Warning: "continue" targeting switch is equivalent to "break". Did you mean to use "continue 2"? in /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/operations.class.php on line 2758

Warning: "continue" targeting switch is equivalent to "break". Did you mean to use "continue 2"? in /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/operations.class.php on line 2762

Warning: "continue" targeting switch is equivalent to "break". Did you mean to use "continue 2"? in /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/output.class.php on line 3706

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/operations.class.php:2758) in /home/pixizmirksk/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
kemik erimesi arşivleri - İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/etiket/kemik-erimesi/ Op. Dr. Hakan KILAVUZ - İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Uzmanları Wed, 13 Sep 2017 11:09:35 +0000 tr hourly 1 Sırt Ağrısı https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/sirt-agrisi/ Wed, 13 Sep 2017 11:09:35 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/?p=5835 Omurga, kaslar, tendonlar ve bağlar tarafından bir arada tutulan bir kemik sütunudur. Omurilik kemikleri şok emici disklerle yastıklanmıştır. Omurganın herhangi bir yerindeki bir sorun sırt ağrısına neden olabilir. Bazı insanlar için sırt ağrısı hafif bir sıkıntıdır. Diğerleri için dayanılmaz olabilir. Sırt ağrılarının çoğu, hatta şiddetli sırt ağrıları, özellikle 60 yaşın altındaki kişilerde altı hafta içinde […]

The post Sırt Ağrısı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

Omurga, kaslar, tendonlar ve bağlar tarafından bir arada tutulan bir kemik sütunudur. Omurilik kemikleri şok emici disklerle yastıklanmıştır. Omurganın herhangi bir yerindeki bir sorun sırt ağrısına neden olabilir. Bazı insanlar için sırt ağrısı hafif bir sıkıntıdır. Diğerleri için dayanılmaz olabilir.

Sırt ağrılarının çoğu, hatta şiddetli sırt ağrıları, özellikle 60 yaşın altındaki kişilerde altı hafta içinde kendiliğinden geçer. Sırt ağrısı için genellikle ameliyat önerilmez. Genel olarak, cerrahi yalnızca diğer tedaviler etkili değilse düşünülür.

Sırt Ağrısının Nedenleri

Sırt ağrısının yaygın bir nedeni, bir kas veya bağın yaralanmasıdır. Bu gerilmeler ve burkulmalar, yanlış kaldırma, kötü duruş ve düzenli egzersiz eksikliği gibi birçok nedenden dolayı ortaya çıkabilir. Aşırı kilolu olmak, sırt gerilmeleri ve burkulma riskini artırabilir.

Sırt ağrısı, omurga kırığı veya yırtılmış disk gibi daha ciddi yaralanmalardan da kaynaklanabilir. Ayrıca artrit ve omurgadaki yaşa bağlı diğer değişikliklerden de kaynaklanabilir. Bazı enfeksiyonlar sırt ağrısına neden olabilir.

Sırt ağrısının olası nedenleri şunlardır:

  • Ankilozan spondilit
  • Endometriozis
  • Fibromiyalji
  • Fıtık disk
  • Böbrek enfeksiyonu (piyelonefrit)
  • Böbrek taşı
  • Kas gerilmeleri
  • Obezite
  • Osteoartrit (eklemlerin parçalanmasına neden olan hastalık)
  • Osteomiyelit (bir kemik enfeksiyonu)
  • Osteoporoz
  • Kötü duruş
  • Gebelik
  • Sakroiliit
  • Siyatik
  • Skolyoz
  • Omurilik tümörü
  • Omurga kırıkları
  • Spinal stenoz
  • Spondilolistezis
  • Burkulmalar

Hangi Durumlarda Muayene Olmalısınız

Çoğu sırt ağrısı tedavi olmaksızın birkaç hafta içinde iyileşir. Yatak istirahati önerilmez. Reçetesiz ağrı kesici ilaçlar genellikle sırt ağrısını azaltmaya yardımcı olur. Ağrılı bölgeye soğuk veya sıcak uygulamak da işe yarayabilir.

Aşağıdaki durumlarda doktorunuzdan randevu alın

Sırt ağrınız bir haftalık evde tedaviden sonra düzelmediyse veya aşağıdaki durumlardan biri varsa doktorunuzu arayın:

  • Özellikle geceleri veya uzanırken sürekli veya yoğun
  • Özellikle ağrı diz altına uzanıyorsa, bir veya iki bacağa yayılır
  • Bir veya iki bacakta zayıflık, uyuşma veya karıncalanmaya neden olur
  • İstenmeyen kilo kaybı ile ortaya çıkar
  • Sırtta şişlik veya kızarıklık ile oluşur.

Şu durumlarda ambulans çağırın

Sırt ağrınız varsa 112’yi arayın veya birisinin sizi acil servise götürmesini sağlayın:

  • Araba kazası, kötü düşme veya spor yaralanması gibi bir travmadan sonra ortaya çıkan.
  • Bağırsak veya mesane kontrol sorunlarına neden olan
  • Ateş ile ortaya çıkan

The post Sırt Ağrısı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Menopozda Sağlık Sorunları ve Beslenme https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/menopozda-saglik-sorunlari-beslenme/ Sun, 05 Feb 2017 20:50:42 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/?p=5718 Hipertansiyon Yüksek tansiyon hastalarının diyetlerinde dikkat etmeleri gereken en önemli nokta tuz kullanımını neredeyse hiç kullanmayacak kadar çok düşürmektir. Yeşil yapraklı sebzeler, süt ürünleri, et ürünleri, yumurta, kek, kurabiye, konserve gıdalar, hazır yiyecekler, ekmek, zeytin, turşu ve soslar en fazla tuz içeren gıdalardandır. Alkol alınmamalıdır, sigara kullanılmamalıdır. Hayvansal yağlar yerine bitkisel yağları tercih etmeniz sağlığınız […]

The post Menopozda Sağlık Sorunları ve Beslenme appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Hipertansiyon

Yüksek tansiyon hastalarının diyetlerinde dikkat etmeleri gereken en önemli nokta tuz kullanımını neredeyse hiç kullanmayacak kadar çok düşürmektir.

Yeşil yapraklı sebzeler, süt ürünleri, et ürünleri, yumurta, kek, kurabiye, konserve gıdalar, hazır yiyecekler, ekmek, zeytin, turşu ve soslar en fazla tuz içeren gıdalardandır.

Alkol alınmamalıdır, sigara kullanılmamalıdır.

Hayvansal yağlar yerine bitkisel yağları tercih etmeniz sağlığınız için daha iyi olabilir. Hastalık çok ciddi değilse düşük miktarda çay ve kahve içilebilir.

Osteoporoz

Osteoporoz, kemiklerde kalsiyum miktarının azalması sonucu kırık riskinin artmasıyla görülür. Özellikle menopoz sonrası kadınlarda çok sık rastlanan sağlık sorunlarındandır.

Hastalık durumunda kalsiyumca zengin gıdalar tüketilmeli, yeterli D vitamini almak adına günlük 15-30 dakika arası güneş ışığından yararlanılmalı, tuz tüketimi sınırlandırılmalı, kafein ve alkol tüketimi kısıtlanmalı, aktif yaşamın desteklenmesi adına düzenli egzersiz yapılmalıdır.

Kalp ve Damar Hastalıkları

Yaşlılıkta çok sık gözlenmekle birlikte, ölüm nedenlerinin de başında gelir. Hastalık riskinin azaltılması için diyetteki yağ miktarı azaltılmalıdır.

Omega 3’den zengin küçük balıklar başta olmak üzere tüketilen balık miktarı artırılmalıdır.

Taze sebze ve meyve tüketimine dikkat edilmelidir.

Et olarak yağsız dana, koyun ve derisi alınmış kanatlı hayvanlar tercih edilmelidir.

Çay ve kahve kullanımı azaltılmalı, sigara ve alkol tüketilmemelidir.

Obezite veya şişmanlık durumunda doktor kontrolünde rejim yapılmalıdır.

Kanser

Kanser hastalığında genetik yatkınlık önemli olsa da beslenme ile alınan aşırı yağlı, yanmış, dumanlanmış, aşırı tuzlu gıdaların tüketilmesi ve alkol, sigara kullanımı risk yaratan faktörlerdir. Kanser hastaları az ve sık yemelidir, yağ tüketimleri kısıtlanmalı, bağışıklığı artıran vitamin ve mineralce zengin besinler tüketmelidir, posa tüketimleri artırılmalı ve hazır gıdalardan uzak durmalıdırlar.

Tedavi aşamalarında uzmanlarca yapılan beslenme planlarına uymalıdırlar, radyoterapi ve kemoterapi döneminde iştahsızlık, bulantı, kusma görülebilir. Bulantı ve kusmaya karşı sıvı, elektrolit dengesi ayarlanmalıdır.

Sigara ve alkol kullanılmamalıdır.

Diyabet

En önemli özelliği, kan şekeri düzeyi uzun süre yüksek seyrederse beraberinde kalp-damar hastalıkları ve nörolojik hastalıklar oluşturmasıdır. Ayrıca böbrek ve göz gibi organların fonksiyonlarında da bozukluk oluşturur.

Şeker hastaları üç ana üç ara olmak üzere altı öğün almalı, öğünleri atlamamalıdır.

Posaca zengin, kan şekerini yavaş yükselten besinler almalıdırlar.

Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek, pirinç yerine bulgur ve bitkisel proteinler tüketmelidirler. Kızarmış veya hazır gıdalardan uzak durmalıdırlar.

Kan şekerini doğrudan yükselten saf şekerli besinlerdense meyve şekerleri ve gerekirse yapay tatlandırıcılar kullanılabilir.

Diyetlerinde doymamış yağ kullanmalıdırlar.

İnsülin ve ilaçların saat ve dozlarına önem gösterilmelidir.

Düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenmeyle kilolarına özellikle dikkat etmelidirler.

Sigara ve alkol tüketilmemelidir.

Kabızlık

Yaşlılarda yaygın görülen bir rahatsızlıktır. Kabızlığı önlemek veya geçirmek adına taze meyve ve sebze; tam tahıllı ekmek içeren lifçe zengin diyet programları uygulayabilirsiniz.

Diyetinize kuru erik ekleyerek ve bol miktarda sıvı tüketerek kabızlığın önüne geçebilirsiniz. Günde en az 1500-2000 ml sıvı alınmalıdır. Günlük posa ve lif ihtiyacı 25-30 gramdır.

Düzenli egzersiz yapmak da kabızlığı önleyebilir.

Diş Hastalıkları

Diş rahatsızlıkları sağlıklı beslenme yetinizi kötü yönde etkileyebilir ve almanız gereken besinlerin yetersiz kalmasına yol açabilir.

Yemekleri daha kolay çiğneyip yutabilmek adına yemeklerinizin yoğunluğunda değişikliklere gitmeniz gerekebilir.

Yemekleri küçük küçük doğramayı, püre haline getirmeyi ve öğütmeyi deneyebilirsiniz.

Çürük dişlerinizin tedavisi için diş hekimine görünmeyi unutmayın.

Sindirim Hastalıkları

Siz yaşlandıkça vücudunuz besinleri sindirmekte daha da zayıf kalır. Tükürük ve mide asidi üretimi azalır ve bu da besinlerin parçalanmasını ve emilmesini zorlaştırır.

Sindirim sorunlarının önlenmesi veya azaltmak için daha az ve sık yemeyi deneyebilirsiniz. Rahat bir ortamda yavaş yavaş yemeğinizi yiyin. Lokmalarınızı iyice çiğneyin.

Koklama ve Tad Alma Değişiklikleri

Siz yaşlandıkça tat alma tomurcuklarınız bozulduğu için tat ve koku alma duyularınız azalabilir. Bunu telafi etmek için çok tatlı veya tuzlu yiyecekleri tercih edebilirsiniz. Ancak tatlılar genellikle kilo alımına sebep olur; tuzlularsa vücudun fazla suyu tutmasına, bununla birlikte tansiyonun yükselmesine ve kalbin vücuda kan pompalamak adına daha fazla çalışmasına sebep olur.

Koku ve tat alma duyularındaki kayıplar öte yandan yemek yeme isteğinde azalmalara da yol açabilir.

Tabaklarınızın görüntüsünü değişik renklerle ve baharatlarla lezzetlendirerek cazip kılmaya özen gösterin.

Yetersiz Beslenme

Yetersiz beslenme yaşlılar arasında az yemeye, az besin almaya veya sindirim sorunlarına bağlı görülen kritik bir sağlık sorunudur. Yetersiz beslenme yorgunluğa, güçsüz bağışıklık sistemine, kansızlığa, güçsüzlüğe, sindirim, ciğer ve kalp rahatsızlıklarına neden olabilir.

Yetersiz beslenmeyi önlemek için:

The post Menopozda Sağlık Sorunları ve Beslenme appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Osteoporoz (Kemik Erimesi) https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/osteoporoz-kemik-erimesi/ Tue, 08 Oct 2013 11:20:15 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/osteoporoz-kemik-erimesi/ Osteoporoz Nedir Kemik erimesi olarak da bilinen osteoporoz, kemiklerin daha ince, güçsüz ve kırılgan olmasıdır. Sağlıklı kemik yoğun ve güçlüdür ve basınca dayanabilir. Kemiğe direncini veren maddeler özellikler kalsiyumun kemikten uzaklaşması ile osteoporoz oluşur. Bu değişiklikler kemik kırığı riskini de artırır. Kemik kırılmaları, ölüm ve kalıcı sakatlanmalara neden olabilir. Kadınlarda osteoporoz, erkeklerden 5 kat daha […]

The post Osteoporoz (Kemik Erimesi) appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Osteoporoz Nedir

Kemik erimesi olarak da bilinen osteoporoz, kemiklerin daha ince, güçsüz ve kırılgan olmasıdır. Sağlıklı kemik yoğun ve güçlüdür ve basınca dayanabilir. Kemiğe direncini veren maddeler özellikler kalsiyumun kemikten uzaklaşması ile osteoporoz oluşur. Bu değişiklikler kemik kırığı riskini de artırır. Kemik kırılmaları, ölüm ve kalıcı sakatlanmalara neden olabilir.

Kadınlarda osteoporoz, erkeklerden 5 kat daha sık görülür.

Osteoporoz İçin Risk Faktörleri Nelerdir

Bazı durumlarda osteoporoz ve kırık riski daha yüksektir.

  • Kullanılan bazı ilaçlar. Steroidler (astım ve artrit tedavisinde sık kullanılırlar) ve tiroid hormonu (çok yüksek dozda) gibi belirli ilaçların kullanımı
  • Bazı hastalıklar. İnflamatuar barsak hastalıkları (Chronn Hastalığı gibi), romatoid artrit (eklem romatizması), lupus hastalığı.
  • Yetersiz kalsiyum alımı. Şimdi ya da çocukluk çağında
  • D vitamini yetersizliği
  • Fazla kahve (kafein) tüketimi
  • Yüksek tuz alımı
  • Alüminyum. Özellikle antiasid ilaçlar içinde alüminyum bulunur.
  • Sigara. Pasif içicilik dahil
  • Alkol tüketimi. Güne 3-4 porsiyondan fazla.
  • Yetersiz fiziksel aktivite, hareketsizlik
  • Yüksek düşme riski
  • Zayıf olmak. 60 kilogramdan daha düşük ağırlık.
  • Erken menopoz (45 yaşından önce)
  • Genetik faktörler
  • Ailede kalça kırığı olması

Menopoz ile Osteoporozun İlişkisi Nedir

Menopozun önemli bir sonucu kemik erimesidir. Menopozdan sonra pek çok kadında osteoporoz ile sonuçlanabilen kemik kaybı gelişir.

Östrojen, kemiği koruyan bir hormondur. Östrojenin azalması ile kemiklerin yapımı azalırken yıkımı artmaktadır. Menopoz sonrası östrojen üretimi çok azalır, kemik kaybı hızlanır ve osteoporoz ortaya çıkar. Kemik erimesi, son adet kanamasından 1 yıl önce hızlanır ve 3 yıl hızlı devam eder. Menopozun bu etkilerine yaşlanma da katkıda bulunur.

Osteoporozun Belirtileri Nelerdir

Erken evrede osteoporoz farkedilecek belirtiler oluşturmaz. Belirtiler, hastalık ilerledikçe ortaya çıkar. Güçsüzleşen omurlarda kırıklar ortaya çıkar. Omurun ön kısmındaki kırıklar; boy kısalması, hareket kısıtlılığı ve omurganın eğrilmesine (kamburluk olarak da bilinir) yol açabilir. Omurlardaki bu tip kırıklar genellikle belirgin bir ağrı oluşturmaz. Omurgadaki kırıklar ilerledikçe sırt ve bel ağrıları başlayabilir. Omurga dışında el bileği ve kalça kemiklerinde basit travmalarla kırıklar oluşabilir.

Osteoporoz Tanısı Nasıl Konur

  • Kemik Dansitometrisi
  • Biyokimyasal Testler. Kemik yapımı ve yıkımı sırasında bazı maddelerin kan ve idrarda miktarı artar. Kemik yapım belirteçleri osteokalsin, kemik alkalen fosfataz, prokollajen tip I’in N terminal propeptidi (PINP) ve yıkım belirteçleri idrarda piridinolinler ve CrossLaps’tır. Bu belirteçlerin düzeylerinin ölçümü ile kemik yapım ve yıkım dengesi hakkında bilgi verir.

Kemik Dansitometrisi Nedir

Osteoporozun saptanması için kemik mineral yoğunluğunun ölçülmesi gerekir. Kemik yoğunluğu pek çok yerden ölçülebilirse de en sık el bileği, bacak kemiğinin kalça eklemi ve omurlardan ölçümler kullanılır. En sık kullanılan ölçüm metodu DEXA’dır.

65 yaş veya üzerindeki her kadında kemik mineral yoğunluğu bakılmalıdır. 65 yaş altındaki kadınlarda ek risk faktörü veya geçmişte travma olmadan meydana gelmiş kırık var ise kemik mineral yoğunluğu bakılabilir.

DEXA taraması için 3-10 dakika sırt üstü yatmanız gerekir. Bu testte akciğer grafisinden daha az X ışını alırsınız.

Dansitometri sonucunda ölçüm yapılan her bölge için bir T skoru hesaplanır. T skoru sizi 30 yaşında bir kadının kemik gücü ile karşılaştırır.

  • Osteopeni. T skorunun 1- ile -2,5 arasında olmasıdır. Osteoporoz için yüksek risk taşıdığınızı gösterir.
  • Osteoporoz. T skorunun -2,5’un altında olmasıdır. Kemik kırığı için yüksek risk taşıdığınızı gösterir. Bu durumda kırık oluşmasını önlemek için ilaç tedavisi kullanmalısınız.

Yaşınız ve önceki kemik mineral yoğunluğu sonucunuza göre ne sıklıkla tekrar dansitometri yapılması gerektiğine karar verilir. Yaşınız 65 yaş üzerinde T skorunuz -1,5’in altında değilse 15 yılda bir kez tekrarlanmalıdır. 65 yaş üzerinde T skoru -1,5 ile -2,5 arasında ise dansitometri daha sık uygulanmalıdır.

FRAX Nedir

TRAX, kemik kırılması riskinizi hesaplamak için kullanılan bir bilgisayar yazılımıdır. Bu, 40 yaş üzerinde ve osteoporoz ilacı kullanmayan bir kadını gelecek 10 yılda kemik kırığı riskini hesaplar.

Bu hesaplamada yaşınız, vücut kitle indeksiniz, sigara ve alkol kullanımınız yanısıra diğer risk faktörlerini dikkate alır. FRAX sonucuna göre osteoporoz ilacı verilir. Eğer kalça kırığı riski %3 veya üzerinde ise veya ön kol, omuz, omurga kırığı riski %20’nin üzerinde ise osteoporoz ilacı kullanmalısınız. FRAX ile ayrıca 65 yaş altında kemik dansitometrisi yapılması gerekip gerekmediğine de karar verilir.

Osteoporoz Tedavisinde Ne Kullanılır

Osteoporozu tedavi etmek ve kırık riskini azaltmak için kullanılabilecek pek çok ilaç vardır.

Menopozda hormon replasman tedavisi alan kadınlarda kemik erimesi daha az olmaktadır fakat dikkat edilmesi gereken nokta günümüzde ateş basması gibi hiçbir menopozal şikâyeti olmayan kadınlara sadece kemik erimesini önlemek amacıyla östrojen yani hormon tedavisi önerilmemektedir.

İlaç tedavisinde kemik yıkımını azaltanlar (kalsiyum, bifosfonatlar, raloksifen, kalsitonin ve hormon replasman) ve kemik yapını arttıran (Flor, Paratiroid hormon, D vitamini) olmak üzere çeşitli ilaçlar kullanılır.

Tedavide beslenme, egzersiz, yeterli güneş ışını alma, yaşam şeklinin düzenlemesi de önemlidir.

Osteoporozdan Korunmak İçin Neler Yapmalı

Osteoporozdan korunmak için en önemli şey hayat tarzınızda değişiklik yapmaktır. Kemik sağlığınızı korumak için asla erken değildir. Unutmayın ki kemik yoğunluğumuz 35 yaşına kadar artar. Sonrasında artmaz.

  • Yeterli kalsiyum alımı. Kalsiyum, kemik sağlığı ve kemik yapımı için gereklidir. Günlük alımı artırmak için kalsiyumdan zengin beslenmelisiniz. Kalsiyumdan zengin besinler arasında ıspanak gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler, lahana, yoğurt, süt, peynir, somon balığı, sardunya gibi yumuşak kılçıklı balıklar bulunur.
  • Yeterli D vitamini alımı. D vitamini ise kalsiyumun vücuda alınmasına yardımcı olur. D vitamini alımını artırmak için D vitamini ile güçlendirilmiş gıdalar tüketilmelidir. Haftada birkaç gün 15’er dakika güneş ışığından yararlanmak da D vitamini sağlayacaktır.
  • Yeterli fizik aktivite ve egzersiz. Egzersiz, üreme çağında kemik yoğunluğunu artırır, menopoz sonrasında kemik erimesini yavaşlatır. Kemik, canlı bir dokudur ve egzersiz ile sağlamlığı artar. Sağlıklı bir yetişkin, günde 30, haftada en az 150 dakika egzersiz yapmalıdır. Kemik mineral yoğunluğunu en iyi artıran egzersizler, germe egzersizleridir. Bunun için ağırlığınız ve yer çekimini kullanarak kaslarınızı germelisiniz. Daha basit tarzda tempolu yürüyüş yapılabilir. Germe egzersizi olmamakla birlikte Tai Chi, Yoga ve Pilates de denge ve duruşu düzelterek düşme riskinizi azaltır.
  • Sigara, alkol ve aşırı kafein tüketiminden uzak durma.

Op. Dr. Hakan KILAVUZ tarafından yazının hazırlanmasında ACOG internet sitesinden yararlanılmıştır.

The post Osteoporoz (Kemik Erimesi) appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Menopoz https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/menopoz/ Tue, 08 Oct 2013 11:16:36 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/menopoz/ Menopoz ve Perimenopoz Nedir Menopoz. Menopoz, hayatınızın doğal seyrinde adet kanamalarının sona ermesidir. Yumurtalıklarda yumurta tükenince östrojen üretimi durur. Östrojen üretiminin durması, menopoz olarak adlandırılır. Östrojen, adet görmenizi sağlayan temel hormondur. Menopoz, üreme yaşamınızın bittiğini gösterir. Ortalama menopoz yaşı 51’dir. Menopoz, son görülen adet kanamasıdır. En az 1 yıl adet kanaması olmadığı zaman görülenin son […]

The post Menopoz appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Menopoz ve Perimenopoz Nedir

Menopoz. Menopoz, hayatınızın doğal seyrinde adet kanamalarının sona ermesidir. Yumurtalıklarda yumurta tükenince östrojen üretimi durur. Östrojen üretiminin durması, menopoz olarak adlandırılır. Östrojen, adet görmenizi sağlayan temel hormondur. Menopoz, üreme yaşamınızın bittiğini gösterir. Ortalama menopoz yaşı 51’dir. Menopoz, son görülen adet kanamasıdır. En az 1 yıl adet kanaması olmadığı zaman görülenin son adet olduğuna karar verilir. Yumurtalıkların cerrahi yolla alınması durumunda 1 yıl beklenmeden menopoz tanısı konur.

Perimenopoz. Üreme çağından menopoz sonrası döneme geçişin olduğu, menopozu da içine alan döneme perimenopoz denir. Menopoz öncesi belirtileri ile başlayan perimenopoz, menopozdan sonraki 1 yılı da içine alarak ortalama 6 yıl sürer. Yaş 40’ları bulduğunda yumurtalıklarda üretilen östrojen miktarında değişiklikler oluşmaya başlar. Perimenopozun en sık görülen belirtisi adet düzeni değişiklikleridir. Adet kanamaları daha uzun sürebileceği gibi daha kısa da olabilir. Bazı dönemler adet kanaması olmadan atlanabilir. Adet kanaması eskisinden daha şiddetli veya daha hafif olabilir. Perimenopozal dönemde adet düzeninde bu tip değişiklikler görüldüğünden adet düzensizlikleri konusunda çok dikkatli olmalısınız. Düzensiz adet kanaması, bazı hastalıkların belirtisi olabilir.

Yapay Menopoz. Yumurtalıkları alınması (ooferektomi) veya ciddi hasar veren tedaviler sonucu ortaya çıkan menopozdur.

Erken (Prematür) Menopoz. 40 yaş ve öncesinde görülen menopoz.

Postmenopoz (Menopoz Sonrası). Menopoz sonrasındaki yıllar.

Perimenopozal Dönemde Görülen Belirtiler Nelerdir

Menopoz ile birlikte östrojen hormonu azalır. Östrojen vücudumuzun yenilenmesine katkıda bulunan bir hormondur. Erken dönemde östrojen yetersizliğinin belirtisi ateş basmalarıdır. Geç dönemde vücutta yıpranmalar kendini belli eder. Bazı kadınlar perimenopozal dönemde belirti hissetmez veya belirtiler hafif olabilir. Bazıları ise şiddetli belirtiler hissedebilir. Sık hissedilen belirtiler şöyledir.

  • Ateş basması ve terleme nöbetleri. Göğüs ve yüzde ani başlayan sıcaklık hissi ve kızarmadır. Genellikle birkaç saniye ile birkaç dakika arasında bir süre devam eder. Sıklığı da kişisel olarak değişiklik gösterir. Kimi kadınlarda günde birkaç defa, kiminde ayda birkaç defa olabilir. Gece gelen ateş basmaları gece terlemesi olarak adlandırılır. Gece terlemeleri bazen uykudan uyandırarak uyku düzenin bozabilir. Bu da ertesi günü uykulu ve yorgun geçirmenize neden olabilir.
  • Uyku problemleri. Bazen uykuya dalma sorunu (uykusuzluk) yaşandığı gibi bazen çok erken uyanma görülebilir. Uyku bozukluğunun bir nedeni de gece terlemeleri nedeniyle uyanmalar olabilir.
  • Vajina ve idrar yolu değişiklikleri. Östrojen azalınca vajina cildi de ince ve kuru olur, elastikiyetini yitirebilir. Vajinal kuruluk, cinsel temas sırasında yanmaya neden olabilir. Vajinal incelme nedeniyle vajina enfeksiyonu (vajinit) olmak kolaylaşır. İdrar kanalı da daha kuru, tahrişe yatkın ve zedeli olabilir. Bu, sık idrara gitme gereksinimi yaratabildiği gibi idrar yolu enfeksiyonu olmasını da kolaylaştırır. İdrar kaçırma olabilir ve acil idrar yapma gereksinimi hissedebilirsiniz.
  • Psikolojik tutarsızlıklar
  • Halsizlik
  • Karında şişkinlik hissi
  • Kilo alma
  • Deri ve saç değişiklikleri, kuru göz sendromu.

Menopoz Sonrasında Kemiklerde Ne Tür Değişiklikler Olur

35 yaş sonrasında kemik kitlesinin azalmaya başlaması kadınlar için olduğu kadar erkekler için de normaldir. Ancak kadınlarda menopoz sonrası 4-8 yıl içinde kemik kaybı çok hızlanır. Bu hızlı kaybın nedeni, azalmış östrojen hormonudur. Kemik kitlesinde aşırı kayıp, osteoporoz (kemik erimesi) olarak adlandırılır. Osteoporoz, kemik kırılması riskini artırır. Kemik erimesinden en çok etkilenen bölgeler, kalça, el bileği ve omurgadır.

Perimenopoz ve Menopoz Sonrasında Hangi Sağlık Sorunları Görülür

Kadınlarda üreme dönem boyunca salgılanan östrojen hormonu kalp krizi ve inme (beyin felci) riskini azaltır. Bir kadın menopoz ile birlikte bu koruma etkisini kaybeder. Bu dönemde kalp hastalıkları, yüksek kolesterol ve hipertansiyon riskleri artar ve hayat durağanlaşır. Bütün bu faktörler menopoz sonrası dönemde kalp krizi ve inme riskini artırır.

Menopozda Hormon Tedavi Nedir ve Nasıl Uygulanır

Hormon tedavisi, perimenopoz ve menopoz sonrasında belirtileri hafifletir. Hormon tedavisi, eksilmiş olan östrojenin yerine konmasıdır. Rahim ameliyat ile alınmamış ise östrojen rahim kanseri riskini artırabilir. Bu nedenle rahminiz alınmamış ise östrojene progestin eklenir. Östrojen ile progestinin birlikte verilmesine kombine hormon tedavisi adı verilir. Verilen progestin, östrojenin oluşturduğu rahim kanseri riskini azaltır. Bu durumda rahminiz alınmış ise progestin kullanmanız gerekli değildir. Östrojenin yalnız verildiği bu tedaviye östrojen tedavisi adı verilir.

Menopoz tedavisi için östrojen farklı yollarla verilebilir. Hap, yama, krem, cilt spreyi şeklinde kullanılabilir. Progestin ise östrojen ile aynı hap veya yama içinde olabileceği gibi ayrıca da verilebilir. Bu uygulama yollarının hepsinde hormon kan dolaşımına ve oradan vücudun gereksinim olan tüm hücrelerine dağılır. Buna sistemik tedavi denir. Vajinal kuruluk gibi bölgesel şikayetlerin tedavisi için östrojen o bölgeye verilebilir. Buna bölgesel tedavi (lokal tedavi) denir. Östrojenin vajinaya bölgesel uygulanması için vajinal ring, tablet ve kremleri vardır. Lokal tedavide vajinaya düşük dozlarda östrojen sağlanmış olur.

Hormon Tedavisinin Yarar ve Zararları Nelerdir

Ateş basması ve gece terlemelerini en iyi azaltan tedavi hormon tedavisidir. Östrojenin gerek sistemik gerek bölgesel uygulaması ile vajinal kuruluk azaltılır. Sistemik östrojen tedavisi osteoporozu önleyerek kalça ve bel kırığı olma riskini azaltır. Progestin ile birlikte verilen östrojen tedavisi kalın barsak kanseri riskini azaltır.

Östrojen tedavisi bazı hastalık ve kanser türlerinin oluşma riskini artırabilir.

  • Östrojen, rahim iç tabakasını kalınlaştırarak endometrial hiperplazi ve rahim kanseri riskini artırır.
  • Kombine hormon tedavisi kalp krizi riskinde hafif bir artışa neden olur. Bu risk, ilerleyen yaştan, zaten var olan bazı risklerden ve tedaviye başlanma zamanından kaynaklanıyor olabilir.
  • Östrojen tedavisi, inme ve derin toplardamar içi pıhtılaşma (derin ven trombozu – DVT) riskini artırır. Bu konuda en riskli tedavi ağızdan hap olarak kullanılanlardır.
  • Kombine hormon tedavisi, meme kanseri riskinde artışa neden olur.
  • Östrojen tedavisi özellikle hap şeklinde olduğunda daha fazla olmak üzere safra kesesi hastalıklarına neden olabilir.

Menopoz Belirtilerinin Tedavisinde Kullanılan Hormonal Olmayan Yöntemler Nelerdir

Sıcak basmalarının tedavisinde antidepresan ilaçlar kullanılabilir. Gabapentin, sara ilaçları, bir tansiyon ilacı olan klonidin ateş basması ve uyku sorunlarında kullanılabilir.

SERM olarak kısaltılan seçici östrojen alıcı uyarıcıları östrojen olmadığı halde dokularda östrojen gibi etki yapan ilaçlardır. Ateş basması ve vajinal kuruluk tedavisinde SERM’ler kullanılabilir.

Soya, karayılan otu (black cohosh) gibi bazı bitkilerde bulunan fitoöstrojenler, SERM etkisi yapar. Bu bitkilerin bazıları etki ve güvenilirlik açısından değerlendirilmiştir. Bu ürünlerden ilaç elde edilme yöntemleri konusunda standartlaşmış yaklaşımlar yoktur. Bu yüzden bu grup ilaçlarda etki ve güvenilirlik garanti edilemez. Bu tür ürünler Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmayıp Tarım Bakanlığı tarafından “gıda takviyesi” ruhsatı ile piyasaya verilmektedir. Bu nedenle fitoöstrojenleri almadan önce bizlerle görüşmelisiniz.

Vajinal kuruluk tedavisinde, reçetesiz satılan vajinal nemlendirici ve kayganlaştırıcılar kullanılabilir. Hormon içermediklerinden vajina cildi kalınlığı ve esnekliği üzerinde etkileri yoktur. Nemlendiriciler gece yatarken, kayganlaştırıcılar cinsel temas öncesinde kullanılabilir.

Menopoz Sonrası Nasıl Sağlıklı Kalırım

Menopoz sonrası hayat tarzınızda yapacağını küçük değişiklikler sağlıklı kalmanıza yardımcı olabilir.

  • Beslenme. Dengeli ve uygun miktarlarda yeme, hayatın her döneminde olduğu gibi menopoz sonrasında da önemlidir. Kemik sağlığını desteklemek için kalsiyum ve D vitamininden zengin beslenmelisiniz.
  • Egzersiz. Düzenli yapılan egzersiz kemik kaybını yavaşlattığı gibi sağlığınıza da katkıda bulunur. Yürüme gibi hafif egzersizler bile kemik kaybını yavaşlatır. Germe egzersizlerinde vücut ağrılığınız veya lastik band, duvar gibi nazı aletleri kullanabilirsiniz. Yoga veya tai chi gibi denge egzersizleri kırıklarla sonuçlanabilecek düşme riskinizi azaltır.
  • Düzenli sağlık kontrolü. Yılda bir kez kadın doğum muayenesi olmalısınız. Kadın doğum dışında diş ve göz doktorunuzu da unutmamalısınız. Hasta olmasanız da yaptıracağınız kontroller sizi oluşabilecek ciddi sorunlardan korur.

Op. Dr. Hakan KILAVUZ tarafından yazının hazırlanmasında ACOG internet sitesinden yararlanılmıştır.

The post Menopoz appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>