Cinsel İsteksizlik Olgusunda Nelere Bakarız

Cinsel istek azalması nedeniyle gelen bir kişide üç konuya dikkat ederiz. Kişinin genel sağlık, psikoloji ve cinsellikle ilgili anlattıkları.

Gerçekten Cinsel İstek Azlığı mı?

Öncelik, kişinin cinsel istek azlığı bulunup bulunmadığının ortaya konmasıdır. Pek çok farklı durumda kişiler cinsel istek azlığı sorunu le başvurabilir. Özellikle erkeklerde cinsel işlev bozukluğu olan kişiler cinsel isteklerinin az olduğunu ifade eder. Örneğin ereksiyon sorunu yaşayan bir erkek cinsel isteğinin olmadığını söyleyebilir. Kimi zaman evlilik ilişkisinin kötü gitmesi de cinsel isteksizlik olarak yansıyabilir. Diğer yandan bazen farklı sorunlar olarak gelen olgularda cinsel isteksizliğe rastlanabilir. Örneğin geceleri çok erken uykusunun geldiğini ifade eden bir kadın aslında azalmış cinsel istek hastası olabilir. Aslında en zor olanı da bunlardır. Kişi kendisi sorununun farkında değil ve çözmek isteği yok ise bizin de yardımımız olmayacaktır.

Azalmış cinsel istek bozukluğunda cinsel etkinlik başlarsa bir işlev bozukluğu yaşamaz. Buna karşın, azalmış cinsel istek başka bir cinsel işlev bozukluğunu örtmek için kullanılabiliyor da olabilir. İstek eksikliği cinsel ilişki sıklığının azalması, partnerin çekici olarak görülmemesi ya da açık olarak isteksizlik yakınması şeklinde ifade edilebilir. Hastada cinsellikle ilgili düşüncelerin ya da fantezilerin çok az olduğu ya da hiç olmadığı, cinsel içerikli uyaranlara karşı tepkinin az olduğu ve cinsel deneyim başlatmada ilginin az olduğu görülür.

Cinsel istek bozukluklarının tedavisi yüksek oranda eşlik eden diğer cinsel işlev bozuklukları (%41) tarafından güçleştirilmektedir.

Cinsel İstek Azlığı Primer mi Sekonder mi?

Olgunun cinsel istek azlığı olduğunu netleştirdikten sonraki işimiz bu durumun primer mi yoksa sekonder mi olduğunu belirlemektir. Normal bir insanın cinsel isteği ergenlikten itibaren belirgin hale gelir. Ergenlikten beri hiç bir zaman cinsel istek hissetmemiş olan bir kişide isteksizlik primer, geçmişte cinsel isteği normal olduğu halde sonradan azalan bir kişide ise isteksizlik sekonderdir.

Primer Cinsel İstek Azlığı

Ergenlik çağında bile cinsel isteğin olmadığı bu kişilerde sıklıkla cinsel tabular önemli rol oynar. Toplumsal kültür, cinsel isteği şiddetle etkiler. Cinselliğin yasaklandığı toplumlarda suçluluk, dinlerde günah kavramı, cinsel istekte azalmaya neden olabilir. Doğal olarak bu tip toplumlarda cinsel eğitim de verilememektedir. Cinsel eğitimin yetersiz olması, cinsellikle ilgili yanlış inanç ve beklentilere neden olur.

Toplumumuzda; kadınların cinsellikten zevk alması, mastürbasyon yapması, cinsel fantaziler kurması, sevişmeye etkin olarak katılması ve cinsel etkinliği başlatması; ayıp, yasak ve günah olarak kabul edilmektedir. Bu ortamda büyüyen genç kızlar, cinsel güdülerini bastırmaya ve cinsel etkinlikleri kafasından silmeye çalışır. Kısacası ergenlik yaşında tanışması gereken cinselliğe karşı yabancılaşır. Buna, görücü usulü evlilikler de eklenince kadının cinsel istek duyması beklenemez. Diğer yandan toplum kadındaki cinsel istek azlığını normal kabul ettiğinden kadın çözüm genellikle çözüm arayışına da girmeyecektir.

Sekonder Cinsel İstek Azlığı

Cinsel İşlev Bozukluklarının Üzerine Eklenen Cinsel İstek Azlığı

Uyarılma bozukluğu ve orgazm bozukluğu sık görülen cinsel işlev bozukluklarıdır. Bu cinsel işlev bozukluklarını sık sık yaşayıp çözüm bulamayn bir kadın cinsellikten soğuyup uzaklaşabilir. Bu durumda cinsel işlev bozukluklarına bağlı cinsel istek azalması görülebilir.

Yaş ve Diğer Biyolojik Faktörler

Bir diğer önemli konu yaş faktörüdür. Yaşlanma ile birlikte vücutta meydana gelen pek çok anatomik değişikliğe ek olarak cinsel işlevde bozulma ve cinsel istekte azalma da  ortaya çıkar.

Yaşlanma, gebelik, menopoz gibi durumlar da cinsel istekte değişikliklere yol açabilmektedir. Menopozun cinsellik üzerinde olumsuz etkileri vardır. Menopoz sonrası dönemdeki kadınların  en sık bildirdikleri cinsel problem azalmış cinsel istektir. Menopoz sonrası dönemdeki kadınların %40-50’sinin azalmış cinsel istek yaşadığı, oysa menopoz öncesi kadınlarda bu oranın %15-25 olduğu bildirilmektedir.

Çalışmaların çoğu cinsel isteğin yaşla birlikte hem kadın hem de erkeklerde azaldığını göstermiştir. Ancak ilginç olarak cinsel istek azalmasından yakınma derecesi de yaşla birlikte azalmaktadır. Cinsel istekte cinsiyete göre de değişiklikler olmaktadır. Erkekler cinsel ilişkiyi, partneri ile yeniden ilişki kurma ve yakın olmanın yolu olarak görürken, kadınlar cinsel ilişkiyi duygusal yakınlığın sonucu olarak algılamaktadır (en azından uzun süreli ilişkilerde).

Psikolojik Faktörler

İstek azlığı ayrıca kronik stres, anksiyete, psikolojik travma ya da depresyon sonucunda gelişebilir. Cinsel istek azalması, depresyonun bir belirtisi olabilir. Diğer yandan depresyon için kullanılan ilaçlar da cinsel istek azalmasına neden olabilir. Depresyon ilaçla tedavi edildikten sonra da bir süre ilaç kullanılmaya devam edeceğinden istek azlığı bir süre daha devam edecektir.

Birliktelik Sorunları

Cinsel istek ilişki ile ilgili faktörlerden de etkilenebilmektedir. İstek sorunları ilişkinin kötüye gittiğiyle ilgili bir işaret olabilir.

Cinsel istek azlığı ile başvuran bir kişide mutlaka birlikteliğin durumu sorgulanmalıdır. Mutlu bir birlikteliğin olmadığı ve cinsel yaşam ile ilgili zorlamaların bulunduğu bir ilişkide cinsel istekten bahsedilemez. Özellikle kadınlarda mutsuz bir ilişki, cinsel isteksizlik şeklinde kendisini gösterir.

Azalmış cinsel istek sorunu olamayan kadınların %91’i partneri ile iletişimlerini iyi olarak nitelendirirken, azalmış cinsel istek grubunda bu oran %35 bulunmuştur. Ancak evlilik uyumunda belirgin bir sorun olmadan da azalmış cinsel istek bozukluğu olabilir.

İlaç Yan Etkileri

Son yıllarda kullanımı giderek sıklaşan pek çok ilacın cinsel istekte azalmaya neden olduğu bulunmuştur. Bu nedenle cinsel istek azalması nedeniyle doktora giderken, son zamanlarda sıkça kullandığınız ilaçların bir listesini hazırlamanızda yarar var.

Posted in: