The post İnfertilite Hastasında Yapılacak Testler appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Sebebi ne olursa olsun, bir yıl süre ile düzenli ve korunmasız cinsel ilişki sonunda gebe kalamamış olan çiftler (infertilite olarak tanımlanır) bazı testlerle kontrol edilmelidir. Spermiogram, hormon analizleri follikülometri, histerosalpingografi gibi testler ilk etapta yapılması gerekenlerdir.
Gebe kalmayı planlayan her hasta gibi infertilite hastalarında da folik asid kullanımına başlanmalıdır. Folik asid, hem sağlıklı bir bebeğin gelişimine katkıda bulunur, hem de düşüğe neden olabilen pıhtılaşma sorunlarını azaltır.
İnfertilite tedavisi uzun ve yıpratıcı bir süreçtir. Bu süreçte gerilimi (stres) azaltmak için aktiviteler ve hobiler edinmelisiniz.
Semen analizi, infertilite testleri arasında ilk sıralarda istenilen testler arasındadır.Halk arasında sıklıkla sperm ile semen kavramları karıştırılır. Boşalma sonucunda elde edilen sıvının adı semendir. Semen’in hacim olarak çoğunu, sperm denilen hareketli hücreler oluşturur. Semenin bir kısmını da semen sıvısı oluşturur.
Semen analizinin önemli bir parçası semen hacmidir. Bunu bir mililitre semendeki sperm sayısı, spermlerin hareketliliği ve görünümlerinin normal olup olmaması izler. Sperm hücrelerinin görünümü mikroskop altında incelenir. Sperm gürünümünü değerlendiren temel iki yöntem vardır. Bunlardan biri Kruger yöntemi, diğeri WHO kriterleridir. Kruger yöntemi ile değerlendirme sonucu tercih edilir.
Kadın infertilitesini değerlendirirken jinekolojik muayeneyi kesinlikle önemsemek gerekir. Jinekolojik muayene, vajinal ultrasonografi eşliğinde yapılır. Jinekolojik muayene ve vajinal ultrason bize, gebeliğin oluşması ve gelişmesi konusunda olası sorunlar hakkında bilgi verir.
Jinekolojik muayenede, yumurtalıklar ve rahim değerlendirilir. Yumurtalıklarda kist, rahimde myom, polip gibi sorunlar, gebelik şansını azaltabilir.
Histerosalpingografi, rahim içinde polip, rahim içine baskı yapan myom ve rahim şekil bozukluğunu bize gösterir.
Her infertilite hastasının histeroskopi olması gerekmez. Özellikle rahim filminde sorun saptanan hastalarda rahimin içine kamera ile bakılması ve rahim içindeki sorunların çözülmesi önem taşır.
Her infertilite hastasının laparoskopi olması da gerekli değildir. Özellikle rahimde şekil bozukluğu veya dışarıya doğru büyüyen myomu olan, yumurtalıklarında kisti olan olgularda laparoskopi ile değerlendirme ve tedavi uygulanır.
İnfertilite hastalarında yumurtanın gelişimi ve yumurtlama üzerinde etkili başlıca hormonların uygun zamanda bakılması gerekir.
Adet kanamasının başlamasından itibaren ilk 3 gün içinde FSH (Follikül Stimülan Hormon – Yumurta Uyarıcı Hormon), LH (Lüteinizan Hormon – Yumurtlatıcı Hormon), E2 (Östradiol), AMH (Antimüllerian Hormon), PRL (Prolaktin – Süt Hormonu), TSH (Tiroid Stimülan Hormon – Tiroid Uyarıcı Hormon) bakılması uygun olur. Bu tetkikler bize, yumurtlama düzeni ve yumurta kapasitesi (rezervi) hakkında kapsamlı bilgi verir.
Bazal hormon düzeyleri, tedavide uygulanacak protokol konusunda da yol gösterici olacaktır.
Anne sağlığı üzerinde çok kötü etkiler yapmasa da bazı bulaşıcı hastalıklar anne karnındaki bebeğin gelişiminde ciddi sorunlara neden olabilir.
Bazı enfeksiyonlar antibiyotiklerle tedavi edebildiğimiz hastalıklardır. Örneğin toksoplazma enfeksiyonu ve frengi (sifilis) antibiyotik kullanılarak tedavi edilebilir. Belirti vermeyen bu hastalıklara, kan testleri ile tanı konur.
Diğer bazı enfeksiyonlar ise tedavi edemediğimiz halde infertilite tedavisine başlamadan önce iyileşmesi beklenebilir. Bu hastalıklar arasında en iyi bilineni CMV enfeksiyonudur. Bu enfeksiyon da belirti vermediğinden ancak kan testleri ile tanı konup iyileşmesi beklenebilir.
Bazı enfeksiyonlara karşı zaten aşılıyızdır. Aşı yapılmamış veya aşısı tutmamış olanlarda aşı yapılabilir. Örneğin rubella (kızamıkçık) bu tip bir enfeksiyondur. Kızamıkçık enfeksiyonunu geçirmekte olan birinde infertilite tedavisi yapılmaz. Kızamıkçık bağışıklığı bulunmayan birinde de aşı yapılıp aşı sonrası tedaviye başlamak için en az 3 ay beklenmelidir.
Bazı bulaşıcı hastalıklarda ise tedavi olmadığı ve kendiliğinden iyileşme gerçekleşmediği halde doğum sonrası bebeğe bulaşmanın önlenmesi için bebeğin ayrılması gerekli olabilir. Özellikle, hepatit türleri ve AIDS bu grup enfeksiyonlardır.
Özellikle tekrarlayan gebelik kaybı veya tekrarlayan tüpbebek başarısızlığı olan kadınlarda anne ve baba adaylarının karyotipleri (kromozom yapıları) ve anne adayının pıhtılaşma testleri yapılmalıdır. Bu olgularda anne adayının bağışıklık sistemi de gebeliğin başarılı bir şekilde yerleşip büyümesini önlüyor olabilir. Bu nedenle bağışıklık testleri de uygulanması gerekenler arasında yer alır.
The post İnfertilite Hastasında Yapılacak Testler appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post İnfertilitede Rahimin Değerlendirilmesi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Sonohisterografi (Salin İnfüzyon Sonografisi)
The post İnfertilitede Rahimin Değerlendirilmesi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post İnfertil Erkekte Hormon Analizleri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Erkek üremesinin en önemli iki hormonu FSH ve testosterondur. Bu hormonlar için test uygulanabilir. Gerekli görülürse LH, östradiol ve prolaktin hormonu düzeylerine de bakılabilir.
The post İnfertil Erkekte Hormon Analizleri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Laparoskopi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Laparoskop adı verilen ışıklı teleskopik cihazın karın cildinden genellikle göbek deliğinden karın içine sokularak karın iç boşluğunun incelenmesini sağlayan cerrahi işlemdir. Laparoskopi ile, rahim, yumurtalık kanalları, yumurtalık ve diğer iç organların yüzeyleri gözlenebilir.
Laparoskopi ile pelvik bölgede endometriozis, karın zarı yapışıklıkları ve diğer anormallikler gözle görülür, genellikle tedavi edilebilir.
İnfertilite tetkiklerinde laparoskopi ilk sırada yapılması gereken bir operasyon değildir. Pahalı olması ve cerrahi riskler içermesi nedeniyle diğer testler uygulandıktan sonra bu işlemin yapılması kararı verilebilir. Kimi zaman kadının geçmişindeki hastalıklar, geçirdiği ameliyatlar veya sık tekrarlayan kasık ağrıları nedeniyle laparoskopik inceleme öne alınabilir.
Endometriozisin kesin tanısı, laparoskopi ile konur ve endometriozisin ne kadar yaygın olduğu gözlenebilir. Laparoskopi ile yapılan evrelemenin kriterleri arasında endometriozisin yaygınlığı, yapışıklıklar, çikolata kistleri de vardır. Bu kriterlere bakılarak endometriozis dört evreye ayrılır. Ancak endometriozisin evresi, infertilite ve pelvik ağrı ile bağlantılı değildir. Laparoskopi ile endometriozisin tedavisi de yapılabilir; endometriozis odakları koagülasyon, vaporizasyon veya koterizasyonla ortadan kaldırılabilir. Çikolata kistleri çıkarılabilir, boşaltılabilir veya yapışıklıklar açılabilir. Yumurtalık kanallarının açık olup olmadığını görmek için rahim ağzından boya verilip karın boşluğuna boşalması izlenebilir.
Laparoskopik histerektomi günümüzde artan sıklıkta ve daha geniş endikasyonlarla uygulanmaktadır. Önceleri benign jinekolojik nedenler endikasyonu oluştururken, günümüzde malign jinekolojik hastalıklar da laparoskopi ile tedavi edilmeye başlanmıştır. Histerektomi tiplerindeki çeşitlilik hem hasta hem de hekim açısından konfor sağlamakla birlikte, jinekolojik hastalığın yaygınlığı, beraberinde yapılacak diğer cerrahi işlemler, hastanın tercihi, cerrahi ekipman varlığı, cerrahın tecrübesi gibi faktörler eşliğinde laparoskopik histerektomi günümüzde bireyselleştirilerek yapılmalıdır. Günümüzde özellikle benign nedenlerle yapılacak histerektomiler için laparoskopik histerektomi açısından belirgin bir kontrendikasyon gözükmemektedir.
The post Laparoskopi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Histeroskopi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Işıklı, teleskop benzeri bir cihazın (histeroskop) rahim ağzından içine sokularak rahim iç boşluğunun gözle görülmesi işlemidir. Histeroskopi ile rahim içinde polip, myom ve yapışıklıklar görüntülenebildiği gibi tedavi de edilebilir.
Bu yöntem ile görüntülenen dokularda sorunlu alanlar belirlenip buralardan parça alınabilir.
Histeroskopi sırasında rahim ağzı genişletildiğinden, eski hale gelene kadar rahime mikrop girmemesine dikkat edilmelidir. Bunun için işlem sonrası 20 gün süre ile denize, havuza, dolu küvete girilmemeli, cinsel ilişki olmamalı, vajina içine tampon konmamalı ve vajina içi yıkanmamalıdır.
Bazen histeroskopi yalnızca rahim içindeki sorunlara tanı koymak için uygulanır. Uyutularak ağrı duyusu ortadan kaldırıldıktan sonra rahim ağzından içeriye histeroskop ile girilir. İşlem sonrasında az miktarda vajinal kanama dışında işlemde rahim ağzından içeriye verilen sıvının dışarı gelir.
Histeroskopi infertilite veya kanama düzensizliklerinde anormal dokunun ortadan kaldırılması için de kullanılabilir. Histeroskopi ortalama 1 saat kadar sürer. Herhangi bir kesi yapılmadığı için işlem sonrası oluşacak ağrı da hafiftir.
Endometrial polipler. Rahim iç tabakasından köken alan saplı kitlelerdir. Polipler, gebelik oluşumunu zorlaştırdığı gibi adet düzensizliklerine de neden olabilir. Polipler histeroskopi ile görerek çıkarılabilir.
Myomlar. Rahimin kas tabakasından kaynaklanan iyi huylu nodüllerdir. Eğer rahimin iç boşluğuna doğru büyümüş ise gebe kalmayı zorlaştırdıkları gibi adet düzensizlikleri de yapabilirler. Rahim içine sarkan myomlar histeroskopi ile görerek çıkarılabilir.
Yapışıklıklar. Rahim içinde bulunabilecek yapışıklıklar histeroskopi sırasında açılabilir. Yeniden yapışma olmasını önlemek için rahim içine spiral yerleştirilebilir ve hormon ilaçları verilebilir. Spiralin çıkarılmasından sonra yapışıklıkların taamen açılıp açılmadığı görüntülenmelidir.,
Uterus septumu. Rahimi ortadan sağ ve sol olarak ikiye ayıran bir perdedir. Bir rahim anormalliği olan septum, bazı kadınlarda doğuştan bulunur ve gebeliklerde düşükler olmasına neden olabilir. İşlem sonrası yapışmaları önlemek için rahim içine spiral yerleştirilmeli ve hormon tedavisi verilmelidir.
Histeroskopinin komplikasyonu nadirdir.
Nadirten görülen enfeksiyonlardan kaynaklanan yapışıklıkların açılması için yeniden histeroskopi yapılması gerekebilir.
İşlem sonrası biraz kanama olması normaldir. Eğer kanama şiddetli ise doktorunuza haber vermelisiniz.
Rahimin iç boşluğunu şişirerek değerlendirmek için sıvı vermek gerekebilir. Bu sıvının vücuda emilmesinden kaynaklanan komplikasyonlar olabilir.
Nadiren histeroskopi sırasında rahim delinebilir. Bu delikler genellikle küçüktür ve kendiliğinden iyileşir. Deliğin geniş olduğu durumlarda özellikle doktor da rahim dışında başka organların zedelenmesinden şüpheleniyor ise laparoskopi yapılabilir.
The post Histeroskopi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Sonohisterografi – Salin İnfüzyon Sonografisi (SIS) appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Bu şekilde rahim şişirilip iç tabakadaki yapısal bozukluklar görünür hale gelir, rahim içi problemlerin bir kısmına tanı konabilir.
Endometrial polip, myom gibi oluşumlar, doğrudan yapılan vajinal ultrason ile görüntülendiğinden daha iyi görüntülenebilir. Eğer bir anormallik görülürse histeroskopi uyguanabilir. Bazen histerosalpingografi yerine kullanılabilirse de tüpleri değil rahim iç boşluğunu görüntülemeyi sağlar.
Anormal bulgu saptamada sensitivitenin (hassasiyet) %88-92’ye yükselebileceğini, tanı koymadaki özgünlüğün %72-95’e çıkacağını ve tanısal değerin histereskopi ile doğrudan görüntülemeyle benzer olduğunu vurgulamakta yarar var.
Sonohisterografi, infertilite araştırmalarında yapılabileceği gibi düzensiz vajinal kanama tanısında da kullanılabilir. Menopoz öncesi yaşlarda, endometriumun yaklaşık 5 mm. kalınlıkta olduğu adetin 4-6. günleri arasında yapılmalıdır.
The post Sonohisterografi – Salin İnfüzyon Sonografisi (SIS) appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post İnfertil Kadında Hormon Analizleri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Tüylenmede artma şikayeti olan kadınarda total testosteron, DHEAS ve 17 alfa hidroksiprogesteron bakılabilir. Özellikle yüzde ve/veya sırt (bel) göğüs ve karında kıllanma olan kadınlarda artmış androjenler yumurtalık fonksiyonu bozukluklarından kaynaklanabileceği gibi böbrek üstü bezinden kaynaklanıp yumurtalık fonksiyonlarında bozulma da yapabilir.
The post İnfertil Kadında Hormon Analizleri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Yumurtlama Testleri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Yumurtlama olup olmadığını ve ne zaman olduğunu saptamak biraz kafa karıştırıcı ve zaman alıcı olsa da gebelik isteyen çiftler için önem taşır. Çocuk isteyen bir çift hangi metod ile yumurtlama takibi yapacağına doktoru ile birlikte karar vermelidir. Eğer testler kadının yumurtlamadığını gösteriyorsa veya adetler düzensiz ise yumurtlama sağlayan tedavilerden iyi yararlanacağı düşünülür.
Yumurtlama; yumurtalıktan yumurtanın salınmasıdır ve gebelik oluşması için şarttır. Yumurtanın gelişimi tamamlanınca aniden salgılanan LH etkisi ile salgılamadan 36-40 saat sonra yumurtlama gerçekleşir. Bu olaya LH piki (tepesi) de denilir. Yumurtlama gerçekleşince yumurta, fallop tüpleri (yumurtalık kanalı, tuba uterina) tarafından alınır. Rahime doğru ilerleyen yumurta, tüpler içinde bir sperm ile buluşursa döllenme gerçekleşebilir.
Kısırlık nedenleri arasında en önde geleni yumurtlama bozukluklarıdır. Bir çift çocuk sahibi olmak istediklerinde cinsel ilişki zamanını planlayabilmek için yumurtlama zamanını bilmek ister. Eğer düzenli cinsel ilişkiye karşın uzun süre gebelik meydana gelememiş ise anne adayı da yumurtlamasının olup olmadığını bilmek ister. Aslında 21-35 gün aralıklarla ve kasık ağrısının eşlik ettiği düzenli adet olan bir kadında büyük olasılıkla yumurtlamada sorun yoktur. Yumurtlama olup olmadığını belirlemek için yapılan bazı testler vardır. Aşağıda bunlardan bahsedilecektir.
Östradiol, yumurtalıkta büyümekte olan folliküller tarafından üretilir ve yumurtalamadan hemen önce ciddi bir artış gösterir. Yumurtlatma tedavisi için FSH ilaçları uygulanan kadınlarda östradiol düzeyleri sık sık ölçülerek yumurta gelişimi test edilir. Ancak bu tip bir tedavi almayan kadında östradiol ölçümü yumurtlama hakkında bilgi vermeyecektir.
LH hormonu, yumurtlamadan hemen önce pik düzeyinde artan bir başka hormondur. LH seviyesindeki artış yumurtlamanın değilse de yumurta olgunlaşmasının iyi bir göstergesidir. LH hormonu pulslar halinde sık sık salgılandığı için bir defa kan veya idrar düzeyinin bakılması bilgilendirici değildir.
Yumurtlama sonrasında follikül kalıntısından progesteron hormonu salgılanır. Bu nedenle beklenen adet tarihinden 1 hafta önce kanda progesteron düzeyinde artış yumurtlama olduğunu gösterir. Ancak yumurtlamanın zamanı hakkında bilgi vermez.
Yumurta, follikül adı verilen su dolu kesecik ile birlikte yumurtalığın içinde büyür. Yumurta olgunlaşırken follikülün de çapı genişler. Follikülün büyümesi, transvajinal ultrason ile izlenebilir. Ultrason, ses dalgalarını kullanarak dokuların ekranda bir haritasını çıkarır. Transvajinal ultrasonda ses dalgaları transvajinal prob ile verilir. Transvajinal prob, tampon gibi vajina içine itilir. Yumurtamaya yakın follikül büyürken duvarı incelir ve yumurtalığın kenarına doğru yaklaşır. Follikül çapı 18-25 mm olduğunda yumurtlama gerçekleşir. Yumurtlama için ilaç tedavisi uygulanan kişilerde transvajnal ultrason ile cinsel ilişki veya aşılama tarihi belirlenir. Yumurtlama için tedavi gören birinde yumurta gelişiminin izlenmesi için follikül çapı ölçümü birkaç kez yapılır.
The post Yumurtlama Testleri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Yumurta Kapasitesinin Belirlenmesi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Yumurtalık rezervi testleri bize bir kadının üretebileceği yumurta sayı ve kalitesini gösterir. Dolayısıyla yumurta üretimini uyarmak için gerekli olan ilaç dozlarına karar vermemizi kolaylaştırır.
Erkeklerde sperm üretimi ileri yaşlara kadar devam ederken kadınlarda ömür boyunca kullanılacak yumurtalar kız bebek doğmadan önce yumurtalıklarda üretilmiş ve depolanmıştır. Bir kız çocuk, hayatı boyunca bu yumurtaları kullanır, harcar ve bitince menopoza girer. Kadınlarda erken yaşlarda depodan ilk kullan yumurtalar, en kaliteli yumurtalardır. Yaş ilerledikçe geriye kalan yumurtaların sayısı azalırken kalitesi de düşer. Bu nedenle yumurtalık rezervinin belirlenmesi çok önemlidir.
Yumurta kapasitesi testleri, aşağıdaki durumlarda daha fazla önem kazanır.
Yumurtalık rezervinin belirlenmesi için bazı testler tanımlanmışsa da gebelik olasılığını göstermede hiç birisinin etkinliği kanıtlanabilmiş değildir. Bu testler bir kadının gebe kalıp kalamayacağını net bir şekilde gösteremez. Ancak yumurtalıklarda yaş ile ilgili değişikliklerin ne kadar ciddi olduğunu gösterebilir. Aynı yaş grubunda sonuçları yetersiz yumurtalık rezervi olarak görünen kişilerin çocuk doğurma şansı, normal olanlardan daha düşüktür. Kesin tanı koymayı sağlayan bir veya birkaç test bulunabilmiş değildir. Yumurta rezervinin gösterilmesi için adet kanamasının 2, 3, 4 veya 5. günlerinde FSH, AMH (antimüllerian hormon) ve E2 (estradiol) bakılabilir. FSH veya E2’nin yüksek düzeyleri, yumurta rezervinin yetersiz olduğunun göstergesidir. Ancak bazı kadınlarda yumurta rezervi düşmüş olduğu halde bazal FSH düzeyi yüksek değildir. Bu nedenle FSH sonuçlarının normal bulunması yumurtalık rezervinin iyi olduğunu kanıtlamaz. Yumurta rezervini göstermek için yapılan diğer testler, CCCT ve AFC’dir.
Kısa süre önce yapılan ve yumurtalık kapasitesi belirteçlerini inceleyen bir çalışma, FSH ve antral yumurta sayısından daha başarılı bir değerlendirme metodu bulamamıştır.
Adet kanamasının başlamasından itibaren 3 gün içerisinde yumurtalıklardaki antral follikül olarak bilinen yumurtaların ultrason ile sayılması ile yapılır.
Yumurta uyarısına cevap verenler antral yumurtalardır. Sağlıklı kadınlarda yaşın ilerlemesiyle yumurta sayısı azalır. Yüksek kaliteli transvajinal ultrason ile, bu yumurtalar rahatlıkla sayılabilir.
Normal yumurta sayısı: Her bir tarafta 5-10 yumurta. Yumurta uyarısına normal bir cevap vermeleri beklenir.
Yüksek yumurta sayısı: Her bir tarafta 10’dan fazla yumurta. İlaçlara aşırı yanıt olabilir. Kilo ve FSH seviyesi temel alınarak, daha düşük ilaç seviyesi seçilmelidir.
Düşük yumurta sayısı: Toplamda 5’den az yumurta. Düşük prognoz göstergesi olabilir ve yüksek ilaç seviyesi gerektirir.
Toplam yumurta sayısı, alınan yumurta sayısı ile doğru, 3. gün bakılan FSH ve gereksinim duyulan ilaç ile ters orantılıdır.
Buna ek olarak, toplamda 10’dan az folikül sayısı yumurta elde edememe riski olduğunu gösterir. Antral yumurta sayısı tek başına yumurtalık yanıtının tahmininde en iyi göstergedir. Uyarı sonucu 3 yumurtadan az üreten 40 yaşın üzerindeki kadınlarda tüp bebek başarısı çok düşük olduğundan, düşük yumurta sayısı, diğer verilerle birlikte (yaş, 3. gün FSH, infertilitenin süresi) değerlendirildiğinde, duruma göre yumurta bağışı daha iyi bir seçenek olabilir.
Klomifen sitrat ile uyarma testi (KSUT), 3. gün FSH seviyesi normal olan hastalarda, düşük prognoz ve düşük yumurtalık kapasitesi teşhisi için kullanılır.
Beşinci günden 9. güne kadar günde 100 mg klomifen kullanılır. 10. gün FSH seviyesi 10-12 mIU/ml’den az olmalıdır. Sağlıklı kadınlarda klomifen, FSH’yi uyarsa da yükselen E2, FSH’yi normal aralıklara geri çeker. Düşük yumurtalık kapasitesi olan kadınlarda, hipofiz daha belirgin FSH artışı ile tepki gösterir ve yükselen E2 seviyesi hemen FSH’yi geri çekemez. Şüphesiz normal 3. gün FSH seviyesi, anormal KSUT ve düşük gebelik başarısı olan bir grup kadın vardır ama genellikle çiftler tedaviye başlamak ister.
Bir dimerik glikoproteindir. Transforming growth factor-beta (TGF-beta) ailesindendir. İnhibin ve aktivinler de bu ailedendir. Bu aile üyesi hormonlar, dokulardaki gelişme ve farklılaşmada rol oynamaktadırlar. AMH/MIS, erkekte testisin sertoli hücrelerinden, kadında da yumurtalıkların granulosa hücrelerinden salınmaktadır. MIS/AMH, uterus, fallop tüpleri ve üst vagina bölümlerinin başlangıç dokusu olan Müller kanallarının regresyonunda rol almaktadır.
Bilindiği gibi, hipofiz hormonları olan FSH ve LH, yumurtalık faaliyetinde etkilidirler. Ancak bunlar dolaylı belirteçlerdir. AMH/MIS ve inhibin B, doğrudan testis ve yumurtalıklarda üretildikleri için, testis ve yumurtalık fonksiyonlarını gösteren direkt belirteçlerdir. Ayrıca FSH, adet döneminde de, menopoza geçiş döneminde de sürekli değişkenlikler ve oynamalar gösteren bir hormondur. Hem AMH/MIS, hem de inhibin B bu dönemlerde de stabil olup, daha duyarlı ve güvenilir bir ayıraç özelliğinde belirteçlerdir.
Kadında
Erkekte
Pediatride
Test oldukça özgündür. 0.019 ng/ml’ye duyarlı olup, ölçüm aralığı 0.05-10 ng/ml’dir.
Test bir ELISA testi olup, 3 saatlik bir süreyi kapsar.
Serum veya plazma örneklerinden çalışma yapılabilir. Serum veya plazma eğer 24 saatten daha fazla bekleyecek ve çalışılmayacaksa, buzdolabında 2-8°C de bekletilmelidir. Eğer 30 günden fazla bekleyecek ve çalışılmayacaksa, örnekler -20°C de dondurularak bekletilmelidir. Örnekler dondurulduktan sonra çözülünce bir kez çalışılmalı, tekrar dondurulmamalıdır. Lipemik ve hemolizli örnekler kullanılmamalıdır.
The post Yumurta Kapasitesinin Belirlenmesi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Detaylı Semen Analizleri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Canlı boyama (vital staining) testi: Semen örneğinde yeterli sayıda spermin hayatta olup olmadığını gösterir.
Antisperm antikor testi: Sperm ile yapışık antikorlar spermin hareketliliğini kötü etkileyebilir.
Peroksidaz boyaması: İnflamasyon ve enfeksiyonu göstermek için kullanılır.
Semen kültürü: Semende enfeksiyon varsa bakteriyi saptamak ve kullanılacak antibiyotiğe karar vermek için yapılır.
Hipoozmotik şişme (swelling) testi
Bilgisayar destekli semen analizi: Spermlerin gerektiği gibi hareket edip etmediğini gösterir.
Sperm DNA (kromatin yapı) testi: İnfertilitenin tanımlanamayan sebebi parçalanmış DNA olabilir. Bu durum flow sitometri sperm kromatin yapı analizi (SKYA) ile klinik olarak belirlenebilir. Anormal sperm tetkikleri ile SKYA arasında bağlantı vardır. Antioksidan terapisi SKYA skorunu düzeltebilir. Testisten biyopsi ile spermin alımı, sürekli yüksek DNA parçalanması olan erkekler için bir seçenek olabilir. Hareket ve görünüm arasında bağlantı olduğundan, ICSI için en aktif ve görünüm olarak normal spermi seçmek, muhtemelen DNA’sı en bozulmamış spermi seçmek olacaktır.
Sperm sayısı çok az veya hiç sperm saptanamamış ise genetik testler istenebilir. Bu tsttlerin bazıları çocuğa geçirilmesi riski olan hastalıkları da gösterebilir.
Sperm anöploidi testi: Sperm içindeki kromozom sayısının normal olup olmadığını gösterir.
Karytip veya Y kromozomu delesyon testleri
Testis biyopsisi: Semen analizinde hiç sperm görülmemiş ise sperm kanallarının tıkalı olup olmadığını saptamak için yapılır.
The post Detaylı Semen Analizleri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>