Balık Yağı

Yağların Kimyasal Yapısı

Yağlar, bir ana gövde ve bu gövdeye bağlı üç yağ asidinden oluşur. Yağa özelliğini veren, yağ asidleridir. Barsaklarda yağı oluşturan her yağ asidi molekülü ayrılır ve bu şekliyle vücuda emilir.

Yağ asidi, yan yana karbon atomlarından oluşur. Her bir karbon atomu, dört elektron bağı ile bağlanır. Karbon atomları arasında tek elektron paylaşılırsa, boş kalan elektronlar, hidrojen ile bağlanır. Karbon atomları arasındaki bağlar, alfa, beta,… gibi latince harflerle simgelenir. Omega bağında iki karbon atomu birbirine iki elektron paylaşarak bağlanmış ise bu yağ asidine omega doymamış yağ asidi denir. İki karbon arasında tek bağ olursa her iki karbon birer taneden iki tane hidrojen alarak doymuş yağ asidine dönüşür.

Ana gövdeye bağlı yağ asidleri, 1, 2 ve 3 olarak numaralanır.

Ayrıca yağ asidi zinciri uzunluğu ve yapısına göre bir ad alır. Örneğin docosahexaenoic asid DHA ve eicosapentaeenoc asid EPA olarak adlandırılır.

Üçüncü yağ asidi DHA olup, omega bağı seviyesinde iki elektron paylaşarak bağlanmış ise buna omega 3-DHA adı verilir. Balık yağı, uzun zincirli omega-3 yağ asidleri içerir.

Gebelikte Yağ Asidleri

Gebelikte omega-3 yağ asidi alınmasının yararları

  • Erken doğum riskini azaltır. Düşük doğum ağırlığını önler.
  • Gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) riskini azaltır.
  • Hamile ve doğum yapmış kadınların ruh sağlığını düzenlemede yardımcı olur, doğum sonrası depresyonu oluşumu riski ve hafıza problemlerini azaltır.
  • Bebeğin göz, beyin ve sinir sisteminin düzgün gelişimi üzerinde olumlu etkiler yapar.
  • Bebeğin mental, motor, kognitif ve nörolojik gelişimini olumlu yönde etkiler.
  • Bebeğin sağlıklı bağışıklık sistemi gelişimini destekler.
  • Çocukluk çağı allerjik hastalıklarını azaltır. Dermatit, egzema ve astım gibi atopik hastalıkların görülme riskini azaltır.
  • Kalp, dolaşım sistemi, metabolizma ve eklemler için de yararlı olduğuna dair çalışmalar devam etmektedir.

EPA ve DHA, esansiyel yağ asidleridir. Yani anne vücudunda üretilmez ve dışarıdan alınması gerekir. Bu yağ asitleri hücre zarının yapı taşıdır, sinir hücresi ve retina sağlığı için önem taşır. Fetus yağ asidi gereksinimini anneden karşılar.

Yapılan araştırmalara göre gebeliğin 26. haftasından sonra bebek kanında doymamış yağ asidlerinin konsantrasyonu artar ve doğum sonrası iki yıl yüksek kalır. Genellikle annenin kaynakları bebeğe gerek gebelik gerekse süt ile besleme sırasında yeterlidir.

Bebeğin DHA gereksinimi özellikle son üç ayda artar.

Kısa aralıklarla gebe kalan anne adaylarının doymamış yağ asidleri konusunda yetersizlikleri sözkonusu olabilir. Anne adayı günde 200 mg DHA içerikli doymamış yağ asidi almalıdır. Standart bir beslenme düzeninde günlük 300-600 mg DHA alınır. Balık, DHA ve diğer doymamış yağ asidleri için iyi bir kaynaktır. Anneye EPA ve DHA takviyesi yapıldığında fetus kanında ve annenin sütünde EPA ve DHA miktarı artar.

Doymamış yağ asidleri hamilelik ve emzirme döneminde hem annenin sağlığı, hem de bebeğin gelişimi için önem taşır. Doymamış yağ asidlerinden bazıları besinlerde az bulunduğu için ilaç olarak tüketilmesi önerilir.

Dünya sağlık teşkilatı tarafından gebelikte mutlaka alınması gereken besin takviyeleri arasında bulunmamakla birlikte balık yağ kapsül veya şuruplarının içilmesi olumlu etkiler sağlayabilir.

Balık Yağı Üretimi

Esansiyel yağ asidleri için ana kaynak, yağlı soğuk deniz balıklarıdır.

Balık yağı ilaçları, kutup morinosu (skrei), Peru ançuezi ve Pasifik sardalyasından elde edilir. Günümüzde altın standart, arktik morino balığı karaciğeri yağıdır. Balıkların avlandıktan sonra kısa sürede işlenmelidir.

İlaç olarak alınan yağ asidlerinin alımında toksisite konusunda standartlara uyan preparatların seçilmesi önem taşır.

Bir balık yağı ilacı aldığınızda üzerinde WHO (Dünya sağlık teşkilatı), NMS (Norveç tıbbi standardı), EPS (Avrupa farmakope standardı), CRN (sorumlu beslenme konseyi) ve GOED (EPA ve DHA omega 3 global teşkilat standardı) yazıları bulunur. Bu standartlar, kaliteyi garantilemekte ve peroksitler, ağır metaller, diyoksinler ve PCB (poliklorinat bifenil) paylarını belirleyerek tüketiciyi korumaktadır.

Yağ molekülündeki ana gövdenin gliserol olması, yağın trigliserid olmasını sağlar. Balık yağı ilaçlarının trigliserid formunda olması tercih edilmelidir. Eil ester yapılı balık yağlarının kullanılması tavsiye edilmez. Etil ester yapılı yağlar vücut için zararlı değildir. Ancak emilimi tam gerçekleşemediğinden yararlı olmaz.

Balık yağlarında toksik madde oluşumunu önlemek için yağ asidlerinin saflaştırılması (moleküler damıtma) ve ilacın üretimi sırasında su ve kil filtreleri ve enzimatik damıtma uygulanırken kimyasallardan ve aşırı ısı kullanımından sakınılmalıdır.

Balık yağı, oksitlenip peroksit oluşturarak tazeliğini yitirir. Ürünün tazeliği, balık yağı kullanmakla ilgili en sık rastlanan itirazlar olan balık kokusu, tadı ve ağızda kalan kötü tad sorunlarını ortadan kaldırır. Oksitlenmeyi önlemek açısından balık yağı ilacı üretimi sırasında oksijensiz ortamda enzimatik saflaştırma temin edilmelidir. Saflaştırma sırasında oksijenden korunurken nitrojen ortamı kullanılmalıdır. Yukarıda bahsettiğim standartlara göre balık yağının 1 kilosunda 10 mEq’dan fazla peroksit bulunmamalıdır.

Balık yağının oksitlenmesini önlemek için stabilizatörler kullanılır. Stabilizatörlerin hem oksidasyonu önlemede başarılı, hem de doğal olması gerekir.

Ağır metaller, açık deniz balıkçılığının önemli sorunlarından biridir. Özellikle kurşun ve cıva önem taşıyan ağır metallerdir. Standartlar gereği 100 ppb’den fazla bulunmamalıdır.

Diyoksinler, standartlar gereği 2 ppt’nin altında olmalıdır.

PCB’lerin de 3 ppt altında olması önerilir.

Yağ Asidlerinin Öğrenmeye Etkisi

Bazı yağ asidleri, beyin-göz gelişimi, koordinasyon, öğrenme yeteneği, hafıza ve konsantrasyonda önemli rol oynar.

Yağ asidleri, beyin ve gözün kuru ağırlığının %30’unu oluşturur. Buna karşın tipik bir beslenme rejimi uzun zincirli yağ asidlerini içermez. Diğer yandan günlük hayatta aldığımız yağ asidlerinin çoğu doymuş olanlardır.

Beynin normal işleyişine olduğu kadar nörolojik gelişim, psikiyatrik ve gelişimsel bozukluklarının oluşmasında da yağ asidlerinin önem taşıdığı üzerine yapılan araştırmalar gün geçtikçe artmaktadır.

Araştırma konuları

  • Çocukluk çağında öğrenme: 4 yıl süre ile takip edilen 329 gebede yeterli DHA alımıyla 36-48 aylık bebeklerin IQ skorlarının yaşıtlarına göre daha iyi olduğu bulunmuştur.
  • Davranış bozuklukları
  • Ruhsal hastalıklarının gelişimi
  • Nörodejeneratif bozukluklar

Kaynakça

  1. European Association of Perinatal Medicine
  2. International Federation of Placenta Associations
  3. Diabetic Pregnancy Study Group
  4. Perinatal Lipid Intake Working Group
  5. European Society for Clinical Nutrition and Metabolism