dişide mevcut olup erkek hücrede yoktur. Bu bakımdan bu kromatin’in tesbiti durumlarında bebek dişi, görülemediği durumlarda bebek erkektir.
Cinsiyet belirlemede ultrason kullanımı halen en kolay ve en sık başvurulan yöntemdir.
The post Bebek Cinsiyetinin Oluşması appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Bebeğin Anne Karnında Duruş ve Tavrı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Bebeğin omurgasının anne omurgası ile ilişkisine duruş (situs), bebeğin organlarının birbirine göre durumuna tavır (habitus) adı verilir. Bebeğin anne çatı kemiği içine yerleşen kısmına geliş (prezentasyon) denir.
Bebek genellikle öne kıvrık yani fleksiyon tavrında durur. Öne kıvrık bebek tavrını anlatalım. Rahim içindeki bebek tümüyle oval şekil gösterir. Bebek omurgası dışbükey kavis çizmek üzere baş göğse, kalçalar ise gövde üzerine bükülmüştür. Bu durumda bebek çenesinin kısmen göğse değdiği görülür. Dizler ve ayaklar da karın üzerinde toplanmıştır. Kollar göğüs önünde, bacaklar gövde önünde çaprazvari bükülmüştür. Arkaya kıvrık yani ekstensiyon tavrı çık nadir görülür.
Bebeğin uzun ekseni, annenin uzun ekseni ile paralellik gösterdiği zaman uzunlamasına duruş (situs longitudinalis) söz konusudur. Bebeğin uzun ekseni annenin uzun eksenini dik açı yapacak şekilde çaprazlayacak olursa yan duruştan (situs transversus) bahsedilir. Bebek ve annenin uzun eksenleri birbiri ile dar açı yapıyorsa buna çapraz duruş (situs oblikus) adı verlir.
Uzunlamasına duruşta bebeğin önde gelen kısmını baş veya makat oluşturur. Doğumların % 96’sını baş gelişi teşkil eder.
The post Bebeğin Anne Karnında Duruş ve Tavrı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Göbek Kordonu appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Göbek kordonu, bebeği plasentaya bağlayan 40-60 cm. uzunluğunda, 1 cm. çapında bir kordondur. İçinden damarlar geçer. Bu kordon ile gerekli gıda maddeleri ve oksijen plasentadan bebeğe taşınır. Metabolizma artıkları ve karbondioksit de dışarı atılmak üzere bebekten plasentaya geçer.
Kordonda seyreden damarlar, kordon boyuna oranla daha uzun olduklarından yer yer hafif kıvrımlar yapar. Bu kıvrım bölgeleri, dışardan bakıldığı zaman kordon üzerinde kabartı şeklinde görülür. Göbek kordonu üzerinde kuvvetli nabız alınır. Kordonda nabız atımlarının kayboluşu bebeğin öldüğünü gösterebilir.
The post Göbek Kordonu appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>