Sistolik kan basıncı (büyük tansiyon) 140 mmHg ya da diastolik kan basıncı (küçük tansiyon) 90 mmHg üzerinde ise buna gebelikte yüksek tansiyon adı verilir. Diğer yandan diastolik kan basıncında en az 15 mmHg, sistolik kan basıncında en az 30 mmHg’lik bir artış tespit edilmesi de yüksek tansiyondur. Böyle bir durumda derhal doktorunuza başvurmalısınız.
Preeklampsi (Gebelik zehirlenmesi), hipertansiyon ve proteinürinin beraber olduğu bir hastalıktır.
Proteinüri, 24 saatlik idrarın litresinde 300 mg’dan fazla protein kaçağı olmasıdır.
Şiddetli preeklampsi kriterleri
- Kan basıncının 160/110 mmHg üzerinde olması
- İdrar çıkışının azalması (24 saatte 400 ml’den az)
- Baş ağrısı, görme bozukluğu, karnın sağ üst kısmında ağrı
- Akciğer ödemi ve siyanoz (morarma)
- 24 saatlik idrarda 5 gr veya tek idrar örneğinde +++’ten fazla proteinüri olması
- Trombositsayısı düşüklüğü (100.000/mm3’den az)
Preeklamsi bazen gebeliğin sonlandırılmasını gerektiren bir hastalık olup preeklampsi düşündürecek bir bulgu varsa mutlaka doktorunuza bildirmelisiniz.
Preeklampsinin Erken Tanısı
Preeklampsi ve eklampsi (gebelik zehirlenmesi) gibi hastalıkların ortaya çıkmadan önce erken haftalarda saptanması, şiddetli hastalıkları önleme ve anne ve bebek kaybını azaltma konusunda yararlı olabilir. Ancak erken gebelik haftalarında henüz gebelik zehirlenmesi başlamadan önce tahminde bulunmak çok da kolay değildir. Ne kadar yararlı oldukları net olmamakla birlikte bu konuda pazarlanan tahliller var. Şimdilik anne adayına sorarak öğrendiğimiz bilgiler, pek çok testten daha değerli ve anlamlı sonuç vermektedir.
Preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) riskinin belirlenmesi ile ilgili üç çeşit yöntemden bahsedilebilir.
- Anne adayından sorarak alınan bilgiler
- Muayene, ultrason ve dopper bulgularına dayalı biyofiziksel belirteçler: Annenin vücut kitle indeksi, yaşı, erken gebelikteki kan basıncı, rahim damarı (uterin arter) kan akımı (doppleri)
- Kan tahlilleri: Gebelikle ilişkili protein A, plasental büyüme faktörü
Bir yöntemin taramada kullanılabilmesi için iki özellik olmalıdır.
- Birincisi, test hasta olanların çoğunda alarm verirken, sağlıklı olanlarda alarm vermemelidir. Buna pozitif prediktif değer denir. Kan testleri, 100 tane gebelik zehirlenmesi olgusundan 93 tanesini önceden bize haber veriyor. Bu oran iyi. Ancak, 10 tane gebelik zehirlenmesi olgusuna tanı koymak için 100 tane gebeyi riskli olarak adlandırmaktadır. Bu çok yüksek bir orandır.
- İkincisi, testlerde yüksek risk saptanan olgularda hastalığın ortaya çıkmasını önleyecek tedavi bulunmalı. Bu gün elimizdeki olanakların gebelik zehirlenmesini önlemek için etkin bir tedavi yok.
Gebelik zehirlenmesi için risk altında olan anne adaylarının belirlenmesi için pazarlanan tahliller, tam bir endişe ve duygu sömürüsü. Tanı koyma oranı çok düşük olan bu testlerde bir tane gebelik zehirlenmesi olacak anne adayını belirlemek için en az 10 tane anne adayı kontrol altına alınıyor ve anne adaylarında ciddi endişelere neden oluyor.
Kimlerde gebelik zehirlenmesi riski yüksektir?
- İlk gebeliklerde
- Önceki gebeliğinde gebelik zehirlenmesi yaşamış olanlarda
- Önceden yüksek tansiyon (hipertansiyon) veya böbrek hastalığı olması
- Trombofili (pıhtılaşma eğilimi) olması
- Çoğul gebelikler
- Tüp bebek ile gebe kalmış olmak
- Ailede gebelik zehirlenmesi yaşanmış olması
- Şeker hastalığı (diyabetes mellitus)
- Obezite (şişmanlık)
- Sistemik lupus eritematozus (romatizmal bir cilt hastalığı) bulunması
- Anne adayı yaşının ileri olması. Burada 40 yaş üzeri olmanız kastediliyor.
Biyofizik belirteçlerden en önemlisi rahim damarı (uterin arter) kan akım hızı ölçümü (doppler) sonuçlarıdır. Uterin arter dopplerinde pulsatilite indeksinin (PI) 2.12 üzerinde bulunması yüksek gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) riski olduğunu gösterir.
Kan tetkikleri arasında en önemlisi gebelikle ilişki plazma proteini A (PAPP-A) sonuçlarıdır. PAPP-A, ikili tarama testinin bir parçasıdır. İkili tarama testi sonucunda PAPP-A beklenenden daha düşük bulunmuşsa (1 MoM altında) preeklampsi riski artmış kabul edilmelidir.