Adet Öncesi Gerginliği

Adet kanamasını pek çok kadın can sıkıcı bulur. Adet, doğurganlığın önemli bir göstergesidir. Her kadın, kendisine verilmiş en değerli ayrıcalık olan doğurganlığının bu belirtisi ile barışık olmalıdır. Adet kanamasını bir sıkıntı kaynağı gibi algılamak, adet ağrıları ve adet öncesi gerginliğinin en önemli nedenidir.

Adet öncesi gerginliği sendromu, tıbbi literatürde premenstrüel sendrom olarak adlandırılır ve PMS olarak kısaltılır. Adet öncesi gerginliği, adet dönemi öncesinde her dört kadından üçünü etkiler. Yüz kadından doksanı ömrünün en azından bir kısmında adet öncesi gerginliği sendromu yaşamıştır.

Adet kanaması yaklaşırken bazı kadınlarda değişen hormon düzeylerine bağlı olarak bazı şikayetler ortaya çıkar. Bu kadınların yarısında yakınmalar hafiftir ve kişinin günlük yaşantısını etkilemez. Diğer yarısında ise depresyon da dahil olmak üzere çok daha ciddi şikayetler ortaya çıkar.

PMS nedenlerini bulmaya yönelik çalışmalar bu hastalığın altında yatan faktörleri tam olarak ortaya koyamamıştır. Ancak bazı teoriler mevcuttur. Yumurtlamayı önleyen bazı hormonların verilmesi halinde PMS belirtileri azalmaktadır. Buna göre üreme hormonları PMS’ye neden olabilir, ancak bu rolün ne olduğu açıklanamamıştır. PMS’nin bu hormonlar ile sinirlerde iletimi sağlayan bazı maddelerin ortak hareket etmesi sonucu ortaya çıktığı yönünde güçlü bulgular vardır. En çok suçlanan maddeler GABA ve serotonin adı verilenlerdir. Bazı araştırmacılar ise kalsiyum ve magnezyum dengesindeki bozukluğun PMS tablosuna yol açtığına inanmaktadırlar. Bu iki mineralin vücuttaki dağılımı sinir hücreleri arasındaki iletişimi etkileyerek tabloya neden olabilir. Bu araştırmacılar PMS’li kadınlarda magnezyum eksikliği ya da kalsiyum fazlalığının şikayetleri yarattığını öne sürmektedirler. PMS oluşumunda öne sürülen bir diğer neden de stress hormonlarıdır.Bu hormonların fazlalığı şikayetlerin daha yoğun yaşanmasına neden olabilir. PMS etiyolojisinde vücutta salgılanan hemen hemen tüm hormon ve maddeler suçlanmaktadır. Ancak kanıtlanmış bir neden bulunamamıştır.

Premenstrüel şikayetler fizyolojik ya da psikolojik olabilir ve kültürel farklılıklardan etkilenebilir. PMS hem fizyolojik hem de psikolojik olayların bileşkesidir. Çalışmalar değişik kültürlerden gelen kadınlarda farklı şikayetlerin ortaya çıktığını göstermektedir. Uzakdoğulu kadınlarda en sık rastlanılan şikayet ağrı iken gelişmiş batı toplumlarında depresyon en sık karşılaşılan bulgudur. Kişinin sosyal yaşamını olumsuz etkileyen ve her ay görülen yakınmalar kadının kendine olan güvenini yitirmesine dahi neden olabilir.

Sendrom, doğurganlık dönemi olan 20-40 yaş arasında sık görülen bir sorundur. Yaş arttıkça şikayetlerin şiddeti azalmakta ancak çocuk sayısı ile birlikte şiddet artmaktadır. Annesinde PMS olan kadınlarda da şikayetlere daha sık rastlanmaktadır. PMS bazı hastalıkların da şiddetini arttırabilir. Örneğin migreni olan kadınlarda atakların büyük bir kısmı adet öncesi döneme rastlamaktadır. Yine şeker hastalarında kan şekeri düzeyleri ve insülin ihtiyacı adet öncesi dönemde değişiklikler gösterir. Astım atakları daha sık görülür ve pek çok kronik hastalık alevlenmeler gösterir. Bu dönemde kişinin çevresi ile olan uyumu bozulur işte veya evde ilişkide bulunduğu kişiler ve çocukları ile arası bozulabilir. Ergenlik dönemindeki genç kızlarda intihara olan eğilim artabilir. Yeme bozukluklarına rastlanabilir.

Belirtiler, adet başlamadan iki hafta önce başlar. Adet öncesindeki son günlerde şiddetlenir ve adet bitiminden en geç bir hafta sonra tamamen bitmiştir. Bir adet döngüsünün 28 gün olduğu düşünülürse, adet öncesi gerginliği sendromu, doğurgan dönemimizin yarısında etkili olur.

Belirtiler temelde dört tiptir.

En sık görülen belirti, sinirsel gerginliktir. Adet öncesi gerginliği sendromu olan her dört hanımdan üçü sinirsel gerginlikten şikayetçidir. Sinirsel gerginlik beraberinde normal koşullarda tepki vermeyeceği pek çok duruma karşı hassasiyetin artmasını getirir. Bu tür bir durum adet öncesinde sürekli olmaz. Zaman zaman hissedilen sıkıntı azalıp, artabilir.

Sinirsel gerginliği izleyen ikinci belirti sıvı tutulmasıdır.  Hemen hemen PMS olgularının hepsinde görülür. Başka günlerde içtiğimiz sıvılar çok kısa sürede vücudumuzu terkettiği halde adet öncesinde sıvılar vücudumuzu daha geç ve zor terkeder. Buna bağlı olarak kol ve bacaklarda şişme olur. Göğüslerde de sıvı birikimi görülür ve göğüslerde hassasiyet ortaya çıkar. Çoğunlukla bu belirtiye bulantı da eşlik eder.

Hanımları en fazla rahatsız eden belirti iştah artışıdır. Aşırı iştah, adet öncesi gerginliği yaşayan her üç hanımdan birinin sorunudur. İştah artışına sıklıkla baş ağrısı, bitkinlik, çarpıntı ve baş dönmesi eklenmiştir.

Adet öncesi gerginliği sendromunun en önemli belirtisi depresyondur. Çoğunlukla ağlama, unutkanlık, uykusuzluk gibi hafif seyreden depresyon, kimi zaman şiddetli hale gelip yaşamın önemli bir kısmını kaplayabilir.

Diğer belirtiler ise sindirim sistemi bozuklukları, baş ağrısı, döküntüler, kas ve eklem ağrıları, halsizlik, diş eti kanamaları, çarpıntı, denge bozuklukları, sıcak basmaları, ses ve kokulara aşırı hassasiyet, ajitasyon, uykusuzluk olarak sayılabilir. Adet kanamasının ağrılı ya da fazla olması yani dismenore PMS olarak değerlendirilmez.

PMS nedeni tam olarak bilinmediği için tedavisi de kesin değildir. Bu konuda çok değişik tedavi yaklaşımları mevcuttur.

  1. Diyet: Azar azar ve sık sık yemek yemenin şikayetleri azalttığı yönünde raporlar vardır.Adet öncesi dönemde taze meyve ve sebze tüketilmesi, kırmızı et ve donmuş yağlardan uzak durulması, içinde katkı maddesi içeren besinlerin tüketilmemesi bazen yararlı olabilmektedir. Aynı şekilde kafein ve alkol tüketiminin azaltılması da faydalı olabilmektedir.
  2. Egzersiz: yapılan bir çalışmada egzersiz yapmayan kadınlarda PMS’ye daha sık rastlandığı bulunmuştur. Hergün yapılan 30 dakikalık bir yürüyüş yararlı olabilir.
  3. Kalsiyum ve Magnezyum: Günlük 1200 mg kalsiyum alımının 3 ay sonunda şikayetleri yarı yarıya azalttığını bildiren bir çalışma vardır. Bazı kadınlarda ise magnezyum desteğinden fayda sağlanmıştır.Ancak bu konuda kesin bulgular henüz yoktur.
  4. Vitaminler: A, E ve B6 vitaminlerinin PMS’ye neden olduğu ileri sürülmüş olsa da kesin olarak kanıtlanmış bir bulgu yoktur.
  5. Diğer tedavi seçenekleri arasında seratonin metabolizması ile ilgili ilaçlar, hormon ilaçları, antidepresan ve anksiyete gibi psikiyatrik ilaçlar, idrar söktürücüler, erkeklik hormonları sayılabilir ancak bunlardan hiçbirinin kesinleşmiş faydası yoktur.
  6. Diğer nadir tedavi yaklaşımları arasında ise psikoterapi bulunur.