Smear Testinde Yüksek Dereceli veya Glandüler Hücre Anormalliklerinin Takibi

Ayrıntılı

Pap smear veya servikal sitoloji olarak da adlandırılan Pap testi, serviks kanserini taramanın iyi bir yoludur. 21 ila 25 yaşları arasında Pap ve/veya insan papilloma virüsü (HPV) testleri ile serviks kanseri taraması yapılmalıdır. Rahim ağzı olan herhangi bir kişi cinsiyet kimliği, cinsel yönelim veya cinsel aktiviteden bağımsız olarak taranmalıdır.

Rahim ağzı ve vajinanın dış yüzeyi yassı hücreler adı verilen hücrelerle kaplıdır. Rahim ağzı kanalında, glandüler hücreler adı verilen hücreler bulunur. Hücrelerde değişiklikler veya anormallikler görüldüğünde anormal Pap testi sonucu çıkacaktır. Ciddiyet sırasına göre anormal smear testi sonuçları:

  • Önemi belirsiz atipik skuamöz hücreler (ASC-US)
  • Düşük dereceli skuamöz intraepitelyal lezyonlar (LSIL)
  • Atipik skuamöz hücreler yüksek dereceli skuamöz intraepitelyal lezyonu dışlayamaz (ASC-H)
  • Yüksek dereceli skuamöz intraepitelyal lezyonlar (HSIL)
  • Atipik glandüler hücreler (AGC)

Bu sayfada, bu kategorilerin en ciddileri olan HSIL ve AGC’e odaklanacağız. HSIL, ciddi anormallik gösteren skuamöz hücreleri belirtir ve rahim ağzı kanseri öncüsü veya rahim ağzı kanseri düşünülür. AGC, anormal görünen glandüler hücreleri gösterir. Pap testindeki glandüler hücreler genellikle servikal kanaldan gelir. Nadiren rahimden de glandüler hücreler gelebilirler.

Nadir olmasına rağmen Pap testi ile rahim ağzı kanseri de saptanabilir.

Pap testinde HSIL veya AGC bulunmuşsa en kısa sürede daha ileri testlere başlanmalıdır.

Yüksek Dereceli Skuamöz İntraepiteliyal Lezyon

Yüksek dereceli skuamöz intraepitelyal lezyonlar (HSIL), serviks hücrelerinde orta ila şiddetli değişikliklere işaret eder. Daha az şiddetli değişiklikler görülürse buna düşük dereceli skuamöz intraepitelyal lezyonlar (LSIL) denir. Smearde HSIL bulunan kişilere yapılan biyopsilerde yüzde 53 oranında kanser öncülü lezyon ve yüzde 7 kadarında rahim ağzı kanseri saptanır. Ancak prekanseröz lezyon çıkarılırsa veya yok edilirse serviks kanseri genellikle önlenebilir.

Smear testinde yüksek dereceli skuamöz intraepitelyal lezyon saptanan olgularda endoservikal değerlendirmeyle birlikte kolposkopi yapılmalıdır. Kolposkopi, klinisyenin ofisinde pelvik muayene sırasında yapılan bir tür mikroskop kullanılarak serviksin incelenmesidir. Kolposkopide yüksek dereceli servikal veya vajinal lezyon saptanamaz ise smear, kolposkopi ve histolojik değerlendime gözden geçirilmelidir.

HSİL olan bir olguda kolposkopi yüksek dereceli bir lezyonu gösteriyor ise Kolposkopi ile aynı zamanda rahim ağzında sorunlu görülen alanlar alınarak tedavi yapılabilir. Buna hızlı tedavi adı verilir. Bu işleme LEEP (Loop elektrocerrahi eksizyon işlemi) veya LLETZ (Transformasyon bölgesinin geniş loop eksizyonu) adı verilir. Serviks kanseri, transformasyon bölgesinden başladığı için asıl olan bu bölgenin alınmasıdır. Bu işlem ile hem tanı hem tedavi yapılmış olur.

LEEP ile tedavi, 21 ila 24 yaş arasındaki gençlerde tercih edilmez. Yüksek dereceli lezyonlar bile gençlerde tedavi edilmeden kaybolabilir. Ayrıca LEEP, gelecekteki bir hamilelikte komplikasyon riskini artırabilir. Bu nedenle biyopsi sonucunu beklemeden sadece kolposkopi ile tedavi, bu yaş grubunda genellikle yapılmaz. Ayrıca, gebelerde acil tedavi iyi bir seçenek değildir.

Skuamöz Hücreli Karsinom

Skuamöz hücreli karsinom, rahim ağzı kanserlerinin en yaygın türüdür. Pap testinde nadiren kanser bulgusu saptanır. 100.000 Pap testinde yalnızca 4.5’te görülür. Sonuç skuamöz hücreli karsinom bulunmuşsa, doğrulamak için serviks biyopsisi gereklidir. Biyopsi, kolposkopi eşliğinde uygulanır.

Biyopside kanserli hücrelerin varlığı doğrulanırsa tedavi önerilir.

Atipik Glandüler Hücreler

Glandüler hücreler serviksin kanalı içinde bulunur. Bu tür hücreler, endometrium (rahim iç tabakası), fallop tüpü veya yumurtalık gibi üreme sisteminin diğer bölümlerinde de bulunur. Smear sonucunda atipik glandüler hücre (AGC) bulunan olgularda; kanser öncesi değişiklikler yüzde 35, rahim ağzı kanseri yüzde 1 ve endometriyal (uterin) kanseri yüzde 3 oranında görülür.

AGC saptana olgularda kolposkopi yapılır.

Rahim kanseri için yüksek risk altında olabileceğiniz endişesi varsa (örneğin, ≥35 yaşındaysanız, ailede rahim kanseri öyküsü varsa veya düzensiz veya ağır adet dönemleriniz varsa veya menopozdan sonra vajinal kanama) rahim zarının (endometriyum) biyopsisi önerilir.

Rahim biyopsisi, muayenehane ortamında yapılır. Pelvik ultrason ile endometrium, yumurtalıklar veya fallop tüpleri de değerlendirilir. Histeroskopi ile endometrium biyopsisi de yapılabilir. Bu, görerek biyopsi alınmasını sağlar.

Rahim ağzında kanser öncülü lezyon (adenokarsinoma in situ) veya kanser (adenokarsinom) riski yüksek bulunmuşsa kolposkopide herhangi bir bulgu olmasa bile, koni biyopsisi adı verilen daha büyük bir servikal biyopsi yapılması gerekir.

Özel Durumlar

Hamilelik sırasında

Hamileyken anormal Pap testi sonucu saptananlarda sonraki adım, hamilelikle ilgili komplikasyonlardan kaçınırken uygun bir değerlendirme yapmaktır. Hamilelik sırasında serviks biyopsisi, kanser konusunda ciddi endişe varsa yapılır.

Hamilelik sırasında yüksek dereceli intraepitelyal lezyonlar (HSIL) veya atipik glandüler hücreler (AGC) olan bir Pap testi sonucu almışsanız, kolposkopi yapılmalıdır. Ancak gebelik sırasında endoservikal ve endometriyal biyopsi yapılmaz. Kolposkopi de doğumdan dört hafta sonrasına ertelenebilir.

Menopozdan sonra

Menopoz sonrasında saptanan anormal smear sonucu hala adet görenlerle aynı şekilde yönetilir.

Yapılan smearlerde normal test geçmişiniz varsa, 65 yaşından sonra rahim ağzı kanseri taramasını durdurabilirsiniz. Bununla birlikte, geçmişte anormal smear sonucu olanlarda 65 yaşından sonra tarama yapılması önerilir.

UpToDate

Posted in: