Down Sendromu Tarama Testlerinin Tarihsel Gelişimi

Anne Adayı Yaşı (1970)

Anne yaşı ilerledikçe Down Sendromlu bebek doğurma riskinin arttığı, ilk kez 1876 yılında Mitcherfin tarafından söylenmiş olmakla birlikte tarama testi haline gelmesi 100 yılı buldu. 1968 yılında, Down Sendomluların farklı kromozom yapısına sahip olduğu saptandı. 1970’den itibaren, 35 yaş ve üzerinde olan gebelerde amniosentez önerilmeye başlandı. Sonuç olarak, ilk tarama yöntemi olarak annenin yaşı kullanılmaya başlandı. Çünkü anne yaşı ile Down Sendromlu doğum ilişkisi belirgin olup, 25 yaşında Down Sendromlu bebek doğumu 1500 doğumda bir iken, 48 yaşında bu oran her 10 doğumda birdir. Yaş ilerledikçe bu risk, 150 kata kadar artış gösterir.

Ancak amniosentez işleminin pahalı bir işlem olması, düşük riski oluşturması, her yerde ve her uzman tarafından yapılamaması nedeniyle, yaygın olarak uygulanamadı. Sürekli olarak daha ekonomik, kolay ve zararsız tarama yöntemleri arayışı süregeldi.

AFP (1978)

Alfa-fetoprotein (AFP) isimli hormonun bu amaçla kullanılışı, 1970’lerin sonlarına rastlar. AFP ile neural tüp defekti (NTD) ve diğer bazı bozukluklar arasında ilişki saptandı ve AFP, bu tür bozuklukların araştırılmasında bir gösterge olarak kullanılmaya başlandı. AFP, Down Sendromlu hamileliklerde normale göre daha düşük seyreder. Ancak AFP 15. haftadan itibaren anlamlı düzey verir.

Üçlü Tarama Testi – Nicolas Wald (1988)

Daha sonra 1988 yılında ingiliz bilim adamı Prof. Dr. Nicholas Wald, AFP’ye diğer iki hormon olan hCG (human corionic gonadotropin) ve Free Estriol (unconjugated estriol) isimli hormonları da ekledi ve bu üç teste Üçlü (Triple) Test adı vererek, anne yaşı ile de ilişkilendirerek, tarama amacıyla kullanmaya başladı. Prof. Wald, her bir hormonun Down Sendromu ile ilişkisini belirleyerek, bunların değerinin ne ölçüde bir olasılığı yansıttığını, anne yaşı ve diğer verilerle birlikte ortaya koyan bir değerlendirme programı geliştirdi. Bu alanda çeşitli araştırıcılar olmakla birlikte, genellikle bu hormonların bir program içine yerleştirilerek geliştirilmesinde öncülük genellikle Prof. Dr. Nicholas Wald’a aittir.

İkili Tarama Testi, Kombine Test – Nicolaides Kypros (1990)

1990’ların başlarından itibaren 11-14 hafta arasında yapılan ultrasonun yaygınlaştırma çabaları bir bulguyu hatırlattı. Down Sendromlu bebeklerin ense cildi kalınlıkları beklenenden daha fazlaydı. Bu bulgu ilk kez 1866 yılında Langdon Down tarafından bebek gözlemleri ile ortaya konmuştu. Anne adayının yaşına bebeğin ense cildi kalınlığı da eklenerek yeni bir tarama metodu ortaya çıktı. Geliştirilen İkili Test ile, gebeliğin 11.-14. haftaları arasında anne kanından bakılan PAPP-A ve Free-hCG hormonları, anne yaşı ve diğer bilgilerle bir program içinde değerlendirilir.

Bu değerlere, oldukça değişken ve uzmanlığa dayalı bir ultrasonografi bulgusu olan, nuchal translucency (NT) isimli bulgu doğru olarak eklenirse, ikili Test’e Kombine Test adı verilir. Özellikle ingiliz Doktor Nicholaides’in, ultrasonografik NT’nin rolü ve etkinliği konusunda iddialı görüşleri vardır.

Dörtlü Tarama Testi – Nicolas Wald (2000)

Bu alanda araştırmalar devam etti. Yüzlerce hormon ve vücut tarafından salgılanan çeşitli maddelerin düzeyleri araştırıldı ve 1998 yılından itibaren bunlardan PAPP-A, Free-hCG ve Inhibin A isimli hormonların diğerlerine oranla daha anlamlı ve yararlı olacak sonuçlar sunduğu görüşüne ulaşıldı.

2000 yılından itibaren, Nicholas Wald, AFP + hCG + Free Estriol’den oluşan Üçlü Test’e İnhibin A isimli hormonu da ekleyerek, Dörtlü Test adını verdi.

İntegre Test – Nicolas Wald (2000)

Yine 2000 yılından itibaren Prof. Dr. Wald, gebeliğin 1. dönem testleri (11. -14. haftalarda bakılan PAPP-A ve free-hCG) ile, 2. dönem testleri (15. – 22. haftalar arasında bakılan AFP, hCG, Free-Estriol ve Inhibin A)’ni ultrasonografi bulguları ve anneye ait bilgilerle bir programda değerlendiren Integre Test isimli bir yöntemi ortaya koymuştur. Belirtilen hormonlar ve ultrasonografi bilgilerinden bazıları yapılmadığı zaman bile, integre Test kullanılabilir ve sonuç verir, ancak her eksik parametre ile belirleme değerinde azalma olur.

Noninvaziv Prenatal Test – Lo MY (2012)

1980’lerde maternal kandan elde edilen fetal hücrelerde yürütülen prenatal tanı çalışmalarında klinik uygulamaya geçecek bir başarı elde edilememiştir. Lo YM ve arkadaşları’nın, 1997 yılında maternal kanda hücre dışı serbest fetal DNA (cffDNA)’ı göstermelerinden sonraki 15 yıllık süreçte çalışmalar daha da yoğunlaşmış ve 2012 yılından itibaren cffDNA klinik uygulamaya girmeye başlamıştır. Önümüzdeki yıllarda günlük klinik kullanımının giderek artması beklenmektedir.

Posted in: