Doğumda Elektronik İzlem

Fetal monitorizasyon, doğum sürecinde anne rahmindeki bebeğin kalp atımlarını ve rahim kasılmalarının izlenerek devamlı olarak kaydedilmesidir. Teknolojinin ilerlemesi her yıl doğum eylemi sürecinde sürekli fetal monitorizasyon uygulanan gebe oranını arttırmaktadır.
  • Eksternal (dıştan) uygulamada gebenin karnı üzerine iki adet prob yerleştirilir. Bunlardan birincisi bebek kalp atımlarını ölçen doppler prensibine göre çalışan prob, ikincisi de rahim kasılmasını ölçen toko probudur.
  • İnternal (içten) uygulama daha nadir olup bebeğin içeriden saçlı derisine takılan fetal EKG yi ve fetal kalp atımlarını çeken spiral elektrot ve yine rahim içine yerleştirilen basınç ölçer prob kardiotokografi aygıtına bağlanır.
Monitörizasyon

Monitörizsayon tiplerinin avantaj ve dezavantajları

Bilgisayarlı kardiyotokografi: Traseyi içinde bulunan bir algoritma ile yorumlar.

Kardiyotokografi aygıtında olması gereken özellikler;
Fetal kalp atımlarının sinyal işleyicisi ikinci kuşak olmalı,
Kağıdın skalası yatayda 1 cm /dakika dikeyde 20 atım/cm olmalı,
Kalp atım hızını 50-210 arasında gösterebilmeli,
Mümkünse anne nabzını fetal kalp atımlarından ayıran düzenek olmalıdır.

Kimlere Fetal Monitörizasyon Yapılmalıdır

Risk grubunda olmayan gebede aralıklarla bebek kalp atımlarının fetoskop denilen aygıtla dinlenmesi
1. evrede (rahim ağzı açılma evresi) 15-30 dakikada bir,
2. evrede (ıkınma evresi); 5 dakikada bir kontraksiyon sonrası 1 dakika süreyle dinlemeyi önermektedir.
Risk faktörü olan gebe ve kategori 2 ve 3 çıkan kardiyotokografi traselerinde sürekli monitorizasyon uygulanılması önerilmektedir.

Yüksek Riskli Gebelikler

  • Oligohidramnios (amnion sıvısının azalması),
  • IUGR (Bebeğin rahim içinde gelişme geriliği),
  • EDT (erken doğum eylemi),
  • EMR (su kesesinin erken açılması),
  • Gebeliğin son 3 ayında kanama,
  • Bebek hareketlerinde azalma (gün içinde bebeğin toplam 10-12 den az hareketi),
  • Kötü obstetrik öykü (infertilite, tekrarlayan düşük, önceki gebeliklerinde anne karnında bebek ölümü vb.)
  • Preeklampsi (gebelik zehirlenmesi),
  • Kronik hipertansiyon (20. gebelik haftasından önce yüksek tansiyon varlığı),
  • Diabet,
  • Gün aşımı (41. Gebelik haftasını aşmış),
  • Lupus ve antifosolipid antikorların varlığı,
  • Gebenin kalp, böbrek, astım gibi kronik hastalıkları, şiddetli kansızlık
  • Çoğul gebelikler,
  • Damardan suni sancı uygulaması

Kardiyotokografide Sonuçların Sınıflanması

KATEGORİ I NORMAL
Baseline: 110-160 arası kalp atımı,
Variabilite: 5-25 arası kalp atımlarında değişkenlik,
Erken deselerasyon ve akselerasyon olup olmaması farketmemektedir.
KATEGORİ III ANORMAL
Variabilitenin hiç olmaması ile aşağıdaki bulguların en az birinin olması gerekir;
Tekrarlayan geç deselerasyonlar,
Tekrarlayan variable deselerasyonlar,
Bradikardi,
Sinüzoidalritm.
KATEGORİ II ŞÜPHELİ
Kategori I ve III’e girmeyen bütün kardiyotokografi traselerini içerir.

Kardiyotokografi traselerinde olan bulguların sınıflanması ,sonuçların değerlendirilmesi, karşılaştırılması, yapılması gerekenlerin belirlenmesi için çok önemlidir. Ancak tüm dünyada ortak görüş birliği olan kardiyotokografi sonuçlarında sınıflama yoktur.

Ayrıca İngilizlerin RCOG-NİCE, Kanada’lıların SOGC sınıflamaları ve bebeğin oksijensizliğini belirlemede daha etkili olduğu iddia edilen 5 dereceli sınıflama vardır.

Kategorilere Göre Doğum Eyleminin İzlemi

KATEGORİ 1
Travayın birinci evresinde, gebe yüksek riskli grupta bile olsa ilk değerlendirme yapılır. 30 dakikada bir monitor bağlantısı kesilerek, gebenin hareket etmesine, tuvalete gitmesine ve rahat pozisyonda kalmasına izin verilir.
KATEGORİ 2
  • Kayıtın sağlıklı olduğu kontrol edilir.
  • Kalp atımlarında yavaşlama varsa anne nabzı olmadığından emin olunur.
  • Gebenin nabız, tansiyon gibi vital bulguları kontrol edilir.
  • Damar yoluyla suni sancı veriliyorsa dozu azaltılır veya kesilir.
  • Propes denilen rahim ağzının açılmasına yardımcı olan prostaglandin içeren düzenek varsa çıkarılır.
  • Gebe sol yanına yatırılır.
  • Aralıksız sürekli rahim kasılmaları varsa rahim kasılmalarını engellemeye çalışan ilaç uygulanır,
  • Vajinal muayene yapılır,
  • Kısa süreli olarak maske ile oksijen verilir,
  • Özellikle gebede tansiyon düşmesi varsa, 500 ml serum hızlı olarak verilir, bu durumda kesinlikle şeker içeren dekstroz’lu sıvılar kullanılmaz.
  • Kalp atımlarında geçici hızlanma yoksa fetal skalp veya vibroakustik stimülasyon uygulanır.
  • Diğer obstetrik faktörler değerlendirilir: Mekonyum varlığı, fetal ağırlık, pelvisin yapısı, doğumun evresi, doğumun ilerleme hızı, gebeyle ilgili faktörler tekrar gözden geçirilir.
  • Tedaviye rağmen durum kötüleşiyor veya düzelmiyorsa acil müdahaleli doğuma veya sezaryene karar verilir.
  • Gebe ve ailesi durumla ilgili bilgilendirilir.
KATEGORİ 3
  • Doğumun kısa sürede olacağı düşünülmüyorsa diğer obstetrik faktörler değerlendirilir ve acil sezaryen göz önünde bulundurulur.
  • Gebeye maske ile oksijen verilir,
  • Gebe sol yanına çevrilir,
  • Damardan sıvı verilir,
  • Varsa suni sancı kesilir.
  • Ameliyathane hazırlanır,
  • Çocuk doktoru ve anestezi bilgilendirilir,
  • Gerekirse gebe ameliyathanede izleme alınır.
  • Gebe ve ailesi konuyla ilgili bilgilendirilir.

Anormal Trase Varlığında İlave Testler

  • Fetal skalp Ph: Bebeğin başına takılacak elektrottan kan alınarak bebek kan asidliğinindeğerlendirilmesidir. Sık tekrarı gerekmektedir. Bu nedenle yaygın olarak kullanılmamaktadır.
  • Pulse oksimetri: Etkinliği gösterilmediği için kullanılmamaktadır.
  • STAN: Oksijensizliğe bağlı bebek kanında asidliğin artmasını belirlemede önerilmişse de sezaryen oranlarının düşürülmesinde yararı yoktur.
  • Fetal vibroakustik veya mekanik stimülasyon: Bebeğin sesle veya mekanik olarak uyarılmasıdır. Kanıta dayalı veri olmamakla birlikte, uzman görüşü olarak önerilmektedir.

Sonuç

Elektronik fetal monitor gebelik izlemi ve doğum eylemi sürecinde yıllardır, sıklıkla kullanılmasına rağmen, sonuçların yorumlanması ve sınıflanması konusunda görüş birliği yoktur. Kanıta dayalı çalışmalarda özellikle düşük riskli gebelerde perinatal sonuuçlara olumlu etkisi olmamasına karşın sezaryen ve müdahaleli doğum oranını arttırdığı bildirilmektedir. Ancak kanıta dayalı çalışmalarda fetal monitörle izlenen gebelerin bebeklerinde daha az havale gözlendiği de gerçektir. Hukuksal gerekçeler, ebelerin nicelik ve niteliğindeki yetersizlik dünyada olduğu gibi ülkemizde de fetal monitor kullanımını arttırmaktadır. Elektronik fetal monitörizasyon uygulanacaksa kaliteli aygıtlarla, doğru kardiyotokografi trasesi çekilmeli ve traseler detaylı kaydedilmeli, kanıt için iyi saklanmalıdır. Sonuçların değerlendirilmesine özen gösterilmeli, gerektiğinde, zamanında doğru bir şekilde müdahale edilmelidir. Elektronik fetal monitörün sınırları bilinmeli, bebeğin iyilik halini değerlendirmek için ultrasonografi, biyofizik profil gibi diğer testler olanaklar ölçüsünde kullanılmalıdır. Konuyla ilgili tüm ekibin eğitimi ve organizasyonu önemlidir. Sadece sağlık çalışanları değil, sağlık hizmetini organize eden devlet yönetimi ve hukukçular ve toplumumuz konuyla ilgili bilinçlendirilmelidir.

Posted in: