Yumurta Kapasitesinin Belirlenmesi

Yumurtalık rezervi testleri bize bir kadının üretebileceği yumurta sayı ve kalitesini gösterir. Dolayısıyla yumurta üretimini uyarmak için gerekli olan ilaç dozlarına karar vermemizi kolaylaştırır.

Erkeklerde sperm üretimi ileri yaşlara kadar devam ederken kadınlarda ömür boyunca kullanılacak yumurtalar kız bebek doğmadan önce yumurtalıklarda üretilmiş ve depolanmıştır. Bir kız çocuk, hayatı boyunca bu yumurtaları kullanır, harcar ve bitince menopoza girer. Kadınlarda erken yaşlarda depodan ilk kullan yumurtalar, en kaliteli yumurtalardır. Yaş ilerledikçe geriye kalan yumurtaların sayısı azalırken kalitesi de düşer. Bu nedenle yumurtalık rezervinin belirlenmesi çok önemlidir.

Yumurta kapasitesi testleri, aşağıdaki durumlarda daha fazla önem kazanır.

  1. İleri yaş: 35 yaş üzerinde
  2. Ailede (anne, hala, teyze ve kız kardeşlerde) erken menopoz olması
  3. Tek yumurtalık
  4. Önceden yumurtalık ameliyatı, kemoterapi veya ışın tedavisi geçirmiş olmak
  5. Açıklanamayan infertilite
  6. Gonadotrpin (FSH) ile uyarı sonucunda yumurtalıkların yeterince yumurta üretmemesi (poor responder)

Yumurtalık rezervinin belirlenmesi için bazı testler tanımlanmışsa da gebelik olasılığını göstermede hiç birisinin etkinliği kanıtlanabilmiş değildir. Bu testler bir kadının gebe kalıp kalamayacağını net bir şekilde gösteremez. Ancak yumurtalıklarda yaş ile ilgili değişikliklerin ne kadar ciddi olduğunu gösterebilir. Aynı yaş grubunda sonuçları yetersiz yumurtalık rezervi olarak görünen kişilerin çocuk doğurma şansı, normal olanlardan daha düşüktür. Kesin tanı koymayı sağlayan bir veya birkaç test bulunabilmiş değildir. Yumurta rezervinin gösterilmesi için adet kanamasının 2, 3, 4 veya 5. günlerinde FSH, AMH (antimüllerian hormon) ve E2 (estradiol) bakılabilir. FSH veya E2’nin yüksek düzeyleri, yumurta rezervinin yetersiz olduğunun göstergesidir. Ancak bazı kadınlarda yumurta rezervi düşmüş olduğu halde bazal FSH düzeyi yüksek değildir. Bu nedenle FSH sonuçlarının normal bulunması yumurtalık rezervinin iyi olduğunu kanıtlamaz. Yumurta rezervini göstermek için yapılan diğer testler, CCCT ve AFC’dir.

Kısa süre önce yapılan ve yumurtalık kapasitesi belirteçlerini inceleyen bir çalışma, FSH ve antral yumurta sayısından daha başarılı bir değerlendirme metodu bulamamıştır.

Antral Follikül Sayılması (AFC-AFS)

Adet kanamasının başlamasından itibaren 3 gün içerisinde yumurtalıklardaki antral follikül olarak bilinen yumurtaların ultrason ile sayılması ile yapılır.

Yumurta uyarısına cevap verenler antral yumurtalardır. Sağlıklı kadınlarda yaşın ilerlemesiyle yumurta sayısı azalır. Yüksek kaliteli transvajinal ultrason ile, bu yumurtalar rahatlıkla sayılabilir.

Normal yumurta sayısı: Her bir tarafta 5-10 yumurta. Yumurta uyarısına normal bir cevap vermeleri beklenir.

Yüksek yumurta sayısı: Her bir tarafta 10’dan fazla yumurta. İlaçlara aşırı yanıt olabilir. Kilo ve FSH seviyesi temel alınarak, daha düşük ilaç seviyesi seçilmelidir.

Düşük yumurta sayısı: Toplamda 5’den az yumurta. Düşük prognoz göstergesi olabilir ve yüksek ilaç seviyesi gerektirir.

Toplam yumurta sayısı, alınan yumurta sayısı ile doğru, 3. gün bakılan FSH ve gereksinim duyulan ilaç ile ters orantılıdır.

Buna ek olarak, toplamda 10’dan az folikül sayısı yumurta elde edememe riski olduğunu gösterir. Antral yumurta sayısı tek başına yumurtalık yanıtının tahmininde en iyi göstergedir. Uyarı sonucu 3 yumurtadan az üreten 40 yaşın üzerindeki kadınlarda tüp bebek başarısı çok düşük olduğundan, düşük yumurta sayısı, diğer verilerle birlikte (yaş, 3. gün FSH, infertilitenin süresi) değerlendirildiğinde, duruma göre yumurta bağışı daha iyi bir seçenek olabilir.

Klomifen Sitrat Uyarma Testi (CCCT-KSUT)

Klomifen sitrat ile uyarma testi (KSUT), 3. gün FSH seviyesi normal olan hastalarda, düşük prognoz ve düşük yumurtalık kapasitesi teşhisi için kullanılır.

Beşinci günden 9. güne kadar günde 100 mg klomifen kullanılır. 10. gün FSH seviyesi 10-12 mIU/ml’den az olmalıdır. Sağlıklı kadınlarda klomifen, FSH’yi uyarsa da yükselen E2, FSH’yi normal aralıklara geri çeker. Düşük yumurtalık kapasitesi olan kadınlarda, hipofiz daha belirgin FSH artışı ile tepki gösterir ve yükselen E2 seviyesi hemen FSH’yi geri çekemez. Şüphesiz normal 3. gün FSH seviyesi, anormal KSUT ve düşük gebelik başarısı olan bir grup kadın vardır ama genellikle çiftler tedaviye başlamak ister.

Antimüllerian Hormon (AMH) / Müllerian İnhibitör Substans (MIS-MIF)

Bir dimerik glikoproteindir. Transforming growth factor-beta (TGF-beta) ailesindendir. İnhibin ve aktivinler de bu ailedendir. Bu aile üyesi hormonlar, dokulardaki gelişme ve farklılaşmada rol oynamaktadırlar. AMH/MIS, erkekte testisin sertoli hücrelerinden, kadında da yumurtalıkların granulosa hücrelerinden salınmaktadır. MIS/AMH, uterus, fallop tüpleri ve üst vagina bölümlerinin başlangıç dokusu olan Müller kanallarının regresyonunda rol almaktadır.

AMH / MİS Ne Amaçla Ölçülür?

Bilindiği gibi, hipofiz hormonları olan FSH ve LH, yumurtalık faaliyetinde etkilidirler. Ancak bunlar dolaylı belirteçlerdir. AMH/MIS ve inhibin B, doğrudan testis ve yumurtalıklarda üretildikleri için, testis ve yumurtalık fonksiyonlarını gösteren direkt belirteçlerdir. Ayrıca FSH, adet döneminde de, menopoza geçiş döneminde de sürekli değişkenlikler ve oynamalar gösteren bir hormondur. Hem AMH/MIS, hem de inhibin B bu dönemlerde de stabil olup, daha duyarlı ve güvenilir bir ayıraç özelliğinde belirteçlerdir.

AMH / MİS’in Klinikte Kullanım Alanları

Kadında

  • Yumurtalık rezervini ve fonksiyonlarını değerlendirmek
  • Granulosa hücre tümörlerini araştırmak

Erkekte

  • Testis fonksiyonunu ve kısırlığı araştırmak

Pediatride

  • Erken ve gecikmiş puberte araştırması
  • Intersex hastalıkların ayırıcı tanısında (ambiguous genitalia)
  • Kriptorşidizm ve anorşidizm ayırıcı tanısında

Testin Yapılışı

Test oldukça özgündür. 0.019 ng/ml’ye duyarlı olup, ölçüm aralığı 0.05-10 ng/ml’dir.

Antimüllerian hormon

AMH, yumurta kapasitesini belirlemek için kullanılan iyi bir tetkik yöntemidir.

Test bir ELISA testi olup, 3 saatlik bir süreyi kapsar.

Serum veya plazma örneklerinden çalışma yapılabilir. Serum veya plazma eğer 24 saatten daha fazla bekleyecek ve çalışılmayacaksa, buzdolabında 2-8°C de bekletilmelidir. Eğer 30 günden fazla bekleyecek ve çalışılmayacaksa, örnekler -20°C de dondurularak bekletilmelidir. Örnekler dondurulduktan sonra çözülünce bir kez çalışılmalı, tekrar dondurulmamalıdır. Lipemik ve hemolizli örnekler kullanılmamalıdır.