Hikayeleri altı yıl önce Karayip denizinde seferlerini yapan bir gemide başladı. Henüz birinin 2.Kaptan diğerinin de 4.Kaptan olduğu gemide günler yoğun ve tempolu geçmekte ancak bulunan her fırsatta da gezme ve eğlenceden ödün verilmemekte idi. Deniz hayatının zorluklarını kelimelere dökmek gerçekten zor. Fırtınalı ve karanlık gecelerin, uçsuz bucaksız okyanusların, uykusuz saatlerin ardında beklenen bambaşka ülkelere ait limanların güzelliklerini yaşamak ise paha biçilemez. Aynı gün içinde kahvaltının Guatemala’da yapılıp akşam yemeğinin Honduras’ta yendiği, bir gün New Orleans sokaklarında gezilirken ertesi hafta Kolombiya veya Kosta Rika plajlarında yüzüldüğü günlerin çiftimizin birlikteliğinin başlamasında etkisi olmuştur şüphesiz.
Bahsettiğimiz bu günlerden yaklaşık bir sene sonra çiftimiz nişanlandı ve bunun da bir sene sonrasında evlendiler ve kariyerlerine el ele, son sürat dört sene daha devam ettiler. Bu süreçte dünyanın etrafını kaç kere dolandıklarını saymamışlardır muhtemelen ancak bu hızlı gidişata da bir dur demek değil mi? Bunu demek de küçük bir mucizeye nasip oldu.
Gülsüm’ün gemiden ayrılmasından bir hafta sonra limanda iken Ceyhun eşinden mutlu haberi aldı.
Böyle bir haberin vereceği mutluluğu da, bu haberi uzakta almanın yaratacağı duygu karmaşasını da tarife imkan yok. Gülsüm üç haftalık hamile idi. Sonrasında Ceyhun beş hafta daha sefere devam etmek durumunda kalacaktı. Zira gemi Hindistan limanına yanaşıp yükünü boşalttıktan sonra Brezilya’ya gidecek ve bu seyir 29 gün sürecekti.
Çift, hamileliğin sekizinci haftasında tekrar bir araya geldi ve doktorlarının değerli kılavuzluğunda bu süreci mutlu bir şekilde geçiriyorlar. Bazı eskiler der ki denizciden eş olmaz. Peki iki denizcinin evliliği söz konusu olduğunda durum ne olur? Bizce şahane oldu.