1995 yılında ilk cep telefonumu aldım. Neredeyse şimdi bilgisayarlara verdiğimiz kadar para ödedim. Ödediğime de değdi doğrusu. Zira şimdikiler kadar küçük değildi. Hatta polis telsizi kadar büyüktü desem abartmış olmam. Fotoğraf çekilmez, radyo veya müzik dinlenmezdi. Ancak saldırı anında iyi bir savunma cihazı olduğunu söylersem hakkını yememiş olurum. Aldıktan üç yıl sonra çalındı. Çalınmasa onun için süper planlarım vardı. Arabamın tekerleğinin önüne koyup takoz yapabilirdim örneğin. Ya da konuşma sırasında yaydığı enerjiden bir şekilde yararlanabilirdim.
Teknolojideki gelişmeler, yaşamımızı kolaylaştırmakla birlikte sağlığımız üzerindeki etkilerini önceden tahmin etmek zordur. Radyofrekans elektromanyetik alan (EMF) 20. yüzyılın başlarından bu yana radyo ve televizyon yayınları sayesinde her yerde bulunmaktadır. Yirminci yüzyılın ortalarından bu yana radarlarda da kullanılmaktadır. Diğer yandan son 25 yıldır hayatımıza giren cep telefonu teknolojisi ve onu izleyen kablosuz internet teknolojisi de aynı dalga sistemini kullanır. Kısacası, yüz yıl önce hayatımıza giren radyofrekans elektromanyetik alan dalgaları hızla güçleniyor ve yaygınlaşıyor. Onbeş yıl önce halkın %5’i cep telefonu kullanırken bugün bu oran %70’leri geçti. Eğer cep telefonu sinyalleri sağlığımız üzerinde kötü etkiler yaratıyorsa bunu çok kısa süre sonra büyük bir patlama halinde hissedeceğiz gibi görünüyor.
Cep telefonu kullanımının küçük çocuklar ve anne karnındaki bebekler üzerindeki etkileri ile ilgili yapılmış araştırma sayısı oldukça azdır. Bu konuda yazılan yazıların çoğu Danimarka’da yapılmış bir çalışmadan alıntı. Çalışma, 2006 yılında 13.000 çocuk üzerinde yapılmış. Araştırmanın sonuçlarına göre doğum öncesi veya küçük çocukluk döneminde cep telefonu sinyallerine maruz kalmak, 7 yaş civarında davranış bozukluklarının daha sık görülmesine neden oluyor.
Küçük çocukların cep telefonu kullanma sıklıkları hızla artıyor. Gebelik sırasında cep telefonu kullanımını sınırlandırmak da kimsenin aklına gelmiyor. Acaba gelişmekte olan beyinlere ne tarz etkiler yüklüyoruz?
Çalışma sonuçlarına göre doğum öncesi ve doğum sonrası cep telefonu sinyallerine maruz kalan bebekler, çok yüksek risk altında. Bu bebeklerin ileri yaşlarda davranış bozukluğu gösterme riski 2,4 kat yüksek. Yalnızca doğum öncesi maruz kalan bebeklerde bu oran 1,7 kat iken yalnızca doğum sonrası maruz kalanlarda 1,2 kat yüksek.
Cep telefonlarının özgül emilim oranları (SAR) göz önüne alındığında anne adayının vücudu dışında çalışan telefon vücut içinde sıcaklık artışına neden olmaz. Ancak cep telefonlarının potansiyel zararlı etkileri sıcaklık artışı ile sınırlı değil. Örneğin kulağımıza cep telefonunu dayayarak konuştuğumuzda beyin tabanında bulunan pineal salgı bezinden melatonin hormonu salınımı artıyor. Melatonin artışı cinsiyet hormonlarının salgılanma düzeni üzerinde etkilidir.
Gebelikte cep telefonu kullanımının daha tehlikeli olduğu zamanlara dair bir araştırma yapılmamış olmakla birlikte tüm organ gelişiminin en hızlı olduğu ilk üç ayda etkilerin daha fazla olacağı düşünülebilir.
Teknoloji. Ne onsuz oluyor, ne de onunla. Hala etkilerinden emin olmadığımız cep telefonu sinyallerinden bebeğimizi korumakta yarar var.