Kan Sayımı

Tam kan sayımı ile sıklıkla herhangi bir kan eksikliği (anemi) durumunun varlığı araştırılır.

Kan sayımı en çok çalışılan tahlil türüdür. Hemen her hastadan istenebilen bir kan tahlilidir.

Kan Sayımı testinde bir çok parametre yani değere bakılır.Bunların bir kısmı önemli ve klinik olarak tanı koymada anlamlı iken fazla klinik önemi olmayan parametrelerde kan sayımı testinde çalışılmaktadır.

Kan Sayımı testinde hastalık tanısında önemi olan parametreleri genel olarak aşağıda bulabilirsiniz.

RBC (Red Blood Cells):  Kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar) oksijen taşıyan hücrelerin miktarını belirtir. Düşükse anemi (kansızlık) veya kan kaybı vardır.

Yüksek olduğu durumlara örnek vermek gerekirse, yüksek rakımlı yerde yaşayan kişilerde yüksekliği görülebilir. Ayrıca KOAH (Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı) olanlarda, bazı böbrek hastalıkları ve polisitemide de yükseklik olabilir.

Hgb (Hemoglobin): Kandaki toplam hemoglobin miktarını gösterir. Anemilerde hemoglobin değeri düşer. Polistemi, egzersiz ve yüksek rakım hemoglobin miktarını artar.

Hct (Hematokrit): Kandaki hemoglobin ve eritrosit miktarının bir ölçüsüdür. Bir başka ifadeyle kanın şekilli elemanlarının tüm kana oranıdır. Anemi, lösemi, kan kaybı gibi durumlarda azalırken vücut su kaybederse (kusma v.b.) ya da yüksek rakımda hematokrit miktarı artar.

MCH (Mean Corpuscular Hemoglobin): Eritrositlerdeki hemoglobin miktarını gösterir.

MCV (Mean Corpuscular Volume): Oksijen taşıyan hücrelerin ortalama büyüklüğüdür. MCV düşükse eritrositler daha ufaktır, yüksekse daha genişlemişlerdir.

Demir eksikliği anemisinde eritrositler küçülür dolayısıyla MCV değeri düşük çıkar. B12 vitamini eksikliği anemisinde ise eritrositler büyümüştür, MCV yüksektir.

MCHC (Mean Corpuscular Hemoglobin Concentration): Eritrosit hemoglobin konsantrasyonunun yüzde olarak ifadesidir.

RDW (Red Cell Distribution Width): Erirtrosit dağılım genişliği demektir.

PLT (Platelets – Trombositler):.Pıhtılaşmayı sağlayan hücrelerdir. Koagülasyon sistemi ve hemostaz bozukluklarının değerlendirilmesinde kullanılır. Demir eksikliği anemisi ve akut enfeksiyonlarında trombosit sayısı artarken lösemiler, bazı enfeksiyonlar ve kemik iliğinin baskılanması ile trombosit sayısı düşer.

WBC (White Blood Cells-Lökosit – Beyaz kan hücreleri – Akyuvarlar) Vücudun savunma ve bağışıklık hücrelerinin yani lökositlerin toplamını gösterir. Normal bir insanda yaşla değişmekle birlikte, normal akyuvar sayısı 4000-10000/mm3’dur. Bu aralığın altındaki değerler lökopeni, üstündeki değerler lökositozolarak isimlendirilir. Enfeksiyon hastalığı veya lupus gibi kronik iltihabi hastalıklarda yükselir. Ayrıca lösemi’de yükselir. Ancak lösemide çok yüksek rakamlara çıkmaktadır. Her lökosit yüksekliğinde lösemi korkusuna kapılmamalıdır. Hematoloji doktorları gerekli görürlerse periferik yayma adı verilen bir tahlille yüksek çıkan lökosit değerlerini araştırırlar. Düşük değerlerde çıktığında ise lökosit yapımını bozan ciddi bir hastalık vardır. Örneğin bazı kanserlerde, kemik iliği hastalarında ve viral enfeksiyonlarda wbc değeri düşük çıkar.

Bazı lökosit (WBC) türleri de klinik olarak öneme sahiptir.Aşağıda klinik yönden önemli olan bazı lökosit türlerine dair bilgiler bulunmaktadır.

Nötrofil (Neu): Bakteriyel enfeksiyonlarda artar.

Monosit (Mo): Bazı bakteriyel enfeksiyonlarda,akut enfeksiyonlar sonrası iyileşme dönemlerinde, bazı kan hastalıklarında,bazı ateşli hastalıklarda yüksek çıkabilir.

Lymphocytes (Ly): Viral enfeksiyonlarda ve bazı kronik hastalıklarda artarken HIV enfeksiyonu yani AIDS’te düşer.

Eosinofil (Eo): Allerjide ve paraziter hastalıklarda yükselir.

Basofil (Ba): Lökositler arasında en az bulunanıdır. Klinik olarak tek başına fazla bir anlamı yoktur.