Yumurta ve Sperm

Canlı olmanın olmazsa olmaz özelliklerinden biri üremedir. İnsanın üremesini sağlayan da iki büyülü hücre. İnsan vücudundaki milyonlarca hücre, iki hücrenin birleşmesiyle oluşur. Bir füzyon reaksiyonu gibi. İki hücre temas eder ve sihir başlar. Bebeğin tüm kaderini yazan iki kutsal hücre. Yumurta ve sperm. Yumurta ve sperm birbirinden kadınla erkek kadar farklı iki hücredir. Yumurta bir kadının yumuşak hatları ve zarafetini, sperm bir erkeğin kıvrak dinamizmini taşır bünyesinde.

Yumurta ve sperm

Yumurta ve sperm, insanı meydana getiren iki büyülü hücredir.

Sperm ve yumurta ying ve yang gibi birleşip kusursuz bir hücre oluşturabilmek için yaratılmıştır. Her birinin bir yanı eksiktir ve diğeri eksik tarafı tamamlar. İnsan vücudundaki tüm hücreler 46 kromozom taşırken olgun yumurta ve sperm 23’er kromozom taşır. Yumurtanın taşıdığı 23 kromozom, annenin; spermin taşıdığı 23 kromozom ise babanın bazı özelliklerini bünyesinde barındırıp anne ve babanın mükemmel birleşimini yeni doğacak bebeğe armağan eder.

Yumurta

Yumurta, çok değerli bir hücredir. Kız çocuğu henüz doğmadan önce tüm yumurtalar üretilmiştir. Annesinin karnında bir kız çocuğunun 7 milyon yumurtası vardır. Bu üretim fazla olduğundan mı yoksa uygun olmayanlar seçilip yok edildiğinden mi bilinmez, doğduğunda 2 milyona inmiştir yumurta sayısı. Her geçen gün bir miktar yumurta hücresi ölürken, iç yeni yumurta hücresi üretilmez. Ergenlik çağına kadar da yumurtalar azalmaya devam eder. İlk adet kanaması sırasında bir genç kızın 300.000 yumurtası kalmıştır. Ömrü boyunca ortalama 300 adet yumurtayı yumurtlayan kadının her 1000 yumurtasından 999 tanesi dünya ile tanışamadan yok olup gider. Annenizin dünyayı gören 300 yumurtasından birisiniz.

Yumurta, neredeyse tam bir küre şeklindedir. Hacim olarak insan vücudunun en büyük hücresidir. Yumurtlanma sırasındaki çapı yaklaşık 120 mikrometredir. Yani bir mm içine yan yana 8 tane yumurta sığabilir. Bu şekli ile spermin 250.000 katı kadar büyüklüktedir ve çıplak gözle görülebilen tek insan hücresidir.

Mükemmel şekli yanı sıra bir hücrenin tüm organellerini içinde bulundurur. Hücre içindeki tüm organellerden farklı olmak üzere mitokondrinin kendi genleri (DNA’sı) vardır. Neredeyse İtalya’daki Vatikan gibi kendince başka bir hücredir mitokondri. İlginç olan, bebeğin mitokondrisinin tamamen yumurtadan, yani anneden gelmesidir. Bu bir yandan bebeğin anne soyunu kusursuzca izleyebilmemizi sağlar. Diğer yandan mitokondri hastalıklarının anneden doğrudan aktarılmasına neden olur.

Her ay yumurtalıkta bin kadar yumurta olgunlaşma basamaklarına girse de bunlardan bir tanesi yumurtlanıyor. Bu seçilimi sağlayan yumurtanın destek hücreleri. Ya da biz öyle olduğunu düşünüyoruz. Belki yumurtlanmayıp bozulan hücreler genetiği çok da sağlıklı olmayan hücreler. Anne adayının yaşı ilerledikçe bebekte genetik sorunlara rastlanma olasılığı da artıyor. Bu, en kaliteli yumurtaların ilk yumurtlananlar olduğunu düşündürüyor.

Yumurta, yumurtalığın içinde büyür. Her ne kadar adet zamanından önce büyüyecek yumurtalar ultrason ile görülemeyecek kadar küçük olsa da yumurtlanacak yumurtaların üç ay önceden belirlendiğini biliyoruz. Yavaş ve sessiz bir büyüme çabası içine giriyorlar.

Yumurta, yıllar süren bir olgunlaşma süreci geçirir. Bu olgunlaşma süreci, yumurtanın kromozom sayısının 46’dan 23’e inmesi, yani yarılanmasıdır. Kromozom sayısının yarılanması için oluşan bölünme, mayoz bölünme olarak adlandırılır. Kromozom sayısının yarılanması için iki defa mayoz bölünme gerçekleşir. Aslında her mayoz ile ikiye bölündüğüne göre bir yumurtadan 4 tane olgun yumurta oluşması gerekir gibi görünse de böyle olmaz. Yumurta ilk mayozdan sonra biri sağlıklı ve ikinci mayozu yapabilecek, diğeri bir daha asla bölünmeyecek iki hücre ortaya çıkar. Küçük ve bir daha bölünemeyecek hücreye kutup (polar) hücresi denir. Birinci mayoz bölünme, kız bebeğin doğumunda başlayıp yumurta atılırken tamamlanır. Yani birinci mayoz bölünme bazı yumurtalar için 30 yıl sürebilir. Yumurtama ile başlayan ikinci mayoz bölünme, yumurta döllenmediği takdirde asla gerçekleşmez. Yumurta bir sperm ile temas ettiğinde ikinci mayoz tamamlanır. Bir yumurtanın döllendiği, ikinci kutup hücresinin atılması görüldüğünde anlaşılır.

Kim bilir, belki de 30 yıl beklerken bozulma olasılığı arttığından anne adayının yaşı ilerledikçe genetik sorunlu bebek olasılığı artıyor olabilir.

Bir yumurta hücresi kraliçe arının yüzlerce işçi arı ile yaşaması gibi çevresinde yüzlerce minik hücre ile yumurtlanır. Bu hücreler, gelişmekte olan yumurtanın hormon üreten hücreleridir. Yumurtlanma ile yumurtanın çevresini güneş ışınlarından oluşan bir taç gibi saran bu hücrelerin oluşturduğu topluluğa ışınsal taç (corona radiata) denir. Işınsal taç hücreleri arasındaki bağ çok güçlü olmasa da yumurtanın çevresini saran, jel kıvamında ve güçlü bir tabaka vardır. Ben bu tabakayı tavuk yumurtasının kabuğunu soyunca kabuğun içinde kalan zara benzetirim. Bu jel kıvamındaki tabaka, şeffaf görünümdedir. Birinci gelip yumurtaya ilk ulaşan spermi bekler. Onu karşılayıp içindeki çekirdeği yumurta içine kabul ederken kuyruk kısmını dışarıda bırakır. Bu anda büyülü bir olay gerçekleşir ve şeffaf zar birden başka hiçbir spermin içeri girmesine izin vermeyen bir kalkana dönüşür.

Sperm

Sperm, yumurtaya göre çok daha küçük bir hücredir. Hatta insan vücudunun en küçük hücresidir. Erkeğin erbezlerinde (testis) üretilip boşalma ile milyonlarcası dışarı atılır. Başlangıçta kuyruksuz ve hareketsiz olan spermler, 60 gün süren bir gelişim sürecinin ardından cıva gibi delikanlılar haline dönüşür.

Baş, boyun ve kuyruk bölümlerinden oluşur.

Sperm başı. Spermin taşıması en gerekli olan kısım kromozomlardır. Bu nedenle sperm başının hemen hemen tümünü kaplayan bir çekirdeği vardır. Çekirdeğin hemen önünde akrozom adı verilen bir kese içinde yumurtanın şeffaf zarını eritmeye yarayan enzimler bulunur. Sperm, içinde taşıdıkları x ve y kromozoma göre çocuğun cinsiyetini belirler.

Sperm kuyruğu. Oldukça kıvrak hareketler yapmasını ve hızla ilerlemesini sağlayan bir kuyruğu vardır. Bu hareketi rahatça gerçekleştirebileceği bir sıvı ile birlikte boşalır. Bu sıvıya meni adı verilir. Buradan da anlaşıldığı gibi meni ile sperm aynı şey değildir. Boşalma ile gelen sıvının adı menidir ve içinde milyonlarca sperm bulunur.

Sperm boynu. Spermin yumurtaya kadar taşımasını sağlayan kuyruğa enerjisini sağlayan mitokondriler, baş ile kuyruğun birleşme yeri olan sperm boynunda dizilidir.

Bir defada boşalan 5 ml meni içinde 300 milyon sperm bulunur. Bunlardan %1’i rahim ağzı kanalı içine girebilirken 50-60 tanesi yumurtanın yanına kadar gidebilir. Bunlar, olimpiyatların en başarılı koşucularıdır. Bu yarış olmasa ve hımbıl spermlerden biri yumurtayı döllese biz daha ne kadar tembel olurduk onu da siz düşünün.

Spermler, sayıca çok olmaları gerektiğinden bir ömür boyunca üretilmeye devam eder. Üstelik mayoz bölünme ile de 4 ayrı ve sağlıklı sperm üretilmiş olur.

Kadın üreme organlarındaki sıcak ortam ve uygun koşullar sayesinde hareketliliği artar ve dölleme yeteneği kazanır. Ancak burada ömrü en fazla üç gün ile sınırlı olur.

Tüplerde kadın yumurta hücresini dölleyerek gebeliğin oluşmasını sağlar.

Posted in: