The post Yumurtalık Kisti appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Pek çok kadın yumurtalık kisti veya kitlesinden ötürü ameliyat olmuştur. Yumurtalık kistleri sıklıkla myomlarla karıştırılsa da tamamen farklıdır. Kistin, içi su veya benzer sıvı bir madde ile dolu myom katıdır. Kistlerin çoğu yumurtalıklarda, myomların çoğu rahimdedir.
Yaş, muayene bulguları, aile öyküü ve kistin görünümü dikkate alınarak nasıl tedavi edileceğine karar verilir. Bazı kistler tümüyle çıkarılabilir. Bu durumda tekrarlama riski yok denecek kadar az olur. Ancak kist çıkarılırken yumurtalık dokusu mümkün olduğunca yerinde bırakılmalıdır. Bu, özellikle infertilite tedavisi sırasında yapılan cerrahi müdahalelerde önem taşır.
Yumurtanın büyüyüp yumurtlanmaya hazırlandığı oluşumlara follikül adı verilir. Kimi zaman yumurtlanamayan bir yumurta büyüyerek bir tenis topu kadar olabilir. Bu kistler ağrılı olabilir. Bazen kendi sapı etrafında dönerek (torsiyon) kan dolaşımı durabilir. Bu, ağrılı ve tehlikeli bir durum haline gelebilir.
Yumurtlama sonrası follikül, korpus luteum adını alır. Korpus luteumun adet zamanı geldiği halde küçülmeyişi veya yumurtlama sonrası büyümeye devam etmesi ile korpus luteum kistleri oluşur. Korpus luteum kistlerini oluşturan, genellikle kendi içine kanayan bir yumurtlanmış yumurtadır. Bu kan dışarı sızdığı taktirde korpus luteum kisti kanama yaparak acil ameliyat gerekli hale gelebilir. Korpus luteum kistleri de follikül kistleri gibi ağrı yapabilir.
Embriyonik dönemden kalmış doku kalıntılarının büyüyüp kistleşmesi ile dermoid kist oluşur. Dermoid kist içinde diş, kıl, deri, kemik, tiroid dokusu kalıntıları bulunabilir. Aslında dermoid kistler vücudun herhangi bir yerinde bulunabilirse de en sık yumurtalıklarda görülür. Bu tümörlerin yumurtalıkta torsiyon (dönme) oluşturma riski diğer kistlerden daha fazladır. Dermoid kistler çok büyüyebilir ve ameliyat ile alınmaları gerekir.
Yumurtalık kanalına komşu bir yapının su ile dolması ile paraovarian veya paratubal kistler oluşur. Bu kistler çok nadiren büyük çaplara ulaşıp sorunlara neden olabilir.
Yumurtalık Hastalıkları Anasayfası için tıklayınız…
Sayfanın hazırlanmasında;
“Ovarian Cyst” sayfasından yararlanılmıştır.
The post Yumurtalık Kisti appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Çikolata Kisti appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Her ay adet kanaması ile dışarı dökülen rahim iç tabakasının yumurtalık içinde bulunmaı ile çikolata kistleri meydana gelir. Çikolata kistleri, bezelye kadar küçük olabildiği gibi, greyfurt kadar büyük de olabilir. Bu kistler her ay adet kanaması ile içine kan dolup giderek daha fazla şişerler. Kan suyu çekilerek koyu, çikolata kreması görünümünde bir renk alır. Çikolata kistleri her adet sırasında şiddetlenen ağrılara neden olur. Yumurtalık içinde büyüyüp yumurtalık dokusuna zarar verebilir. Endometrioma, gebe kalmayı da zorlaştıran bir hastalıktır.
Çikolata kisti (endometrioma), pek çok hanımın bildiği ve hayatını zindan eden bir konudur.
Rahim iç tabakası (endometrium) dokularının rahim boşluğu dışında bulunması olarak bilinen endometrioz, kasık ağrısı (pelvik ağrı) ve kısırlık (infertilite) gibi iki önemli sorun ile karakterli, süreğen (kronik) bir hastalıktır.
Endometrioz, tipik olarak şehirli hanımların bir hastalığıdır. Bunun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, ilk gebeliğin ileri yaşlara bırakılması en önemli sebep gibi görünüyor. Gebelik hormonlarının endometrioz odaklarında büyümeyi önlediğini düşünürsek gebeliğin geciktirilmesi önemli bir neden olarak karşımıza çıkar.
Hanımların önemli bir kısmı kasık ağrısı şikayeti ile başvurur. Özellikle her ay adet öncesinde başlayan ağrılar adet sırasında artar. Adetin bitiminden sonra azalarak geçer. Her adet kanaması sırasında rahim iç tabakasının kanayıp dışarı boşalması gibi endometrioz odakları da kanamaktadır. Ancak dışarı boşalamayan kanama ağrıya neden olur.
Her ay oluşan bu kanamalar, kanamanın olduğu yerde bir yara iyileşmesi gibi izler ortaya çıkarır. Bu izler karın içinde ise adezyon adı verilen yapışıklıklar oluşturur. Adezyonlar, cinsel temas sırasında gerildiklerinden zamanla cinsel temas da ağrılı bir hal alabilir.
Karın içi yapışıklıkların yumurtalık kanallarına zarar vermesi, en bilinen kısırlık nedenidir. Ancak yumurtalık kanalları açık olmasına karşın çocuk sahibi olmakta zorlanan endometriozlu hanımların bulunması, başka nedenlerin de olduğunu düşündürür.
Hastalığın ilk kez tanımlanmasının üzerinden yüz yılı aşkın bir süre geçmesine karşın halen etkili tedavisi bulunamamıştır. Etkili bir tedavi olmamasının en önemli nedeni, hastalığın nasıl oluştuğunu bilmeyişimizdir.
Kadın vücudu ve doğurganlık için kaçınılmaz bir hormon olan östrojen, endometrioz odaklarının büyümesine neden olur. Bu yüzden halen devam eden tedavi yöntemi kandaki östrojen düzeyini düşürüp, östrojen etkilerini azaltan progesteron hormonu düzeylerini artırmaktır. Bunun için de uygulanan en ideal tedavi yöntemi doğum kontrol hapları olmaktadır. Gebelik planlamak için zamanı olan hanımlarda doğum kontrol hapları hem şikayetleri azaltıp hem de çikolata kistlerinin büyümesini önleyerek ileriki doğurganlığı korur.
Ancak gebelik olması için östrojen hormonu kaçınılmaz olup bebek isteyen hanımlarda doğum kontrol hapları ile tedavi uygulanamamaktadır. İlaçların bırakıldığı ilk aylarda gebelik şansı yüksek olmakla birlikte aradan geçen süre, endometrioz odaklarını tekrar canlandırır.
Endometriozun oluşma mekanizması çok karmaşık olsa da son yıllarda moleküler ve hücresel düzeyde yapılan araştırmalar sorunun oluşma şeklini aydınlatmaya başlamıştır. Buna paralel olarak yeni tedavi yöntemleri de gündeme gelecektir.
Şiddetli veya yaygın endometriosis vakalarında yuvalanma oranı düşer. Çikolata kisti olan kadınlarda da döllenme oranı düşüktür. Her türlü çikolata kisti sıvısı, yumurta içeren sıvılardan ayrı tutulmalıdır. Tüp bebek yapılıyorsa, aspirasyon iğneleri ve pipetler değiştirilmelidir. Evre III ve IV endometriozisi olan kadınlarda, 3-6-ay boyunca GnRH agonist tedavisi, gebelik oranını artırır.
The post Çikolata Kisti appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post PID Tedavisi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>PID, öncelikle antibiyotiklerle tedavi edilir. Çoğu olguda antibiyotikler tek başına enfeksiyonu yok edebilir. PID genellikle birden fazla bakteri ile oluşturulmakta ve tek bir antibiyotik tüm bakteriler için yeterli olmamaktadır. Bu nedenle birden fazla antibiyotik reçete edilmektedir. Antibiyotikler ağızdan verilebileceği gibi enjeksiyon şeklinde de olabilir.
Bazen belirtiler enfeksiyon tam tedavi edilmeden kaybolabilir. Semptomlar kaybolsa bile size reçete edilen ilaçların tümünü almalısınız. Bazı durumlarda ilaçlar enfeksiyonun kaybolduğundan tam olarak emin olmak için 14 güne tamamlanmalıdır.
Tedaviye başladıktan 2-3 gün sonra doktorunuz sizi tekrar gözden geçirecektir. Eğer durumunuzda iyileşme yoksa hastaneye yatırılarak tedavi edilmeniz gerekebilir.
Aşağıdaki durumlarda da hastanede tedavi gerekir:
Eğer belirtiler devam ediyorsa veya abse gerilemiyorsa cerrahi müdahale gerekebilir.
Ayrıca partner tedavisi de yapılmalıdır. PID’ li hastaların partnerlerinde gonore ve klamidyal enfeksiyonu olabilir.Bu kişilerde de belirti olmadan enfeksiyon olabilir. Tekrar PID riskini azaltmak için partner de mutlaka kontrol ve gerekirse tedavi edilmelidir.
The post PID Tedavisi appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Yumurtalık Kanalı Enfeksiyonu appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Pelvik İnflamatuar Hastalık (PID), fallop tüpleri ve yumurtalıklar (overler) gibi üst üreme organlarının enfeksiyonları için kullanılan geniş bir tanımlamadır. PID, ciddi ve yaygın bir hastalıktır. Her yıl bir milyondan fazla kadında saptanır ve bunların çoğunluğunu da gençler oluşturur.
PID, başarılı bir şekilde tedavi edilmekle beraber kalıcı ve uzun dönem sorunlara da neden olabilir. Kendilerini bu enfeksiyondan korumayı bilen kadınlar hastalanma olasılıklarını azaltabilir. Bu bölümde; PID nedenleri, tanı ve tedavisi ve önlemlerine yer verilmektedir.
PID olarak kısaltılan pelvik inflamatuar hastalık, üreme sistemini etkileyen bir enfeksiyondur. PID’den etkilenen üreme organları şunlardır:
PID, çeşitli mikroorganizmalar tarafından oluşturulabilir. En çok cinsel geçişli hastalıklardan kaynaklanır. Klamidya ve gonore, PID’ye yol açan en yaygın enfeksiyonlardan ikisidir. Tedavi edilmediği zaman bu bakteriler cinsel geçişli hastalığa (CYH) ve dolayısı ile PID’e neden olurlar.
PID, bakteriler vagina ve serviksten yukarı ilerlediğinde görülür. Daha sonrasında bu bakteriler uterus, fallop tüpleri ve overlere doğru yol alır. Hastalık günler ya da haftalar içinde ilerler.
PID gelişen kadınların dörtte biri hastaneye yatırılır. Bunlardan bazılarında ameliyat gerekir.
PID, uzun dönemde ciddi sorunlara neden olabilir. Örneğin infertilite (istendiği halde çocuk sahibi olamama), dış gebelik ve uzun süreli pelvik ağrı.
PID, kadınların beşte birinde infertiliteye neden olur. Bir kadın ne kadar sıklıkta ve şiddette PID geçirirse infertilite riski o kadar artar. PID, fallop tüplerinin iç dokusunda hasar oluşturur ve bu hasar da tüpleri bloke ederek infertiliteye sebep olur.
Hasarlı tüp yumurtanın rahim (uterus) içine ulaşmasını engelleyerek dış gebeliğe neden olabilir. Her yıl PID ile ilişkili olarak çok sayıda dış gebelik olgusu görülmektedir. Dış gebelik sıklıkla hasarlı tübün olduğu tarafta ortaya çıkar. Döllenmiş yumurta tüp içinde büyümeye devam ederek tübün yırtılmasına ve karın içine kanamasına neden olabilir. Bu ciddi tablo için cerrahi müdahale gerekebilir.
PID, en sık genç kadınlarda görülür ama yine de cinsel olarak aktif olunan herhangi bir yaşta görülebilir. PID risk faktörleri şunlardır:
PID, şiddetli veya hafif belirtiler oluşturabilir. Bazen de hiç belirti vermeyebilir. Fakat PID her şekilde kadın üreme organlarında ciddi hasarlar oluşturur.
PID’nin temel belirtisi alt karında ağrıdır. Ağrı hafif veya daha şiddetli olabilir. Ağrı cinsel temas sırasında daha da kötüleşir.
Eğer şu belirtilerden herhangi biri varsa doktorunuzu mutlaka görün:
Her şeye rağmen bu belirtilerden birinin olması PID olduğunuz anlamına gelmez. Başka bir hastalığın belirtisi de olabilir.
Doktorunuz cinsel alışkanlıklarınızı, doğum kontrol yönteminizi ve belirtilerinizi de içerecek şekilde öykünüzü alacaktır.
Enfeksiyon belirtilerini kontrol etmek için bir pelvik muayene olacaksınız. Pelvik muayenede üreme organlarınızda duyarlılık olup olmadığına bakılır. PID tanısı koymak kolay değildir. Bunun nedenlerinden biri etkilenen organların zor muayene edilmesi, diğeri ise belirtilerin diğer bir çok hastalıkla (apendisit veya dış gebelik gibi) benzerlik göstermesidir.
PID olup olmadığınızı gösterecek basit bir test yok. Ancak probleminizin olası nedenini bulmaya yardımcı olabilecek birkaç test vardır.
Enfeksiyon belirtileri veya diğer problemler için idrar, kan veya vajinal akıntı test edilir. Rahim ağzından örnek alarak gonore ve klamidya enfeksiyonu araştırılabilir.
Eğer daha fazla bilgi gerekirse daha başka testler de yapılabilir. Örneğin:
PID’niz olduğunu düşünüyorsanız hemen muayene olmalısınız. En kısa zamanda öğrenmek ve tedaviye başlamak çok önemlidir. Tedavi olmak için ne kadar uzun süre beklerseniz, uzun vadeli problemler geliştirme olasılığınız o kadar artar.
PID genellikle cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan kaynaklandığı için, PID riskinizi şu şekilde azaltabilirsiniz:
PID antibiyotiklerle tedavi edilir. Antibiyotikler evde ağızdan alınabileceği gibi hastanede damardan uygulanması da gerekebilir.
Antibiyotik tedavisinde kendinizi daha iyi hissetseniz bile, reçetenizdeki tüm ilaçları almanız çok önemlidir. Tedaviyi tam uygulamazsanız, enfeksiyon tekrar edebilir.
PID’niz varsa, cinsel partnerinizin de muayene olmalı ve gerekli ise tedavi görmelidir. Buna semptomlarınız başlamadan önceki 2 ay içindeki tüm cinsel partnerleriniz dahildir. Partneriniz tedavi edilmezse size tekrar bulaştırabilir.
PID geçirdiyseniz, hamile kalmakta zorlanabilirsiniz. Bunun nedeni, PID’nin fallop tüplerinde zedelenmeye neden olabilmesidir. Hamile kalırsanız, tehlikeli olabilecek dış gebelik riskiniz ortalamanın üzerinde olacaktır. Dış gebelik, embriyonun rahim yerine fallop tüpünde büyümesidir. Bu, fallop tüpünün yırtılmasına neden olabilir.
PID, sağlığınızı tehdit edebilir ve infertiliteye neden olabilir. Bununla birlikte, korunulabilir ve tedavi edilebilir. Eğer PID belirtileriniz varsa, hemen doktorunuza başvurun. Tedavi görüyorsanız, doktorunuzun tavsiyelerine muhakkak uyun. Tedaviyi tam olarak bitirin ve kontrol için tekrar doktorunuzu görün. Ayrıca, tekrar enfeksiyondan korunmak için, tedavi edilmemiş cinsel yolla geçen hastalığı olan partnerle ilişkide bulunmayın.
The post Yumurtalık Kanalı Enfeksiyonu appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>