İleri Yaş İnfertilitesinde Değerlendirme

Bir yıl süre ile korunmasız geçen dönemden sonra gebelik olmaması infertilite olarak adlandırılır. Eğer anne adayı 35 yaş veya üzerinde ise tetkikler için 1 yıl beklenmez, 6 ay sonunda başlanır. Eğer gebe kalmayı etkileyebilecek bir tıbbi sorun biliniyorsa hemen değerlendirme yapılmalıdır. Örneğin uzun süren adet görmeme dönemleri (amenore), cinsel işlev bozukluğu, karın için hastalıklar, geçirilmiş cerrahi müdahale gibi durumlarda değerlendirmelere başlamak için beklememek gerekir.

Doğurganlık için testler, yumurta fonksiyonunun, yumurtalık kanalı, rahim ağzı ve rahimin değerlendirilmesini içerir. Erkek partnerden ise semen analizi istenmelidir. Tüm testler altı ayda tamamlanır ve ardından tedavi yöntemi seçilir.

Gebelik öncesinde tıbbi kontrol önem taşır. Anne adayının diyabet, hipertansiyon gibi bir hastalığı var ise bu hastalıkları için kontrol yapan doktorun değerlendirip gebeliğe izin vermesi önem taşır. Sağlık sorunlarının kontrol altında olması önem taşır. Bazen tıbbi bakımını yapan hekim gebelik öncesi ilaçlarını değiştirmeyi düşünebilir. Hatta ek bazı tetkikler ile değerlendirme yapmak isteyebilir. Diyabet ve hipertansiyon gibi sorunlara da genellikle ileri yaş kişilerde rastlanır.

Gebelik boyunca da özel olarak izlenmesi ve ek testlerin yapılması gerekebilir. Yaş ilerledikçe bebekte kromozom sayı anormallikleri görülme riski artar. Bu konu gebeliğin izlenmesinde önemli olduğu gibi gebelik öncesimde de bu konuda bilgi verilmesi gerekir. Kromozom sayı anormalliklerinin belirlenmesi için amniyosentez ve koriyon villus örneklemesi iki temel testtir. Ayrıca tarama için ultrason ve kan testleri de kullanılabilir.

Embriyo Yerleştirilmeden Genetik Tarama

Bu yöntem preimplantation genetic screening olarak da adlandırılır. Embriyodan alınan bir hücrenin rahime yerleştirilmesinden önce genetik olarak kontrol edilmesi prensibine dayanır. Bu yöntem ancak tüp bebek uygulanmak üzere laboratuvar ortamında oluşturulmuş olan embriyolarda uygulanabilir. Bu, özellikle ileri yaş kadınlarda kullanışlı bir yöntemdir. Bu yolla tanı koymaya da preimplantasyon genetik tanı (PGD) denir. PGD uygulanan birden fazla embriyo içinde hangisi normal bulunursa anne adayının uterusuna o yerleştirilir. Bu yöntem ile hem ileri yaş infertilitesinde gebelik şansı artırılmış, hem de genetik olarak özürlü bireylerin oluşması önlenmiş olacaktır.