Ultrasonun Tanı Kesinliği

Aslında ultrason ile ilgili daha önemli bir tehlike ultrasonun her zaman doğru tanı koyamamasıdır. Bazen mevcut hastalıklara tanı konamayabilmekte, bazen de normal olduğu halde bazı hastalıklar saptanabilmektedir.

Farklı çalışma grupları, ultrason ile bebeklerde bulunan hastalıkların ne kadarına tanı konabildiğini araştırmıştır. Farklı anormalliklerin tanı konma oranı farklı bulunmakla birlikte tanı koyma oranı %40 ile 98 arasındadır.

Ultrason sağlıklı olduğu düşünülen bir gebeye genel tarama amaçlı yapıldığında bebekte var olabilecek özürlerin %36-60’ına yani yarısından azına tanı konabilmektedir. Bebekte bir özürden şüphelenerek özellikle tanı koymak için bakıldığında bile %71-95 oranında tanı konabilir. Yani özürlerin en az %10’u tanı konamadan doğar.

Bu yüzden ultrason taramasında bir özür saptanmamasını bebeğin tamamen sağlıklı olduğunun garantisi olarak algılamamak gerekir.

Erken gebelik haftalarında bebekler ve organları küçük olduğundan çok iyi inceleme yapılamayabilir. Diğer yandan bazı özürler, gebeliğin ilerleyen haftalarında kısa sürede gelişebilir. Bunlara en önemli örnek hidrosefalidir. Bu nedenle 20 hafta öncesinde ultrasonla bebek özürlerinin %47’sine tanı konabilirken, 20-23 hafta arasında %59 ve 24 haftadan sonra %68’ine tanı konur.

Anormalliklere tanı konabilen haftalar

  • Büyük kalp anormallikleri 27 hafta
  • Diğer kalp hastalıkları 28 hafta
  • Küçük kalp hastalıkları 30 hafta
  • Hidrosefali 28 hafta
  • Yarık dudak damak 28 hafta
  • İdrar yolu hastalıkları 29 hafta
  • Sindirim sistemi hastalıkları 30 hafta
  • Yumurtalık kisti 35 hafta

Bazı özürler çok hafiftir ve organlarda görünür bir belirti vermez. Bu özürlere ultrason ile tanı koymak zordur. Minor anomaliler denilen bu hastalıkların tanı oranı %30 civarındadır. Ancak kimi zaman ölümcül olabilecek büyük özürlere bile tanı konamayabilir. Major anomaliler denilen bu hastalıklara ultrason ile tanı konma oranı %89-98 arasındadır.

Rahim içindeki bebeğin duruş şekli de bebeği incelememiz için sınırlar oluşturur. Bu anlamda bebek pozisyonunun bize inceleme konusunda en büyük zorluk çıkardığı organlar yüz, omurga ve kalptir. Bu durumda bazen izleyen günlerde birkaç kez ultrason yapmak gerekebilir. Bebeğin pozisyonunu değiştirmesi konusunda ümit etmekten başka yapacak bir şey yok.

Bu arada cilt altında yağ dokusu ince olan zayıf hanımlara ve amniyon sıvısının bol olduğu zamanlarda mükemmel görüntüler alınabilir. Aksine kilolu hanımlarda ve amniyon sıvısı azlığı görüntü kalitesini ve tanı keskinliğini azaltır.

Her anormalliğin saptanabilme oranı farklıdır. Farklı organ sistemlerinde tanı konma oranları

  • Merkezi sinir sistemi anormallikleri %50-88, ciddi anormalliklerinde %92
  • Kafa yüz anormallikleri %18-25
  • Kas, iskelet sistemi anormallikleri %11-35, ciddi anormalliklerinde %73
  • İdrar yolları anormallikleri %47-69, ciddi anormalliklerinde %88
  • Mide barsak sistemi anormallikleri %45-52, ciddi anormalliklerinde %99
  • Kalp damar anormallikleri %20-30, ciddi anormalliklerinde %38

Son yıllarda ortaya çıkan anormalliklerin erken gebelik haftasında tanınması çabaları da erken haftalardaki tanı hatalarını artırmıştır.

Sonuç olarak ultrasonun güvenliği konusunda endişelenmeye gerek yoktur. Ancak ultrason ile bebeğin her hastalığına tanı konmasını da beklememek gerekir.

https://izmirkarsiyakakadindogummerkezi.com/ultrasonun-tani-keskinligi/

 

Posted in: