The post Konjenital Sifilis appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Gebelik sırasında sifilis (frengi) enfeksiyonu olan anne adayının bebeğinde oluşan ciddi sorunlara yol açabilen bir enfeksiyondur. Konjenital olması, bebeğin doğumu sırasında da sifilise bağlı sorunların var olduğunu ifade eder.
Frengi, erkeklerde penis ve kadınlarda vajina veya anüs çevresinde kırmızı yaralara neden olan, cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur. Yaralar acılı olmadığı için birçok insan sifilis olduğunu fark etmez ve tedavi görmez. Anne adayında gebelik sırasında frengi varsa, enfeksiyon plasenta yoluyla bebeğe bulaşabilir. Gebelik sırasında olmasa da bebeğe doğum sırasında frengi bulaşabilir.
Konjenital sifilis bebekte çok ciddi sorunlara neden olur. Bebeğin erken doğmasına veya anne karnında ölmesine de neden olabilir.
Konjenital sifilisli yenidoğanların çoğunda belirti yoktur. Belirtisi olanlarda şunlara rastlanır:
Daha büyük bebeklerde ve çocuklarda şu belirtiler görülür:
Bebeğin burun akıntısı veya vücudundaki yaralardan örnek alınabilir. Örnek, mikrobiyoloji uzmanı tarafından mikroskop ile incelenir.
Yapılabilecek diğer testler şunlardır:
Konjenital sifilis penisilin ile tedavi edilir. İlaç, enjeksiyon ile uygulanır.
Erişkinlerde sifilisin önlenmesi ve tedavisi bebekte konjenital sifilis olmasını önleyebilir. Yetişkinlerde, frengi riski şu şekilde azaltabilir
Konjenital sifilisten korunmanın bir başka yolu da sifilis olan kadınların tedavi edilmesidir. Hamile kalmadan önce tedavi görmek en iyisidir, ancak hamilelik sırasında da tedavi uygulanabilir. Tedavinin başarılı olduğundan emin olmak için tedaviden sonra test yapmak önemlidir.
The post Konjenital Sifilis appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Üretrit appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Üretra, idrarı mesaneden dışarıya taşıyan kanaldır. Üretrit, üretranın tahriş olması veya iltihaplanması için kullanılan tıbbi bir terimdir.
Üretrit; idrar yaparken ağrı, yanma veya batmaya neden olur. Bazen idrar yollarından gelen akıntıları olur. Üretritli erkeklerde penisin ucunda kızarıklık veya şişlik görülebilir.
Üretrit genellikle bir enfeksiyondan kaynaklanır. En yaygın neden cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur.
Üretrite neden olabilen CYBE’ler şunlarıdır:
Üretrit belirtileriniz varsa muayene olmalısınız.
Test edilmek için muhtemelen bir idrar örneği veya vajinadan sıvı örneği alınması gerekir. Erkeklerde penisten örnek alınabilir. Kadınlarda, pelvik muayene yapılmalıdır. Kan testi yaptırmanız da gerekebilir. Bu testler, bir enfeksiyonunuz olup olmadığını ve ne tür olduğunu gösterebilir.
Üretrit tedavisinden antibiyotikler kullanılır. Tedavi için test sonuçlarınız gelene kadar beklemenize gerek yoktur. Kültür için örnek alındıktan sonra ilaca başlanabilir.
CYBE tanısı konmuşsa, antibiyotik tedavisine başladıktan 7 gün sonrasına ve hiçbir semptomunuz kalmayana kadar cinsel ilişkiye girmemelisiniz.
CYBE tanısı konmuşsa, cinsel partnerinizi bilgilendirmelisiniz. Belirti olmasa bile onlara da enfeksiyon bulaşmış olabilir.
Üretrite genellikle bir CYBE neden olduğu için, üretrit riskinizi şu yollarla azaltabilirsiniz:
Herhangi bir zamanda bir CYBE geçirdiyseniz, şimdi veya gelecekte başka CYBE olup olmadığınız kontrol edilmelidir. Aynı anda birden fazla CYBE bulunabilir. CYBE’ler her zaman belirti vermez, bu nedenle taramalarla kontrol edilmelidir.
The post Üretrit appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Cinsel Saldırı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Cinsel saldırı veya cinsel şiddet, bir kişiye rızası olmadan yapılan herhangi bir cinsel eylemdir. Rıza, bir şeyi yapmayı istemek ve kabul etmek anlamına gelir.
Tecavüz, bir kişiyi vajinal, anal veya oral yol ile cinsel ilişkiye zorlamaktır. Bu bir tür cinsel saldırıdır. Ancak her türlü istenmeyen cinsel eylem cinsel saldırı olarak kabul edilir. Buna, rızası olmadan başka bir kişiyi öpmek veya dokunmak da dahildir.
Bir kişi, bir yabancı veya partner, akraba gibi tanıdığı biri tarafından cinsel saldırıya uğrayabilir.
Birisi sizin rızanız olmadan bir şey yaparsa, bu cinsel saldırıdır. Eğer rıza verdiyseniz ancak daha sonra fikrinizi değiştirdiyseniz ve kişi durmuyorsa bu da saldırıdır.
Cinsel saldırı, birinin sizi istemediğiniz bir şey yapmaya zorlaması veya size fiziken istemediğiniz şekilde davranmasını içerir. Sarhoşsanız, baygınsanız veya uyuyorsanız da eylem saldırıdır. Karşınızdaki kişi şiddet göstermese bile, uyanık değilseniz veya net düşünmüyorsanız rıza gösteremezsiniz.
Cinsel saldırı kurbanı olduysanız, bu sizin suçunuz değil. Cinsel saldırı yaygındır ve yalnız değilsiniz.
Yapmanız gereken ilk şey, size saldıran kişiden uzakta güvenli bir yer bulmaktır. Sonra:
Siz de kabul ederseniz, adli doktor vücudunuzdan ve kıyafetlerinizden hücre veya sıvı örnekleri alabilir. Bu örnekler size kimin saldırdığını ve ne yaptığını gösterebilir. Adli doktor yaralarınızın fotoğraflarını çekmenizi isteyebilir. İstemediğiniz bir şeyi yapmalarına izin vermek zorunda değilsiniz.
Siz iyileşmeye devam ederken kendinizi ve başkalarını nasıl koruyacağınız konusunda dikkatli olmalısınız. Örneğin, önümüzdeki birkaç ay içinde cinsel ilişkiye girmeyi seçerseniz, prezervatif kullanmalısınız. Bu şekilde, bir enfeksiyonunuz varsa partneriniz/partnerleriniz korunacaktır. Planlıyorsanız, gebe kalmaya çalışmadan önce birkaç ay beklemelisiniz.
Unutmayın, cinsel saldırı asla kurbanın suçu değildir. Size ne olduğu hakkında konuşmak zor gelebilir, ancakdanışmanınız size yardım etmek için oradadır.
Tedavi, durumunuza ve sahip olduğunuz yaralanmalara bağlı olarak değişir. Şunlar için tedavi alabilirsiniz:
Saldırıdan hemen sonra tıbbi yardım almamış olsanız bile yine de muayene olmalısınız. Saldırının kanıtlarını toplanamayabilir. Yine de enfeksiyon veya gebelik riskinizi anlamanıza ve olaydan kurtulmanıza yardımcı olmak gerekir. Ayrıca ihtiyacınız olan desteği aldığınızdan emin olmak ve isterseniz saldırıyı bildirme konusunda tavsiyelerde bulmak isteriz.
İlk başta, birçok insan saldırıları bildirmek istemez. İstemiyorsanız yapmak zorunda değilsiniz. Ancak genellikle zaman içinde fikriniz değişecektir.
Olayı bildirmek istemiyorsanız yine de muayene olmanız faydalı olabilir. Ancak muayene sonrası durumu güvenlik güçlerine bildirmek bizim de sorumluluğumuzdur.
Muayene olursanız, numune alınabilir ve bir yazı hazırlanır. Bu şekilde, olayı bildirdiğinizde, kanıtlar zaten toplanmıştır.
Muayene olmasanız bile bu tür bir olayı dilediğiniz zaman güvenlik güçlerine bildirebilirsiniz.
Cinsel saldırıdan sonra bir süre stresli, endişeli, kızgın veya üzgün hissetmek yaygındır. Bu duygular, vücudunuz iyileştikten sonra bile devam edebilir. Depresyon veya endişe duygularıyla mücadele ediyorsanız ya da uyumakta veya normal aktivitelerinizi yapmakta zorlanıyorsanız, doktorunuza söyleyin. İhtiyacınız olan desteği ve tedaviyi almanıza yardımcı olacaktır.
The post Cinsel Saldırı appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Disparoni (Ağrılı Cinsel İlişki) appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Disparoni, cinsel ilişkiden hemen önce, cinsel ilişki sırasında veya sonrasında meydana gelen ağrıdır. Erkeklerde ve kadınlarda olabilir, ancak kadınlarda daha sık görülür.
Kadınlar, klitoris de dahil olmak üzere üretra ve vajinanın dış bölümünü saran cilt tabakası olan vulvada , vajinanın içinde veya alt karın bölgesinde ağrı hissedebilirler. Erkeklerde ise peniste, testislerde, karında ve bazen rektumda ağrı olabilir.
Pek çok olası sebep vardır.
Kadınlarda yaygın nedenler şunlardır:
Cinsel ilişki ağrılıysa, muayene olmalısınız. Bazı insanlar bunu gündeme getirmekten utanır ama bu konuda size yardımcı olabiliriz.
Yapılacak testlere, yaşınıza, diğer belirtilerinize ve kişisel durumunuza göre karar verilecektir.
Disparoninin nedenini bulmak için kullanılan yaygın testler şunlardır:
Tedavi için şunlar yapılırr:
The post Disparoni (Ağrılı Cinsel İlişki) appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Vajinismus appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Vajinismus, vajina girişinin etrafındaki kasların krampları ile oluşan bir durumdur. Penis, tampon veya tıbbi cihaz gibi vajinaya bir şey koyulmak üzereyken kaslar gerilir. Vajinismus cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olur. Bu, muayeneyi de olanaksız hale getirebilir.
Vajinismus, cinsellik veya pelvik muayene sırasında oluşan endişeleriniz, yaşadığınız kötü bir deneyimden kaynaklanabilir. Vajinada bulunan enfeksiyon veya yapısal bir bozukluk nedeniyle ya da hiçbir sebep yokken de oluşabilir.
Vajinismusun ana belirtisi vajinaya penis, parmak, tampon veya tıbbi cihaz gibi bir şey konulduğunda ağrılı kasılmalardır. Bazen ağrı o kadar kötüdür ki vajinaya hiçbir şey konamaz.
Genital bölgeye dokunmak acı veriyorsa muayene olmalısınız. Ağrı hissederseniz, muayenenin usulü size uygun şekilde değiştirilebilir.
Ne yazık ki vajinismus için özel bir test yoktur. Belirtileriniz öğrenilerek yapılan muayene sonucunda sizde vajinismus olup olmadığı söylenebilir. Muayene sırasında vajinanızın girişindeki kasların gerildiği hissedilebilir.
Tedaviler şu şekilde sıralanabilir:
The post Vajinismus appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Genital Herpes (Uçuk) appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Genital uçuk, sık görülen bir cinsel yolla bulaşan hastalıktır. Belirti vermediğinden pek çok insan bilmese de her beş yetişkinden birinde genital uçuğa neden olan herpes simpleks virüsü vardır. Bir kez virüsü kaptıktan sonra yıllarca tekrarlayan uçuklarla karşılaşılır. Vücutta virüs bulunmaya devam ettiği halde uçuk atakları zaman içinde seyrekleşir. Uçuklar için, kişisel önlemler dışında ilaçlar da kullanılır. Uçuk geçirmiş olan bir kişi cinsel partnerini bu konuda uyararak bulaşma riskini azaltmalıdır. Uçuk, acılı olması ve tekrarlayabilmesi nedeniyle psikolojik strese de neden olur.
Genital uçuk, cinsel organ cildinde su dolu kabarcıklar ve bunların patlaması ile acı veren yaraların oluşmasına neden olan herpes virüs enfeksiyonudur. Bu virüs vajinal, oral veya anal ilişki sırasında bulaşır. Bazen belirti vermeden de herpes virüsü bulunabildiğinden kişi bulaştırıcı olduğunun farkında olmayabilir.
Herpes virüsü vücuttan tamamen temizlenemez. Virüs bulunmaya devam etse de uçuk ilk yıllarda sıkça çıkar, sonra azalır. Uçuk çıktığında verilen ilaçlar, uçuğun belirtilerini azaltmak ve daha çabuk iyileşmesini sağlamak içindir.
Herpes virüsü cinsel partnerler arasında vajinal, oral veya anal ilişki ile bulaşabilir.
Dudakta uçuğu olan partner ile oral ilişki sırasında bulaşanın HSV tip 1 olma olasılığı daha yüksektir.
Görünür hiç uçuk yarası olmasa da bulaşma gerçekleşebilir.
Kapı kolu, tuvalet oturağı veya yatak örtüleri gibi yüzeylerden virüsün bulaşma olasılığı yoktur.
Virüs taşıyan erkekten kadına bulaşma olasılığı, virüs taşıyan kadından erkeğe bulaşma olasılığından daha yüksektir.
Her cinsel yolla bulaşan hastalıkta olduğu gibi uçuk taşıyan kişilerde de diğer cinsel yolla bulaşan hastalıkların görülme riski artar. Bu, cinsel partnerinizin veya sizin cinsel partner sayınıza veya ne sıklıkla kondomsuz ilişkide bulunduğunuza göre değişir.
Uçuğa neden olan Herpse Simpleks Virüsün (HSV) iki ayrı tipi bulunur. Çoğunlukla HSV tip 2 genital, HSV tip 1 dudakta uçuğa neden olur. Nadiren HSV tip 1 ile de genital uçuk oluşabilir.
Uçuk belirtileri çok çeşitlidir. Virüsün ilk alındığındaki belirtiler ile tekrarlayan uçuktaki belirtiler farklı olabilir. Herpes virüsünü alan bazı kişilerde hiç bir belirti ortaya çıkmayabilir.
İlk Uçuk. Belirtiler, bulaşmadan birkaç hafta sonra ortaya çıkar. Virüs ilk kez bulaştığı zamanki belirtiler, sonradan tekrarladığında olanlara göre daha şiddetlidir. Belirtiler, kadınlarda erkeklerde olduğundan daha şiddetlidir. İlk bulaşmada belirtiler 2-3 hafta sürebilir.
İlk belirti cinsel organ cildinde su dolu kabarcıklar oluşmasıdır. Bu alanlar büyük dudaklar, küçük dudaklar, anüs çevresi veya bacak iç yüzleri olabilir. Bu kabarcıklar patlayarak acı veren yaralara (ülser) dönüşür. Üzerinde kabuklar oluşarak iyileşir. 5-7 gün sonra yeni kabarcıklar çıkmaya başladığında öncekiler kabuklanmış durumdadır. İdrar yapma sırasında genital bölgeye temastan ötürü yanma hissedilebilir. Bazı olgularda aynı anda dudakta da uçuk görülebilir.
Kasıktaki lenf bezleri şişmiş ve hassastır.
İlk enfeksiyon sırasında grip benzeri belirtiler de ortaya çıkabilir. Bu belirtiler, ateş, baş ağrısı, eklem ağrısı, bulantı ve kusma şeklindedir.
Enfeksiyon kalın barsağı da tutar ve proktit olursa dışkılama sırasında ağrı ortaya çıkar.
Gizli Dönem. İlk ataktan sonra virüsler, uçuğun olduğu cilt bölgesinin duyularını taşıyan sinirin omurilik çevresindeki köküne gider ve bir süre inaktif kalır. Bu süreye gizli dönem denir. Bu dönemde hiç bir belirti yoktur.
Yeni Atak. Virüsler, kökünde bulundukları siniri takip ederek cilde gelir ve yeni yaralar oluşturur. Bu ataklar, virüsün bulaştığı ilk atak kadar şiddetli belirti oluşturmaz. Yeni yaralar, genellikle önceki ataktaki ile aynı yerde ortaya çıkar. Ancak bazen farklı yerlerde de ortaya çıkabilir. Tekrarlamada belirti yalnızca su dolu kabarcık ve acı veren yaralardır. Ateş, eklem veya baş ağrısı olmaz. Genellikle daha kısa sürer.
Tekrarlama Sıklığı. Uçuk genellikle yılda birkaç kez tekrarlar. HSV tip 2 virüsün tekrarlama olasılığı tip 1 virüsten daha fazladır. Zaman geçtikçe uçuk tekrarlama sıklığı ve şiddeti azalacaktır. Bazen ilk uçuk çok belirgin olmadan geçirilip uzun bir süre sonra şiddetli bir tekrarlayan uçuk ortaya çıkar. Bu durum, virüsün ne zaman alındığının bilinemediği stresli düşüncelere neden olabilir.
Uçuğun Öncül Belirtileri. Tekrarlayan uçuk geçirenlerin yarısı yara oluşmadan önce hafif belirtiler hisseder. Bunlara öncül belirtiler denir. Kaşıntı, karıncalanma veya yanma hissedilebilir. Ancak bu her zaman olmaz. Bazen sürpriz uçuk yaraları görürsünüz.
Tekrarlama Tetikleyicileri. Bazı şeyler uçuğun tekrarlamasını tetikleyebilir. Uçuk tetikleyicileri; stres, güneş ışığı, adet kanaması ve grip gibi hastalıklar olabilir.
İlk uçuğu virüsü kaptıktan hemen sonra çıkarmamış olabilirsiniz. Örneğin virüsü ilk kaptığınızda hissedilmeyecek kadar hafif belirtiler olabilir veya hiç belirti olmayabilir. Tekrarlayan atakta belirgin uçuk geçirebilirsiniz. Bu durumda eğer birden çok partneriniz olduysa hangisinin size virüsü bulaştırdığını bilemeyebilirsiniz. Bu durumda enfeksiyonu bulaştıran, şu anki partneriniz olmayabilir.
Genital uçuğun tanısı genellikle hastanın anlattıkları, belirtileri ve muayene bulguları ile konur. Nadiren tetkiklerin yapılması gerekir. Önemli olan, genital yaralara neden olan şankroid veya frengi gibi diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklardan ayırt etmektir.
Muayene sırasında tanı konusunda emin olunamazsa herpes için test yapılabilir. Yapılan testler enfeksiyonun uçuk olduğunu doğrular ve virüsün tipini saptamamızı sağlar. Yapılacak testin tipine, belirtilerinize bakarak doktorunuz karar verecektir. Uçuk varsa kabarcıktan sıvı veya yaradan sürüntü alınabileceği gibi uçuk yoksa kan testi de yapılabilir. Kan testi, geçmişte virüs ile karşılaşıp karşılaşmadığınızı gösterir. Alınan sürüntüden PCR (polimearz zincir tepkimesi) veya kültür yapılabilir.
PCR (Polimeraz Zincir Tepkimesi). PCR testi, salgılarda virüsün varlığını saptama konusunda çok hassas bir testtir. PCR testi kültürden daha hassas olduğu halde maliyeti yüksek olduğundan her zaman yapılmaz.
Kültür Testi. Su dolu kabarcıklar veya yaralarda virüs varlığını belirlemek için kültür testi yapılır. Ancak kültür ile olguların yalnızca yarısında virüs saptanabilir. Yara taze ve açık iken kültürde virüs üretmek daha kolaydır. Geç dönemde ve iyileşmekte olan yaralarda genellikle üretilemez. Bu nedenle ilk belirtiler başladıktan sonra 48 saat içinde muayene olmalısınız. Yine ilk geçirilen uçuklarda kültür, tekrarlayan uçuklardan daha fazla yarar sağlar.
Kan Testi. Geldiğinde yaraları iyileşmiş olan, önceki yaralarının uçuk olduğundan şüphelenilen kişilerde tanı için kan testleri kullanılır. Ancak belirtisi uçuk şüphesi olmayan kişilerde tarama maksadı ile kan testi yapılmamalıdır.
Kan testinde HSV tip 1 ve tip 2 antikorları bakılır. Antikor, vücuda giren virüs gibi yabancı cisimlere tepki olarak üretilen proteinlerdir. Antikorun pozitif olması virüsün geçmişte bulaşmış olduğunu gösterir ama ne zaman ve kimden bulaştığını göstermez.
Antikorların üretilmesi birkaç hafta sürdüğünden virüs yeni bulaşmış olan kişilerde negatif saptanabilir. Pozitif olduğunda bu pozitiflik ömür boyu devam eder.
Çiftlerden birinin uçuk geçirdiği bilindiğinde diğerinde hiç uçuk olmamış ise kan testi yapılabilir. Eğer antikor pozitif bulunursa partnerin bulaşmadan korunması için neler yapılması gerektiği saptanır.
HSV tipinin belirlenmesi, ileride tekrarlama olasılığını göstermek açısından yararlıdır. HSV tip 2, HSV tip 1’den daha sık tekrarlar.
Eğer su dolu kabarcık veya acı veren yara var ise mutlaka muayene olmalısınız.
Uçuk tekrarlamasını önlemek için her gün düzenli alınan bazı ilaçlar var.
Belirti ve bulguları ile aktif uçuk enfeksiyonunuz varken bulaştırma riskiniz daha fazladır. Ancak ülser olmasa da bulaştırma olasılığınız vardır.
Bir çalışma ile cinsel partnerden biri herpes virüs taşıdığında diğerine bulaştırma olasılığına bakılmıştır. Bir yılda diğer partnere bulaştırma olasılığı %10’dur. Uzun vadede bulaşma olasılığım%70’e kadar çıkar.
Herpes virüsü herkes taşıyor olabilir. Bu nedenle ilk kez cinsel temasınız olacak partner ile öncesinde uçuk konusunu konuşmalısınız. Bu konuşma rahatsız edici ve biraz utandırıcı olabilir. Ancak enfeksiyonu bulaştırmamak için önemlidir. Eğer birden fazla cinsel partneriniz var veya partneriniz çok eşli ise ara sıra cinsel yolla bulaşan hastalık testlerini yaptırmalısınız.
Uçuk tanısı konduktan sonra da sağlıklı cinsel temasta bulunmanız ve cinsel partnerinizi korumanız mümkündür.
Özellikle su dolu kabarcık veya acılı yaralarınız olduğu anda cinsel partnerinize herpes virüsü bulaştırma riskiniz daha yüksektir. Belirti yok iken de bulaşma olabilir ama olasılık daha azdır. Çünkü kabarcık veya yaralar olmasa da vücudunuzda herpes virüsü vardır.
Cinsel partnerinize herpes virüsü taşıdığınızı söylemek bazen zordur. Ancak riski azaltıcı önlemler almak için bunu partnerinize söylemenizde yarar var. Bu önlemler:
Gebelikte uçuk geçirilebilir. Bu durumda doktorunuzu mutlaka bilgilendirmelisiniz. Uçuk geçirenlerde doğumun planlanmasına özen gösterilmelidir.
Vajinal doğum esnasında bebeğinize herpes virüsü bulaştırabilirsiniz. Özellikle ilk kez uçuk geçirenlerde doğumda bebeğe bulaştırma riski daha fazladır. Gebelikten önce bulaşmış uçuğun doğum esnasında tekrarlaması ile bebeğe bulaşma riski vardır ama daha düşüktür.
Yeni doğan bebekte herpes enfeksiyonu çok risklidir. Bu nedenle gebelikte uçuk nüks eden anne adayına genellikle asiklovir gibi bir antiviral ilaç verilir. Doğum zamanında aktif genital uçuğu varsa sezaryen tercih edilmelidir.
Daha önce uçuk geçirmemiş bir gebenin eşinde dudak veya genital uçuk varsa cinsel temastan kaçınılmalıdır. Her durumda gebelikte cinsel temas sırasında kondom kullanılması önerilir.
Genital uçuk olanlarda diğer tüm cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi AIDS bulunma olasılığı da yüksektir. Cinsel organda uçuk yaraları varken partnerin salgılarından AIDS virüsü (HIV) bulaşması riski daha yüksektir. Yani uçuk yaralarınız varken AIDS taşıyan biriyle cinsel temasta bulunursanız virüsü kapma riskiniz daha yüksek olacaktır. Kondom kullanımı hem AIDS hem uçuk bulaşma riskini azaltır.
Herpes virüsü tamamen vücudumuzdan temizleyecek her hangi bir tedavi yoktur. Belirtileri azaltmak ve çabuk iyileşmesini sağlamak için ilaçlar verilir. Bu ilaçlar uçuktan sonra ne kadar erken kullanılmaya başlanırsa o kadar etkili olacaktır. Sizin için doğru ilaca doktorunuz karar verecektir.
Antiviral İlaçlar. Genital herpes tedavisinde kullanılan üç antiviral ilaç; asiklovir, famsiklovir ve valasiklovirdir. Bu antiviraller genellikle ağızdan hap olarak kullanılır. İçlerinde en eski ve en ucuz olan asiklovirdir. Günlük alınan tablet sayısı famsiklovir ve valasiklovirden daha fazladır.
Tedavi Rejimi. İlaçların doz ve kullanım süresi, ilk uçuk veya tekrarlayan uçuk olup olmamasına göre değişir.
İlk Uçuk Tedavisi. İlk genital uçuk genellikle 7-10 gün ağızdan hap ile tedavi edilir.
Aralıklı Atak Tedavisi. Aralıklı tedavi, her uçuk çıktığında tekrar yapılır. Yılda altı defadan daha az uçuk çıkarıyorsanız aralıklı tedavi uygulanır. Ancak aralıklı tedavi yeniden uçuk çıkarmayı geciktirmez, uçuğun daha çabuk ve dağa acısız geçmesine yardımcı olur.
Tedavi, yaraların görülmesinden itibaren 72 saat içinde başlarsa daha etkili olur. Bu nedenle yaralar oluşmadan kaşıntı, karıncalanma veya yanma başladığında hemen ilaç kullanılmalıdır.
Baskılayıcı Tedavi. Tekrarlamaları önlemek için düşük dozda ve uzun süre antiviral kullanılarak uygulanır. Baskılayıcı tedavi ile uçuk ataklarının sıklığı, süresi, şiddeti ve cinsel partnerinize bulaştırma riski azalır. Bir çalışmada baskılayıcı valasiklovir kullanan kişilerin partnerine herpes virüs bulaştırma riskinin yarı yarıya azaldığı saptanmıştır.
Baskılayıcı tedavi, yılda altı veya daha fazla defa uçuk atağı geçirenlerde, bağışıklık sistemini baskılayan hastalığı (AIDS gibi) olan veya ilaç (kortizon) kullananlarda tercih edilir. Herpes virüsü taşıyorsunuz ve cinsel partneriniz hiç uçuk geçirmemiş, antikoru da negatif ise baskılayıcı tedaviyi tercih edebilirsiniz.
Baskılayıcı tedavinin süresi konusunda bir fikir birliği yoktur. Bazı araştırmacılar yılda bir kesilmesi ve yeni uçuk atağı olunca tekrar başlanmasını önermektedir.
Tedavi Uygulanmaması. Tekrarlayan uçuk ataklarının mutlaka tedavi edilmesi gerekli değildir. Özellikle ataklarınız nadir ve hafif oluyorsa tedavi gerekli değildir. Ayrıca bir cinsel partneriniz yok ve dolayısıyla bulaştırma riskiniz yoksa yine tedavi uygulamanız gerekli değildir.
Çoğu kimse hangi tedavi rejiminin kendisi için ideal olduğuna (aralıklı atak tedavi, baskılayıcı tedavi, tedavi uygulanmaması) karar vermekte zorlanır. Buna karar verirken, ne sıklıkta atak geçirdiğinizi, ataklarınızın ne kadar şiddetli olduğunu ve bulaştırma riskinizin olduğu bir cinsel partneriniz olup olmadığını dikkate almalısınız.
Acıyı azaltmak için bazı bölgesel önlemler alınabilir;
Genital uçuk tanısı konması pek çok kadında utanma, korku veya gerginliğe neden olur. Bu tepkiler normal olmakla birlikte genital uçuğun yönetilebilir bir hastalık olduğunu unutmamalısınız. Partnerinizi nasıl koruyacağınız konusunda detaylı bilgi almalısınız. Bu konuyu kadın hastalıkları ve doğum doktorunuzla görüşmelisiniz. Özellikle de uçuk geçirmediğiniz halde kan testleriniz pozitif çıkıyor ise bilgi almanız çok önemlidir.
The post Genital Herpes (Uçuk) appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Klamidya ve Gonore appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Klamidya ve gonore, cinsel yolla bulaşabilen iki ayrı enfeksiyondur. İkisinin belirtileri birbirine çok benzerdir.
Bu enfeksiyonlar şu organları tutabilir:
Bu enfeksiyonlar aşağıdaki dokuları tutabilir:
Cinsel ilişki sırasında partnerden bulaşan hastalıklara cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH) denir.
Bu enfeksiyonlar genellikle belirti vermeden ilerler.Ortaya çıkan belirtiler erkek ve kadında farklıdır.
Kadınlarda klamidya ve gonorenin ortak belirtileri
Erkeklerde klamidya ve gonorenin ortak belirtileri
Erkeklerde idrar, kadınlarda idrar veya vajinal akıntıdan alınan örnekte testler yapılabilir. Şüpheli durumlarda rektum veya boğaz sürüntüleri de alınabilir.
Yukarıda sıralanan belirtilerden biri veya birkaçı varsa muayene olmalısınız. Diğer yandan partnerinize gonore veya klamidya tanısı konmuşsa belirti olmasa da muayene olmanız gerekir. Belirti olmasa bile enfekte olmuş olabilirsiniz.
Bu durumda bazı testler yapılması gerekebilir.
Her iki enfeksiyon da antibiyotiklerle tedavi edilir.
Klamidya veya gonore tanısı konmuş ise son üç ay içinde cinsel temasta bulunduğunuz partnerlerinizi bilgilendirmelisiniz. Onlara da bulaşmış olabilir ve tedavi ya da en azından önleyici tedavi gerekebilir.
Gonore veya klamidya geçiren kişilerin çoğu tedaviden sonra tekrar mikrobu alabilir. Tedavi sonrası hiç bir belirti olmasa bile birkaç ay sonra tekrar muayene olmalısınız.
Klamidya veya gonorenin tedavisiz bırakılması gerek kadın gerekse erkekte uzun vadeli sorunlara neden olur. Kadınlarda “pelvik inflamatuar hastalık” (PID) adı verilen karın zarı iltihabıyla sonuçlanabilir. PID ciddi ağrı ve ateşle ameliyat gerektiren sorunlar ortaya çıkarabileceği gibi ileride gebe kalmayı zorlaştıran sorunlara neden olabilir. Tedavi edilmeyen gonore enfeksiyonu ileride iltihaplı eklem romatizmasına neden olabilir. Diğer yandan bir cinsel yolla bulaşan hastalık bulunması, diğer CYBH’lardan birinin örneğin AIDS’in de bulunma olasılığını yükseltir.
Klamidya veya gonore enfeksiyonunuzun olduğunu düşünüyorsanız gebe kalmadan önce tanı konmalı ve tedavi yapılmalıdır. Tedavisiz gebe kaldığınızda gebelikte bazı sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Üstelik doğum esnasında bebeğinize de bulaştırabilirsiniz. Enfeksiyon bebeklerin en sık gözlerine bulaşarak konjonktivire neden olabilir. Yeni doğan konjonktivitinde gözlerde şişme, kızarma ve kıvamlı bir akıntı olur. Konjonktivit dışında başka organlarda da enfeksiyon görülebilir.
Tüm bebeklerin gözlerine doğum sonrası mikrop öldürücü ilaç kullanılmaktadır. Bu ilaçlar bebeği gonore konjonktivitinden korusa da klamidyadan koruyamaz.
Klamidya veya gonore bulaşması riskini aşağıdaki yöntemlerle azaltabilirsiniz:
The post Klamidya ve Gonore appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklarda Tarama appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>CYBH olarak kısaltılan cinsel yolla bulaşan hastalıklar, cinsel ilişki ile bulaşabilen hastalıklardır. CYBH etkenleri arasında bakteri, mantar, virüs veya parazitler bulunabilir.
En sık rastlanan CYBH’lar arasında:
Bu enfeksiyonlar vajinal ilişki ile bulaştığı gibi anal veya oral ilişki ile de bulaşabilir. HIV ve hepatit B gibi bazıları, vücut sıvılarının karıştığı farklı cinsel temas türleri ile de bulaşabilir.
Diğer hepatit türleri arasında hepatit A ve hepatit C de bulunur. Bunlar sıklıkla farklı yollarla bulaşsa da cinsel ilişki ile de bulaşmaları mümkündür.
Bir CYBH bulunan kadında diğer birinin de bulunma olasılığı yüksektir. Bu nedenle CYBH saptadığımız bir kadında diğer CYBH’lar da araştırılır. CYBH’lar genellikle bir belirti göstermezler. Bu nedenle hasta CYBH bulunduğunu bilmeyebilir. Bu yüzden CYBH taramaları çok önemlidir.
CYBH açısından yüksek riskli olan kişilerde belirti olmasa ve kişi kendisini iyi hissetse bile tarama yapılmalıdır. Örneğin yeni bir partner ile korunmasız cinsel ilişkiye girmişseniz klamidya enfeksiyonu riskiniz vardır. Belirti olmasa da klamidya açısından muayene olmanız gereklidir. Tarama, erken tanı ile enfeksiyonun şiddetlenmeden tedavi edilmesini sağlar. Böylece başkalarına bulaştırma olasılığınız da azalır.
Farklı CYBH’lar için farklı testler bulunmaktadır. Örneğin kan veya idrar testleri yapılabilir. CYBH’lar için tarama yapılmasını istiyorsanız muayene bulgularınıza göre uygun olan testler istenecektir.
Cinsiyet, cinsel alışkanlıklar ve muayene bulgularına göre tüm hastalara uygulanacak CYBH tarama testleri farklı olacaktır.
Yukarıdaki listeler, genel olarak uygulanan klinik kılavuzlarından kadınlarla ilgili kısımlar seçilerek hazırlanmıştır. Ancak kişisel olarak cinsel alışkanlıklar, belirtiler ve muayene bulgularına göre farklı testler de istenebilir.
Bir CYBH şüpheniz belirtiniz veya şüpheniz varsa öncelikle muayene olmalısınız. Muayene sırasında yapılması gereken testlere karar verilecektir. Evde yapılan test kitlerinin sonuçları güvenilir değildir. Pek çok test içinde sizin için gerekli olanları seçmek yerine tümünü yaptırmak çok yüksek fiyatlara mal olabilir. Bazı testler vajinal örnek alınmasını gerektirir.
Genital kaşıntı, yanma, acı veya akıntı belirtileri CYBH açısından önem taşıyabilir. Ancak pek çok CYBH’ın belirti vermeden ilerlediğini aklınızdan çıkarmayın. Bu nedenle şüphe duyduğunuzda belirti olmasa da muayene olmalısınız.
CYBH’ınız varsa tedavi olmanız gereklidir. Hastalığınızın ne olduğu ve şiddetine göre tedaviler farklı olacaktır. Tedavide antibiyotik, antiviral veya antiparaziter ilaçlar kullanılabilir. Tedavi ile enfeksiyon tamamen iyileşebilir veya daha kötüye gitmesi önlenebilir. Aynı zamanda tedavi ile hastalığınızın başkalarına bulaşma riskini de azaltmış olursunuz.
CYBH tansı konmuş ise cinsel ilişkiniz olan kişilere bunu söylemelisiniz.
Tüm CYBH’ları kesin olarak önleyen bir yöntem bulunmuş değildir. Ancak riski azaltmak için bazı önlemlerden bahsedilebilir.
The post Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklarda Tarama appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Kızlık Zarı Nedir appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Kızlık zarı, tıp dilinde hymen olarak adlandırılır. Vajina girişini daraltan bir mukoza katlantısıdır. Farklı şekillerde olabilir. Kızlık zarının insan vücudunda bir işlevi yoktur. İlk cinsel ilişki sırasında genellikle yırtıldığından bekaret hakkında fikir verir.
Pek çok kadın kızlık zarının nerede ve nasıl bir şey olduğunu bilmez. Bir kadın doğum doktoru olarak bize sıklıkla, “kızlık zarı nerededir?” veya “kızlık zarı vajina girişini tamamen kapatır mı?” sorusu sorulur.
Vajina, küçük dudaklardan rahime kadar uzanan 10-15 cm.lik bir boru gibi düşünülebilir. Kızlık zarı ise bu borunun dış ucunu daraltan bir kıvrım gibidir. Elbette insan dokuları metal veya plastik gibi sert olmayıp esnek olduğundan kızlık zarı da bir yüzük gibi değil, bir papatyanın beyaz yaprakları gibi kendi üzerine katlanmış durur.
Anne karnında dişi bir fetusun gelişiminin ilk aşamalarında vajina içeriden bir boru şeklinde oluşur, en son dış cinsel organ ile arasındaki deri eriyerek kalıntıları kızlık zarını oluşturur. Bu cildin erimesi farklı yerlerinden ve farklı şekillerde olabilir. Bu nedenle farklı kızlık zarı şekilleri ortaya çıkar.
The post Kızlık Zarı Nedir appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Cinsel Uyarılma Bozuklukları appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Bir kadın cinsel olarak uyarıldığında vajinada kayganlaşma sağlayan sıvı salgısı, klitoris ve dudaklarda şişme, karıncalanma ve genital bölgede sıcaklık artışı olur. Buna ilaveten düşünce olarak da uyarılan kadın cinsel ilişkiye hazır hisseder.
Cinsel uyarılmanın düşünsel veya fiziksel sorunlarına cinsel uyarılma bozukluğu denir. Bazen hem düşünsel hem de fiziksel sorunlar ile karşılaşılır. Örneğin bir kadın düşünsel olarak uyarıldığı halde vücudunun cinsel ilişkiye hazır olmaması bir cinsel uyarılma bozukluğudur. Bazen de tersi olur. Vücudu cinsel ilişki için hazır olduğu halde düşünsel olarak uyarılmamıştır. Kimi zaman ise sorun hem düşünsel hem fiziksel uyarılmanın olamamasıdır.
Cinsel uyarılma bozukluklarının altında bazen diyabet veya hipertansiyon gibi sistemik hastalıklara bağlı his kusurları olabilir. Bazen de hormon düzensizlikleri, kullanılan ilaçlar ve ilişkide yaşanan sorunlar neden olabilir.
Cinsel uyarılma bozukluğu olan kadınlarda uygulanabilecek tedaviler; cinsel terapi, ilaçlar, hormonlar veya kayganlaştırıcılar olabilir.
The post Cinsel Uyarılma Bozuklukları appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>