Doğumsal Beyin Felci

Beyin felcinin nedeni beyin gelişmesi sırasında oluşmuş bir problemdir. Çok nadiren Beyin felci doğum sırasında da oluşur ama sezaryen sırasında çocuk kafasında travma olmadığından, oluşma riski yok denecek kadar azdır. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde dahi aşağı yukarı 350 doğumda bir görülen bu tatsız hastalık beyinde tahrip olan bölgeye ve tahribatın büyüklüğüne göre değişik belirtiler verir ve çoğu kez de bir buçuk iki yaşından önce, özellikle hafif seyreden vakaların tanısını koymak zordur.

Ağır seyreden vakalarda tahribat ya gebeliğin çok erken devresinde bebeğin oksijensiz kalmasına veya akraba evliliği gibi genetik nedenlere bağlıdır. Ayrıca beyin felci doğumdan sonraki süreçte de gelişebilir. Hatta ileri yaşlarda bebeğin kafasına aldığı bir darbe de beyin felcine neden olabilir. Çoğu kez beyin felcinin büyük bir kısmı doğumdan önce çocuk kalbi izlenerek de tanı konabilir. Kalbin iki vurumu arasındaki zaman sabitleşir yani kalp atımları bir çizgi gibi görülür. Gebeliğin erken devrelerinde geçirilmiş bazı mikrobik hastalıklar da beyin felcine neden olabilir.

2003 yılında ACOG (Amerikan Kadın Doğum Birliği) ve APA (Amerikan Pediatri birliği) bir çalışma yapmış ve doğumda oksijensiz kalma ile ilgili temel kriterleri bildirmişlerdir. ACOG ve APA 2003 raporunda beyin felcinin yalnızca %4’ünde doğumda oksijensiz kalmanın etkin olduğu belirtilmiştir.

Bu kriterler;

  1. Metabolik asidozu düşündürecek fetal kordon kan PH: <7.0 ve base deficit: 12 mmol/L)
  2. 34 hafta ve sonrasında doğum olmuş ve erken neonatal dönemde ortaya çıkmış ağır-orta neonatal ensefalopati
  3. Spastik kuadripleji ya da diskinetik tip
  4. Travma, enfeksiyon, koagulasyon bozukluklar ve genetik anomali gibi nedenlerin dışlanması.

Doğumda oksijensiz kalmaya özgün olmayan ancak destekleyen genel bulgular:

  1. Daha önce normal olan fetal kalp aktivitesi üzerine ani ve sebat eden fetal bradikardi, persiste eden geç ve variable deselerasyon gözlenmesi
  2. 5.dakikadan sonra Apgar skoru 0-3
  3. Hemen doğum öncesi ya da doğum sırasında hipoksik olay işareti
  4. 72 saat içersinde multi-organ disfonkisyonu
  5. Erken görüntülemede  akut non-fokal serebral abnormaliteye işaret eden kanıtların varlığı

Doğum hekimliğinin zorluğu burada. Bazı gebeliklerde normal doğum olacağını kolayca tahmin edebiliriz. Bazılarında da normal doğum olamayacağını anlar sezaryen yaparız. Ancak arada belirsiz gri vakalar vardır ki hekim karar vermekte zorlanır. Bu nedenle de bir tatsızlıkla karşılaşmamak için bazen normal doğuracak kişilere de sezaryen yapılır. Bu kez de Sağlık Bakanlığı sezaryen sayısı fazla diye kızar.

Yalnız Türkiye’de mi? Her yer de böyle. Bu nedenle Amerika’da birçok doğum hekimi artık doğum yaptırmıyor. Doğum hekimi aynı anda iki kişiyi düşünmek zorunda. Biri erişkin bir kadın, biri de henüz organları tam gelişmemiş bir bebek. Yani anne sağlığı için vereceğimiz bir ilaç veya yapacağımız bir girişim çocuk için zararlı olabilir. Örneğin ilacın dozu fazla gelebilir. Çocuk sağlığı için yapacağımız bir girişim anneye zarar verebilir, örneğin sezaryen.

Hangi kitaba bakarsanız bakın, beyin felcinin belli bir vakada neden olduğunu saptamak çok zor. Ancak bir şey var, tedavisi olmayan beyin felci eğer genetik nedenlere bağlı değilse göbek kordon kanından üretilen kök hücreyle tedavi edilebilecek gibi görülüyor. Başta Amerika’da Duke Üniversitesi olmak üzere FDA onaylı çok ciddi araştırmalar var. Bu güne kadarki gelişmeler de son drece yüz güldürücü. Ancak çalışmalar henüz tamamlanmadı. Eğer internetten göbek kordon kanı (Cord blood), beyin felci ve Duke yazarsanız, iyileşmiş birçok hastayla ilgili yayın göreceksiniz. Ayrıca youtube’tan bu çocukların tedaviden önceki ve sonraki durumlarını da izleyebilirsiniz. Tüm bu sonuçlar göbek kordon kanıyla aşağı yukarı yüz vakada bir görülen değişik boyutlardaki Otizm vakalarında tedavi edilebilecek gibi görünüyor. 2012 yılı sonunda FDA bu konudaki çalışmalara da izin verdi. Ne var ki özellikle Çin, Hindistan ve Meksika gibi ülkelerde beyin felcini göbek kordonu ile tedavi ettiğini söyleyen klinikler var ama ben FDA onayı almamış hiçbir tedaviyi hiçbir hastama önermem. Biraz daha beklemek gerekiyor.

Posted in: