Karın Çatlakları

Aşırı ya da hızlı hacim değişiklikleri fibroblast adı verilen ve cilt sağlamlığını sağlayan hücreleri kapasitesinin çok üzerinde çalışmaya zorlayarak ekstra elastin, kollajen ve glukozaminoglikan üretmelerini gerektirir. Bu yolla cildin bütünlüğü korunur ve elastikiyeti artar. Bu mekanizma cildin gerilmesine paralel yeterli hızla çalışamazsa doku yırtıkları oluşur ve bunlar cilt çatlakları olarak görülür. Bu olaylar, gebelik, şişmanlık, ergenlik ve vücut geliştirme sırasında sorun olabilir.

Sıklıkla meme, üst kol, bel, kalça ve bacak araları ve karında yırtılmalar oluşur, hafif kaşıntıda eşlik edebilir. Kişinin yapısal özellikleri ve ailesel yatkınlık da etkilidir. Zenci ve Asyalı kadınlarda daha nadir görülür. Beyaz kadınlarda daha sık ortaya çıkar.

Hamilelikte cilt çatlakları, her dört hamile hanımdan üçünde meydana gelir. Çatlaklar çoğunlukla gebeliğin dördüncü ayında oluşmaya başlar ve altıncı ayda yoğunlaşır. Cilt çatlakları, ince, birbirine paralel seyreden, keskin kenarlı çizgiler şeklindedir. Cilt altındaki elastik lifler yer yer kopmuş, elastik liflerin destek etkisinden mahrum kalan cilt tabakaları incelmiştir. İncelen cilt bölgelerinin altında kalan damarların mavi-mor görüntüsü farkedilir. Bu yüzden çatlaklar pembe-mor renk alır. Doğum ile birlikte bu gerginlik ortadan kalkmış fakat doku yırtılmaları geri dönülmez şekilde oluşmuştur. Gerilmenin azalması ile yırtıkların rengi beyaz-sedefi bir hal alır. Oluşan bu çatlakların rengi kırmızı-morken tedavisi daha kolaydır. Her yeni gebelik, yeni çatlaklara neden olabilir.

Cildiniz, hamilelik sırasında, büyüyen bebeğinize uyum sağlayabilmek için, alt tabakalarındaki kollajen ve elastik liflere zarar verebilecek şekilde hızla gerilir. Bu lezyonların nedeni kesin olmamakla birlikte gebelikte artan cilt gerilimi yanında yüksek östrojen ve kortikosteroid düzeyleridir.

Tıbbi adı “striae gravidarum” olan çatlaklar da cildin kilo artışı sonucu aşırı gerilmesi nedeniyle oluşurlar. Bu gerilme, deride önemli değişikliklere neden olur. Dokular incelir ve hasaslaşır.

Anneler için doğumdan sonra eski görüntü ve şekillerine kavuşmak her zaman önemli olmuştur. Bu yüzden çatlaklarla mücadele etmek önemlidir.

Eğer elastik, sıkı bir cildiniz varsa ve yavaş ve düzenli kilo almaya çalışırsanız, çatlak oluşumu olasılığı azalır. Cilt sıkılığı, iyi beslenme ve cildin su ihtiyacını karşılama cilt esnekliğini artırır ve kademeli kilo alımı çatlakları önleyebilir ya da en az seviyede tutabilir. Eğer birinci seferde çatlaklar oluştuysa, daha sonraki hamileliklerinizde daha fazla kilo almadığınız veya aldığınız kilo göğüs, kalça, karın ve uyluklar gibi bölgelerde toplanmadığı sürece çatlak oluşmayacaktır.

Cildin gerilmeye başladığı dönem olan hamileliğin üçüncü ayından itibaren önlem almaya başlanmalıdır. Böylece, oluşabilecek gerilme izleri önlenebilir. Çatlaklar oluştuktan sonra tedavisi daha güçtür. Hamilelikten sonra büzüşen cilt, eski elastikiyetini yitirir.

Kollajen üretimini desteklemek, yeni çatlakların oluşumunu engellemek açısından çok kesin bir koşuldur. Bu, aynı zmanda dermisteki kollajen ağının bütünlüğünü sağlayarak var olan çatlakların giderilmesine de yardımcı olur.

Çatlakların oluşumunu önlemek için;

1- Kilo alımınızı sağlıklı sınırlar içinde tutun

Hızla kilo almaya bağlı olarak ciltte ani gerilmeler ortaya çıkar. Cildin sağlamlık ve esnekliğini veren kollajen ve elastin lifleri de bu gerilmelerden şiddetle etkilenecektir. Zaman zaman aşırı gerilmelere bağlı olarak liflerde zedelenmeler meydana gelir.

Bu yalnızca gebeliğin bir problemi de değildir. Özellikle ergenlik dönemindeki ani kilo değişiklikleri ve böbrek üstü bezi hastalıklarına bağlı ani kilo değişiklikleri de cilt çatlakları ile sonuçlanabilir.

Sağlıklı bir gebelik boyunca ortalama 13 kilo alınmalıdır. Bu kilo alım miktarı çoğul gebeliklerde veya çok zayıf anne adaylarında biraz daha fazla olan,bilir. Ancak gebelik boyunca 18 kilodan fazla alınması doğal değildir. Anne adaylarının en önemli korkusu yetersiz beslenmelerinden dolayı bebeklerinin düşük doğum ağırlıklı olmasıdır. Bu endişe pek geçerli olmadığı gibi gebeliğinde 8 kilodan az almayan bir anne ve bebeği beslenme sorunuyla karşılaşmayacaktır.

2- Sıvı alımını artırın

Gebelikte sıvı alımını artırmanın tek amacı cilt çatlaklarını önlemek değildir. Gebelik genel olarak da sıvı alımını artırmak gereken bir dönemdir. Bunun pek çok nedeni sıralanabilir.

Cilt altı bağ dokusu çok miktarda sıvı tutar. Bu sıvı, cildin esnekliğini sağlayan önemli bir parçasıdır. Cildin nem ile artan esnekliğini sağlamak için günde en az 8 bardak su içmek önerilir.

3- Çatlakların oluşma riski fazla olan bölgelere yumuşak masajlar yapın

Çatlakların sık görüldüğü bölgelere banyo sırasında yumuşak bir sünger veya fırça ile masaj yapmak, kan dolaşımını artıracak ve cildin elastikiyeti ve dayanıklılığına destek olacaktır. Aynı masaj, banyo dışında gece yatarken sürülen kremlerle de uygulanabilir. Yıllardır hanımların sık kullandıkları badem yağının çok önemli bir özelliği ciltten emilememesidir. Bu özelliği sayesinde uzun masaj süreleri boyunca ciltte kaygan bir tabakal oluşturarak masaja yardımcı olur.

4- Gebelikte çatlak oluşumunu önlemek için üretilen kremleri 3. aydan itibaren kullanabilirsiniz
Çatlakları önlemek için çatlak oluşumu başlamadan önce gerekli önlemleri almak ve cilt altı bağ dokusunu güçlendirmek gerekir. Bu nedenle koruyucu kremlere gebeliğin üçüncü ayından itibaren başlamak en iyisidir. Kremler, mümkün olduğunca uzun süre masaj yaparak, günde iki kez karın, kalça, basen ve göğüs bölgesine uygulanmalıdır. Çatlak önleyici kremlerin etki mekanizmaları:

Onarıcı: Pek çok kremin yapısında bulunan centella asiatica, allantoin, pantenol, guajak ağacı, oligopeptidler, E vitamini ve C vitamini onarıcı etki sağlar.

Kaşıntı ve kızarıklık giderici: Mentol, shea yağı, portakal, limon, lavanta yağları ve phaseolus lunatuz ekstresi kaşıntı ve inflamasyonu gidermeye yarar.

Nemlendirici: Çuha çiçeği (evening primrose) yağı, calendula ekstresi ve aloe vera ekstersi cildi nemlendirir.

Yumuşatıcı

Çatlak Önleyici Kremler

  • Çatlakların oluşumunu önler
  • Mevcut çatlakların giderilmesine yardımcı olur.
  • Bağ dokularının yenilenmesine destek olur.

Çatlak önleyici kremlerin kullanılma nedenleri

  • Hamilelikte ve sonrasında göğüslerde, karın, kalça ve baldırlarda oluşması muhtemel çatlakların giderilmesinde
  • Şişmanlık, diyet ve stres sonucu hızlı kilo alıp verme dolayısıyla oluşan çatlakların tedavisi ve oluşumunun önlenmesinde
  • Ergenlik döneminde hızlı büyüme sonucu oluşan çatlaklarda
  • Kas geliştirme sürecinde, vücut hacmi değişimi nedeniyle oluşan çatlaklarda
  • İnceltme, liposucktion, mezoterapi, göğüs küçültme ve büyütme ameliyatları gibi medikal ve klinik tedaviler sonucu oluşan çatlakların önlenmesi

Bu maddeler:

Centella asiatica (Kaplan otu): Bu ekstre özellikle Hindistan ve Endonezya’da cilt hastalıklarının tedavisinde yara iyileştirici bir madde olarak Uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Bir efsaneye göre yaralanmış bengal kaplanları bilinçsizce gidip bu bitkiyi ararlar, yaralarını iyileştirmek için bu bitkiye sürünürler ve otu yerlermiş. Bu bitkiye kaplan otu denmesinin bir nedeni de budur. Bu tropikal bitki 3000 yıl önce Asya ve Afrika geleneksel ve Ayurvedik tıbbında yerini almıştır. Son yıllarda Avrupa’da yapılan araştırmalar, bu bitkinin iyileştirici ve hücreleri yenileyici özelliğini ortaya çıkarmıştır. Günümüzde bu etken madde, vücut şekillendirici, elastikiyet artırıcı, çatlak ve kırışıklık giderici ve sellülitlere karşı üretilen yüksek kaliteli kozmetik ürünlerde güvenle kullanılmaktadır.

Allantoin: Cilt tahrişi ve irritasyonunu önler. Hücre oluşumu, hücre yapılanması, hücre regülasyonunu hızlandırır ve cildi rahatlatır.

Pantenol: Cildin nemi tutma özelliğini geliştirerek besler. Cildin esnekliğini artırır. Kaşıntıyı azaltır. İnflamasyonu önler.

Oligopeptidler: Bağ dokusu proteinlerinden olan kollajen, elastin, ve fibronektin çok önceden beri yara iyileştirme ve hücre yenilenmesinde kullanılır. Fibroblastların yeni bağ doku matriksi oluşturmasında peptidler iletken bir rol üstlenir. Cilde nüfuz eden iletken peptidler, yeni marikslerin sentezi sonucu, hacim değişiminden etkilenmiş ve çatlak oluşturması olası cildin gereksinimlerini karşılar.

Avokado yağı: Antioksidan vitaminlerin ve koruyucu, nemlendirici lipidlerin en temel kaynağıdır. Etkili bir cilt bakımı sağlar ve yüzeysel cilt katmanlarını korur.

Shea yağı: Erime noktası vücut sıcaklığına en yakın yağdır. Cilt için çok gerekli olan amyrin ve sterin gibi bileşenleri, linoleik asid gibi doymamış yağ asidlerini yüksek oranda içerir. Kaşıntı ve kızarıklığı geçirir.

L-Arginine

L-Carnitine

Epimedium Sagittatum

Tribulus terrestis

Folik asid

Selenyum

Coenzyme Q10

Çinko

Vitamin C

Grape seed extract

Ceratonia Siliqua