Neden Çocuk İsteriz

Üreme İsteği

İnsan, neslini sürdürme isteğiyle doğmuştur. Buna kimi zaman üreme içgüdüsü denir. Ancak neslini sürdürme isteği, üreme içgüdüsü ile açıklanamayacak kadar karmaşıktır. En azından hayvanların üreme içgüdüsünden farklıdır. Neslini sürdürme isteğinin biyolojik, psikolojik ve sosyolojik temelleri vardır.

İnsan, bir gün öleceğini bilen tek canlıdır. Aslında ölüm fikri, çok travmatiktir. Bu travmayı, ilk kez bir yakınını kaybeden çocukta görebilirsiniz. Bir daha yakınını hiç göremeyeceğini öğrenince ölüm kavramı ile tanışır.

Ölüm fikri ve yok olma korkusu, geride bir eser bırakma gereksinimini doğurur. İnsanın neslini sürdürme isteği de bu eser bırakma gereksiniminin bir yansımasıdır. Yani bir hayvanın üreme içgüdüsünden oldukça daha karmaşıktır.

Aile kuran bir çift, kısa süre sonra çocuk sahibi olmak ister. Aslında bu isteği tetikleyen bir faktör de toplumdur. Eğitim, kariyer veya özgürce yaşama isteği ile gebelik ertelense de çocuk yapma baskısı önce aileden, hatta anne babalardan gelir.

Günümüzde yaşayanların yarıya yakını planlanmamış gebelikler sonucu doğmuşlar. Yani, anne adaylarının yarısı hiç aklında yok iken gebe kalmış ve doğurmaya karar vermiş. Tüm hayatını etkileyecek bir değişiklik, senin planlamadığı bir anda gerçekleşmiş. Uzaktan, geniş perspektif ile bakınca bu durum çok inanılmaz gibi duruyor. Ama çocuk sahibi olmak o kadar kanıksanmış bir durum ki, beklemediği bir hamilelikle karşılaşan anne baba adayı, doğurma kararı vermekte zorlanmıyor.

İyi de insanlar nasıl oluyor da gebe kalıyor. Gelecek yazılarımızda bu soruya yanıt arayacağız.