Gebede Kızamıkçık

Hastalığın latince adı küçük kırmızı anlamına gelen rubelladır. Hastalık ilk kez bir Alman tarafından tanımlandığı için Alman kızamığı olarak adlandırılmıştır.

Kızamıkçık, gebelikte geçirildiğinde bebeğe zarar verdiği gösterilen ilk hastalıktır. 1940 yılındaki büyük kızamıkçık salgını sonrası, 1941 yılında Avusturalyalı göz doktoru Norman Gregg pek çok bebekte doğuştan katarakt gördüğünü bildirdi. Gebelerde kızamıkçığın tehlikesi de böylece ortaya çıkmış oldu.

Kızamıkçık, sadece insanlarda hastalık yapar. Grip gibi solunum sistemi ile bulaşır. Aşı uygulamaları öncesinde Rubella tüm dünyada yaygındı ve her 4-7 yılda bir salgın yapardı. Aşı uygulanmayan yerlerde gebelik yaşlarındaki kadınların %15-20’si kızamıkçığı geçirmiş ve bu sayede bağışıklık kazanmıştır. Kızamıkçık aşısı yapılmayan ülkelerde özellikle okula giden çocuklar anneleri için risk oluşturur. Düzgün aşılama yapılan ülkelerde kızamıkçık sıklığı çok azalmıştır. Ancak kaçınılmaz bir şekilde gelişmekte olan ülkelerde kızamıkçıktan etkilenmiş bebekler görülmektedir. 2003 yılında tüm dünyada 100.000’den fazla kızamıkçıktan etkilenmiş bebek doğduğu tahmin edilmektedir.

Rubella çocuklarda hafif geçerken erişkinlerde daha ağır seyreder. Hastalık belirtileri, hastalığın bulaşmasından 2 hafta sonra ortaya çıkar. Bebeğe geçiş ise bulaşmadan 1 hafta sonra, belirtilerin ortaya çıkmasından 1 hafta öncedir. Kızarıklıklar yüzde başlayıp vücuda yayılır. Lenf bezleri şiştir. Ateş görülür. Eklem ağrıları erişkinlerde daha çok görülen bir belirtidir. Bazen Hiçbir belirti görülmeyebilir.

Çocuğunuzda kızamıkçık belirtileri başladıysa 1 hafta daha virüsü yaymaya devam edecektir. Gebelik oluşumundan önce geçirilen enfeksiyon bebek için risk oluşturmaz. Kızamıkçık, gebeliğin ilk 12 haftasında geçirilirse bebekte enfeksiyona neden olma riski %80’dir. Enfeksiyon oluşan bebeklerin %85’inde sorunlar oluşur. Gebeliğin 12 haftasından sonra bebeğin riskleri belirgin bir azalma gösterir. Annede enfeksiyon belirtisiz geçiyorsa bebeğin riski daha azdır. Anne karnında geçirilen kızamıkçık bebeğin üç organında soruna neden olur, kalp, göz ve kulak.

Kızamıkçık olgularının yaklaşık yarısı belirtisiz geçer. Bu yüzden laboratuar testlerine ihtiyaç vardır. Laboratuvar testleri, kızamıkçık bağışıklığını gösterir. Tetkikler, hastalık belirtilerinden 5 gün sonra pozitifleşmeye başlar ve 6 hafta pozitif kalır.

Gebelikte geçirilen her kızamıkçık enfeksiyonu bebeğe geçmez. Bebeğe geçen her kızamıkçık bebekte hasar oluşturmaz. Bu yüzden bebekte etkilenme olup olmadığını saptamak önemlidir. Bu amaçla ultrason incelemesi, amniosentez, kordosentez ve koryon villus örneklemesi kullanılabilir. Bebek etkilenmiş olsa bile ultrason bulguları normal olabilir. Üstelik var olan ultrason bulguları hastalığa tanı koydurucu özellikte değildir.

Bağışıklığı olmayan bir gebe kızamıkçık enfeksiyonuyla karşılaştığında kızamıkçık serumu verilmesi önerilir. Ancak bu tedavi bebekte enfeksiyonu ve hasar oluşumunu önlemediğinden erken gebelikte kızamıkçık maruziyeti olması durumunda serum tedavisi uygulanmaz.

Kızamıkçık aşısı zayıflatılmış canlı bir aşıdır ve gebelikte uygulanmaz. Tek doz aşı sonrası uzun süre hatta hayat boyu devam eden bağışıklık oluşur. Aşılanma sonrası gebe kalmak için 3 ay geçmesi gerekir. Gelişmiş ülkelerde aşılama programları ile hasarlanmış bebek vakaları yok denecek kadar nadirdir. Gebelik öncesi annenin kızamıkçık bağışıklığına bakılmalı ve bağışıklık yok ise aşılama programı uygulanmalıdır.