Bir belirti ile hastalık tanısı konmaz, bir hastalığın tüm belirtilerinin bir hastada bulunması da gerekmez. Bu nedenle doktorluk bir sanattır. Belirti veya hastalık tedavi edilmez. Tedavi edilen hastadır. Bu nedenle belirtileri bu veya başka bir internet sitesinde okuyarak kendinize tanı koymaya çalışmayın, tanısı konmuş hastalığınızı okuyup tedavi yapmaya çalışmayın.

Tıp fakültesinin ilk yıllarında henüz klinikte hasta görmemiş bir tıp fakültesi öğrencisi her tür kanser ve kronik hastalığa tutulur. Derste anlatılan her on belirtiden birini kendinde bulur, birkaç belirtiyi bir araya koyup kendine bir teşhis koyar. Tabii ki hiç biri doğru değildir. Ben kendisini prostat kanseri zanneden kız öğrenci bile tanıdım. (Bu kısmı şaka…)

Belitiler önemli midir?

Belirtiler biz hekimler için çok önemlidir. Kapımızdan iki tür hasta girer. Bunlardan biri “kontrol” için gelenlerdir. Bir belirti veya sorunları yoktur. Yapılan muayene, tetkik ve o hastanın yaşlarında sık görülebilecek hastalıklar ışığında bir hastalığı olup olmadığını anlamaya çalışırız. İkinci grup ise bir belirti ile gelir. Örneğin idrar yaparken yanması vardır, ya da ateşi yükselmiştir.

Bir belirti ile gelen hastada belirtiye bakılarak tanı konamaz. Bu sitede bahsettiğim her belirti onlarca hastalıkta bulunabilir. Örneğin ateş nedeni olabilecek yüz kadar hastalık sayılabilir. Bu aşamada belirtinin ek özellikleri devreye girer. Belirtinin ne zamandır var olduğu, ne şiddette olduğu, başka belirtilerin bulunup bulunmadığı, önceden geçirilen hastalık ve kullanılmış ya da kullanılmakta olan ilaçlar… Bütün bunlar dikkate alınır.

Sonra hastamızı muayene ederiz. Muayene, belirtiler de dikkate alınarak belli organlara daha fazla yoğunlaştırılsa da mümkün olduğunca her organ muayene edilir. Bunun bir adı bile var. Sistemik muayene. Artık elimizde belirtiler ve muayene bulguları var.

Bu aşamada doktorun aklında birkaç hastalık olasılığı belirmiştir. Bu belirtilere göre ayırıcı tanıya geçilir. Yani hangi hastalık olabilir, hangisi olamaz. Kan, idrar… tetkikleri ve ultrason, tomografi… gibi görüntüleme yöntemleri ayırıcı tanı içindir.

Bu durumdan neler anlaşılıyor? Doktora bir belirti ile gitmediğiniz taktirde doktorun sizi muayene etmesi ile var olabilecek hastalıklarınızdan ancak bir kısmına tanı konabilir. Çünkü belirti yok ise sistemik muayene yapılır, hiç bir organa yoğunlaşılamaz. Diğer yandan muayene olmadan hiç bir tetkik veya görüntüleme yöntemi kullanılamaz. Tetkik ve görüntüleme yöntemleri ayırıcı tanı içindir. Ayırıcı tanı için önce ön tanı olması gerekir.

Demek ki nelere dikkat etmeliyiz? İnternette veya gazetede okuduğumuz birkaç bilgi ile kendimize hastalık tanısı koymuyoruz, doktorumuza belirtilerimizi en açık ve en detaylı şekli ile anlatıyoruz. Doktorluk bir sanattır. Eğitimi vardır. Ama yeteneği olmayan bir kişi eğitilse de doktor olamaz.

The post Belirti Nedir? appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.

Tüpbebek tedavisine ilk kez başlayacaksanız ilk doktor muayenesinin adet kanamasının başlamasından itibaren 3 gün içinde olması en doğrusudur. Başlangıç itibariyle yapılacak bazı testler için adet kanamasının ilk günleri en doğru zamandır.

Tüpbebek için ilk defa başvururken yanınızda şu belgelerin bulunması iyi olur;

• İnfertilite tetkikleri. Çocuk isteği ile ilk kez doktora başvurduğunuzdan bu yana yapılan tüm tetkikler.
• Ameliyat raporları. Bu güne kadar geçirdiğiniz tüm operasyonların raporları
• Genel tetkikler. Üreme sağlığını etkileyebilecek hastalıklar ile ilgili bu güne kadar yapılmış tüm tetkikler ve kullandığınız ilaçlar. Bunlar arasında endometriozis, tiroid hastalıkları ve otoimmün bozukluklar özellikle önemlidir.
• Ailenin üreme geçmişi. Ailede çocuk sahibi olamayan, art arda düşükler yapan veya bebeğinde doğumsal hastalıklar bulunan bireylerin bilgileri.
• Adet düzeni. Son üç aylık adet takvimi.

İlk değerlendirme sırasında kadın hastalıkları muayenesi ve vajinal yoldan ultrason yapılacaktır. Muayene ve ultrason ile rahim, yumurtalıklar ve diğer organlar değerlendirilir. Rahim içinde gebeliğe engel teşkil edebilecek patolojik bir bulgu (myom, polip, perde) olmadığından emin olunmalı; rahim boyutu değerlendirilmelidir.

Baba adayına sperm sayımı yapılarak tüpbebek için kullanılabilecek sperm bulunduğu ve sperm verme konusunda bir sorunu olmadığı belirlenmelidir.

Rahim ağzı kanalı hakkında şüphe varsa rahime embriyo yerleştirme provası yapılarak varsa sorunlar önceden saptanıp tedavi edilebilir. Rahim ağzı genişletme.

Tüpbebek tedavisine başlanırken gebeliği üreme durumu ile ilgili hormon tetkikleri dışında gebelik sırasında bebeğin sağlığını etkileyebilen hastalıklar hakkında tetkikler yapılır.

Tüpbebek tedavisine başlanırken yapılacak tetkikler.

The post Tüpbebeğe Hazırlık appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.