Warning: "continue" targeting switch is equivalent to "break". Did you mean to use "continue 2"? in /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/operations.class.php on line 2758

Warning: "continue" targeting switch is equivalent to "break". Did you mean to use "continue 2"? in /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/operations.class.php on line 2762

Warning: "continue" targeting switch is equivalent to "break". Did you mean to use "continue 2"? in /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/output.class.php on line 3706

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/pixizmirksk/public_html/wp-content/plugins/revslider/includes/operations.class.php:2758) in /home/pixizmirksk/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
fsh arşivleri - İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/etiket/fsh/ Op. Dr. Hakan KILAVUZ - İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Uzmanları Sat, 04 Aug 2018 06:26:57 +0000 tr hourly 1 Hormon Salgı Bezleri https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/hormon-salgi-bezleri/ Sat, 04 Aug 2018 06:26:57 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/?p=7010 Kadın üreme organlarının çalışması, hormonlar tarafından düzenlenir. Kadın üreme işlevlerini düzenleyen bu salgı bezleri, endokrin organlar olarak da bilinir. Kadın üremesi üzerinde etkili olan başlıca salgı bezleri şunlardır. Hipotalamus Hipofiz Böbrek üstü bezleri Yumurtalıklar Hipotalamus, beynin içinde yerleşmiş bir hormon salgı bezidir. Bu nedenle kadın üreme işlevleri, psikolojik durumumuzdan çok fazla etkilenir. Beynin altında, bir […]

The post Hormon Salgı Bezleri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

Kadın üreme organlarının çalışması, hormonlar tarafından düzenlenir. Kadın üreme işlevlerini düzenleyen bu salgı bezleri, endokrin organlar olarak da bilinir.

Kadın üremesi üzerinde etkili olan başlıca salgı bezleri şunlardır.

  • Hipotalamus
  • Hipofiz
  • Böbrek üstü bezleri
  • Yumurtalıklar

Hipotalamus, beynin içinde yerleşmiş bir hormon salgı bezidir. Bu nedenle kadın üreme işlevleri, psikolojik durumumuzdan çok fazla etkilenir. Beynin altında, bir sap ile beyne bağlı olduğu halde sanki farklı bir organmış gibi duran hipofiz ortalama bir fındık büyüklüğündedir. Bu küçük organ hipotalamustan aldığı sinyallerle yalnız yumurtalıkları değil, tüm vücut hormonlarını bir orkestra şefi hassasiyeti ile yönetir. Böbreklerin üstünde yer alan böbrek üstü bezleri, içinde cinsiyet hormonlarının da bulunduğu steroid yapılı hormonları üretir. Sterois yapılı cinsiyet hormonlarının üretildiği bir başka organ da yumurtalıklardır.

endokrin organlar

Kadın üreme sisteminde etkili hormonlar

Hormonlar, vücut işlevlerini düzenleyen kimyasal maddelerdir. Tüm vücutta salgılanan hormonlar, hipotalamus tarafından yönetilir. Hormonlar, hipotalamusu etkileyerek diğer hormonlarla bağlantılar kurar ve birbirini kontrol eder.

Hipotalamus beynin içinde yer alır, gonadorelin adı da veriler GnRH (gonadotropin salgılatıcı hormon) salgılar. GnRH, hipofizde hem LH hem de FSH salınımını kontrol etmek üzere yalnızca hipofiz ve hipotalamus arasında olan özel bir dolaşım sistemine salgılanır.

Hipofiz bezinden salgılanan gonadotropinler FSH (follikül uyarıcı hormon) ve LH (lüteinize edici hormon) adlarını alır. Hipofiz, bu iki hormonu kan dolaşımına bırakır. Kan dolaşımı ile geldikleri yumurtalıklarda yumurta gelişiminin yanı sıra östrojen ve progesteron salgılanmasını kontrol eder. Hipofizden salgılanan çok önemli bir diğer hormon da prolaktindir (süt hormonu). Prolaktin, doğum yapan kadında süt üretimini başlatmak ve sürdürmek için gereklidir.

Yumurtalıklar ve böbrek üstü bezinden yalnız östrojen ve progesteron değil, androjen adı verilen erkek cinsiyet hormonları da salgılanır.  Androjenler, ergenlik döneminden itibaren koltuk altı ve kasık kıllanmasını uyarır.

The post Hormon Salgı Bezleri appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
İnfertilite Hastasında Yapılacak Testler https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/infertilite-hastasinda-yapilacak-testler/ Mon, 12 Mar 2018 17:18:52 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/?p=6479 Sebebi ne olursa olsun, bir yıl süre ile düzenli ve korunmasız cinsel ilişki sonunda gebe kalamamış olan çiftler (infertilite olarak tanımlanır) bazı testlerle kontrol edilmelidir. Spermiogram, hormon analizleri follikülometri, histerosalpingografi gibi testler ilk etapta yapılması gerekenlerdir. Gebe kalmayı planlayan her hasta gibi infertilite hastalarında da folik asid kullanımına başlanmalıdır. Folik asid, hem sağlıklı bir bebeğin […]

The post İnfertilite Hastasında Yapılacak Testler appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

Sebebi ne olursa olsun, bir yıl süre ile düzenli ve korunmasız cinsel ilişki sonunda gebe kalamamış olan çiftler (infertilite olarak tanımlanır) bazı testlerle kontrol edilmelidir. Spermiogram, hormon analizleri follikülometri, histerosalpingografi gibi testler ilk etapta yapılması gerekenlerdir.

Gebe kalmayı planlayan her hasta gibi infertilite hastalarında da folik asid kullanımına başlanmalıdır. Folik asid, hem sağlıklı bir bebeğin gelişimine katkıda bulunur, hem de düşüğe neden olabilen pıhtılaşma sorunlarını azaltır.

İnfertilite tedavisi uzun ve yıpratıcı bir süreçtir. Bu süreçte gerilimi (stres) azaltmak için aktiviteler ve hobiler edinmelisiniz.

Laboratuvar testleri

İnfertilite (kısırlık) tetkikleri ve tedavisi paralel seyreder.

Semen Analizi (Spermiogram, Sperm Analizi)

Semen analizi, infertilite testleri arasında ilk sıralarda istenilen testler arasındadır.Halk arasında sıklıkla sperm ile semen kavramları karıştırılır. Boşalma sonucunda elde edilen sıvının adı semendir. Semen’in hacim olarak çoğunu, sperm denilen hareketli hücreler oluşturur. Semenin bir kısmını da semen sıvısı oluşturur.

Semen analizinin önemli bir parçası semen hacmidir. Bunu bir mililitre semendeki sperm sayısı, spermlerin hareketliliği ve görünümlerinin normal olup olmaması izler. Sperm hücrelerinin görünümü mikroskop altında incelenir. Sperm gürünümünü değerlendiren temel iki yöntem vardır. Bunlardan biri Kruger yöntemi, diğeri WHO kriterleridir. Kruger yöntemi ile değerlendirme sonucu tercih edilir.

Jinekolojik Muayene

Kadın infertilitesini değerlendirirken jinekolojik muayeneyi kesinlikle önemsemek gerekir. Jinekolojik muayene, vajinal ultrasonografi eşliğinde yapılır. Jinekolojik muayene ve vajinal ultrason bize, gebeliğin oluşması ve gelişmesi konusunda olası sorunlar hakkında bilgi verir.

Jinekolojik muayenede, yumurtalıklar ve rahim değerlendirilir. Yumurtalıklarda kist, rahimde myom, polip gibi sorunlar, gebelik şansını azaltabilir.

Rahim Filmi (HSG, Histerosalpingografi)

Histerosalpingografi, rahim içinde polip, rahim içine baskı yapan myom ve rahim şekil bozukluğunu bize gösterir.

Histeroskopi

Her infertilite hastasının histeroskopi olması gerekmez. Özellikle rahim filminde sorun saptanan hastalarda rahimin içine kamera ile bakılması ve rahim içindeki sorunların çözülmesi önem taşır.

Laparoskopi

Her infertilite hastasının laparoskopi olması da gerekli değildir. Özellikle rahimde şekil bozukluğu veya dışarıya doğru büyüyen myomu olan, yumurtalıklarında kisti olan olgularda laparoskopi ile değerlendirme ve tedavi uygulanır.

Hormon Analizi

İnfertilite hastalarında yumurtanın gelişimi ve yumurtlama üzerinde etkili başlıca hormonların uygun zamanda bakılması gerekir.

Adet kanamasının başlamasından itibaren ilk 3 gün içinde FSH (Follikül Stimülan Hormon – Yumurta Uyarıcı Hormon), LH (Lüteinizan Hormon – Yumurtlatıcı Hormon), E2 (Östradiol), AMH (Antimüllerian Hormon), PRL (Prolaktin – Süt Hormonu), TSH (Tiroid Stimülan Hormon – Tiroid Uyarıcı Hormon) bakılması uygun olur. Bu tetkikler bize, yumurtlama düzeni ve yumurta kapasitesi (rezervi) hakkında kapsamlı bilgi verir.

Bazal hormon düzeyleri, tedavide uygulanacak protokol konusunda da yol gösterici olacaktır.

Bulaşıcı Hastalıkların Araştırılması

Anne sağlığı üzerinde çok kötü etkiler yapmasa da bazı bulaşıcı hastalıklar anne karnındaki bebeğin gelişiminde ciddi sorunlara neden olabilir.

Bazı enfeksiyonlar antibiyotiklerle tedavi edebildiğimiz hastalıklardır. Örneğin toksoplazma enfeksiyonu ve frengi (sifilis) antibiyotik kullanılarak tedavi edilebilir. Belirti vermeyen bu hastalıklara, kan testleri ile tanı konur.

Diğer bazı enfeksiyonlar ise tedavi edemediğimiz halde infertilite tedavisine başlamadan önce iyileşmesi beklenebilir. Bu hastalıklar arasında en iyi bilineni CMV enfeksiyonudur. Bu enfeksiyon da belirti vermediğinden ancak kan testleri ile tanı konup iyileşmesi beklenebilir.

Bazı enfeksiyonlara karşı zaten aşılıyızdır. Aşı yapılmamış veya aşısı tutmamış olanlarda aşı yapılabilir. Örneğin rubella (kızamıkçık) bu tip bir enfeksiyondur. Kızamıkçık enfeksiyonunu geçirmekte olan birinde infertilite tedavisi yapılmaz. Kızamıkçık bağışıklığı bulunmayan birinde de aşı yapılıp aşı sonrası tedaviye başlamak için en az 3 ay beklenmelidir.

Bazı bulaşıcı hastalıklarda ise tedavi olmadığı ve kendiliğinden iyileşme gerçekleşmediği halde doğum sonrası bebeğe bulaşmanın önlenmesi için bebeğin ayrılması gerekli olabilir. Özellikle, hepatit türleri ve AIDS bu grup enfeksiyonlardır.

Genetik Testler ve Bağışıklık Testleri

Özellikle tekrarlayan gebelik kaybı veya tekrarlayan tüpbebek başarısızlığı olan kadınlarda anne ve baba adaylarının karyotipleri (kromozom yapıları) ve anne adayının pıhtılaşma testleri yapılmalıdır. Bu olgularda anne adayının bağışıklık sistemi de gebeliğin başarılı bir şekilde yerleşip büyümesini önlüyor olabilir. Bu nedenle bağışıklık testleri de uygulanması gerekenler arasında yer alır.

The post İnfertilite Hastasında Yapılacak Testler appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
İnfertilite Doktoru Seçerken Dikkat Edilecek Detaylar https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/infertilite-doktoru-secerken-dikkat-edilecek-detaylar/ Sun, 28 Jun 2015 13:19:42 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/infertilite-doktoru-secerken-dikkat-edilecek-detaylar/ İnfertilite (kısırlık) tedavisi için bir doktor belirlerken bazı detayları bilmeniz çok önemlidir. İnfertilite tedavisi için gideceğiniz doktorun, kısırlık ve tedavisi konusunda yeterliliği ve tecrübesini dikkate almalısınız. Tedavi için genellikle bir tüpbebek merkezinden ziyade kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tercih edilir. Elinde çekiç olan, herşeyi çivi gibi görür. Bazı tüpbebek merkezleri de kısırlık tedavisine doğrudan tüpbebek […]

The post İnfertilite Doktoru Seçerken Dikkat Edilecek Detaylar appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

İnfertilite (kısırlık) tedavisi için bir doktor belirlerken bazı detayları bilmeniz çok önemlidir.

İnfertilite tedavisi için gideceğiniz doktorun, kısırlık ve tedavisi konusunda yeterliliği ve tecrübesini dikkate almalısınız. Tedavi için genellikle bir tüpbebek merkezinden ziyade kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tercih edilir. Elinde çekiç olan, herşeyi çivi gibi görür. Bazı tüpbebek merkezleri de kısırlık tedavisine doğrudan tüpbebek ile başlamayı tercih ederler. Bu, tedavi sürecinde aylık ve elde edilen bebek başına maliyeti çok artıran bir yaklaşımdır. Doktorun gerekli olan hastalarında birlikte çalıştığı tüpbebek ekibini de öğrenmelisiniz. Daha önce o doktor tarafından tedavi edilmiş kısırlık hastalarının memnuniyeti, gebelik ve canlı çocuk sahibi olabilme oranlarını öğrenmeye çalışın. Tedavi gören hastalarda çoğul gebelik oranı fazla olmamalıdır.

Bir kısırlık (infertilite) tedavisinin başarısını etkileyen pek çok etken vardır. Bazı hekimler gebelik şansı düşük hastaları kabul etmek istemez. Bu, başarı oranında gerçek olmayan bir yükselme sağlar. Bazı hekimler, yumurtlatma tedavisi ve aşılama uygulamadan tüpbebek yapmayı tercih eder. Bu başarı oranını yükseltse de maliyeti daha fazla yükseltir. Bu ve benzeri nedenler ile doktorların tedavi maliyetleri çok farklı olabilir.

Bu anlamda doktor ile ilk görüşmede uygulanacak yöntemin akış diyagramı ve maliyetleri hakkında bilgi almak en iyisidir.

Sorulacak sorular neler olabilir?

Acaba doktor tedavi konusunda hangi derneğin kılavuzlarını uyguluyor?

Doktorunuzun kısırlık tedavisi konusunda eğitimi nedir?

Doktorunuz yumurta gelişimi takibi için vajinal ultrason yapıyor mu, hormon tetkikleri için hangi laboratuvar ile çalışıyor?

Tedaviye başlarken yapılacak testler nelerdir?

Kaça mal olur?

Bu testleri sosyal güvenlik sistemim üzerinden aile sağlığı merkezinde yaptırabilir miyim?

Yumurta gelişimini sağlayan ilaçların, aşılamanın ve tüpbebeğin maliyetleri ne kadardır?

Ödemeleri kredi kartı ile yapmak mümkün müdür?

İşimden izin almam gerekir mi? Hangi saatlerde muayene olabilirim?

Doktorumun ihtisas yaptığı hastanenin tüpbebek ünitesi var mı?

Doktorum hangi tüpbebek merkezi ile çalışıyor?

Merkez gereğinde sperm, embriyo veya yumurta donduruyor mu? Mikroenjeksiyon veya yumurta soyma yapıyor mu? Maliyetleri nedir?

Tedavimin hangi aşamalarında doktorum yanımda olacak?

Tedaviye başlamak için bir yaş veya FSH sınırı var mı?

The post İnfertilite Doktoru Seçerken Dikkat Edilecek Detaylar appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>
Adeti Düzenleyen Hormonlar https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/adeti-duzenleyen-hormonlar/ Fri, 05 Dec 2014 08:59:50 +0000 https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/adeti-duzenleyen-hormonlar/ Kadınlarda her ay bir dizi doğal olay oluşur. Biz bu olayları ayda bir defa olan adet kanaması olarak görürüz. Adet kanamasının olması, yumurtalıklardan salgılanan östrojen ve progesteron hormonlarının bir sonucudur. Östrojen ve progesteronun düzenli bir şekilde salgılanmasını, yani adet düzenini sağlayan ise hipofiz bezinden salgılanan gonadotropinlerdir. Yumurtalıklar içinde hiç bir aktivite göstermeden bekleyen yaklaşık 300.000 […]

The post Adeti Düzenleyen Hormonlar appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>

Kadınlarda her ay bir dizi doğal olay oluşur. Biz bu olayları ayda bir defa olan adet kanaması olarak görürüz. Adet kanamasının olması, yumurtalıklardan salgılanan östrojen ve progesteron hormonlarının bir sonucudur. Östrojen ve progesteronun düzenli bir şekilde salgılanmasını, yani adet düzenini sağlayan ise hipofiz bezinden salgılanan gonadotropinlerdir.

Yumurtalıklar içinde hiç bir aktivite göstermeden bekleyen yaklaşık 300.000 yumurta vardır. Bu yumurtaların, etrafındaki yardımcı hücrelerle birlikte ortalama çapı 0,2 mm.’dir. Hemen hemen her gün hiç bir etki altında kalmamasına karşın 50 kadar yumurta gelişmek için değişime uğramaya başlar. Gebelikte, doğum kontrol ilacı kullanırken… her hangi bir zamanda sürekli her gün 50 civarında yumurta potaya girer. Adet kanamasının başlangıcından itibaren hipofiz bezinden salgılanmaya başlayan FSH hormonu bu yumurtalardan o anda uygun olanları kontrolü altına alır. Geri kalanların büyümesi durup ölüm süreci başlarken 15-20 kadar yumurta gelişimini FSH etkisi ile devam ettirir. Bu yumurtaları çevreleyen hücreler FSH hormonunun etkisi ile östrojen üretir. Östrojen ve FSH birlikte yumurta çevresindeki hücrelerin sıvı salgılamasını sağlar. Bu sıvı içeren boşluğa antrum, yumurtaya ise antral follikül denir. Antrum, ortalama 5 mm çapındadır ve bu haliyle ultrason ile görüntülenebilir.

Hipofizde salgılanan FSH ve LH hormonları yumurtalıkta bulunan yumurta ve yumurtayı çevreleyen granüloza hücreleri üzerine etki ederler. Yumurtalıklarda östrojen hormonu salgılayan yumurtaların gelişmesini, hipofiz salgılanan FSH (follikül situmile edici hormon) kontrol eder. Hipofizden salgılanan LH (luteinize edici hormon) ise yumurtanın çatlamasını, korpus luteumun oluşarak progesteron hormonunu salgılamasını sağlar.

Adet kanaması sırasında FSH salgılaması başlar ve hızla artar. FSH etkisiyle büyüyen folliküllerden biri diğerlerine göre daha büyük hale gelir. Buna dominant (baskın) follikül denir. Baskın follikülden salgılanan östrojen ve inhibin B hormonları FSH salgılanmasını azaltır.

Adetin 6. gününde salgılamada küçük bir azalma olur. Sonra tekrar hızla artarak yumurta gelişimini uyarır. Yumurta gelişimini uyarmak için yumurtanın etrafını saran granüloza hücrelerine bağlanır. Bu hücrelerin sayıca çoğalmasını sağlarken östrojen üretimini artırır. Granüloza hücreleri, komşuları olan Teka hücrelerinde üretilen androjenleri, aromataz enzimini kullanarak östrojene dönüştürür. FSH da aromatazı uyararak östrojen üretimini sağlamış olur. Östrojenin üretilmesi için granüloza hücrelerinde androjen de bulunması gereklidir. Androjenin oluşumunu tetikleyen ise LH’dır.

Yumurtanın büyümekte olduğu; adet kanaması ile başlayan ve 14 gün süren bu süreçte yumurtalıktan salgılanan östrojen neler yapar? Rahim iç tabakası olarak bilinen endometriumu kalınlaştırır, rahim ağzı kanalında salgılanan sümüksü sıvının akışkanlığını artırarak spermin geçişini kolaylaştırır.

Yumurtalıkta, yumurtanın çevresinde bulunan granüoza hücrelerinden östrojen ile birlikte salgılanan inhibin B hormonu hipofize etki ederek FSH salgılanmasını azaltır. Bu yavaşlatma sayesinde yumurtalıklarda yumurtaların aşırı büyüyerek kistleşmesi önlenmiş olur.

Yumurtalık içinde büyümeye başlayan yumurtalardan biri diğerlerinden daha şanslıdır. Bu yumurtanın FSH algılayıcıları daha fazladır. Bu yumurta FSH’ın etkisini daha belirgin bir biçimde ortaya çıkarır ve daha fazla büyür. Diğer dezavantajlı yumurtalar ise LH etkisi ile oluşan androjenleri yeterince östrojene dönüştüremez. Bu yumurtalar androjenlerin etkisi ile daha fazla büyüyemez, küçülüp yok olur. Oysa avantajlı yumurta, daha fazla FSH etkisi ile büyür ve 14. gün sonunda yumurtlamaya hazır yumurta haline gelir.

Büyük yumurtadan salgılanan östrojen hormonu hipofiz bezini uyarır. Hipofiz bezi aniden ve bol miktarda LH salgılar. Bu LH ise yumurtanın yumurtalıktan atılmasını, yani yumurtlamayı sağlar. Atılan yumurta, yumurtalık kanalı tarafından tutulup rahime doğru ilerletilir.

Yumurtanın atıldığı yerde küçük bir kalıntı vardır. Kalıntı kendi içine kanayıp önce kırmızı, sonra sarı renk alır. Bu nedenle buna sarı cisimcik anlamına da gelen korpus luteum denir. Sarı cisim, progesteron adlı bir hormon salgılar. Progesteron hormonu, rahim iç tabakasını olgun bir embriyonun yerleşmesine hazırlar. Yumurta döllenip rahim içine yerleşirse gelişen plasentadan salgılanan hCG hormonu sarı cisimcikten progesteron salınımını uyarmaya devam eder.

Eğer döllenme ve gebelik oluşmazsa sarı cisimciğin hormon salgılaması azalır ve rahim iç tabakası progesteron hormonunun desteğinden mahrum kalıp dökülmeye başlar. Yani adet kanaması olur.

Hipofizdeki hormonların salgılanmasını ise hipotalamus denilen beynin üst merkezi ve diğer bölgeleri yönetecektir. Üst merkezlerden salgılanan mesajlar, ergenlikten itibaren yumurtlama ve menstruel kanamaları yönlendireceklerdir. Menopozda ise artık folliküller tükenmeye başlayacak, gelişmeyecek yumurta çıkaramayacak ve hormon salgılamayacak, böylece rahim iç tabakası kalınlaşıp dökülmeyecek ve menstruel kanama olmayacaktır. Yumurtalıklar yanıt vermeyince, hipofizden salgılanan FSH, LH hormonu düzeyleri kanda yükselecek, E2 denilen östradiol (rahim iç tabakasını kalınlaştıran östrojen türü) düzeyi azalacaktır.

Menstruasyon, ergenlikte ilk adet kanamasından sonra ve menopozdan önceki yıllarda; bahsettiğimiz hipotalamus, hipofiz, yumurtalık ve rahim iç tabakası eksenindeki değişiklikler sayesinde, salgılanan östrojen ve progesterone hormon düzeyleri etkisinde düzensiz olabilir.

The post Adeti Düzenleyen Hormonlar appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

]]>