The post Gebeliğe Bağlı Olabilecek Belirtiler appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Ultrasonun bulunmadığı veya çok gelişmediği eski yıllarda gebelik tanısı koymak çok zor bir işti. Bu dönemde hamile olduğundan şüphelenen bir kadın doktora geldiğinde bu belirtilere bakılarak hamile olup olmadığına karar verilmeye çalışılırdı. Günümüzde neredeyse tamamen önemini yitiren bu konular, kadınlar arasında güncelliğini koruyor. Kadınlar bu belirtileri okuyup her ay gebelik testi yaptırır oldu. Oysa gebelik testinin pozitif olması bile gebeliğin kesin belirtisi değil, gebeliğe bağlı olabilecek bir belirtidir.
Bu, çoğunlukla eski elbiselerine sığamayan kadınların gebelik şüphesi ile biz doktorlara gelme nedenidir. Aslında karın çevresini genişleten nedenlerin arasında en sık görüleni kilo almadır. Diğer yandan bir anne adayının karın çevresinin artışı 3 aydan sonra farkedilir hale gelir. 3 ay öncesinde de barsak gazlarının artışına bağlı bir karın gerginliği vardır. Ama bu, karın büyümesinden ziyade karında şişkinlik hissine neden olur.
Bu belirti, anne adayının değil doktorun farkedebileceği belirtilerden biridir. İlk kez bulan hekimin adıyla Piskaçek belirtisi olarak adlandırılır. Rahim (uterus), bebeğin içinde büyüdüğü organdır. Normalde armut şeklinde ve armut büyüklüğünde olan bu organ, gebeliğin içinde büyümesi ile büyür. Büyürken kan dolaşımının artması ve hormonların etkisi ile gevşemesi sonucunda daha yumuşak hale gelir. Gebelik rahim duvarında bir bölgeye tutunur. Tutunduğu yer daha yumuşak ve daha şişkindir. Bu nedenle rahim elle vajinal yoldan muayene edildiğinde asimetrik şekilde hissedilir. Tarihi bir öneme sahip olan bu muayene bulgusu, yerini tamamen vajinal ultrasona bırakmıştır.
Rahim ile rahim ağzının birleştiği çizgiye istmus denir. Sanki rahim ağzı evin duvarı, rahim ise kapı gibi istmus bir menteşe şeklinde rahim ağzını rahime bağlar. Normalde sert olan istmus üzerinde rahim, rahim ağzına göre öne veya geri doğru dönük olarak durur. Kadınların yarısından çoğunun rahimi öne doğru dönüktür. Bu nedenle rahimin geri doğru dönük olması anormal sayılsa da sağlık açısından kötü bir etkisi yoktur. Rahim ile rahim ağzı arasındaki istmus, gebelik sırasında yumuşar ve rahim öne ve arkaya doğru rahatça hareket eder hale gelir. Yani menteşe yağlanmış olur. Bu belirtiye de bulan doktorun adına ithafen Hegar belirtisi denir. Bu belirti de vajinal ultrasonun bulunması ile unutulmuş ve tarihte yerini almıştır.
Rahim ağzı (serviks) de rahimin diğer bölgeleri gibi yumuşar. Aslında vajinal muayene ile en rahat farkedilebilen belirti budur. Çünkü vajinal muayenede en rahat temas edilebilen yer rahim ağzıdır. Bu belirti de bulan doktorun adı ile Godell belirtisi olarak adlandırılır. Bu belirti de diğerleri gibi tıp tarihinin tozlu sayfaları arasında kaybolmuştur.
Burada bahsi geçen rahim ağzı, vajinanın en derininde bulunan rahimin girişidir. Yoksa dış cinsel organ rengine bakıp gebelikten şüphelenmeye kalkmayın. Vücudun pek çok kısmında renk değişikliği olduğu gibi rahim ağzı (serviks) de renk koyulaşması ile gebeliği belli eder. Bu renk koyulaşması, diğer yerlerden farklı olarak rahimin kan akımının hızlanmasına bağlıdır. Kan akımının artması ile renk koyulaşmasına lividite adı verilir.
Muayene sırasında elle rahimin ara sıra sertleştiği farkedilir. Bu belirti Braxton Hicks kasılmaları olarak adlandırılır. Tahmin ettiğiniz gibi bu isim de bulan hekimin adıdır. Bu kasılmalar, gebeliğin erken haftalarında vajinal muayenede hissedilirken gebeliğin son aylarında karından da hissedilebilir.
Aslında elastikiyet yerine doğru kelime ballotmandır. Ancak bu kelimenin tam karşılığını bulamadım. Bu nedenle tarif edebilirim. Bebek, rahim içinde su içinde yüzmektedir. Su ile dolu bir rahim ön arkadan sıkıştırıldığında yanlara doğru genişler. Buna ballotman adı verilir. Rahimi büyüten en önemli neden myomlardır. Myom ile gebeliğin farklarından biri, gebelikte ballotman olduğu halde myomlarda olmaması, diğeri myom olan rahim sertleştiği halde gebe rahimin yumuşamasıdır.
Bu gerçekten çok ustalık isteyen ve çok geç farkedilebilen bir belirtidir. Rahimin üst, alt veya yanlardan sıkıştırılması ile bebeğin kol bacakları ve başı farkedilebilir. Bu gün farketmektense ultrasonla görmeyi tercih ediyoruz.
Aslında gebelik testlerini ayrı bir başlık altında yazdım. Ama burada kısaca belirtmek istedim. Gebelik testlerinin pozitif çıkması kesin bir gebelik belirtisi değildir. Özellikle idrar testleri pek çok şeyden etkilenebilir. Kan testlerinde bile alınan ilaçlar ve farklı hormon bozuklukları gebelik testini pozitif çıkarabilir. Sonuçta gebelik testi ile bakılan, hCG hormonudur. hCG, protein yapılı bir hormondur ve özellikle menopozda ve polikistik over sendromunda yükselen LH hormonuna yapı olarak çok benzer. Diğer yandan hCG hormonu ,çeren veya vücutta hCG hormonunu artıran pek çok ilaç da gebelik testinin yanlışlıkla pozitif çıkması ile sonuçlanabilir. Özellikle de test erken yapıldığında gebelik olduğu halde test negatif bulunabilir.
The post Gebeliğe Bağlı Olabilecek Belirtiler appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>The post Gebelikten Şüphelenmenize Neden Olan Belirtiler appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>Gebelikte östrojen, progesteron ve hCG hormonlarının seviyesi artar
Düzenli adet gören, üreme çağındaki bir kadında, beklenen adetin gecikmesi gebeliğin ilk habercisidir.
Artan hCG hormonu adet görmeyi engeller
Üreme çağında bir kadın adet kanamasının geciktiğini söylüyorsa akla ilk gelen gebelik olur. Ancak adet kanaması beklediğinize göre 1 hafta gecikmeden test peşine düşmeyin. Ömrünüz boyunca kısa süreli onlarca gecikme yaşamışsınızdır. 1 haftadan kısa süreli gecikmelerin çok azı gebelik ile ilişkilidir. Bazen de beklediğiniz adet tek gün sürer ve bir damla olur. Bu, yerleşme kanaması (implantasyon kanaması) olabilir. Adet kanaması, alıştığınızdan daha az ve kısa süreli olursa gebelik testi negatif bile olsa doktorunuzu görmelisiniz.
Gebe kaldığınız andan itibaren birçok gebelik belirtisi oluşmaya başlar. Ancak bu belirtilerin gebeliğe ilişkin olabileceğini daha sonra fark edersiniz. Bu değişiklikler önce artmaya başlayan progesteron ve östrojen hormonuna, daha sonra insan koryonik gonodotropin hormonuna (hCG) bağlıdır.
Adet kanamanızın beklediğiniz zamanda olmaması en bilinen ve ilk karşılaşılan gebelik belirtisidir. Diğer bir deyişle, adet gecikmesi olmadan önce hissettiğiniz hiç bir belirti gebe olduğunuzu düşündürmez. Döllenmeden iki hafta sonraki günler anne adayının adet olması gereken günlerdir. Bu tarihte artan hCG hormonu adet görmenizi engeller. Fakat her adet kesilmesi gebelik anlamına gelmeyeceği gibi bazen de gebe olduğunuz halde kanamalar olabilir. Gebelik dışında stres yaratan durumlar, sınav, yolculuk, sevdiğiniz birinin kaybı gibi birçok durum adetinizin gecikmesine neden olabilir. Adet kanamasının 1 haftaya kadar gecikmeleri normal kabul edilir. Yani son adetinizin başladığı günden itibaren 35 gün geçene kadar gebelik şüphesine kapılmayın. Birkaç günlük gecikmelerde hemen gebelik testlerinin peşine düşmemelisiniz. Bir haftadan daha uzun süreli gecikmelerde gebe olup olmadığınızı öğrenmek için muayene olmalısınız.
Göğüslerdeki değişiklikler genellikle gebeliğin erken belirtilerindendir. Memenizde hassasiyet (gerginlik) ve sızlama (ağrı) şeklinde değişiklikler olur. Ancak bu belirtiler genellikle adet öncesi dönemdeki rahatsızlıklar ile karıştırıldığı için gebelik belirtisi olabileceği aklınıza gelmez. Adet öncesinde de göğüslerde gerginlik ve sızlama olduğundan adet kanaması 1 hafta gecikene kadar bu belirtiye bakarak gebelikten şüphelenmek doğru değildir.
Gebeliğin başında artmaya başlayan progesteron hormonu annede sakinleştirici ve tansiyon düşürücü etkiye sahiptir. Ayrıca gebeliğin oluşması ile artan metabolizma için gerekli olan enerjiyi, annenin var olan enerji yedekleri karşılayamaz. Bunun sonucunda yorgunluk hissedip sık sık uyumak isteyebilirsiniz. Bu durum tamamen doğaldır ve kendinize dinlenme için zaman ayırmanız gerekir.
Yorgunluk ve uyuklama tamamen doğaldır
Gebeliğin oluşması ile beraber genellikle annelerde kokuya hassasiyet başlar. Her kadında olmamakla birlikle daha önceden hiç rahatsızlık oluşturmayan hatta hoşlandığınız kokulara karşı bile rahatsızlık duyabilirsiniz. Bu durum hatif olduğu sürece normaldir. Ancak beslenmenizi olumsuz yönde etkiliyorsa, önemli olabilir. Doktorunuz ile bu konuyu görüşmelisiniz. Bu koku hassasiyetinin neden ve nasıl ortaya çıktığını bilmiyoruz. Ancak koku hassasiyeti sizi bazı besinlerden uzaklaştırabilir. Bu da doğanın zararlı yiyeceklerden kaçınmak için size sunduğu bir önsezi olabilir. Neden olmasın?
Hafif koku hassasiyeti normaldir
Hamilelikte iştah ve tat alma değişiklikleri her kadın için farklıdır. Genellikle hamileliğin ilk üç ayında iştahta bir azalma görülür. Bunun nedenleri hormonlarınızda oluşan değişikliklerdir. Artan progesteron hormonu mide ve bağırsak çalışmasını yavaşlatır. Bunun sonucu olarak geç acıkırsınız. Ayrıca yavaş çalışan bağırsaklarınız nedeniyle oluşan şişkinlik az şey yemenize rağmen tokluk hissi duymanıza neden olur. Tükürük salgınızdaki değişiklikler de tat alma duyunuzun etkilenmesine neden olur. Bunun sonucu olarak bazı yiyecekleri yemek istemeyebilir, bazılarını aşırı derecede arzulayabilirsiniz. Adet öncesi hissedilen tatlı ve çikolata isteği gebeliğin ilk haftalarında da ortaya çıkabilir. Siz yine de çok kilo almamaya çalışın.
Genellikle ilk üç ayda iştah azalması görülür. Tükrük salgısında artış olması normaldir
Özellikle gebeliğinizin ilk aylarında (bu süre genellikle ilk 3 aydır), sabah yataktan kalktığınızda bulantı ve bazen de kusmanız olabilir. Bu en erken gebelik belirtilerinden biridir. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte artan hormonların etkisinin rol oynadığı ve vücudun gebeliğe uyum tepkisi olduğu düşünülmektedir. Bulantı çoğunlukla adet kanaması 2 hafta geciktiğinde başlar.
Erken gebelik belirtilerinden biri de bulantıdır
Artan progesteron ve hCG hormon düzeyleri nedeniyle böbreklere giden kan miktarında ve idrar üretiminde artma olur. Diğer yandan giderek büyüyen rahim idrar torbasına baskı yaparak torbanın idrar toplama kapasitesini azaltır. Bunların sonucu olarak daha sık idrar yapma ihtiyacı duyabilirsiniz. İdrar torbanızda az miktarda idrar toplansa bile idrar yapma ihtiyacı duyar ve sık sık tuvalete gidersiniz.
Artan hormon düzeyleri ve büyüyen rahimin baskısı sık idarara çıkmaya neden olur
Gebelikte östrojen hormonunun fazla salgılanmasına bağlı olarak, vajinal akıntı artar. Akıntı, yumurta akı kıvamında ve kokusuzdur.
Vücudun; koltuk altı, yüz, göbek çevresi, meme başı çevresi, göbek altı orta hat, vajina cildi gibi bölgeleri hormonların etkisiyle koyulaşır.
The post Gebelikten Şüphelenmenize Neden Olan Belirtiler appeared first on İzmir Karşıyaka Kadın Doğum Merkezi.
]]>